105. YILDÖNÜMÜNDE SULTANAHMET MİTİNGİNİN ANLAMI: İZMİR’İN İŞGALİNE TÜRK MİLLETİNİN CEVABI

Turk DEGS
Yazan: Turk DEGS
6 Dk. Okuma
6 Dk. Okuma

23 Mayıs 1919 Sultanahmet Mitingi, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinin sesi olarak tarihe geçen olaylardan biridir. Birinci Dünya Savaşı’nın sonunu getiren antlaşmaların ortaya çıkması için 18 Ocak 1919’da toplanan Paris Barış Konferansı’nda Yunan lider Venizelos, İngiltere Başbakanı Lloyd George’un destekleri ile İzmir’in işgal edilmesi iznini almıştır. 15 Mayıs 1919’da ise Yunan askerleri İzmir’e girmiş ve sonrasında bu işgale tepki olarak millî direnişi simgeleyen ard arda büyük protesto mitingleri yapılmaya başlanmıştır. 23 Mayıs 1919’da Sultanahmet Meydanı’nda gerçekleştirilen miting, Türkiye’nin Kurtuluş Savaşı’na giden süreçte önemli bir harekettir. Bu miting, aynı zamanda İstanbul halkının işgale karşı duyduğu öfkeyi ve milli bilincini sergileyen bir gösteridir.

İzmir’in Yunan kuvvetleri tarafından işgali, sadece İzmir halkını değil, tüm Anadolu’yu ve Osmanlı İmparatorluğu’nun diğer bölgelerini derinden etkilemiştir. 15 Mayıs 1919’da İzmir’in işgalinin, Türk milletinin egemenlik ve özgürlük mücadelesini başlatan bir dönüm noktası olarak mühim bir etkisi olmuştur. Mondros Mütarekesi’nin maddeleri içerisinde bahsedilen işgalin nasıl olacağını İzmirliler birebir yaşarken İzmir’de çektikleri fotoğrafları gazetelerde yayınlayan muhabirler aracılığıyla bütün Anadolu haberdar olmuştur. İşgalci güçlere karşı halkın tepkisi olan mitingler, Milli Mücadele’nin birlik ruhunun bir yansıması olmuştur. Bu mitingler içerisinde en büyüklerinden biri 23 Mayıs 1919’da Sultanahmet Meydanı’nda gerçekleştirilen mitingdir. Bu miting, halkın İzmir’in işgaline karşı tepkisini ve ulusal bağımsızlık mücadelesine olan inancını simgeleyen büyük bir protesto gösterisi olmuştur.

23 Mayıs Sultanahmet Mitingi, işgalin ardından İstanbul halkının bilinçlenmesi ve millî direnişi güçlü bir şekilde ifade etmesi açısından mühimdir. İstanbul’un farklı semtlerinden ve çevre bölgelerden gelen geniş bir halk kitlesi, Sultanahmet Meydanı’nda toplanarak İzmir’in işgalini protesto etmiş, İzmir’in işgaline karşı duyulan tepki dile getirilmiştir. İşgalin sadece İzmir’i değil, tüm Anadolu’yu tehdit ettiğini ve bu tehlikenin yalnızca Osmanlı İmparatorluğu’nun değil, Türk milletinin tümünün geleceğini tehdit ettiğini vurgulamıştır. Bu mitingde, vatanın bütünlüğü ve bağımsızlıkkonuları en çok vurgulanan kavramlar olmuştur.

Sultanahmet Mitingi’nin konuşmacıları,  genel itibariyle konuşmalarında İzmir’in işgalinin Türk milletinin onuruna ve egemenliğine yapılmış bir saldırı olduğunu belirterek, işgale karşı bir direniş hareketinin başlatılması gerektiğini ifade etmişlerdir. Rauf Bey, Sultanahmet Mitingi’ndeki konuşmasında, İzmir’in işgalinin sadece bir şehrin işgali olmadığını, aynı zamanda Türk milletinin her bir ferdini ve tüm şehirlerini tehdit eden bir durum olduğunu vurgulamış ve halkı birleşmeye çağırmıştır. Bilhassa halkın millî şuurla hareket etmesinin gerekliliğine değinmiş, işgale karşı duyulan öfkenin ve mücadelenin önemli olduğunu belirtmiştir. Hasan Fehmi (Gürer) ise, İzmir’in işgali karşısında halkı direnmeye çağıran bir konuşma yapmış, Osmanlı hükümetinin etkisiz kalmasını eleştirerek, halkın kendi kaderini belirleme hakkı için harekete geçmesi gerektiğini ifade etmiştir. Sultanahmet Mitingi başta olmak üzere İstanbul’daki mitinglerde konuşmalarıyla âdeta mücadelenin sesi olacak Hüseyin Cahit (Yalçın) ise, dönemin önde gelen gazetecilerinden ve yazarlardan biri olup, aynı zamanda Türk milliyetçiliği hareketinin önemli isimlerinden biriydi. Mitingde yaptığı konuşmada, Osmanlı hükümetinin işgale karşı tepkisizliğini eleştirmiş, Türk halkının işgale karşı birleşmesi ve direnişe geçmesi gerektiğini belirtmiştir.

Sultanahmet Mitingi, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinin başlıca simgelerinden birisi olmuştur. Bu miting, sadece bir protesto değil, aynı zamanda Türk milletinin zor zamanlarda kenetlenmeye ve bağımsızlık mücadelesine katılmaya hazır olduğunu gösteren bir olay olmuştur.

İzmir’in işgali başta olmak üzere tüm işgallere karşı Türk milletinin tepkisine dair mitingler, 15 Mayıs’ın hemen ertesi günlerde Mayıs ayı içinde İstanbul başta olmak üzere yurdun farklı yerlerinde gerçekleştirilmiştir. Bu mitinglerin konuşmacıları arasında yer alan kadınlar da seslerini tüm dünyaya duyurup işgalin durdurulmasına çalışmışlardır. Halide Edip bu mitinglerden birinde:  “Hanımlar! Bugün elimizde top. tüfek denilen alet yok; fakat ondan büyük, ondan kuvvetli bir silahımız var: Tüfek ve top düşer, hak ve Allah bakidir. Topun yüzüne tükürecek evlatlar ve analar, kalbimizde ise aşk, iman ve milliyet duygusu var. Biz dünyada millet sınıfına lâyık bir millet olduğumuzu, erkek, kadın, hatta çocuklarımıza kadar ispat ettik” sözleriyle; bu savaşın milletin her ferdinin savaşı olduğunu belirtmiştir.

30 Mayıs 1919’da ikinci Sultanahmet Mitingi’nde konuşan Nakiye (Elgün) Hanım ise,  “Efendiler! Fatih’in, Selim’in, Süleyman’ın mezarını, ecdadının ebedî âbideleri olan camileri, türbeleri bırakıp çıkacak içinizde bir erkek var mıdır? Ben tasavvur etmiyorum, çıkmayacaksınız, bırakmayacaksınız. Biz de daima sizinle beraber olacağız… Önümüzde açık iki yol var: Biri, tarihimize şanımızla devam etmek, diğeri gözlerimizle beraber tarihimizi de kapayıp ebediyete götürmektir.” diyerek mücadeleden vazgeçilmeyeceğini ifade etmiştir.

            23 Mayıs Sultanahmet Mitingi, İzmir’in işgali sonrasında İstanbul’da düzenlenen ve Türk milletinin dünya kamuoyuna sesini duyurma çabasıdır. Bu miting, Türk halkının bağımsızlık mücadelesine olan inancını ve kararlılığını daha da perçinlemiş, halkın işgale karşı duyduğu öfkeyi haykırdığı bir yer olarak Sultanahmet Meydanı, simgeleşen yerlerden biri olmuştur. Yüzyıllardır bağımsız yaşayan ve bağımsızlık âdeta karakter özelliği olan Türk milletinin özgürlüğü ve bağımsızlığı için mücadele etme kararlılığını bir kez daha göstermiştir. 105 yıl önce gerçekleştirilen bu miting, Türk halkının bağımsız yaşamaya olan iştiyakını ortaya koyarken, aynı zamanda Kurtuluş Savaşı’nın başlama sürecine de zemin hazırlayan hareketlerden biri olmuştur.

Bu Yazıyı Paylaş
Yorum yapılmamış

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir