Osmanlı İmparatorluğu, dönemin Uluslararası Hukuk kurallarına uygun olarak Adalar Denizi'nde bulunan tüm ada, adacık ve kayalıklara hakim olmuştur. İlerleyen zamanlarda bunların belli bazılarını ne yazık ki devretmek zorunda kalmıştır. 1923 Lozan Barış Antlaşması'na gelindiğinde ise Osmanlı'nın devrettiği ada, adacık ve kayalıkların dışındaki tüm ada, adacık ve kayalıklar Osmanlı'nın halefi sıfatıyla Türkiye Cumhuriyetine devredilmiştir. Bugün Adalar Denizi'nde sahipsiz ada, adacık veya kayalık söz konusu değildir. 1997 yılında Türkiye Cumhuriyeti bu konu özelinde çalışmak üzere bir ekip kurmuş ve ilgili ekibin yapmış olduğu çalışmalar neticesinde Türkiye Cumhuriyetine intikal eden 152 ada, adacık ve kayalığın intikal ettiğin ortaya konulmuştur.
Tarihsel olarak incelendiğinde Yunan egemenliğinden Türk egemenliğine geçen herhangi bir ada yoktur. 1071 yılında Anadolu'ya kalıcı olarak yerleşen Türkler, 1090 yılında Çaka Bey komutasındaki ilk donanmayı Batı Anadolu kıyılarında teşkil etmiş ve 1090 Koyun Adalaro zaferiyle de Adalar Denizi'ndeki hakimiyet sürecini başlatmışlardır. Adalar Denizi'nde Türklerin 600 yılı aşan fetih süreci boyunca hiçbir ada Yunanistan'dan alınmamıştır. Adalar Denizi'ndeki hakimiyet mücadelesi 740 yıl boyunca Türk-Ceneviz-Venedik ve Saint Jean Şövalyeleri arasında meydana gelmiş ve herhangi bir Yunan-Rum hakimiyeti söz konusu olmamıştır.
24 Nisan 1830 tarihinde Yunanistan'ın büyük Türk soykırımları gerçekleştirerek bağımsız olmasının ardından Eğriboz, Kuzey Sporatlar ve Kiklat Adaları Yunanistan'a Osmanlı tarafından devredilmiştir. İtalya, 1912 yılında Trablusgarp Savaşı'nda Menteşe Adalarını işgal etmiştir. 18 Ekim 1912'de imzalanan Uşi Antlaşması ile adaların Osmanlı İmparatorluğu'na geri verilmesi öngörülmüş ancak Balkan Savaşı'nın çıkması üzerine bu devir gerçekleşmemiştir. Osmanlı, Birinci Dünya Savaşı'nda yenilince de bu adalar İtalyanlar'da kalmıştır. Esasen bu adalar 1923 Lozan Antlaşmasına kadar İtalya'ya devredilmemiştir. Dolayısıyla Osmanlı'nın bu adalardaki hakları 24 Temmuz 1923'e kadar devam etmiştir. 1947 Paris Barış Antlaşması'nın 14. maddesi ile Menteşe Adaları ve Meis İtalya'dan alınarak Yunanistan'a devredilmiştir. Fakat Lozan'ın 16. maddesi özel bir öneme sahiptir. Türkiye, Lozan 16 ile tüm adalar üzerindeki haklarından vazgeçmiş değildir. Lozan madde 16'da "Bu adaların geleceği, ilgililerce düzenlenmiştir ve düzenlenecektir" cümlesine yer verilmiştir. Bu hüküm Türkiye'nin 3 milin dışında kalan bütün ada, adacık ve kayalıklar üzerindeki egemenlik haklarından vazgeçtiği anlamına gelmemektedir. Lozan 16, Türkiye'nin sahillerinden itibaren üç milin dışında kalan bütün ada, adacık ve kayalıklar üzerindeki egemenlik haklarından vazgeçmediğini göstermektedir.
Kaynak; Cihat Yaycı, Yunanistan Talepleri (Ege Sorunları) Soru ve Cevaplarla, 2020, TTK Yayınları