Cihat Yaycı; Türk - Yunan Sorunları Yoktur, Yunan talepleri vardır!

Sosyal Medyada Paylaş!

15 Nisan 2022 tarihli Haber Global TV ekranlarında Saynur Tezel'in yayın konuğu olan ASAM TÜRK DEGS Başkanı Cihat Yaycı, Yunanistan'ın Adalar Denizi'ndeki taviz koparma stratejisini detaylarıyla kamuoyuna aktardı. 

Hamasetten önce reel politik bağlamında durumların düşünülmesi gerektiğinin altını çizen Cihat Yaycı; "Türkiye; askeri, nüfus, yüzölçümü ve ekonomik etkinlik bakımından Yunanistan'ın 8-8.5 katı büyüklüğünde bir ülkedir. Yunanistan küresel kamuoyuna kendisini Türkiye ile eşit göstermeye çalışan bir devlettir fakat reel politik bunun tam tersini göstermektedir. Türkiye'nin savunma sanayii atılımları ve dünyanın en büyük ekonomileri arasında oluşu Türkiye ve Yunanistan arasındaki ciddi farkı ortaya koymaktadır." Değerlendirmesidir. 

Yunanistan özellikle diplomasi alanında kurduğu ilişkilere dikkat çeken Cihat Yaycı; "Ne yazık ki kabul etmek gerekir ki; Yunanistan diplomasi alanında oldukça başarılı hareket etmektedir. Yunanistan özellikle bu alanda yürüttüğü politikalar neticesinde pişkinleşen bir devlettir. Yunanistan, Makedonya'nın adına bile müdahale edecek hakkı bile kendinde görebilmiştir." değerlendirmesinde bulundu. Yunanistan'ın hukuksuz ve haksız stratejisine dikkat çeken Cihat Yaycı; "Yunanistan bize karşı her zaman masada kazanmış bir devlettir. Böyle bir stratejiye ve tarihsel gerçekliğe sahip bir devlet ile masaya oturmak büyük bir hata yapmak demektir." Değerlendirmesinde bulundu. Adalar Denizi'ndeki tek ve konuşulması gereken sorunun Yunanistan talepleri olduğunun altını çizen Cihat Yaycı; "Yunanistan'ın 6 milin üzerine 1 cm dahi çıkartılmaması gerekir" değerlendirmesinde bulundu. Adalar Denizi'ndeki temel statünün Lozan ve Paris Antlaşmaları ile belirlendiğini vurgulayan Cihat Yaycı; "Adalar Denizi'nde sorunun kaynağı Yunanistan'ın hukuksuzluğu ve statüleri bozmasıdır. Bugün FIR dengesini bozan, karasularını genişletmek isteyen, 152 ada, adacık ve kayalığa konarak bölgedeki statüleri bozan Yunanistan'dır. Türkiye'nin böyle bir davranışı söz konusu değildir." Değerlendirmesinde bulundu. 

Durumun hukuki boyutlarını da analizlerine ekleyen Cihat Yaycı; "Adalar Denizi'nde EGAYDAAK meselesi halledilmeden hiçbir konunun halledilmesi mümkün değildir." değerlendirmesinde bulundu. Bugün Yunanistan'ın "Ege sorunları olarak dayattığı meselenin özünde Yunan talepleri" olduğunun altını çizen Cihat Yaycı; "Bürokratlarımızın bu konuya yaklaşımları ve siyasi iradeye sunumları oldukça hayati önem taşımaktadır. Eğer bu mesele siyasilerimize "Yunan talepleri yerine sorun olarak" takdim edilirse büyük hatalar yapılmış olur." değerlendirmesinde bulundu.  Yunanistan masaya sadece karasularını artırmak için oturduğunun altını çizen Cihat Yaycı; "Yunanistan, EGAYDAAK meselesini, 152 ada, adacık ve kayalığı, hava sahasını... konuşmam bunlar benim egemenlik hakkım diyerek sadece karasularını genişletmeyi konuşmaktadır." değerlendirmesinde bulunarak, "Lozan statüsüne dönülmesi gerekmektedir" dedi.  

Türkiye'nin oldukça güçlü bir devlet olduğunu ve Savunma Sanayii Başkanlığımızın yaptığı projelerle bölgesel oyun kurucu ve küresel oyun bozucu bir konuma yerleştiğimizin altını çizen Cihat Yaycı; "Türkiye'nin askeri ve diplomatik gücü bellidir ve bizim bu gücün tam farkında olmamız gerekmektedir. Yunanistan 1821'den bu yana 6 kez savaşmadan topraklarını büyütmüş bir devlettir. EGAYDAAK ve gayri askeri statüdeki adaların durumları konuşulmadan Yunanistan ile herhangi bir masaya oturmamız gerekmektedir." değerlendirmesinde bulundu. Yunanistan'ın diplomatik stratejisine atıf yapan Cihat Yaycı; "Yunanistan, Türkiye ile yaptığı görüşmelerde de ülkemizde önce Metropolit'i ziyaret ederek diplomatik teamülleri ve protokolleri de hiçe saymaktadır. Diğer yandan; görüşmeleri Ankara yerine İstanbul'da yürüten Yunanistan bu manada da istediğini almaktadır. Bizim özellikle mütekabiliyet esasına dayanarak en azından Yunanistan'a benzer bir karşılık vermemiz ve Yunanistan'da yapılacak görüşmelerde Atina yerine Selanik'te görüşmemiz gerekir." değerlendirmesinde bulundu. 

Doğu Akdeniz'deki son gelişmeleri de bu bağlamda değerlendiren Cihat Yaycı, boru hattının muhakkak Kıbrıs doğusundan geçirileceğini hatırlatarak "Hat hem KKTC münhasır ekonomik bölgesinden geçirilmeli hem de Türkiye İsrail'le deniz anlaşması imzalamalı" dedi. Cihat Yaycı; "Önce KKTC'ye bir münhasır ekonomik bölge ilan ettirmeliyiz. Ve bu hat KKTC MEB'i üzerinden geçmelidir. Aksi takdirde biz bunu istemezsek bu bizim zararımıza olur, faydamıza olmaz. Çünkü bunlar giderler Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nden izin isterler. Ya da adanın dışından geçirmeye kalkarlar; Lübnan ve Suriye'den izin isterler. Ne diye Suriye ve Lübnan'dan izin istesinler? Bizim elimize böyle bir fırsat geçmişken bu güzergâhı KKTC'ye doğru çektirmeliyiz. KKTC'ye de buradan bir gelir talep etmeliyiz. En azından oraya doğalgaz verilmesi vs gibi imkanlar."  Dedi. Türkiye'nin eline tarihi bir fırsat geçtiğinin altını çizen Cihat Yaycı; "Sigara onlarda, kibrit bizdedir" bu avantajın oldukça iyi değerlendirilmesi gerekmektedir." değerlendirmesinde bulundu.

Yunan devletinin kuruluş tarihi hususunda da değerlendirmelerde bulunan Cihat Yaycı; "Yunanistan tarihte her zaman büyük güçlerin şemsiyesi altında hareket etmiş bir devlettir. Yunanistan'ı 1821 yılında 3 devlet kurmuştur. Bunlar İngiltere, Rusya ve Fransa'dır ki her sene 1821'in anmasında bu üç devlet donanmalarını Yunanistan'a yollayarak kutlamalara katılmaktadır." değerlendirmesinde bulundu. Küresel dünyanın Yunanistan'a yönelik politikalarına da Ukrayna üzerinden dikkat çeken Cihat Yaycı; " Geçtiğimiz günlerde Zelensky, Yunan Parlamentosu'na bağlanarak bir konuşma gerçekleştirdi ve orada da Türklere karşı katliam yapan 'Etnik-i Eterya' isimli oluşumun Odessa kurulduğunun altını çizerek Türk Milleti'ni düşman olarak tanımlayan alt metinde bir konuşma gerçekleştirdi. Türkiye'nin reel politiğe göre davranması gerekmetedir." değerlendirmesinde bulunarak, "Şahıslar ve hükümetler fanidir asıl olan devlet ve millet bakidir ama Batılıların ve Yunanlıların oyunlarına düşmeyelim, onların karanlık emellerine kanmayalım" değerlendirmesinde bulundu.