BOSNA HERSEK’TEKİ SON GELİŞMELER BAĞLAMINDA BÖLGEDEKİ KRİZDEN FAYDALANAN DEVLETLER VE OLUŞABİLECEK RİSKLER
Bosna Hersek’te son yaşanan gelişmeler Balkanların nasıl bir istikrarsızlığa sürükleneceğini göstermektedir. Bölgedeki devletleri direkt ilgilendiren, Avrupa’nın bünyesinde büyüyen bir kanser hücresi olacağı çok açıktır. Amerika ve Rusya’nın taraf olduğu bu etnik çatışma, Avrupalı Devletlerin sessizliğiyle daha da büyümektedir. 1995 yılında Dayton Barış Antlaşması ile bölgedeki savaş sona ermişti fakat Batılıların bu barış antlaşmasını korumaması ve Hırvatistan ve Sırbistan’ın milliyetçiliği yükselten sözlerine olan tepkisizlikleri bölgedeki öfkeyi tırmandırmaktadır. Foreign Affairs Dergisinde yayımlanan "Bosna'nın Tehlikeli Yolu" adlı makalesinde de 18 Mayıs 2022 tarihinde, Kurt Bassuener ve Toby Vogel de Bosna Hersek’teki güncel krizi değerlendirmişlerdi. Bu makale etnik ayrılıkçılığın tekrar körüklendiği Bosna’da, bu durumu gündeme detaylarıyla getiren önemli bir yön çizmiştir. Burada belirtilen hususlarda; Balkanlar'ın onlarca yıldır görülmemiş gerilim ve belirsizlik düzeyine ulaştığının altı çizilmiştir. Etnik milliyetçilik, Bosna Hersek’te yerel siyasi liderlerin halkın en büyük korkularını manipüle etmesiyle bölgeyi bir kez daha istikrarsızlaştırma tehdidinde bulunuyor. Örneğin, Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic, ülkesinin medyası üzerinde tam kontrole sahip ve Kosova'nın Sırp nüfuslu bölgelerinde huzursuzluğu körüklüyor. Diğer örneğimizde ise Bosna'nın üçlü devlet başkanlığının Sırp üyesi Milorad Dodik, Sırp kontrolündeki bölgelerinin ayrılmasını savundu. Hırvatistan hükümeti (AB ve NATO üyesi) ile Bosna'nın daha fazla etnik bölünmesine yol açmak için çağrıda bulunan milliyetçi Bosnalı Hırvat lider Dragan Coviç'in de bu tarz söylemleri giderek artmaktadır. Araştırmamızın önemi, yapılan tespitler sonucunda konunun ehemmiyetinin de ortaya konulduğunu göstermektedir. Putin’in de bu pastadan bir parça alma derdinde olduğunu da göz önünde bulundurursak, Bosna Hersek’in geleceği büyük bir tehlike içindedir. Putin, Batı'nın sınırlarında bozulma yaratmak amacıyla ayrılıkçılığı teşvik ediyor ve içeride yaşanan ekonomik istikrarsızlığında devam etmesinin kendi lehine olabileceğinin öngörüsünü yapıyor. Çünkü Bosna Hersek’te artan yolsuzluk, siyasi elitlerin cezasız kalması ve ekonomik zorluklar nedeniyle ülkeyi terk eden kişi sayısı yıllık 55.000 kişiyi bulmaktadır. Yapılan araştırmalara göre Bosna’nın nüfusu 2070 yılına kadar 1,6 milyona düşecektir. Bu da ayrılıkçı liderlerin kendi nüfuslarını yaratmalarına olanak sağlayacaktır. Asıl hedef orada bulunan Bosnalı Müslümanlar ve Osmanlı Mirası azınlıktır. Etnik bir çatışmada en büyük zararı görecek olanların da onların olması muhakkaktır. 2021 yılında Bosnalı Sırp lider Dodik, Sırpların Bosna’ya hakim olması çağrısında bulundu. Bosnalı Hırvat lider Coviç de, Hırvatların Bosna’ya hakim olması çağrısında bulundu. Bu çağrılar bile Bosna Hersek’in 3’e ayrılmasının önünde hiçbir engel olmadığını gözler önüne seriyor. Uluslararası medyada fazla dikkat çekilmeyen bu konunun Uluslararası sistemde bir kriz yaratacağı mutlak bir gerçektir. Sonuçların önemine dikkat çekilirken, sebeplerin öneminin göz ardı edildiği bir sistemden kimse zaferle çıkamaz. 1. Dünya Savaşı’nda bir Sırp Milliyetçisinin tabancasından çıkan bir kurşunla başlamıştı. Bosna Hersek bu yüzden üzerinde durulması gereken ve tüm bölgeyi jeopolitik olarak ilgilendiren bir konudur. Bu yüzden ABD, Avrupa ve Rusya’nın, Bosna Hersek’te ayrılıkçılığı teşvik eden ya da bunlar olurken susan bir politikadan vazgeçmesi önemlidir. Hatta Dayton Anltlaşmasının korunması amacı ile bölgeye NATO kuvvetlerinin yerleştirilmesi bile düşünülen çözüm yollarından birisidir. NATO kuvvetleri tugayının Bosna'daki Brcko kasabasında ve çevresinde üslenmeli önerisinde bulunulmuştur.
Milliyetçi siyaset ve etnik farklılıklar hakim olmaya devam ediyor. Hırvatların ve Sırpların ayrılıkçı sözleri, Amerika ve Rusya’nın tarafları desteklemesi, Avrupa’nın sessizliği ve Dayton Barış Antlaşmasını koruyucu önlemler almaması Bosna Hersek’in üç parçaya bölüneceğinin kuvvetle muhtemel en büyük sebepleridir. Ekonomik istikrarsızlık nedeniyle göç eden Bosna halkı da Hırvat ve Sırp liderlerin lehine olan bir durumdur. Gelecek zaman gösteriyor ki, Bosna Hersek yüz ölçümünden büyük bir parçalanmaya, nüfusundan daha büyük bir kayba neden olacaktır. Krizler iyi yönetilirse herkes kazanacak, yönetilemezse Balkanlar bölgesinde herkes kaybedecektir.
https://www.foreignaffairs.com/articles/bosnia-herzegovina/2016-07-06/backing-balkans
https://www.foreignaffairs.com/articles/bosnia-herzegovina/2017-09-06/russias-bosnia-gambit
https://www.foreignaffairs.com/articles/europe/1999-11-01/daytons-incomplete-peace
https://www.foreignaffairs.com/articles/bosnia-herzegovina/2009-08-17/death-dayton
https://www.foreignaffairs.com/articles/russian-federation/2021-12-27/russia-playing-fire-balkans
https://www.foreignaffairs.com/articles/bosnia-herzegovina/2022-05-18/bosnias-dangerous-path
https://www.foreignaffairs.com/articles/europe/2014-02-24/thieves-bosnia
https://www.worldpoliticsreview.com/articles/4614/from-dayton-to-butmir-the-future-of-bosnia
TÜRK DEGS Gönüllü Araştırmacısı Tutku YİĞİT