BİYO VATAN DOKTRİNİ

Sosyal Medyada Paylaş!

<Bu yazıda yer alan görüş ve değerlendirmeler yazarın kendisine aittir. BAU DEGS’in kurumsal görüşlerini yansıtmaz.>

 

Bir ulusa ait olan “Biyo Veriler”, o ulusun karakteristiğinin nesilden nesile aktarılmasını sağlayan kodlar dizisidir. DNA’da bulunarak nesilden nesile aktarılan genlere “CRISPR” (Clustered Regularly Interspaced Palindromic Repeats / Tanımın Türkçe’de henüz net bir çevirisi olmamakla birlikte “Düzenli Aralıklı Palindromik Tekrar Kümeleri” şeklinde çevirmek mümkündür.[1]adı verilen bir teknoloji vasıtasıyla müdahalede bulunmak da günümüzde mümkündür. Gen düzenleme yöntemi olan CRISPR, hâlihazırda fareler üzerinde denenmiştir. Bahsi geçen CRISPR yöntemi sayesinde “kuraklığa dayanıklı mahsuller ya da kararmayan elmalar” üretilebileceği gibi, “mavi gözlü, sarı saçlı gibi biyolojik özelliklere sahip birey modelleri ya da hastalıklara karşı dirençli insanlar da” yaratılabilir. Bu yöntem, insanlığı yeniden kodlanabilir hâle getirmektedir.

 

Alaca’ya göre “Biyoteknoloji ve genetik mühendisliği, ABD’ne karşı küresel liderlik mücadelesi yürüten Çin tarafından 2015 yılında askeri teknolojinin geleceğinde devrimsel bir kırılma yaratacak yeni bir stratejik alan olarak belirlenmiştir. Çince “Zhishengquan” olarak adlandırılan “biyolojik hakimiyet ya da biyoloji alanında üstünlük”, geleceğin olası savaşlarında zafer kazanmak için Çin ordusu tarafından benimsenmiş yeni bir savaş konseptidir. Çin ulusal güvenliğinin temelini oluşturan sivil-askeri iş birliğinde “biyoloji ve genetik” önem kazanırken, CRISPR-Cas adı verilen gen düzenleme çalışmaları hızlandırılmıştır. Çin’in bu alanda dünyada örnek aldığı çalışmalar; Amerikan Savunma İleri Araştırma Merkezi’nin (DARPA) Biyoteknoloji bölüm çalışmaları, Rusların elektromanyetik radyasyona dayalı” zombi silahı” ve İsrail’in Arapları hedef alan genetik silahlarıdır.”[2]

 

Genetik hastalıkların tedavi edilebilmesinin yanı sıra salgınların da yayılmasını önlemek için kullanılabilecek olan CRISPR yöntemi, “biohacking” gibi ulusal güvenlik tehditlerine de neden olmaktadır. Siber Vatan’da nasıl kopyala-yapıştır metodu ile kodlar dizisini onarmak, yapılandırmak ve inşa etmek mümkünse ya da Photoshop gibi fotoğraf düzenleme programlarında sıfır birlerden oluşan bir resmin yüzeyindeki kusuru onaracak yamalama araçları sayesinde fotoğrafın koduna müdahil olmak ve görüntüsünü değiştirmek mümkün olabiliyorsa, CRISPR yöntemi de insan DNA’sını onarmak, değiştirmek ve yeniden yapılandırmak için kullanılabilmektedir.

 

Yuval Noah Harari tarafından kaleme alınan “What Kids Need to Know to Succeed in 2050” başlıklı makalede “Dikkat Hacklenebilirsiniz!” ifadesine özellikle dikkat çekilirken, biyoteknolojinin geldiği noktada insanların manipülasyona açık bir hâle geldikleri açıkça ifade edilmektedir.

 

Harari’ye göre “Biyoteknoloji geliştikçe insanların en derin istek ve duygularını bile etkilemek kolaylaşacak ve ‘kalbinizin sesini dinlemek’ eskisinden çok daha karmaşık bir iş haline gelecek. CocaCola’nın, Amazon’un, Baibu’nun ya da hükümetinizin zihin ve gönül tellerinizi titretmek için her türlü yatırımı yaptığı bir gelecekte, isteklerinizin gerçekten size mi yoksa bir pazarlama müdürüne mi ait olduğunu nasıl ayırt edeceksiniz?”[3]

 

CRISPR olarak adlandırılan ve bununla birlikte doğal olan yöntemin iki ana bileşenden meydana geldiğini ifade etmemiz gerekir. İlki birbirini tekrar eden DNA dizilimlerinin ufak parçalarıdır. Bu parçalara CRISPR denilmektedir. İkinci ise CAS, yani “CRISPIR Bağlantılı Proteinler” olarak adlandırılmaktadır. CAS, DNA’yı moleküler bir makas gibi keserek olası bir dizilim saldırısı anında virüsün DNA’larının bir kısmını kesip çıkarmakla görevlidir. Ardından CAS proteinleri, bakterinin CRISPR bölgesini dikerek, enfeksiyonun bir fotoğrafını çeker ve bu virüsün kodlarını RNA parçalarına kopyalar. CRISPR durumunda RNA, Cas9 adı verilen özel bir proteine bağlanır. Sonuç olarak oluşan bileşik, adeta bir gözcü gibi hareket eder ve serbest dolaşan genetik materyale yapışarak virüs için bir eşleşme arar. Virüs tekrar işgale hazırlandığında, gözcü bileşik onu fark ederek Cas9 virüsünün DNA’sını yok eder.

 

Konu kapsamında T.C. Üsküdar Üniversitesi’nde yayımlanan “CRISPR-CAS9 Nedir?” isimli makalede CRISPR Teknolojisi “DNA’da ameliyat yapabilen teknoloji” olarak anılmış ve Genetik manipülasyon yöntemleri içinde şu an için var olan en basit, çok yönlü ve duyarlı tekniğin de CRISPR-Cas9 olduğu ifade edilmiştir.[4]

 

The Economist dergisinde “Editing humanity” başlığı ile yayımlanan çalışma, konu kapsamında değerlendirildiğinde oldukça çarpıcıdır. “Genleri manipüle etmek için yeni bir teknik büyük umut vaat ediyor, ancak kullanımını yönetmek için kurallara ihtiyaç var.” ifadesi ile başlayan çalışma gen mühendisliğinin insanlığı manipüle edebilecek bir tehdite neden olabileceğini ve ne kadar etik bir yol izlenebileceğini sorgulamaktadır.

 

The Economist’e göre “CRISPR, amaçlanan DNA’yı kesmenin yanı sıra, başka yerlerdeki hedefleri de bulur. İnsanlarda ciddi zararlara neden olabileceği gibi, bir hastalığa sahip olan kişide ikincil hasar riskinin başlamasına da neden olabilir. Ancak yan etkilerin her hücrede hissedileceği germ hattı uygulamaları için çıtanın yüksek olması gerekir. Teknolojinin güvenli olmasını sağlamak bir nesil alabilir.” denilmektedir.[5]

 

Biyoteknolojinin bu denli gelişmiş olması, insanı bir kod parçası olarak gören, o kodları ele geçirebilmek için “suni salgınlar oluşturabilen” ve bu yaratılan salgın ortamında da toplumların biyo verilerini ele geçirmek için biohacking saldırısı gerçekleştirebilecek bir senaryoyu gözler önüne sermektedir. Hâlihazırda Merve Seren’in Kriter Dergi’de yayımlanan “Medikal İstihbarat” başlıklı makalesi de incelendiğinde konunun, “devletlerin yeni yumuşak karnı” olabileceği olası gözükmektedir.

 

Merve Seren “Kuşkusuz artık medikal istihbarat, bir devletin diğer rakip ve hasım devletlerin “yumuşak karnı” olarak tanımlayabileceğimiz zayıflıkları ve kırılganlıklarını kullanma aracına evrilmiştir. Böylece devletlerin dünya genelindeki bulaşıcı hastalıklar, çevresel sağlık riskleri, ulusal ve askeri öneme sahip biyomedikal ve biyoteknolojik konulardaki gelişmelerin yanı sıra birbirlerinin medikal kapasitelerini yakından takip ettikleri bir dönem başlamıştır.” demektedir.[6]

 

Aralık 2019’dan beri dünyanın adeta kaderini değiştiren COVID-19 küresel salgını bir biyoterör saldırısı olabilir. Bununla beraber, küresel salgının kötü niyetli biyo hackerlar tarafından biyo verilerin toplanması amacıyla oluşturulmuş olma ihtimaline karşın, toplumumuzun bir tek bireyinin bile DNA-RNA diziliminin, tükürük örneklerinin başka ülkelerce incelenmek üzere verisini paylaşmak, biohacking riskini ortaya çıkarmaktadır. Böyle bir senaryo hasım unsurun ekmeğine yağ sürmek demek olur. Akademik bir istihbarat araştırmasının temel vazifesi, her türlü senaryoyu düşünerek bu senaryolar kapsamında şüpheye düşmek ve ilgili otoritelere gerekli analizleri sunmaktır. Çalışmada bahsi geçen husus, bir senaryo olarak ele alınıyor olsa da gerçekliği olma ihtimali mevcut teknolojinin incelenmesi kapsamında açıkça ortaya koyulduğundan, gereken tedbiri almak bir komplo değil, ulusal güvenlik meselesi olacaktır.

 

Kısaca Biohacking ile mücadele, ulusal güvenlik meselesidir.

 

Siber dünyadaki kişisel verilerin korunması gibi, biyolojik verilerin de korunması kapsamında ulusal bir “Biyo Vatan”ın” inşası ve biyo veri gizliliği kritik önem taşımaktadır.

 

ÖMER MEMOĞLU

BAU DEGS GENÇ DESTEK GÖNÜLLÜSÜ

 

KAYNAKÇA

Alaca, İnci Sökmen. “Ulusal Güvenlik Açısından SARS COVID-19 Salgını: Genetik Mühendisliği Teknolojisinin Biyolojik Silah Yaratımı İçin Kullanılması”. Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi 6. İstanbul Güvenlik Konferansı Tebliğ Özet Kitapçığı. (2021): 10.

T.C. Üsküdar Üniversitesi. “CRISPR-CAS9 Nedir?”. Erişim Tarihi: Mart 13, 2021. http://uskudar.edu.tr/tr/crispr-cas9 .

The Economist. “Editing humanity”. Ağustos 22, 2015. Erişim Tarihi: Mart 13, 2021. https://www.economist.com/leaders/2015/08/22/editing-humanity .

Harari, Yuval Noah. “2050’de Başarılı Olmaları İçin Çocuklarımıza Ne Öğretelim?”. çev. Ayşe Kaymaz. Forge, Eylül 13, 2018. Erişim Tarihi: Mart 13, 2021. http://www.ozetkitap.com/kitaplar/2050yili.pdf .

Seren, Merve. “Medikal İstihbarat”. Kriter Dergi, Haziran 2020. Erişim Tarihi: Mart 13, 2021. https://kriterdergi.com/dosya-insani-guvenlik/medikal-istihbarat-ve-kurumsal-donusum .

TED. “Biyohack – siz de yapabilirsiniz.” Haziran 2012. Erişim Tarihi: Ocak 29, 2021. https://www.ted.com/talks/ellen_jorgensen_biohacking_you_can_do_it_too/up-next?language=tr#t-664496 .

TED. “How CRISPR lets us edit our DNA”. Eylül 2015. Erişim Tarihi: Ocak 29, 2021. https://www.ted.com/talks/jennifer_doudna_how_crispr_lets_us_edit_our_dna/up-next#t-937082 .

TED. “How CRISPIR lets you edit DNA”. Ocak 2019. Erişim Tarihi: Ocak 29, 2021. https://www.ted.com/talks/andrea_m_henle_how_crispr_lets_you_edit_dna/up-next#t-149693 .

 

 

 

[1] “CRISPR-CAS9 Nedir?,” T.C. Üsküdar Üniversitesi, Erişim tarihi: Mart 13, 2021, http://uskudar.edu.tr/tr/crispr-cas9 .

[2] İnci Sökmen Alaca, “Ulusal Güvenlik Açısından SARS COVID-19 Salgını: Genetik Mühendisliği Teknolojisinin Biyolojik Silah Yaratımı İçin Kullanılması,” Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi 6. İstanbul Güvenlik Konferansı Tebliğ Özet Kitapçığı, (2021), 10.

[3] Yuval Noah Harari, “2050’de Başarılı Olmaları İçin Çocuklarımıza Ne Öğretelim?”, çev. Ayşe Kaymaz, Forge, Eylül 13, 2018, Erişim tarihi: Mart 13, 2021, http://www.ozetkitap.com/kitaplar/2050yili.pdf .

[4] “CRISPR-CAS9 Nedir?”, T.C. Üsküdar Üniversitesi.

[5] “Editing humanity”, The Economist, Ağustos 22, 2015, Erişim Tarihi: Mart 13, 2021, https://www.economist.com/leaders/2015/08/22/editing-humanity.

[6] Merve Seren, “Medikal İstihbarat”, Kriter Dergi, Haziran, 2020, Erişim Tarihi: Mart 13, 2021, https://kriterdergi.com/dosya-insani-guvenlik/medikal-istihbarat-ve-kurumsal-donusum.