DOÇ. DR. CİHAT YAYCI; "TÜRK TARİHİ DE DENİZCİLİĞİ DE 1071 İLE BAŞLAMAZ."

Sosyal Medyada Paylaş!

TÜRK DEGS Başkanı Doç. Dr. Cihat Yaycı "Mavi Vatan ve Uluslararası Hukuk" konulu sunumu çerçevesinde Ankara TED Koleji mezunları ile bir araya geldi. Ankara TED Koleji’nin Türkiye’nin çok köklü bir kurumu olduğunu ve Türkiye’ye çok büyük insanlar kazandırdığını ifade eden Yaycı, “Türkler denizci bir millettir. Türk tarihi de denizciliği de 1071 ile başlamaz. Türklerde denize ulaşmak bir hedeftir” dedi.

 

TÜRKLER DENİZCİ BİR MİLLETTİR

 

Türklerin denizci bir millet olmadığına ilişkin ifadelerin yanlış olduğunu ifade eden Yaycı, Türkler denizci bir millettir dedi. Yaycı, “Herkes der ki Türkler denizci bir millet değildir. Türkler aslında karacı bir millettir falan der. Halbuki öyle değil. Türk tarihi çok eskilere gider. Mesela Anakarsis. Anakarsis bir İskit Türk’üdür. Bir Saka Türk’ü. İskitler Sakalar nereden gelmişler? Şimdi ki Yakutistan’dan gelmişler. Kuzey buz denizinin olduğu yerden gelmişler. Kuzey buz denizinin ismi İskit Saka okyanusu. Eski Antik Yunanlılar öyle diyorlar. Çünkü Atalarımız orada yaşamışlar. İskitler ve Sakalar, Prototürk oldukları yönündeki araştırmalar şüphe götürmüyor. Dilleri Türkçe, Tomris Hatun diyorlar, atları ile beraber gömülüyorlar, kımız içiyorlar ve geldikleri yerler, tamamen Yakutistan’ın olduğu yerler. Bu Anakarsis bir filozof. M.Ö. 1000’li yıllarda Atina’ya gitmeye karar veriyor. Nereden? Odessa’dan. Bizim atalarımız bu Kuzey Doğu Asya’dan geldikleri zaman Gürcistan, Azerbaycan, Karadeniz Kıyıları, şimdiki Ukrayna kıyıları, Romanya ve Bulgaristan’a yerleşiyorlar. Yani Karadeniz’in kıyısını kapsıyorlar. İskitlerin de İskit Kralları’nın da merkezi Odessa oluyor. Şimdi bu Odessa’dan kalkıyor, ona gitme diyorlar. Yunanlılar seni zehirler diyorlar. O zaman da Yunanlıları bizimkiler pek sevmiyorlar. Ama Anakarsis kalkıyor Atina’ya gidiyor. Atina’ya gidiyor, onların gemilerini görüyor. Çok ilkel gemiler olarak buluyor. Ve çipanın tek kanatlısı kullanıyorlar Atinalılar. O diyor ki ya siz bunu eksik kullanıyorsunuz. Biz İskit Türkleri çift kanatlı çipa kullanırız diyor. Ve bu çift kanatlı çipayı Atinalılara gösteriyor. Gemi yapımında incelikleri gösteriyor, anlatıyor aynı zamanda. O zamandan sonra bu çift kanatlı çipa Atinalılar tarafından kullanılmaya başlanıyor.”

 

TÜRKLER YÖNLERİ RENKLERLE TASFİR ETMİŞLERDİR

 

Türk Denizcilik ve Global Stratejiler Merkezi’nde geçtiğimiz günlerde yayımlanan “Türkler Yönleri Renklerle, Denizleri Yönlerine Göre Renklerle Adlandırmışlardır” başlıklı çalışmasına da değinen Yaycı, “Türkler bütün yönleri renklerle tasfir etmişlerdir. Kuzey Kara (Siyah), Doğu Mavi, Güney Kırmızı, Batı Ak (Beyaz) olarak tasfir etmişlerdir." Kara Sea adının ta Türklerden kalma olduğunu ifade eden Yaycı, kuzey denizi demektir ifadelerini kullandı. Red Sea adının ise güneyi işaret ettiğini belirten Yaycı, Atatürk’ün ‘ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir’ dediğini hatırlatarak; "Akdeniz Batı’dır. Yani Atatürk Batı’yı işaret etmiştir. Yani kimse Atatürk ilk hedefiniz Akdeniz’dir ileri dediğinde Antalya’ya gitmiyor. Herkes İzmir’e doğru gidiyor. Çünkü Batı’ya yönlendiriyor. Yani yönler renklere göre, denizler yönlere göre isimlendiriliyor.” ifadelerini kullandı.

 

TÜRKLER ÇİN’E AKINLAR YAPTIKLARI ZAMAN HEP DENİZE ULAŞMAYI HEDEFLEMİŞLERDİR

 

Oğuzların efsanevi atası Oğuz Kaan’ın mısralarınI hatırlatan Yaycı, “Daha deniz, daha ırmak / Güneş tuğ (bayrak) olsun, Gökyüzü çadır.” diyen Oğuz Kaan’ın yani ülkenizin sınırları deniz, ırmak ve gök olsun demek istediğini ifade etti. Yaycı, “Onun içinde Orta Asya Türkleri’nin denizle bir bağı yoktur sözü çok yanlıştır. Neden? Çünkü Denizhan diye çocuklarının ismi vardır Oğuz Kaan’ın. Yani denizle o kadar iç içedirler ki Çin’e akınlar yaptıkları zaman hep deniz ulaşmayı hedeflemişlerdir ve denize ulaşmışlardır.” ifadelerini kullandı.

 

TÜRKLERDE DENİZE ULAŞMAK BİR HEDEFTİR

 

Türklerde denize ulaşmanın bir hedef olduğunu ifade eden Yaycı, “Alparslan kılıcını denize sokarak şöyle diyor bakın. ‘Ey babam Alparslan! Sana müjdeler olsun, henüz bir çocuk olarak bıraktığın oğlun dünyayı baştan başa fethetti.’ Akdeniz’e ulaşınca kılıcını sokuyor, diğer denizden bu denize geldim, dünyayı baştan başa fethettim diyor. Türklerde denize ulaşmak bir hedeftir.”