MUSTAFA KEMAL PAŞA’NIN EĞİTİME VERDİĞİ ÖNEM: MAARİF KONGRESİ (15-21 TEMMUZ 1921)

Turk DEGS
Yazan: Turk DEGS
8 Dk. Okuma
8 Dk. Okuma

15-21 Temmuz 1921 tarihleri arasında Ankara’da toplanan Maarif Kongresi, Türk eğitim tarihinde önemli adımlardan biri olarak tarihimizdeki yerini almıştır. Milli Mücadele’nin en sıkıntılı anlarında böylesi bir kongre düzenlenmesi asıl savaşın cehalet ile olacağının farkında olan bir lider olarak Mustafa Kemal Paşa’nın ne kadar ileri görüşlü olduğunun da bir göstergesi olmuştur. Bu kongre, millî eğitim seferberliğini başlatmış ve Milli Mücadele kazanıldıktan sonra vakit kaybedilmeden eğitimle ilgili adımların atılmasına dair bir hazırlık çalışması olmuştur.

Dünyada yapıldığı dönem açısından değerlendirildiğinde eşine az rastlanır bir kongre olduğunu söylemek gerekir ki Kütahya-Eskişehir Muharebesi’nin yenilgisi sonrasında Sakarya Muharebesi’nin öncesinde gerçekleşmiştir. Yani tam da ölüm kalım mücadelesi verildiği dönemlerdir. Böylesi zor zamanlar içerisinde eğitime dair bir kongre düzenlemek ancak Mustafa Kemal Paşa gibi sonraki adımları görebilen bir liderin yapabileceği bir hamledir.

TBMM’nin kuruluşunun akabinde Maarif Vekilliği görevine önce Rıza Nur, sonrasında Hamdullah Suphi getirilmiştir. Her ikisi de eğitim ve öğretimin yeniden teşkilatlandırılması, ders müfredatlarının yeniden oluşturulması ve özellikle de eğitim neferleri olan öğretmenlerin yetiştirilmesi hususlarında o günün şartlarına rağmen mühim adımlar atmışlardır. Milli eğitim konusunda ilk planlı faaliyet olarak mevcut okulların açık tutulması ve iyi bir şekilde yönetilmesi hedeflenmiştir. Birinci Maarif Kongresi olarak tarihteki yerini alacak kongrenin tertip edilmesini ise bizzat Mustafa Kemal Paşa talep etmiştir. TBMM’nin açılışının akabinde eğitimle ilgili ilk sistemli hareket olan Maarif Kongresi, Kütahya– Eskişehir Muharebesi’ndeki mağlubiyetin ardından Sakarya Muharebesi’ne hazırlık döneminde yapılmıştır. Genellikle ilk ve ortaöğretim kademelerinin hedefi ve programı hakkında tartışmaların yapıldığı bu kongrede Mustafa Kemal Paşa, gerekli vasıtalara sahip olununcaya kadar geçecek olan devrede itina ile çizilmiş bir eğitim programının uygulanıp en verimli şekilde çalışmasını sağlamanın gerekliliğinden bahsetmiştir. Kongrenin ilerleyen günlerinde ise öğretimin sadeleştirilmesi, uygulamalı hale getirilmesi ve yörelere göre çeşitlendirilmesi üzerinde durulmuştur.

Maarif Kongresi, yurdun her tarafından gelen öğretmenleri, idari amirleri bir araya getirmiştir. O günün şartlarında bu kongrenin gerçekleştirilebilmesi ancak Turgut Özakman’ın deyimiyle “Çılgın Türklerin” yapacağı türden bir harekettir. Maarif Kongresi’nin açılışını, Mustafa Kemal Paşa cepheden gelerek yapmıştır. Kongrenin açılışını haber yapan Hâkimiyet-i Milliye gazetesi, “Mustafa Kemal Paşa, ………Yunan taarruzunun en ateşli zamanında muallim ordusunun gelecek vazifesiyle meşgul bulunuyor. Bu asil ve yüce örnek Türk tarihinin benzeri ender bulunan kıymetli hatıralarından biri olacaktır” diyerek kongrenin yapıldığı dönemin ehemmiyetine dikkat çekmiştir. Yenigün gazetesi kongrenin toplanacağı günkü nüshasında Maarif Kongresi’nde, Telif ve Tercüme Heyeti üyeleri, Maarif Vekâleti Müfettişleri, müdürler, öğretmenler, gazetelerin temsilcilerinin yer alacağını yazmıştır. Kongreye katılanlarla ilgili kesin sayı belli değildir. Fakat Yahya Akyüz, Hakimiyet-i Milliye gazetesinin haberini kaynak göstererek kongreye 250’den fazla erkek ve kadın öğretmen, okul müdürü ve maarif müdürünün katıldığını yazmaktadır. Kongreye katılanlar arasında kadınların da olduğu bilinmektedir, ancak sayıları hakkında kesin bir bilgi yoktur. Gazete haberlerinde adı geçen üç kadın vardır: Halide Edip (Adıvar), Müfide Ferit (Tek) ve Kız Öğretmen Okulu Müdiresi Şahur Hanım.

Maarif Kongresi’nin açılışını yapan Mustafa Kemal Paşa konuşmasında, eğitim konusunda geçmişte çeşitli nedenlerle oluşan ihmallerin bertaraf edilmesi için çalışmak gerektiğine vurgu yapmıştır. Elverişli ve yeterli koşullar sağlanana kadar bugünkü savaş günlerinde özenle hazırlanmış bir ulusal eğitim programı yapmaya ve eldeki eğitim ve öğretim kuruluşlarını verimli bir şekilde çalıştıracak esasları hazırlamaya çalışmak gayesinde olunmasını istemiştir. Konuşmasının devamında bugünkü Türkçe ile ifade edilecek olursa “Rastgele bir yabancı kültürü kabullenmek, şimdiye kadar uygulanıp duran yabancı kültürlerin yıkıcı sonuçlarını tekrar etmekten başka işe yaramaz. Kültürün, verimi, ekildiği yerin elverişliliği ile orantılıdır. Bu yer de milletin karakteridir. İşte biz bu toplantıdan yalnız, çizilmiş eski yollarda nasıl yürüyüp gidileceği hakkında beylik düşünceler ileri sürüp dağılmayı değil, belki de bu ortaya koyduğum koşullar çerçevesinde ulusa, yeni bir sanat ve bilim göstermek ve yeni kuşağı o yolda yürütmek için önder olmak gibi kutsal bir yararlılık bekliyoruz.” Sözlerinin sonunda ise Kongrede yer alan öğretmenlere hitaben; “……..Ulusumuzu yetiştirmek gibi kutsal bir ödevi benimsemiş olan yüce topluluğunuzun bugünkü şartları göz önünde bulundurarak, her türlü güçlüğü göze alarak bu yolda sarsılmadan yürüyeceğine güvenim vardır.  Bunda başarılı olmanızı Tanrıdan dilerim.”

Maarif Kongresi’nde bakanlık tarafından halk mektepleri hakkında düzenlenen bir projeyle, çocukları hayat içinde başarılı olacak bir kabiliyette yetiştirmek için yeni bir programın hazırlanmasının zorunluluğu tartışılmıştır. Dört sene olan ilköğrenimin beş seneye çıkarılması uygun görülerek, o zamana kadar uygulanan ilköğretim programlarının uygulanabilir olmadığı, halkın daha çok ihtiyaç duyduğu ve istediği lisan, din ve hesap gibi derslerin okutulmasının halk eğitiminde daha faydalı olacağının yanı sıra köylü ve kentlilerin ihtiyaçlarının farklı olması sebebiyle ilkokul programlarının buna göre ayrı ayrı düzenlenmesi gerektiği gibi hususlar belirtilmiştir. Genellikle ilk ve ortaöğretim kademelerinin hedefi ve programı hakkında tartışmaların yapıldığı bu kongrede Mustafa Kemal Paşa, gerekli vasıtalara sahip olununcaya kadar geçecek olan devrede itina ile çizilmiş bir eğitim programı uygulanıp, eğitim örgütünün en verimli şekilde çalıştırılacağını belirtmiştir. Kongrenin daha sonraki günlerinde öğretimin sadeleştirilmesi, uygulamalı hale getirilmesi ve yörelere göre çeşitlendirilmesi de gündeme gelmiştir. Genel itibariyle bu kongre, okul ve öğrenci mevcudunu tespit etmek, bu konuda yapılması gereken çalışmaları belirlemek ve eğitime millî bir yön vermek amacıyla toplanmıştır.

Maarif Kongresi, Milli Mücadele’nin bütün şiddetiyle devam etmekte olduğu bir dönemde gerçekleştirilmeye çalışılmasından kaynaklı olarak ilk ve ortaöğretime ilişkin bazı önemli konular tartışılabilmiş, en azından eğitim konusunda yeni kurulan devletin eğitim rotasının ana hatlarıyla çizilmesi için eğitimin neferleri olan öğretmenlerin görüşleri alınmıştır. Bu kongreden şu anlaşılmıştır ki orada bulunan öğretmenler, bağımsızlığın ve çağdaşlaşmanın öncüsü olmaları gerektiğinin bilincinde olarak, hükümetle ve eğitim bakanlığı ile birlikte hareket edeceklerini göstermişlerdir.

TBMM Hükümeti’nin ikinci eğitim bakanı olan Hamdullah Suphi Maarif Kongresi’nde, kendisinin daha önce çeşitli vesilelerle dile getirdiği görüşleri ve bakanlığının tasarılarını kabul ettirmiştir. Kütahya-Eskişehir Muharebesi gibi Yunanlara karşı alınan mağlubiyetin akabinde Sakarya Muharebesi öncesi gerçekleştirilen bu kongrenin, aynı zamanda Türk milletine moral ve motivasyon açısından da kıymetli olduğunu söylemek gerekir. Mevcut koşullarda bir eğitim kongresi toplanması, geleceğe dair umutlu olmak konusunda bir güven tazeleyici olmuştur.

Atatürk’ün millî eğitime, bağımsızlık savaşı kadar önem verdiğinin âdeta timsali olan Maarif Kongresi,  dünya tarihinde hiç bir ülkenin yapmadığı, hiç bir devlet adamının düşünmeye cesaret edemediği bir harekettir. Türk Milleti için Milli Mücadele ne kadar önemli ise milli eğitim ve kültür politikalarının hazırlık sürecini başlatan Maarif Kongresi de cehaletle savaşa verilen önemden hareketle Türk eğitim tarihi içerisindeki yerini almıştır.

Fatih’in İstanbul’un fethinden bir gün sonra bugünkü İstanbul Üniversitesi’nin temeli sayılabilecek Sahn-ı Seman Medreselerinin kurulmasını istediğini hatırlayacak olursak, Atatürk’ün tarihi çok iyi bilen bir lider olarak ecdadının yolundan gidip Milli Mücadele’nin en sıkıntılı döneminde Maarif Kongresi’ni toplaması asıl savaşın eğitim alanında verileceğini tarihî devamlılıkla bizlere işaret ettiğinin göstergesidir.

Bu Yazıyı Paylaş
Yorum yapılmamış

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir