Bir Sonraki İstişari Görüşmeler Selanik’te Yapılmalıdır

Sosyal Medyada Paylaş!

Türkiye ve Yunanistan istişari görüşmeleri, Ege sorunları için “adil, kalıcı ve kapsamlı” çözüm zemini hazırlamak adına 12 Mart 2002’de Ankara’da başlamıştı. Yapılan görüşmeler 2016’ya kadar sürmüş ancak Yunanistan’ın tutumundan dolayı istişari görüşmelere beş yıl ara verilmişti. Daha sonrasında Türkiye’nin daveti ile 25 Ocak 2021 tarihinde 61. görüşme İstanbul’da gerçekleşti. İstişari görüşmenin Başkent Ankara yerine İstanbul’da olması oldukça dikkat çekiciydi.

 

 

Bunun üzerine biz de 62. istikşafı görüşmenin Selanik’te yapılmasını istemiştik fakat görüşmeler Atina’da gerçekleşti.

 

Genellikle her istikşafı görüşmeler öncesinde ve sonrasında Yunanistan kaynaklı bir gerginlik yaşanmaktadır. 16 Mart 2021 tarihinde yapılan 62. istikşafi görüşme öncesinde de Türkiye’nin Yunanistan, İsrail ve AB’ye nota vermesi ile tansiyon yükselmişti. AB üyeleri Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile İsrail arasında kurulması planlanan elektrik hattı güzergahı Türkiye’nin kıta sahanlığından geçirilmişti bunun üzerinde Türkiye bu ülkelere nota vermişti.

 

Türkiye ve Yunanistan arasında gerçekleşen 62. istikşari görüşme sonrasında görüşmeyi değerlendiren Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias ise Yunanistan ve Türkiye arasında “tek bir görüş ayrılığı” olduğunu; onun da Ege ve Doğu Akdeniz'de Münhasır Ekonomik Bölge ile kıta sahanlığının belirlenmesi olduğunu belirtmişti. Ayrıca yapılan görüşmelerde Doğu Akdeniz'deki deniz yetki alanı sorununa ve doğal gaz anlaşmazlığına henüz bir çözüm de aranmamıştı.

 

Oysaki Dendias’ın “tek bir görüş ayrılığı” olarak ifade ettiği Adalar Denizi ve Doğu Akdeniz; Yunanistan ve Türkiye arasındaki en büyük sorundur ve bu konular Türkiye’nin asla taviz vermemesi gereken denizlerdeki egemenliğinin söz konusu olduğu meselelerdir. Yunanistan ısrarla Türkiye’nin denizlerdeki egemenlik haklarını tanımamakta, kendi egemenlik haklarını koruyacaklarını dile getirerek Türkiye’nin taviz vermesini istemektedir. Gayriaskeri statüdeki adaları silahlandırarak hem uluslararası hukuku çiğneyen hem de Türkiye’nin güvenliğini tehdit eden Yunanistan, Türkiye’nin silahsızlaştırma taleplerini şiddetle reddederek Türkiye’yi görüşmeleri baltalamakla suçlamaktadır. EGAYDAAK’ları tanımayarak egemenlik haklarının olduğunu iddia etmekte ve masada tartışmayı dahi kabul etmemektedir. Doğu Akdeniz’deki sondaj faaliyetleri içinse Türkiye’nin faaliyetlerinin kabul edilemez olduğunu belirtmekte ve bu konuları AB’ye taşıyacağının altını çizerek konuyu AB’nin bir sorunu haline getirmeye çalışmaktadır. Yunanistan bu bağlamda görüşmeleri bir uzlaşı imkanı olarak değil taviz fırsatı olarak görmekte ve bu konuların konuşulmasına dahi fırsat vermemektedir.

 

 

Türkiye ile Yunanistan arasındaki 63. Tur istişari görüşmeler ise bugün tarihler 6 Ekim’i gösterirken Ankara’da yapıldı.

 

Yapılacak olan görüşmelerde Ege ve Akdeniz’deki sorunlara çözüm aranacağı bildirildi. Ancak görüşme öncesinde Yunanistan Dışişleri Bakanı Dendias’ın: "Türkiye'nin yaptığı yasadışı sondaj duyuruları konusunda açık olmak istiyorum. Bu konuda Avrupa Konseyi'nin kararları var. Türkiye tarafında nüksetme olursa gerekli tedbirler alınmalıdır. Türkiye'nin davranışları kabul edilemez." ifadeleri yapılacak olan görüşmelerde herhangi bir değişikliğin olmadığını, Yunanistan’ın taleplerinin hala aynı doğrultuda olduğunu ve Türkiye’nin uluslararası hukuka aykırı şekilde hareket ettiğine dair iddiaların devam ettiğini ortaya koymaktadır.

 

 

Yunanistan Türkiye’den Taviz Bekliyor

 

Tıpkı 62. istikşafı görüşmelerden önce yaşandığı gibi Türkiye-Yunanistan gerginliği bugün yapılan 63. istikşafı görüşmeden önce de tekrarlandı.

4 Ekim 2021 tarihinde Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias ile Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Dışişleri Bakanı Nikos Hristodulidis Atina'da bir araya geldi. Görüşmelerinin ardından yaptıkları ortak açıklamada Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki haklı eylemlerini "yasa dışı eylemler" olarak kınadıklarını belirten iki ülke istişari görüşmeler öncesinde tansiyonu yükseltti.

 

"Uluslararası hukuka ve deniz hukukuna uygun olarak egemenliğimizi ve egemenlik haklarımızı koruyacağız." diyerek bugün gerçekleşen istikşafı görüşmelere dikkat çeken Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias Türkiye’nin Yunanistan'ın Adalar Denizi’ndeki adaları silahsızlandırılması yönündeki çağrılarına tepki göstererek Türkiye'yi istikşaf görüşmelere ‘daha başlamadan baltalamakla’ suçladı. 

 

Dendias ayrıca Türkiye'nin KKTC' deki kapalı Maraş bölgesini kısmen yeniden açma adımlarına da tepki gösterdi. Son olarak Türkiye’nin Akdeniz’de gerçekleştireceği sondaj faaliyetlerine AB yaptırımlarıyla cevap verileceğini belirten Dendias “Türkiye’nin davranışı kabul edilebilir değil” dedi.

 

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi konuk Bakan Hristodulidis ise Türkiye'nin Nautical Geo araştırma gemisini engellemesiyle ilgili "Türkiye, bir zamanlar kulağa hoş gelen açıklamalarının ne yazık ki eyleme dönüşmediğini en şüpheci gözlemcilere bile gösterdi." diyerek görüşlerini bildirdi. Aynı zamanda Türkiye’nin dış politikasına değinerek "Türkiye'nin dış politikası hala çoğunlukla ülkenin askeri gücüne dayanan revizyonist, neo-Osmanlıcı bir yaklaşım üzerine kurulu." diye ekledi.

 

Bu görüşmenin sonunda yapılan açıklamalar dışında aynı zamanda Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Polonya Dışişleri Bakanı Zbigniew Rau ile Varşova'daki görüşmelerinin ardından yapılan ortak basın açıklamasında ise "Haklarımızı ve Kıbrıs Türklerinin haklarını sonuna kadar savunuruz. Bu haklara halel getirecek bir adım olduğu zaman da gereğini yaparız. Ancak diplomasi tükendiği zaman sahaya iniyoruz. Sahaya inmemizin amacı da tekrar herkesi diplomasiye geri döndürmek." ifadelerini kullandı.

 

Daha öncesinde Doğu Akdeniz ile ilgili yaşanan gerginliklerin sebebinin 'Yunanistan ve Rum kesiminin maksimalist yaklaşımları' olduğunu belirten Çavuşoğlu “Sevilla haritası üzerinden Türkiye'yi küçük bir alana hapsetme girişimleri. Biz bunun böyle olmayacağını sahada gösterdik." diye belirtti.

 

 

Görüşmelerin bir gün öncesinde 5 Ekim’de ise Yunan Parlamentosu’nda konuşan Yunanistan Dış İşleri Bakanı Dendias Gerçekten de Türkiye ile birlikte, insan çoğu zaman istediğini elde edemediğini hissediyor. Türkiye uluslararası hukuka saygı duyduğunu iddia ediyor. Bununla birlikte, Birleşmiş Milletler Şartı'nın barış ve güvenliğin korunmasına ilişkin hemen hemen tüm maddelerini ihlal ediyor. Türkiye, Deniz Hukukuna saygı duyduğunu iddia ediyor ancak 160 devlet tarafından onaylanan BM Deniz Hukuku Sözleşmesi'ne hala katılmıyor. Türkiye barış ve istikrar istediğini iddia ediyor ancak bölgedeki beş ülkeyi işgal ediyor. Kıbrıs sorununa adil bir çözüm istediğini iddia ediyor ancak, uluslararası yasallığı gösterişli bir şekilde göz ardı ederek ve Kıbrıs topraklarının %37'sinden fazlasını yasadışı bir şekilde işgal ederek iki devletli bir çözümü empoze etmeye çalışıyor. Yunanistan ve GKRY ile diyalog istediğini iddia ediyor ancak Yunanistan'a karşı savaş tehdidi olan casus belli' yi koruyor. Her gün hem Yunanistan'ın hem de GKRY’nin egemenlik haklarına meydan okuyor. Türkiye din özgürlüğünü desteklediğini iddia ediyor, dünya kültürel mirasına saygı duyduğunu iddia ediyor ancak Ayasofya ve Kariye gibi dünya kültür mirası eserlerini camiye dönüştürüyor.” diyerek görüşmelerin seyrini ortaya koymuştur.

 

 

Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias’ın tüm ifadelerine bakacak olursak Yunanistan’ın ardı arkası gelmeyen taleplerinin devam ettiği ve iki devlet arasında kalması gereken sorunları AB’ye taşıyacağını söyleyerek Türkiye’ye tehditkar tavırlar sergilemeye devam ettiğini görmekteyiz. Buradan hareketle, Yunanistan’ın tavırları Cihat Yaycı’nın Yunanistan ile yapılan ve yapılacak olan diplomatik görüşmelere dair ifadelerinin ne kadar gerçekçi olduğunu da gözler önüne sermiştir.

 

Cihat Yaycı’nın Yunanistan ile İstişari Görüşmeler Hakkındaki Yorumları

 

Doç. Dr. Cihat Yaycı Türkiye’nin Yunanistan ile masaya oturmasını “Türkiye uzun süredir diplomasiye tolerans tanımıştır. 22 Aralık 2020 tarihinden beri sismik arama ve sondaj faaliyetlerine ara vermiştir. Türkiye dünyaya Yunanistan ve Rum tarafının agresif olduğunu göstermek için böyle bir politikayı uygulamaya koymuş olabilir fakat Yunan ve Rum tarafı bu tavrımızı uzlaşı için bir fırsat olarak görmemektedir. Aksine taleplerini daha çok arttırarak Türkiye’yi Doğu Akdeniz’den menetmeye çalışmaktadırlar. Türkiye’nin iyi niyeti Yunan ve Rum tarafından taviz almak olarak yorumlanmaktadır.” diye değerlendirerek Türkiye’nin pro-aktif politikalarına ara vermesini bırakması gerektiğini vurguladı.

 

Yunan ve Rum ikilisinin genlerinde sürekli talep etmek olduğunun altını çizen Yaycı “Sahada değil masada kazanmaya çalıştıklarını ve bu yöntemi kullanarak büyük güçleri arkalarına almaya çalıştıklarını” ifade etti.

 

Nautical Geo gemisi üzerinden gelişen Yunan ve Rum yayılmacılığına da değinen Cihat Yaycı; “Nautical Gemisinin hem Yunan hem de Rumlar tarafından kullanıldığını” belirterek, Nautical Gemisini ise sadece TÜRK DEGS’in gündeme getirdiğini vurguladı.

 

Türkiye’nin diplomasiye fırsat verme çabalarına yönelik olarak da “Eğer Yunanistan istişari görüşmelerde bizim istediğimizi bize vermezse ve Yunanistan Türkiye AB ile muhatap olsun diyorsa Türkiye’de ey Yunanistan sen kendini devletten saymıyorsan ben seninle neden masaya oturuyorum demelidir! Türkiye onurlu ve gururlu davranmalı ve demeli ki ben Yunanistan’la istikşafi ve istişari görüşme yapmıyorum. Çünkü Yunanistan sizi adres gösteriyor. Yunanistan taleplerini Türkiye-AB, Türkiye-ABD sorununa dönüştürüyor. Bu Yunanistan’ın diplomatik başarısıdır. Bizim diplomasimiz ise başarısız olmuştur. Eğer biz gemileri askeri gemilerle önleme durumuna geldiysek diplomasi bizim elimizde bitmiş, diplomasimiz başarısız olmuş, askere tevdi etmişiz demektir.”  uyarılarında bulundu.

 

Buna ek olarak 15 Haziran-15 Eylül tarihlerini kapsayan ve Türkiye’nin aleyhine Yunanistan’ın lehine işleyen moratoryum uygulamasını “iyi niyet ve iyi komşu göstergesi” olarak nitelendiren Cihat Yaycı “Türkiye iyi komşuluk ilkesine riayet etmesine rağmen Yunan tarafından herhangi bir olumlu tavır gelmemektedir, Turizm sezonu biter bitmez saldırganlığa başlayan Yunanistan’ın bu talep karlığı yavuz hırsız ev sahibi bastırır” sözleriyle durumu ifade etti.

 

Mütekabiliyete Göre 64. Görüşme Selanik’te Yapılmalı

 

Türkiye ile Yunanistan arasında gerçekleşecek bir sonraki istişari görüşmenin Uluslararası İlişkiler ’de önemli bir kavram olan mütekabiliyet kuralına göre Atina’da değil Selanik’te yapılmalıdır. Mütekabiliyet kavramını açacak olursak, mütekabiliyet “karşılıklı olma durumu” anlamına gelen diplomatik bir terimdir. Ülkeler arasındaki diplomatik ilişkiler çerçevesinde maruz kalınan davranışa aynı şekilde karşılık verme prensibi üzerinde oturtulan bu kavrama Türkiye’nin de dikkate alması gerekmektedir.