Cihat Yaycı; "FETÖ ile Mücadele Kurumu Kurulmalıdır Diye Boşuna Demiyoruz!"

Sosyal Medyada Paylaş!

TÜRK DEGS Başkanı Cihat Yaycı, 20 Nisan 2022 tarihinde basına verdiği son mülakatta FETÖ tehlikesinin kurumsal boyutta mücadeleye açılmasının altını çizdi.

Sözün Bittiği Yerdeyiz

“FETÖ ile mücadele için merkezi bir kurum kurulmalıdır diye boşuna demiyoruz!” diyerek sözlerine başlayan Cihat Yaycı Paşa, şunları söyledi: “En büyük beka ve güvenlik sorunu FETÖ’dür. Dikkatinizi çekerim daha bugün yakalanan FETÖ’cüler arasında üsteğmen, teğmenler var!! Yani 15 Temmuz sonrası girmişler üstelik! Sözün bittiği yer. Uyanık olunması lazımdır. FETÖ’nün dünyada eşi benzeri görülmemiş bir terör, casusluk ve suç örgütü olduğunu belirtti. Bu örgütlerin en önemli hedefleri silahlı kuvvetlerdir, polistir, idaredir, yargıdır ve devletlerin istihbarat teşkilatlarıdır. ‘Bundan sonra öyle şeyler olmaz’ derseniz 15 Temmuz saat 20:30 öncesindeki gaflet içine düşmüş olursunuz. Onun için çok iyi filtreler, süzgeçler konulması ve bunun sık sık kontrol edilmesi lazım. Bu ve benzeri örgütlerin, ‘15 Temmuz oldu, biz bir darbe yedik ve biz artık TSK’yı ve Türkiye’yi bırakıyoruz’ diye bir anlayışı yoktur.”

Herkes Biliyor ama Kulağının Üstüne Yatıyor

Cihat Yaycı Paşa, sözlerini şöyle sürdürdü: “Askeri okul sınavları, harp akademisi sınavları, bu sınavların çalındığını biliyoruz, herkes biliyor ama kulağının üzerine yatıyor. Sınav yolsuzluğu çözümlenmeden, çalıntı, alıntı sorularla sınavlara katılıp devlet kademelerine gelenler tespit edilmedikçe bu örgütten devlet kurtulamaz. Harp okulu sınavlarının, askeri lise sınavlarının, anadolu lisesi sınavlarının çalındığını biliyoruz. Üniversite sınavları, tıpta uzmanlık sınavları, kaymakamlık sınavları, müfettişlik sınavları, hakimlik sınavlarının çalındığını biliyoruz. Bunlar itirafçı ifadelerinde var ve ortaya koymak çok basit. Maalesef yapılmıyor.”

 

“FETÖ ile mücadele bir merkezi sistemle olmalı”

Türkiye’yi tüm yetkilileri FETÖ’ye karşı uyanık olunması konusunda ve asla taviz verilmemesi hususunda ısrarla uyarılarda bulunan Cihat Yaycı, şunları söyledi: “FETÖ ile mücadele bir merkezi sistemle olması lazım. Bütün bunların bir analitik sistemle tespit edilmesi lazım. Çok da basit. Şu anda mücadeleyi yapanlar kimler biliyor musunuz? Emniyet Genel Müdürlüğüne bağlı İstihbarat Daire, TEM Daire, KOM Daire, Siber Daire, birkaç kahraman savcı, Milli İstihbarat Teşkilatı. Bunlara minnettarım. Bunların nasıl çalıştıklarını gördüm. Bunlar olmasaydı şu anda 15 Temmuz’un ikincisi olurdu.”

"Bu Riski Nasıl Alırsınız?"

Uyarılarını sürdüren Cihat Yaycı Paşa, sözlerini şöyle sürdürdü: “Şimdi bunların hepsini unutacaksınız, katalog evliliğini umursamayacaksınız,  sınav anomalilerini hiç göz önüne almayacaksınız, atama anket formlarında belli kalıplarla atama istemeyi de görmezden geleceksiniz, birbirlerini sicilen desteklemeyi de görmezden geleceksiniz. Bunları görmeyeceksiniz, örgütü çözmeye çalışmayacaksınız, sadece ankesörle, bylockla işlem yapacaksınız. Ve bu adamları kursa göndereceksiniz, eğitim yatırımı yapacaksınız, yurtdışı görevlere, yurtdışı toplantılara göndereceksiniz, örgütün yurt dışındaki elemanlarıyla bağlantı sağlayacak bunlar. Hem de sizin kurumunuzdan bilgi götürüp oralara teslim edecek, Bu riski nasıl alırsınız?”

"İşte Cihat Yaycı'nın Çözüm Önerisi"

Ankesör ve Bylock’la örgüt mensuplarının maksimum yüzde 10’unu temizlenebileceğini söyleyen Cihat Yaycı, şöyle konuştu: “İtirafçı ifadelerinden böylesi kriterler çıkarılması mümkünken, çıkarmayıp sadece ankesöre bırakmak, savcıya, polise, istihbarata bırakmak, örgütle mücadele etmemek demektir, samimiyetsizliği gösterir. Örgüt zaten ankesördeki kayıpları zayiat olarak sayıyor, razı oluyor. Çözüm basittir; FETÖ’nün devlete sızma stratejisinin çözümü ile kriterler oluşturulması ve bu kriterlerle örgüt üyelerinin tespiti. Bu kriterler çerçevesinde FETÖ için TCK’da gerekli düzenlemelerin yapılması. Şu anda TCK’da FETÖ’ye yönelik gerekli düzenlemeler yapılmadığı için, FETÖ ile sıradan terör örgütleri ile mücadelede kullanılan kanunlarla mücadele edilmeye çalışılıyor, bu da FETÖ’cülerin serbest kalmasına ve hukuk tartışmalarına neden oluyor.”

"FETÖ Kendine Münhasır, En Tehlikeli Sinsi Bir Silahlı Terör Örgütü ve Casusluk Örgütüdür"

TÜRK DEGS Başkanı müstafi Tümamiral Cihat Yaycı’nın FETÖ ile mücadeleye yönelik dikkat çeken sözleri şu şekilde: “Zira FETÖ; PKK vs gibi bir aleni ilahlı terör örgütü olmadığı için FETÖ terör örgütü üyeliği de PKK terör örgütü üyeliği kıstasları ile belirlenip, cezalandırılamaz. Cezalandırılamıyor da!! FETÖ kendine münhasır, en tehlikeli sinsi bir silahlı terör örgütü ve casusluk örgütüdür. Bu gerçeğe göre Ceza Kanunlarımızı da adapte etmeliyiz acilen. Zaten çok geç kaldık. Zamanında FETÖ’nün TSK’ya sızma, yükselme stratejisinin tersine mühendislikle, net Fetöcu darbeci askerlerin eğitim, mesleki ve sosyal yaşamlarının analizi, itirafçı ifadeleri ve iddianamelerden istifade ile  80 temel, 280 alt kriterden oluşan bir tespit sistemi, ki buna FETÖ’cüler gayri ciddi algı oluşun diye FETÖMETRE adını taktı ama kamuoyu da bu adı çok sevdi. Yani FETÖCÜ algı operasyonu geri tepti. 

"Yüzde 50’sinden Fazlası FETÖMETRE ile Bulundu!"

FETÖMETRE, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne sızmış örgüt üyelerinin tespitinde büyük katkılar sağladı. Uygulamanın başarısı, ankesör ile yakalanan FETÖ’cülerin yüzde 97’sinin çok daha önce FETÖMETRE ile tespit edilmesiyle birlikte ortaya konuldu ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarınca da alınarak kullanıldı. 15 Temmuz’a giderken çok net görüyorduk ki, TSK’nın amiral ve general kadrolarının en az yüzde 50’sinden fazlasını FETÖ’cüler ele geçirmişti. O kadar sinsiydi ki bunlar, belgeleyemezsiniz ama bilirsiniz.

"FETÖMETRE'nin Önemi"

Belgesel kanallarında vardır ya, bir aslan ceylanı arka ayaklarından yakalıyor. Ceylan önce çırpınıyor. Fakat aslan yere yapıştırdığı ceylanı arka ayaklarından yemeye başlıyor. Ceylan yine çırpınıyor canı yanıyor ama sonra paralize oluyor hiçbir şey hissetmemeye başlıyor. Sonunda ceylan, arkasına dönüp aslanın yemesini seyrediyor. Sanki yenen bir başkasıymış gibi. Halbuki yenen kendisi. Bunun adı paralize olmak. Devlet 15 Temmuz’dan önce paralize olmuştu, TSK paralize olmuştu. Şimdi aynı noktaya geliyoruz.

 

Bu kriterlere baktığımızda FETÖMETRE dediğimiz şey şu aslında: FETÖ’nün Türk Silahlı Kuvvetlerine sızma stratejisinin çözümlenmiş halidir. Tersine mühendislikle çözümlenmiş halidir.  FETÖMETRE, kamuoyunun verdiği bir tabirdir. Sistemin asıl adı, Personel Araştırma İnceleme Tetkik uygulamasıdır. Bu algoritma, örgütün TSK ve diğer kurumlardaki çözümlemesi için önemlidir. Örgüt bunu istemediği için bu sistemin kuramcısını ve sistemi kötülemek için elinden geleni yapıyor. İstifa etmiş olmama, askerlikten ayrılmış olmama rağmen beni her bakımdan itibarsızlaştırmaya çalışıyor. Bu sistemi lekelemek için olmayan kriterler bile uydurdu. Efendim “çift isimli olmak”, böyle bir kriter yok. “çocuğu sakat olmak, boynuza bilezik takmak, gibi şeyler yok. 15 Temmuz’dan sonra, kurunun yanında yaşın da yanmaması için ilk etapta 28 kriterle başladık.  FETÖMETRE’de 280 tane alt kriter, 80 ana kriter var. Kurunun yanında yaş yanmasın diye yapılan bir şey bu.