Cihat Yaycı; "Memleketimiz ciddi bir FETÖ tehlikesi altındadır!"

Sosyal Medyada Paylaş!

28 Nisan 2022 tarihli Hadi Özışık Youtube kanalının konuğu olan ASAM TÜRK DEGS Başkanı Cihat Yaycı, ülkemizin bekasını tehdit eden FETÖ terör örgütüne yönelik önemli değerlendirmelerde bulundu. Türkiye'nin çok boyutlu bir tehlikeyle karşı karşıya kaldığını vurgulayan Cihat Yaycı, FETÖ'nün tehlikeli stratejisini anlattı. 

FETÖ'nün saldırgan ve tehditkar yapısını değerlendirerek giriş yapan Cihat Yaycı; "FETÖ her türlü hainliği içinde barındıran bir örgüttür. Bunlara ahlaksız örgütü derseniz ahlaksızlık örgütüdür. Gasp örgütü derseniz gasp örgütüdür. Dolandırıcılık örgütü derseniz bunlar dolandırıcılık örgütüdür. Bunlar kendilerine para vermeyen, yardımda bulunmayı reddeden küçük esnaftan işadamlarına kadar herkese saldıran bir terör örgütüdür." değerlendirmesinde bulundu. 

Örgütün terör faaliyetlerini değerlendiren Cihat Yaycı; "Bunlar herkese komplolar kuran, Ermeni asıllı Türk vatandaşı gazetecileri hatta Rus Büyükelçisi’ne suikast düzenleyen bir terör örgütüdür." değerlendirmesiyle örgütün karanlık eylemlerini analiz etti. 

Özellikle FETÖ'nün sınav hırsızlığı ve yolsuzluğu hususunu tüm boyutlarıyla derinlemesine analiz eden Cihat Yaycı; "4 Eylül 2020 tarihinde ÖSYM soruları sızdırmasına ilişkin davada aralarında kurum personelinin bulunduğu sanıklara 6 yıldan 18 yıla kadar hapis cezası verildi. Bunun gibi onlarca örnek var. En az 2000 yılından beri tüm sınav soruları bunlara verilmiş. Bunların liseleri, dershaneleri çok başarılı olmuştur diye algı yaratılıyordu aslında gerçekte olan soru ve sınav hırsızlığıdır!" Tespitiyle örgütün kurduğu karanlık sınav ağını açıkladı. 

Senelerdir FETÖ ile mücadele ettiğinin altını çizen Cihat Yaycı terör örgütü FETÖ'ye "cemaat" diyenlerin "net bir şekilde vatana ihanet içerisinde olduklarının" altını çizdi. 

FETÖ'nün kurumlara ve okullara sızma şemasını değerlendiren Cihat Yaycı; "Askeri Lise ve Harp Okulu sınavları eskiden müstakil yapılırdı hatta her kuvvet kendi sınavını yapardı. Bu durum örgüt için oldukça zor bir durumdu çünkü her kuvveti kontrol etmek ve sızmak mecburiyetinde kalıyordu. Dönemin kuvvet komutanlarının kulağına şu fısıldandı; “Devletin zaten bu konuda ÖSYM kurumu var biz sınavlarımızı merkezi sistemle yaptıralım ve şaibe riski ortadan kalksın, zaten bu işi en profesyonel yapan kurumda odur” diyerek komutanları FETÖ tarafından ele geçirilmiş ÖSYM’ye yönlendirdiler. Böylece örgüt askeri okullara sızma imkanını kolayca elde etti." Değerlendirmesinde bulundu. 

Örgütün sızma stratejisini şu cümlelerle analiz eden Cihat Yaycı; "Denizi kontrol etmek istiyorsanız önce denize ulaşan boğazı kontrol edeceksiniz. Okulları kontrol etmek istiyorsanız ÖSYM ve sınav merkezlerini kontrol edeceksiniz. Örgüt tam olarak bu stratejiyi uygulamıştır." ifadelerinde bulundu. Örgütün sistematik bir şekilde sınav hırsızlığı yaptığının altına çizen Cihat Yaycı; "Örgüt yemin karşılığı okullarında okuyan öğrencilerine bu soruları verdi. İtirafçı ifadelerinde sabit. Biz de maalesef başarı sınav sonucuyla ölçüldüğü için sınav hırsızlığı yapanlar başarılı gözükmüş oldu." değerlendirmesiyle terör örgütünün sözde "başarılı okullar" propagandasının da gerçek yüzünü ortaya koydu. 

Örgütün sınav usulsüzlüklerini pratiğe dökerken izlediği gizli yöntemi incelemeleri sonucunda keşfederek "şifreleme yöntemini" açığa çıkarttığını belirten Cihat Yaycı; "TC kimlik numarası neden çıktı? Her yerde o kullanılsın diye. Herkesin müstakil kendine ait bir numarası var. Askeri lise ve harp okulu sınavlarında hem TC hem de Aday numarası var! " akla ve genel işleyişe aykırı bu durumdan ciddi şekilde şüphelendiğini ifade eden Cihat Yaycı; "2016 Ekim ayında bu durumu fark ederek bir bit yeniği olduğunu anladım ve ilgili subay ile mülakat yaptım, bu durumun neticesinde ilgili subay kendisinin de FETÖ üyesi olduğunu itiraf ederek, aday numarasının ne olduğunu açıkladı." değerlendirmesinde bulundu. İtiraflardan elde ettiği durumu aktaran Cihat Yaycı; "İtiraflarda bulunan subay; Her sene kendilerine muayne, beden eğitimi gibi tüm komisyonlarda listeler gelir ve bu listelerde üç ve dördüncü rakamı büyük olan ya da rakamları toplamı dokuz üzerindeki öğrencilerin kendilerinden olduğunu, küçük olanların ise yüzlerine bile bakmadan elediklerini itiraf etti." açıklamasında bulundu. 

Aday numarası sisteminin nasıl oluşturulduğunu da açıklayan Cihat Yaycı; "Her sene deniz kuvvetlerinde bir komisyon kuruluyor ve örgüt müracaat eden bütün adamlarına göre bir aday numarası veriliyor. Bu şifrelemeye göre 2000 yılından itibaren askeri okullara giren herkesin çok ciddi şüpheyle bakılması gerek! Sadece ankesör ve Bylock’a bakarsan bunları bulamazsın!" değerlendirmesinde bulundu. 

"FETÖMETRE’de ÖSYM’den aldım tüm sınav sonuçlarını itirafçı ifadelerinde onlara örgütün dediği şekilde yapanlar kimler onları bulmaya çalıştım." Diyen Cihat Yaycı, herhangi bir haksızlığa ve şüpheye yer vermemek adına "Şüphelilerin sınav başarısının ne derece doğru olduğunu analiz edebilmek için Milli Eğitim Bakanlığı'ndan ortaokul ve lise puanlarını istedim. İlgili şahıs eğer ortaokulda başarısız sınavda orantısız şekilde başarılı ve sınav sonrası yerleştiği okulda yine başarısız ise bunun sınavda nasıl yüksek aldığını sorguladık" değerlendirmesinde bulunan Cihat Yaycı; "Sadece ankesör ve Bylock ile FETÖ ile mücadele etmek mümkün değil! Daha geçtiğimiz günlerde binbaşı, yüzbaşı rütbesinde FETÖ'cüler yakalandı sadece ankesör ve Bylock üzerine bir mücadele yöntemi kurmak sağlıklı değildir!" diyerek "FETÖ ile mücadele kurumunun kurulması gerektiğini" bir kere daha yeniledi. 

Durumun ciddiyetini vurgulayan Cihat Yaycı; "15 Temmuz 2016 saat 20.30’a kadar Türk Silahlı Kuvvetlerinde FETÖCÜ var dediğinizde genelkurmay sizi mahkemeye veriyordu. Şimdi 15 Temmuz 2016’dan ders almayıp şuanda Türk Silahlı Kuvvetlerinde FETÖCÜ var dediğinizde mahkemeye veriliyorsanız durumuzu 15 Temmuz 2016 saat 20.30’dur!" değerlendirmesinde bulundu. Senelerdir FETÖ ile mücadele ettiğinin altını çizen Cihat Yaycı; "Biz kelleyi koltuğa aldık, 2000 yılından beri FETÖ'cüler Türk Silahlı Kuvvetleri'ne sızmış durumdadır. Memleketimiz tehlike altında hala teğmen, üsteğmen rütbesinde FETÖ'cüler ortaya çıkıyor! FETÖ'nün atama emriyle terfi almış insanlar hala görevdeler.TSK'nın en ücra köşesine kadar atamalar yapan bir örgütün elemanları hala TSK içerisinde görev yapıyor." Değerlendirmesinde bulunarak tehlikenin boyutlarını ortaya koydu. 

FETÖ'nün kendisine Ocak 2020'den itibaren görevden alma kumpası kurduğunu ve açık açık tehdit ettiğinin altını çizen Cihat Yaycı; "Firari FETÖ'cü Adem Yavuz Arslan, aylar evvel benim istifa ettirileceğimi söylemiş hatta  uygn koşullar ve sözde mahkeme süreçleri organize edilerse rütbelerimin dahi söküleceğini söyleyerek tehditlerde bulunmuştu. Bu tehdit ve kumpasların hepsi ne yazık ki gerçekleşti" diyerek FETÖ'nün devam eden kumpas ve saldırı imkanını da ortaya koydu. 

"Memleket çok ciddi bir tehlike ile karşı karşıya 15 temmuz 2016 saat 20.30 öncesine geldik."  değerlendirmesinde bulunan Cihat Yaycı; "Sınav sonuçları ellerine verilerek askeri okullara giren adamlar yatay geçişle ODTÜ ,Boğaziçi, İTÜ gibi önde gelen üniversitelere alındılar. Bu şaibeli şahışlar derhal üniversite sınavına tabii tutulmalı. Normal vatandaşın girdiği sınava girmelidirler" çağrısında bulundu. Cihat Yaycı; "Soru hırsızlığıyla askeri okullara giriş ilk %50’ye bile giremeyecek adamlar şimdi de Türkiye’nin en ileri üniversitelerine yerleştirildiler." değerlendirmesinde bulundu. 

Üniversitelerde çıkartılmaya çalışan olaylarda bu şahısların parmağının ne derece etkili olduğunun araştırılması gerektiğinin de altını çizen Cihat Yaycı, FETÖ'nün yurtdışında sözde hakemli dergi kurarak, kendi elemanlarına sahte yurtdışı akademik yayınları yaptırdığının da altını çizerek örgütün akademi boyutunun da altını çizdi.

"Emniyet Genel Müdürlüğü, Milli İstihbarat Teşkilatı ve İçişleri Bakanlığı'na derin şükranlarımı sunuyorum onlar olmasa bu mücadele net bir şekilde sürdürülemezdi" diyen Cihat Yaycı; "15 Temmuz 2016 beri hala FETÖ ile mücadele özelinde bir tane kanun yayınlanmış değil, Kurumlara nasıl sızdıkları belli her kurum kendi müstakil sistemini kurmalı! Türk Ceza Kanunun da PKK, DHKP-C ve TİKKO' dan ayıran bir düzenleme yapıldı mı? Bu örgüt dağlarda askerle çatışan bir örgütle aynı kategoride değerlendirirseniz FETÖ militanları fıldır fıldır aramızda dolaşırlar." diyen Cihat Yaycı tehlikenin boyutlarını gözler önüne serdi. 

İltisak konusu da açıklığa kavuşturan Cihat Yaycı; "Karısı dağda, anası-babası PKK'ya yardım yataklıktan tutuklanmış, kardeşi PKK'nın propaganda faaliyetlerinde yer almış birisini nasıl ki devlet güvenip hakim, asker, polis, savcı yapmazsa FETÖ'nün okullarında okumuş, birinci derece yakınları FETÖ'ye yardım yataklık yapmış ya da eşi FETÖ okullarından aktif görev almış birisine de güvenemez-güvenmemelidir!"  

FETÖ'nün 3K amacı bulunduğunu belirten Cihat Yaycı; "Kaos-Kargaşa ve Karmaşa amacıyla hareket eden FETÖ, her kılığa giren bir yapılanmadır. KHK ile devletle ilişiği kesilmiş şahısların tekrar devlete alınması demek FETÖ'nün ihanet değermenine su taşımak demektir" diyerek 15 Temmuz gecesi Yunanistan'a kaçarak ülkemizin kritik bilgilerini bizzat Yunanlılara veren FETÖ'cü hainlerin masum olmadığının altını çizen Cihat Yaycı "FETÖ ile mücadele konusunda birincisi özel bir kurum kurulmalı, ikincisi ise FETÖ ile mücadele özelinde Türk Ceza Kanunu'nda yasa ortaya konmalıdır" değerlendirmesinde bulundu.