Cerbe Deniz Savaşı (1560) Dalgalarda Yankılanan Bir Zaferin Hikâyesi

Turk DEGS
Yazan: Turk DEGS
2 Dk. Okuma
2 Dk. Okuma

Akdeniz, 16. yüzyılda büyük devletlerin çatışmasına sahne oldu. Bir yanda Kanuni Sultan Süleyman’ın denizlerdeki hâkimiyetini pekiştirmek isteyen Osmanlılar, diğer yanda Akdeniz’in batısındaki kalelerini korumaya çalışan Habsburglar, Papalık ve Malta Şövalyeleri.. İşte bu büyük mücadelenin ortasında, Akdeniz’in kalbinde gibi duran Cerbe Adası’nın etrafında tarihî bir hesaplaşma yaşandı.

1551’de Trablusgarp’ın Osmanlı topraklarına katılması, Avrupa’daki Hristiyan devletleri büyük bir tedirginliğe sürükledi. Bu tedirginlik kısa sürede bir askerî ittifaka dönüştü. Papa IV. Pius’un çağrısıyla İspanya Krallığı, Papalık Devleti, Ceneviz, Napoli ve Malta Şövalyeleri bir araya gelerek büyük bir Haçlı donanması kurmasına sebep oldu. Bu ittifakın amacı; Osmanlı’nın Batı Akdeniz’deki ilerleyişini durdurmak ve Cerbe’yi ele geçirerek Trablusgarp’ı tehdit altına almaktı. Ancak Kaptan-ı Derya Piyale Paşa komutasındaki Osmanlı Donanması buna müsaade etmeyecekti. Donanma, vakit kaybetmeden hareke geçti, 9 Mayıs 1560 günü, Cerbe açıklarında iki büyük güç karşı karşıya geldi. Dalgalar sakin ama yürekler çarpıyordu.

Sayısal üstünlük Haçlıların elindeydi ama Osmanlı tarafında tecrübe, cesaret ve zafer inancı vardı. Saatler süren çarpışmalar sonucunda, Osmanlı donanması ezici bir zafer kazandı. 60’tan fazla düşman gemisi batırıldı veya ele geçirildi, binlerce asker esir alındı. Turgut Reis ve Piyale Paşa’nın uyumu, Osmanlı denizciliğinin zirvede olduğunu bir kez daha kanıtladı. Akdeniz’in ortasında yükselen zafer naraları, yalnızca bir savaşın değil, bir devrin de ilanıydı.

Cerbe Zaferi, Osmanlı Devleti’nin denizlerdeki hâkimiyetini daha da pekiştirdi. Avrupa’da ise büyük bir şok etkisi yarattı. Haçlı donanmasının uğradığı hezimet, Batı dünyasında uzun yıllar konuşuldu. Bu zafer, 1571’deki İnebahtı yenilgisine kadar Osmanlıların Batı Akdeniz’deki mutlak üstünlüğünü garantiledi. Cerbe, sadece bir adanın savunulması değil, bir milletin denizlerdeki iradesinin sembolü oldu.

Osmanlı denizciliğinin altın çağının nişanesi olan bu zafer, bir kahramanlık destanı olarak tarih sayfalarında yerini aldı.

Bu Yazıyı Paylaş
Yorum yapılmamış

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir