AFGANİSTAN'DA SON DURUM

Sosyal Medyada Paylaş!

 

 

Afganistan’da Taliban’ın ülkeyi ele geçirmesiyle birlikte ülkedeki tüm uluslararası görevlilerin ve yabancı ülke vatandaşlarının da tahliyesi devam etmekte. 24 Ağustos 2021 günü sabah saatlerinde Ukrayna Devlet yetkililerinin yaptığı Ukrayna uçağının kaçırıldığına yönelik açıklama da yine Ukrayna Devlet yetkilileri tarafından yanlış anlama sonucu bir durum olduğu ifade edilerek yalanlandı. Başta G7 ülkeleri olmak üzere Afganistan’da diplomatları ya da vatandaşları bulunan ülkeler tahliye için çeşitli görüşme ve faaliyetler yürütmeye devam ediyor.

 

Tahliye edilenler arasında yalnızca yabancı ülke vatandaşları yer almıyor. Örneğin; Fransız Göç ve Entegrasyon Dairesi Başkanı Didier Leschi, Paris’in, Afganistan'dan son tahliye ettiği kişiler arasında doktor, hakim, gazeteci, sanatçı gibi insanların bulunduğunu bildirdi. Fransız Haber Ajansı’na (AFP) konuşan Leschi, tahliye edilen bu profildeki kişilerin ülkeye uyumunun daha kolay olacağını savundu. Fransa’ya tahliye edilenlerin profili ile ilgili bir soru üzerine Leschi, “Bu gelenler arasında ya Fransa için çalışmış, ya da hakimler gibi eski idari yapıya mensup, ya da toplumsal elitler içinde yer alan doktorlar, gazeteciler hatta sanatçılar da var.” dedi. Örnekten de anlaşılacağı üzere; Batı dünyası göçü kendi lehlerine yönelik bir beyin göçüne çevirmek için faaliyet yürütüyor. Bu noktada ise Batı’nın yarattığı insanlık krizi yine Batı tarafından faydalanacakları bir fırsata çevrilmeye çalışılıyor.

 

Afganistan’dan gelen görüntü ve kötü gelişmeler neticesinde başta İngiltere ve Fransa, Biden yönetiminin çekilme konusunu uzun zamana yayarak gerçekleştirmesini talep etmekte. Diğer yandan İngiltere Başbakanı Boris Jhonson ise Afgan mültecilerin kendilerine yer bulacakları ülkeleri belirlemek için çeşitli stratejiler üzerinde çalıştıklarını bildiriyor. Bu koşullar altında Türkiye ise karar alan ve stratejilere ortaklık eden ülke yerine planan stratejileri uygulayacak ya da ABD, Fransa ve İngiltere gibi güçlerin planlarını uygulamaya sokacak ülke konumunda değerlendiriliyor.

 

ABD’de Afganistan’daki görüşme ve koordinasyon trafiğini arttırmış durumda. 24 Ağustos 2021 tarihinde gündeme gelen bir habere göre; CIA Direktöre William Burns, Kabil’e giderek Taliban liderlerinden Baradar ile görüştü. Görüşmenin net içeriğinin ise; ABD’nin çekilme süreci olduğu düşünülmekte. Taliban güçleri 31 Ağustos tarihinin kendileri için kırmızı çizgi olduğunu ve bu tarihe kadar ABD ve diğer uluslararası güçlerin ülkeyi terk etmesi gerektiğini vurguluyor. CIA direktörünün doğrudan Taliban güçleriyle görüşmesi ve toplantı düzenlemesi de ilginç bir gelişme olarak değerlendirilebilir. Taliban yöneticisi Molla Baradar, Ocak 2019'dan bu yana Taliban'ın Doha'daki siyasi ofisinin başkanlığını yürüten Baradar, ABD-Taliban barış anlaşması kapsamında 3 Mart 2020'de Trump ile telefonda görüşerek bir ABD başkanıyla görüşen ilk Taliban yöneticisi olmuştu. Bu noktadan da anlaşılacağı üzere; ABD-Taliban bağlantısı yeni süreçte de diplomatik ve politik alanda devam edecektir.

 

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komiseri Michelle Bachelet, Afganistan'da Taliban kontrolü altındaki bölgelerde kadınlara yönelik infazlar ve sert kısıtlamalar olduğuna ilişkin güvenilir raporlara sahip olduklarını açıkladı. Taliban ele geçirdiği bölgelerde özellikle; Kadınlara ve azınlıklara yönelik ciddi yaptırımlar ve baskılar uygulamakta. Afganistan’da yaşayan Şii Hazara Türkleri ve Özbekler de Peştunlardan oluşan Taliban güçlerinin hedeflerinin başında geliyor. Diğer yandan Afganistan’da yaşayan Uygur Türklerinin akıbeti de merak edilen konular arasında. Sayısı %20’leri bulan Afganistan Türklerinin geleceği ve yaşam koşulları ele alınması gereken bir konu olarak karşımızda durmaktadır.

 

Taliban lideri Baradar’ın Kabil’e gelmesinin ardından Taliban’ın ülke üzerindeki gücü ve kurumsallaşması da netleşmeye başladı. Gücünü pekiştirmek amacında olan Taliban, tam hakimiyet sağlayamadığı Pencşir Bölgesine yönelmeye ve buradaki militanlarını yoğunlaştırmaya başladı. Taliban’a karşı en ciddi ve güçlü direnişi gösteren Şah Mesud’un oğlu olan Ahmed Mesud etrafında birleşen Tacikler ve farklı etnik kökendeki güçler yine Taliban’a karşı bir direniş hareketi oluşturacaklarını deklare ettiler. Ahmed Mesud’un önderliğindeki gruplar Taliban’dan 3 kasabayı geri alırken, direnişe devam ederek başta Pencşir bölgesini savunacaklarını ve kaybedilen alanları geri alacaklarını vurguluyorlar.

 

Taliban’ın uluslararası alandaki kabulü de gittikçe güçlenmeye devam ediyor. Çin, uluslararası toplumun Taliban'a yaptırım uygulamak yerine Afganistan'daki olumlu gelişmeler için fırsatları desteklemesi gerektiğini duyurdu. Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Wang Wenbin, "Her fırsatta yaptırımlar ve baskı uygulamak sorunu çözemez ve yalnızca ters etki yapar” dedi. Wang, gazetecilere verdiği demeçte, "Uluslararası toplum Afganistan'daki durumun olumlu yönde gelişmesini teşvik etmeli ve desteklemeli, barışçıl yeniden yapılanmayı desteklemeli, halkın refahını iyileştirmeli ve bağımsız kalkınma kapasitesini artırmalı" diye konuştu. Uygur Türkleri özelinde “radikal dinciliğin tehlikeli olduğunu” vurgulayan ve tüm Uygur Türklerini tehlikeli radikaller olarak değerlendiren Çin’in Taliban gibi bir yapıya karşı sergilediği olumlu tutum Türkiye’nin ve Batı dünyasının ciddi şekilde düşünmesi ve ele alması gereken bir olgudur.

 

ABD'nin 23-24 Ağustos tarihlerinde 24 saatte Afganistan’ın başkenti Kabil’den yaklaşık 21 bin 600 kişiyi tahliye ettiği bildirildi. Beyaz Saray Basın Ofisinden yapılan açıklamada, ABD ordusuna ait C-17 ve C-130 tipi uçaklarla 23-24 Ağustos tarihlerinde 24 saatte gerçekleştirilen 37 uçuşla yaklaşık 12 bin 700 kişinin ve 57 koalisyon uçuşuyla 8 bin 900 kişinin tahliye edildiği belirtildi. Böylece yaklaşık 21 bin 600 kişinin Kabil'den tahliye edildiği bilgisi paylaşıldı. ABD, 14 Temmuz tarihinden bugüne kadar yaklaşık 58 bin 700 kişinin Kabil’den tahliyesini gerçekleştirdi. Açıklamada ABD’nin, temmuz ayı sonundan bu yana toplamda 63 bin 900 kişiyi Afganistan’dan çıkardığı kaydedildi.

 

TÜRK DEGS GÖNÜLLÜ ARAŞTIRMACISI ŞAFAK YILDIRIM