Cihat Yaycı; "Türkiye'nin artık bilimsel ve hukuki bir Mavi Vatan haritası var! Mertçe artık Mavi Vatan bizim haritamızdır denilmeli!"

Sosyal Medyada Paylaş!

2 Haziran 2022 tarihli Haber Global TV yayınına katılan ASAM TÜRK DEGS Başkanı Cihat Yaycı gündeme ve son gelişmelere dair değerlendirmelerde bulundu.

TÜRKİYE'NİN ARTIK BİR HARİTASI VAR!

Yunanistan’ın Mavi Vatan aleyhindeki kampanyasını değerlendiren Cihat Yaycı; “Öncelikle bir akademisyen kimliği ile konuşuyorum; Mavi Vatan haritasının iki versiyonu vardır. İlk versiyonu Libya Anlaşması hedeflenerek yapılmıştır ve karşılıklı kıyılarımız bulunan İsrail, Lübnan, Filistin bu haritaya dahil edilmemiştir. Bu harita o tarihte strateji gereği o şekilde çizilmiştir. Haritanın çizimi de tamamen bana aittir. Sayın Cumhurbaşkanı 2020 yılında Doğu Akdeniz Sempozyumu’nda İstanbul ve Marmara Üniversitesi’ne verdiği talimatta Seville Haritası’nı kastederek bu haritaya karşılık kendi haritamızı oluşturalım talimatını vermişti. 18 yıllık emeğim ve 1.5 yıllık hakem çalışmasının ardından ‘Mavi Vatan; Bir Harita ve Bir Doktrin’ kitabım uluslararası bir yayın olarak İstanbul Üniversitesi tarafından yayınlandı. Bu Türkiye’nin artık İstanbul Üniversitesi haritası var demektir. Yunanistan’ın bir kampanya dahilinde 1972 yılına ait olarak gösterdiği harita, Türkiye’nin karasularından müteşekkil bir deniz alanına sahip olduğu tezini kabul ettiğimizi sayarak sunulmaktadır. Yunanistan’ın tek taraflı dayatması bizim için bir şey ifade etmemektedir. Yunanistan, Türkiye’yi Antalya Körfezi’ne hapsetmeye çalışmaktadır. Diğer bir nokta ise Libya Anlaşmas akademik ve teorik olarak benim geliştirdiğim bir fikirdir. Bunun altını hem akademik ahlak hem de çalışma anlamında çiziyorum çünkü bazı isimler bu anlaşmaya ortak olmaya ya da ağırlığını düşürücü yaklaşımlarda bulunuyor. Bu hem bir intihal hem de bir ayıptır. Türkiye artık denizlerdeki menfaatlerinin farkındadır. Türkiye’nin bir haritası vardır!” değerlendirmesinde bulundu.

KARASUYU 6 MİL, HAVA SAHASI 10 MİL! DÜNYADA BUNUN ÖRNEĞİ YOK!

Yunanistan’ın son kampanya çalışması ile hedeflerini de değerlendiren Cihat Yaycı; “Yunanistan kendi diplomatik misyonlarına 16 harita yollayarak daha önce artırdığı karasularını 6 milin üzerine çıkaracağının altyapısını hazırlamaktadır. Lozan’a riayet gereği karasularının 3 mil olması gerekmektedir fakat biz de Yunanistan’ın bu hukuksuz tavrına karşılık olarak 3 mile çıkarttık. Yunanistan 1964’ten beri gayri askeri statüdeki adaları silahlandırıyor, bütün kıta sahanlığını kendisine ait görüyor, Türkiye’nin deniz yetki alanları sadece karasularından ibarettir diyor elbette bu ölçüsüzlüğün bir karşılığı olmalıdır. 6 mil karasularının ötesinde dünyada eşi benzeri olmayan bir şekilde 10 mil hava sahası istiyorlar. Normalde hava sahası karasuyunu temel alarak oluşur. Örneğin bir adanın 6 mil karasuyu varsa bu silindir şeklinde yükselir fakat Yunanistan tıpkı mantar gibi bir model uygulayarak karasularının ötesinde hava sahası istemektedir.” Değerlendirmesinde bulundu.

MERTÇE MAVİ VATAN BİZİM HARİTAMIZ DENİLSİN

Yunanistan’ın Adalar Denizi’ndeki dengesiz ve hukuksuz politikalarını bilimsel ifadelerle değerlendiren Cihat Yaycı; “6.1 mile kadar Yunanistan’a yaklaştığımızda herhangi bir karasuyu ihlali söz konusu olmuyor fakat kendi topraklarımızdan helikopter havalandırdığımız anda hava sahası ihlali oluyor. Bu durumun dünyada eşi benzeri yok. Miçotakis 16 Mayıs 2022 tarihinde benim kitabımda yayınladığım haritayı çıkartarak Biden’a verdi ardından 31 Mayıs 2022 tarihinde de Alman Başbakanına verdi. Yunanistan kendisinin hukuk ve diplomasi önünde haksız duruma düştüğünü gördü ve şuanda Türkiye’yi genişlemeci ve yayılmacı gösterme gayreti içerisine düşmüş vaziyettedir. Benim devletimizin tüm yetkililerinden istirhamım şudur; Mavi Vatan haritası bizim resmi haritamız değildir diyenlere lütfen itibar edilmesin. Yunanistan Seville Haritası’nı gösteriyorsa artık akademik hakem heyetinden geçmiş uluslararası yayın olan 462 bin km alanı kapsayan haritamızı her yerde deklare etmeliyiz. Artık mertçe Mavi Vatan bizim haritamızdır denilsin.” Dedi

TÜRK-YUNAN SORUNU YOK! YUNAN TALEPLERİ VAR!

Türkiye aleyhinde kurulan ittifakı da değerlendiren Cihat Yaycı; “Türk Milleti büyük bir millettir. Atatürk ve silah arkadaşları da İstiklal Harbi’nde tek başlarınaydı. Karşımızda şu bu var diyerek ipe un sermek doğru olmaz. Bu mesele bir iktidar muhalefet meselesi de değildir. Yedi düvele karşı birlikte durma meselesidir. Bugün Yunanistan, Muğla’yı Antalya’yı İzmir’i ya da herhangi bir toprağımızı talep etse buna müsamaha gösterir miyiz? Asla o zaman deniz ülkemizden de herhangi bir talebe karşılık vermemeliyiz ve denizlerimize sahip çıkmalıyız. Ben “Ege Sorunları (Yunan Talepleri) kitabımı tüm siyasi iradenin ve halkımızın okumasını tavsiye ediyorum. Bu kitapta en dikkat edilmesi gereken husus 6 milin üzerinde Yunanistan’ın karasularını artırması meselesidir. Yunanistan, ABD ‘ye gidip ekonomi, politika gibi daha öncelikli sorunları ve konuları varken Türkiye düşmanlığı ve Mavi Vatan aleyhtarlığına girişmeleri 2017’de İyon Denizi’nde başlayan ve birinci basamağı yaptık sıra ikinci basamak olarak karasularının artırılmasıdır. Türkiye, Suriye ve Irak’ta terörle mücadele ederken Ukrayna ve Rusya arasında denge politikası uygularken bu durumdan hoşlanmayan bazı aktörler Yunanistan’ın kulağına sen karasularını 6 milin üzerine çıkar biz arkandayız demektedir.” İfadelerinde bulundu.  

YUNANİSTAN, TÜRKİYE'NİN HAKLARINA RİAYET ETMEK MECBURİYETİNDEDİR

Türkiye 1982 BM Deniz Hukuku Sözleşmesi’ne imza atmadığına dikkat çeken Cihat Yaycı; “İmzacı olmadığımız bir anlaşmanın bize dayatılması uygun değildir. Açık deniz alanlarının kapatılarak bir MEB alanının oluşturulması hakkaniyet ilkesi gereği mümkün değildir. Kapalı deniz alanlarında karşı komşu ile anlaşmak ve onun haklarına riayet etmek mecburiyetindesiniz.” Değerlendirmesinde bulundu.

Miçotakis’in 152 EGAYDAAK’tan birisi olan Keçi Adası’nı ziyaret etmesi hakkında konuşan Cihat Yaycı; “Siyasi iradeye sesleniyorum asıl müzakere edilmesi gereken EGAYDAAK konusudur ve Keçi Adası’da bu 152 ada, adacık ve kayalıktan birisidir. Bugün  EGAYDAAK’ların karasuları Trakya yarımadasının yarısı kadar bir alana tekabül etmektedir. Bu ada grubu Yunanistan’a devredilmemiştir.” İfadelerinde bulundu.

Türkiye’de kurumsal ve diplomatik bilinç hususunda da değerlendirmelerde bulunan Cihat Yaycı; “Bugün FETÖ ya da başka art niyetli gruplar tarafından yönlendirilmeler söz konusu. Türkiye’nin İsrail’e kıyısı yoktur diyen ya da Libya Anlaşması’nı kerhen anlatıyorum diyen şahıslar görevlerine devam ediyorlar. Bu şahıslara danışılması devletimizi geriye götürüyor. Gerekirse ilgili makamlara konuyu doğru şekilde anlatmaya hazırız. Diğer yandan; Adalar Denizi’ndeki statü Lozan ile belirlenmiştir Yunanistan’a imzacısı olmadığımız BM Deniz Hukuku Sözleşmesi ile cevap vermek doğru değildir.” Değerlendirmesinde bulundu.

1995 TBMM DEKLARASYONUNUN ARKASINDA DURULMALI!

Önemli bir çağrıda da bulunan Cihat Yaycı; “Adalar Denizi’ndeki karasuları Lozan’a göre 3 mil olarak belirlenmiştir. Türkiye, Adalar Denizi’ndeki karasularını 3 mile çeksin ve Lozan statüsüne dönüyorum desin bu sayede Yunanistan’ın Adalar Denizi’nde sorun olarak sunduğu taleplere karşı sen de Lozan Statüsüne dön herhangi bir sorun kalmaz denilsin. 1995 TBMM Deklarasyonu’na göre Yunanistan’ın karasularını 6 milin üzerine çıkarması bir savaş sebebidir. İktidarından muhalefetine kadar vatanını seven herkes hemen 1995 TBMM Deklarasyonu’nun arkasındayız açıklamasında bulunmalıdır. Bu bir iç siyaset konusu değildir. Söz konusu denizlerdeki haklarımızdır. Yunanistan karasularını artırmaya hazırlanıyor. Yunanistan, gündelik konuları bahane ederek örneğin; Finlandiya ve İsveç konusunu ya da Rusya gemilerine biz el koyuyoruz fakat Türkiye dokunmuyor eğer karasularının büyütürsek daha etkili oluruz gibi kulağa hoş gelen mazeretler sunabilir.” Değerlendirmesinde bulundu.

MAVİ VATAN HARİTAMIZ DEĞİLDİR DİYEN, LİBYA ANLAŞMASINA KERHEN

DİYENLER AYIKLANMALIDIR!

Biden ile Miçotakis arasındaki ilişkiyi de vurgulayan Cihat Yaycı; “Biden bilindiği üzere kendisini Bidenopoulos olarak tanımlıyor. Son Miçotakis görüşmesinde de Miçotakis –Girit kökenliliğini kastederek- Bidenakis ifadesini kullandı. Diğer bir tehlikeli ifade ise Kıbrıs Helenizm’i 48 yıldır acı çekiyor açıklamasıdır ki bu ifade Kıbrıs’ın Yunan’a bağlanması manasına gelmektedir. Türkiye gayri askeri statüdeki adalar konusunda daha etkin bir faaliyette bulunmalıdır. Askeri önlem değil diplomatik ve hukuki haklarını önceleyen bir politika izlemelidir. Bunlar MEB ilan etmemek ya da Mavi Vatan haritası bizim haritamız değildir gibi şeylerden bir an evvel ayıklanmalıdır. Türkiye’nin bir diğer acilen uygulaması gereken şey ise 1988 yılında beri Yunan turizmi etkilenmesin diye tek taraflı olarak uyduğu ve 15 Haziran ile 15 Eylül tarihlerini kapsayan moratoryumdur. Türkiye, Yunanistan’ın devamlı ihlal ettiği bu moratoryumdan derhal çekilmelidir.” Değerlendirmesinde bulundu.