ASAM TÜRK DEGS Başkanı Doç. Dr. Cihat Yaycı, 30.06.2022 tarihli Sıfır Noktası isimli Youtube kanalına konuk olarak bir mülakat vermiştir.
Yunanistan’ın hukuksuz tutumuna yönelik Cihat Yaycı; “Öncelikle Yunanistan hukuk tanımaz bir devlettir. Türk-Yunan sorunları diye bir şey söz konusu değildir. Ortada sorun değil Yunanistan’ın talepleri vardır. Tıpkı ‘Adalar Denizi’nin ‘Ege’ diye algılattırılması gibi Türk-Yunan sorunları diye de bir algı söz konusudur. Bugün gelinen noktada karasularını hukuksuzca artıran, karasularının ötesinde dünyada eşi benzeri olmayan bir şekilde 10 mil hava sahası uygulayan ve bunun kabul edilmesini isteyen Yunanistan, Uçuş Malumat Bölgesi’nin bir egemenlik alanı olarak kabul görmesini isteyen Yunanistan’dır. “ değerlendirmesinde bulunmuştur.
Adaların hukuku durumlarına değinen Cihat Yaycı; “Türkiye bir şey istemiyor ki Türkiye, 1923 Lozan ve 1947 Paris Antlaşmalarına uyulmasını bekliyor! 1923 Lozan ve 1947 Paris Barış Antlaşması’nda 23 Ada ancak gayri-askeri statüde kalmak kaydıyla Yunanistan’a devredilmiştir. Bu da ancak bir müfreze jandarma barındırabilmesiyle sınırlıdır. Antlaşmalarda da Türkiye’ye tehdit oluşturmaması için bunun uygulandığı açıkça yazmaktadır. Yani adanın asayişini sağlamakla görevli bir müfreze jandarmanın dışında bu adalarda askeri amaçlı ne uçak uçurulabilir, ne havaalanı açılabilir, ne askeri uçak indirilebilir ne de askeri birlik konuşlandırılabilir. Ama Yunanistan bu anlaşmaların hiçbirisine riayet etmiyor ve adaların statüsünü bozarak Türkiye’ye yönelik silahlar konuşlandırıyor. Bu Türkiye’ye yönelik ciddi bir tehdittir. “ ifadelerinde bulundu.
Türkiye’nin hukukun dışına çıkmadığını belirten Cihat Yaycı; “Türkiye tarihi boyunca bir kere dahi ben Rodos’u alacağım, İstanköy’ü alacağım gibi söylemlerde bulunmamıştır. Tarih boyunca Türkiye bu adalara bomba vs. atmış değildir. 1922 yılında daha yüz yıl önce Batı Anadolu’yu işgal ederek Türk soykırımları yapanlar bunlar değil miydi? Bunlar askeri İzmir’e nereden çıkarttılar. Hatırlatayım Midilli’den ve Sakız’dan çıkarttılar. 1974 yılında 20 bin Yunan askerini Kıbrıs’a getirerek Türkleri 11 yıl boyunca dağlarda yaşamak zorunda bırakanlar Yunanlılar değil miydi? Şimdi bu acı tecrübeler hala tazeyken adalardaki bu silahların Türkiye’nin boş bir anında ya da başka şeylerle ilgilenirken Yunanistan’ın Türkiye’ye saldırmayacağının bir garantisi var mıdır?” değerlendirmesinde bulundu.
Yunanistan’ın saldırgan tutumunu da açıklayan Cihat Yaycı; “Tüm bu saldırgan tutum devam ederken Yunanistan’ın Batı Anadolu’ya tekrar saldırmayacağının bir garantisi var mıdır? Yunanistan’da bakanlar da dahil olmak üzere hala güçlü bir şekilde Megali İdea hedeflerinden bahsedilmektedir. Ekümenik Patrik söylemleri devam etmektedir. ABD ve Yunan kanallarında Batı Anadolu’yu, Trakya’yı, Kıbrıs’ı Yunanistan’a ait gösteren ve İstanbul’u Ekümenik Patrik Şehir Devleti olarak lanse eden haritalar dolaştırılmaktadır. Yunanistan’ın bu saldırgan tutumu devam ederken biz Yunanistan’ın bize karşı agresif ve saldırgan tutumu olmadığını nasıl söyleyebiliriz?” değerlendirmesinde bulundu.
Milletlerin genetik kodları olduğunu vurgulayan Cihat Yaycı; “Her milletin genetik kodları vardır. Türk düşmanlığı ve Türkiye karşıtlığı da Yunanlıların genetik kodu haline gelmiştir. Bizim genetik kodumuz da bellidir. Biz bize saldırmayana saldırmayız. Bizim genetik kodumuzda hiçbir millete düşmanlık var mıdır? Her ne kadar son derece yanlışta olsa, Ermenistan’ın tüm Türk düşmanlığına rağmen biz de sokaklarda “hepimiz Ermeniyiz” diye yürüyüş yapanlar vardır. Biz Yunanlılara hala komşu deriz onlarsa bize “Moğol barbarlar” der. Yunan’ın genetiğinde net bir Türk düşmanlığı vardır. Bizim Türkler gider Yunanistan’da lokantada yer içerler, lokanta sahibinin tavrına bakıp ‘Yunanlılar bize düşman değil politikacılar bunu yapıyor’ derler. Lokanta sahibi bu tavrı Türk dostluğundan değil parasını almak için yapıyor! “ değerlendirmesinde bulundu.
Tarihsel gerçekliklere de değinen Cihat Yaycı; “Yunanistan bağımsızlık savaşı neticesinde kurulmuş falan değildir. Yunanistan 1821 yılında İngiltere, Rusya ve Fransa tarafından kurdurulmuş bir devlettir. Yunanistan’ın bir bağımsızlık savaşı vs. söz konusu değildir. Bugün hala sözde Yunanistan bağımsızlık gününde bu üç devletin donanması gelerek kutlamalara katılmaktadır. 200. Yıldönümü olarak kutlanan 2021 tarihinde de bu üç devletin başkanları gelip kutlamalara katılmıştır. Yunanlıların bağımsızlık savaşı olarak anlattıkları aslında bir Türk soykırımdır. Yine bu üç devletin o dönemdeki komutanları “Böyle bir vahşet yapacağımız aklımızdan bile geçmezdi. Şehirlere girdiğimizde Türklerin cesetlerinden dolayı atlarımızın ayakları toprağa değmedi” ifadelerini kullanmışlardır. 1821 yılında üç devlet tarafından kurulan Yunanistan’ın başına da kral olarak bir Alman’ı Otto’yu geçirmişlerdir. Bunun ardından gelen Yunan kralı da bir İngiliz’dir. “ değerlendirmesinde bulundu.
Cihat Yaycı; “Yunanistan altı kez topraklarını ya savaşmadan ya da savaşta kaybedip masada büyütmüştür. Hepsinde de Türklerden toprak alarak büyütmüştür. Yunanistan’ın yedinci kez toprak büyütmesine izin vermemeliyiz. “