EKMEDİĞİNİZ TARLA, KULLANMADIĞINIZ TOPRAK SİZİN DEĞİLDİR.
22 Aralık 2020’den itibaren Doğu Akdeniz’de ön gördüğümüz alandaki faaliyetler yapılmıyor. Bunda tabii devlet el güçlendiriyor olabilir, diplomatik açıdan. Yunanistan’la birtakım müzakareler yapılıyor. AB ve ABD baskısı var. Ekmediğiniz tarla, kullanmadığınız toprak sizin değildir. Onun içinde özellikle kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölgede o hakları kullanırsanız sizin olduğunu gösterirsiniz. İşre gemilerimizin Karadeniz’e çekilmesi. Bir tek sismik araştırma gemimiz Oruç Reis kaldı. O gemide kendi karasularımız içerisinde faaliyet gösteriyor. Çok acıdır ve bunun içinde navtex yayınlanmıştır. Faaliyet gösterilmiyor olmasını büyük bir endişe ve üzüntü ile karşılıyorum. Yunanistan’la müzakere ediliyor diye bu gemiler sahadan çekilmişse ve Yunan-Rum ikilisinin bize reva gördüğü alanı gösterir harita Seville’ye göre çekilmişse bu çok ciddi bir talihsizlik, çok ciddi bir üzüntü kaynağıdır.
Diğer bir üzüntü kaynağı ise Doğu Akdeniz’de Yunanistan Türkiye’nin muhatabı değildir. Doğu Akdeniz’de Yunanistan’ın kıyısı yoktur çünkü Yunanistan bir adalar ülkesi, bir arşipal devleti değildir. Anakarasına göre deniz yetki alanı ölçümü yapılması gerekir. Bu yüzden Yunanistan’ın muhatap alınması, Yunanistan’la müzakare yürütüyoruz diye Doğu Akdeniz’den gemilerimizin çekilmesi doğru ise çok yanlış ve üzücüdür.
DOĞU AKDENİZ'DE TÜRKİYE'NİN EN AZ 500 YILLIK DOĞALGAZ İHTİYACINI KARŞILAYACAK GAZ HİDRAT YATAKLARI VAR
Benim 2010 yılında yazdığım makalede var. Daha önce yapılmış TPAO Maden Tetkik Arama Enstitüsü ve Dokuz Eylül Üniversitesi’nin yaptığı çalışmalarda da var. Son dönemde de Bahçeşehir Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi, Ortadoğu Teknik Üniversitesi gibi üniversitelerin araştırmalarından istifade ile hazırlanan raporda da var. Doğu Akdeniz’de 500 yıllık Türkiye’nin doğalgaz ihtiyacını karşılayacak gaz hidrat yatakları ön gördüğümüz deniz yetki alanlarımızda bulunmaktadır.
Efendim ben burada bir şey bulamadım ve o yüzden gemileri çektim diyen bir yetkili varsa, bu kesinlikle doğru değil. Bir kere Türkiye’nin en az 500 yıllık doğalgaz ihtiyacını karşılayacak gaz hidrat yatakları bu bölgede var.
Enerji sorununu çözmüş bir Türkiye, büyük bir Türkiye olacaktır. Güçlü bir devlet olacaktır. Bu enerji sorunu çözmenin önüne geçmek isteyen elbette yanımızda dost görünümlü hasım olan Yunanistan vardır. Yunanistan’ın arkasında da tarih boyunca onu piyon olarak kullanmış birtakım devletler vardır.
Yunanistan Osmanlı Devleti’ne karşı Fransa, İngiltere ve Rusya tarafından kurulmuş bir devlettir. Bugün Yunanistan yine arkasına bu devletleri almıştır ya da daha doğrusu bu devletler de aslında Yunanistan’ı öne sürmektedir. Amaç Türkiye’nin büyük devlet olmasını engellemektir.
BAZI ŞEYLERİ YAPMAMAK, BAZI ŞEYLERİ YAPMAKTAN ÇOK DAHA İYİDİR
Bu navtex korkunç bir hatadır. Bu resmen ‘ben boyun eğdim ve boyun eğdiğimin göstergesi olarak da size bir navtex yayınlıyorum bakın bu gemi Seville haritasında belirtilen alanda kalacaktır’ hem körfezde hem karasularında. Yani akıllara ziyan bir uygulama yapılmıştır. Hiç yayınlamasaydık biz bunu çok daha iyiydi. Bazı şeyleri yapmamak, bazı şeyleri yapmaktan çok daha iyidir. Böyle bir öngörüsüz harekette bulunan, böyle bir öngörüsüz yaklaşımla navtex yayınlattıran, navtex yayınlanmasını isteyen, gemiyi buraya çekenler, çektikten sonra bu navtexi yayınlayanlar… Bunların ben neye hizmet ettiklerini anlamış değilim!
YUNAN BASINI: "TÜRKİYE'Yİ DOĞU AKDENİZ'DEN MEN ETTİK"
Yunan basınında ‘Türkiye’yi Doğu Akdeniz’den men ettik’ sözü, Aralık 2020’den beri devamlı yazılıyor. Ben de buna çok üzülüyorum. Bir kere siz geri çekildiniz mi bir daha ileriye çıkmanız o kadar zor ki… Türkiye gemilerini hiç çekmeseydi, bu gemiler faaliyetlerine devam etseydi daha kolaydı her şey. Ama geri çekildikten sonra tekrar ileriye çıkmak o kadar zor ki. Hiç kimse kendini kandırmasın. ‘Ben gemileri şimdi de çıkartırım!’ O zaman çıkart. Neden çıkartmıyorsun?
Yunanistan sana Nautical Geo gemisi ile saldırganlık yapıyor, senin haklarınızı ihlal etmeye kalkıyor, sonra o gemi kalkıyor belki de 1 hafta boyunca senin alanınızdan geçerek, münhasır ekonomik bölgenden, kıta sahanlığından geçerek Kıbrıs’a geçiyor. Oradan da girmeye çalışıyor. Sen buna askeri gemilerle cevap veriyorsun. Sismik araştırma gemileri ve sondaj gemileriyle değil. Bu şu demektir. Politik diplomasi çökmüş, iş savunma diplomasisine kalmış demektir. O nedenle Milli Savunma Bakanlığı son hat olarak görevini yapmaktadır. Onun için bugün diplomatların çıkıp, MSB’nin yaptığı faaliyetleri sanki politik diplomatik faaliyetmiş gibi göstermesi yanlıştır.
Bir kere akademiada İngiliz Doktrini’ne göre iki türlü diplomasi vardır. Birincisi politik diplomasi, Dışişleri Bakanlıkları tarafından yapılır. İkincisi savunma diplomasisi, o da Savunma Bakanlığı tarafından yapılır. Savunma Bakanlığı tarafından yapılan diplomasi aslında politik diplomasinin işlemediği durumlarda olur ya da birlikte kullanılır. Ama şimdi böyle bir durum yok. Şu anda politik diplomasimiz başarısızlığa uğramıştır. Savunma diplomasisi ile karşı koymaya çalışıyoruz. Onun içinde ‘Mavi Vatan askerileştiriliyor’ diyenlerin eline, bile bile koz veriliyor. Neden? Çünkü politik olarak ne münhasır ekonomik bölge ilan ediyorsunuz, ne hukuki vasıtaları kullanıyorsunuz, ne Yunanistan’ı politik yönden sıkıştırabiliyorsunuz, ne de başka bir şey yapabiliyorsunuz. En sonunda da o askeri gemilerle araştırma gemilerini kovmak durumunda kalıyorsunuz. Bunu da politik diplomasi başarısı olarak kimse göstermesin! Başarısızlıktır bu. Çok ciddi bir başarısızlıktır.
Onun için Milli Savunma Bakanlığı’nın bu kararlı tutumunu takdirle karşılıyorum.