1878’de İstanbul Gedikpaşa’da doğan Mehmet Fesa, Galatasaray Lisesi’ndeki başarılı eğitim hayatına Harp Okulu’nda devam etti. Süvari teğmeni olarak orduya katıldığında henüz uçaklar gökyüzündeki yerlerini almamıştı. Fesa Bey kara ordusunda yer almış olsa da kaderi ona farklı bir yol çizdi. 1911 yılında Osmanlı Ordusu ilk pilotlarını seçmek için bir sınav açtığında Fesa Bey bu sınavı katıldı ve birincilikle kazanarak rotasını Fransa’ya çevirdi. Burada uçuş eğitimi alarak 1912’de yurda döndü. Göğsünde Türk ordusunun bir numaralı uçuş brövesini taşıyan Fesa Bey artık resmen Türkiye’nin ilk pilotu oldu. Fesa Bey, yurda dönüğünde Balkan Savaşları’nda mücadele eden Osmanlı Ordusu içinde gökyüzünden keşif yaptı. I. Dünya Savaşı’nda ise Kafkas Cephesi’nede görevlendirildi ancak görev yerine gemi ile giderken gemisi Ruslar tarafından batırıldı ve o da esir düştü. Yıllar süren Sibirya esareti döneminde 1917’de Rusya’daki Bolşevik devrimi sırasında oluşan boşluktan istifade ederek Moskof kamplarından kaçmayı başardı. Kendisinin anlattığına göre bir yük treninin alt kısmında elleri ve ayaklarıyla demirlere tutunarak bölgeden uzaklaşabilmiş ve Moskova’ya ulaşabilmişti. Yine burada dilencilik yapma mecburiyetinde kalmış ve 1920 yılında Halil Kut Paşa liderliğindeki Türk subaylarını görüp onların yanına gitmesi üzerine yurduna dönebilmişti. Mehmet Fesa Bey kendisi 1920 yılında yurda dönüşünü şu şekilde satırlara dökerek anlatmıştır: “Gözlerime inanamadım. Hayal görüyorum sandım. KıyafetleriTürktü. Başlarında kalpakları vardı. Kendimi çimdikledim. Canımınyanmasından hayal görmediğimi anladım. Onlara koştum. Paşanınatının üzengisini tutarak konuşmaya başladım. Ancak askerler, banaengel olmaya çalıştılar. Bu sırada Heyet Başkanı Halil Paşa, Türkolduğumu ve ismimi duyunca kendimi tanıtma fırsatı doğdu. Paşa,böyle bir şey olamaz. Biz sizin öldüğünüzü sanıyorduk diye şaşırarak,derin bir üzüntüyle başımdan geçenleri dinledi ve bu çocuğu götürün,saçını sakalını kesin, banyo yapsın. Temiz bir elbise giydirin ve karnınıdoyurun. Yarın da bana getirin talimatını verdi. Ben böylece üç haftaboyunca Moskova’da bu heyete sekreterlik yaptım. O esnada, ülkemizegönderilecek emanetler söz konusu oldu. Ben de paşanın karşısınaçıkarak, Kırım’a kadar gidebilirsem, bir taka ile Karadeniz kıyılarınaçıkabileceğimi belirttim. Bana güvenin, ben kendime güveniyorum,çünkü ben yelkenciyim dedim. Sonunda ikna oldular ve kurye olarakverilen emanetlerle birlikte Kırım’dan çok küçük bir takaya binerek, tekbaşıma azgın Karadeniz’i kuzeyden güneye geçip, Trabzon sahillerineulaşmayı başardım.”Yurda dönen Mehmet Fesa Bey, Millî Mücadele sırasında, 14 Haziran 1920 ile 9 Ağustos 1922 tarihleri arasında Doğu Cephesi Karargâhı emrinde, Hava Fenni Kısım Amirliği, Sanayi Takımları Kumandanlığı, Tercüme Kısım Müdürlüğünde görevlendirildi. 9 Ağustos 1922’de Batı Cephesi’ne atandı. Böylece Kurtuluş Savaşı’nda düşmanın Anadolu’dan atılmasında da görev aldı. Düşmanın Anadolu’dan kovulmasından sonra 1922 yılında İzmir’de faaliyet gösteren Hava Kuvvetleri Müfettişliğinde görev alan Mehmet Fesa Bey, bu kapsamda 1’inci ve 2’nci Şube Müdürlüğü ile Seydiköy’de Hava Okulu Müdürlüğü görevlerinde bulundu. Seydiköy’deki görevi sırasında öğretmen pilot olarak görev aldı ve yeni havacılar yetiştirilmesinde etkili oldu. 1923 yılında uçak alımı komisyonunda yer alarak yeni uçak alımı için yurt dışına gönderildi. 1925 yılında yurtdışından döndükten sonra sağlık sorunlarından dolayı emekli olan Fesa Evrensev, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk sivil havacılık hamlesinde de öncü oldu. 3 Haziran 1933’te kurulan Devlet Hava Yolları’nın (bugünkü THY) ilk genel müdürlüğünü üstlendi Gökyüzü onun için sadece bir görev alanı değil, âdeta bir tutku, bir miras idi. 1943 yılında Türk Hava Yolları’nda görevli iken tüberküloz hastalığı sebebiyle Heybeliada’da tedavi altına alındı ama tedavisinin sonuç vermemesi üzerine askerî hastaneye kaldırıldı. 1947 yılında ise halsizlik, çabuk yorulma, öksürük sebepleriyle hava değişimine gönderildi. Bu sırada çalıştığı kurumdan yaş haddinden emekliye ayrıldı. 1950 yılında tekrar rahatsızlanarak askerî hastaneye kaldırıldı. Tedavisi devam ederken 9 Nisan 1951 yılında hayatını kaybetti.Bugün ülkemizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “İstikbal Göklerdedir” sözünü şiar edinen gökyüzünün kartalları pilotlarımızdan ilki olan Mehmet Fesa Evrensev’in hikâyesi, sadece bir pilotun değil, bir milletin göğe uzanan ilk hayalinin de hikâyesidir.Kendisini rahmet ve minnetle anıyoruz. Ruhu şâd mekânı cennet olsun.