Son on yılda Doğu Akdeniz deniz tabanındaki büyük gaz buluntuları, bölgenin enerji piyasalarını birbirine bağlama emellerini körükledi ve karşılığında, anlaşmazlığa düşen ülkeleri müzakere masasına getirdi. Bu büyük beklentilerin çok büyük olduğu kanıtlanmıştır, ancak daha küçük ölçekli hedeflere ulaşılabilir.
Doğu Akdeniz'de on yılı aşkın bir süredir yapılan keşifler, "gaz diplomasisinin" havzadaki ve hatta daha uzaklardaki ülkeler arasındaki ilişkileri önemli ölçüde yeniden şekillendirebileceğine dair umutları artırdı. Bölgesel bir gaz forumunun oluşturulması bu düşünce tarzına katkıda bulunmuştur. Ancak gaz diplomasisinin geleceği önemli sınırlarla karşı karşıya.
Bölge, İsrail ve Filistin'i ilgilendirenler de dahil olmak üzere silahlı çatışmalar ve siyasi anlaşmazlıklarla çevrili; İsrail ve Lübnan; GKRY, KKTC, Türkiye ve Yunanistan ve daha fazlası mevcuttur. Avrupa'ya önemli miktarda gaz ihracatı yapılacağı yönündeki asılsız vaatler rekabeti artırırken, gaz diplomasisi çatışmaların altında yatan nedenleri ele almakta başarısız oldu.
Avrupa Birliği'nin bölgenin gazını taşıyacak bir boru hattı planlarının çökmesiyle, gaz diplomasisi için beklentileri yeniden başlatmanın zamanı geldi. Doğu Akdeniz hükümetleri bölgesel pazarlara ve işbirliğine odaklanmalıdır. Çatışma çözümü peşinde koşan aktörler, ikincil bir rol oynayan gaz diplomasisi ile siyasi dinamiklere odaklanmalıdır.
Raporun tamamı için: https://www.crisisgroup.org/middle-east-north-africa/east-mediterranean-mena-turkiye/240-rethinking-gas-diplomacy-eastern