Etnik Terör Örgütleri: ASALA-PKK Ekseninde Terörle Mücadele

Sosyal Medyada Paylaş!

 

Özet

            Bu makale, etnik terör faaliyetleri yürüten Ermeni terör örgütü ASALA’nın nasıl ortaya çıktığını, Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı yürüttüğü korkunç terör eylemlerini, faaliyetlerinin ASALA ile yakın tarihlerde başlayan ve günümüze kadar uzanan Türkiye’de etnik terör faaliyetleri yürüten PKK’nın amaçları, ASALA-PKK etnik esaslı terör örgütlerinin birbirlerine yakınlıkları, yaptıkları işbirlikleri ve Türkiye’ye yönelik oluşturduğu müşterek ve münferit tehditlere;  tarihsel kökenlerini işleyen bir perspektifle, dünyanın çeşitli yerlerinde ve Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde, devleti temsil eden kişilere karşı işlediği suçlar, Bekaa Vadisi’nde yaptıkları anlaşmalara dayanarak müşterek yürüttükleri askeri eğitimler, terörden ve tedhişten yararlanarak Türkiye’yi bölme, bağımsız bir federasyon kurulmasını tetikleyen faktörler ve ardından bağımsız ilkesinden vazgeçip Türkiye içinde otonom bir yapıya sahip bölge kurma talepleri aktarılmıştır. Ayrıca bu çalışma, Ermenistan tarafından desteklenen terör faaliyetlerinin kapsamını ve etkilerini ASALA ve PKK’ya verilen destekleri inceleyerek bu anlamda oluşmuş etnik terör sorununa, nedenlerden oluşmuş sonuçları ve etnik bölücülük faaliyetini bertaraf etmeye müteveccih yönergelerle, terörün yarattığı korku ve şiddet ortamını yok etme adına literatüre bir katkı sunması hedeflenmiştir.

Anahtar kelimeler: Terörizm, ASALA, PKK, Etnik Terörizm, Katliam

Abstract

            This article describes how the Armenian terrorist organization ASALA, which carried out ethnic terrorist activities, emerged, its terrible terrorist acts against the Republic of Turkey, the aims of the PKK, that activities started in recent history with ASALA and carried out ethnic terrorist activities in line with the same aims that have been extending to the present day, and the proximity of the ethnic-based terrorist organizations of the ASALA and PKK, their cooperation and the joint and individual threats they pose against Turkey; The crimes they committed against the representatives of the state in various parts of the world and within the borders of the Republic of Turkey, the military training they jointly conducted based on the agreements they made in the Beqaa Valley, the factors that triggered the establishment of an independent federation, the factors that trigger the establishment of an independent federation and to divide Turkey by making use of terrorism. And then, the demands of abandoning the independent principle and establishing an autonomous region within Turkey were transferred. In addition, this study examines the scope and effects of terrorist activities supported by Armenia and the support given to ASALA and the PKK to the ethnic terrorism problem that has occurred in this sense, it is aimed to make a contribution to the literature in order to eliminate the fear and violence created by terrorism with the directives to eliminate the consequences and ethnic separatism activity.

Key Words: Terrorism, ASALA, PKK, Ethnic Terrorism, Massacre

Giriş

            Terör tanımı TBMM tarafından Terörle Mücadele Kanunu kapsamında 1991 yılında yasalaşmıştır. Bu kanunun birinci maddesine göre(Değişik birinci fıkra: 15/7/2003-4928/20 md.) terör, zor ve şiddet kullanmak vasıtasıyla; korku, baskı, sindirme yöntemlerinden bir yada birkaçıyla devlet otoritesini zaafa uğratmayı hedef alan, devletin iç ve dış güvenliğini ortadan kaldırmaya yönelik yapılan eylemlerin tümüne verilen her türlü suç teşkil eden olgudur. Uluslarası terörizm ise, kişi ya da örgütlerin, dış terör destekçisi finasörlerinin ya da bir devlet desteği ile şiddete başvurdukları terör olarak ifade edilir[1].

            Etnik terör ise, Osmanlı’nın son dönemlerinden itibaren dış destek bulduğu anda, devletin temel nosyonlarına ve devlet adamlarına saldırarak yıldırma politikası güden anlayış benimsemiştir. Bununla birlikte Anadolu’da birçok yörede etnik köken gözeterek katliamlar yapılmış, ve en nihayetinde asıl amaç olan önce Osmanlı Devleti’ni, ardından Türkiye Cumhuriyeti’ni bölme çabalarıyla günümüze kadar süregelen bir asimetrik tehditler bütününe verilen isimdir.

            Makalede, etnik terör ile bölücülük faaliyetleri yürüten, 1975’te kurulan ASALA, birkaç yıl sonra 1978’de ağırlık merkezi Güneydoğu Anadolu olan PKK terör örgütünün içiçe geçen yapısı, ilgili dökümanlar ve belgeler ile ortaya koyulmuştur. 1984 yılından itibaren ASALA’nın tamamen ortadan kaybolması ve PKK’nın etnik bölücülük faaliyetlerini Ermeni terör örgütü ASALA’dan devralmasıyla birlikte taşeron değiştirilmiştir[2]. Fakat devletin bölünmez bütünlüğünü zayıflatmaya yönelik faaliyetler hız kesmeden günümüze kadar gelmiştir.

            Bu bağlamda, etnik terörü yok etmek için, öncelikli olarak teknik, taktik ve usüllerin neler olduğunu saptamak ve bu sorunlara doğrudan çözüm üretmek gerektiği söylenebilir. Ne yönde gelişirse nihai hedeflere ulaşılabileceği, makale kapsamında yapılan çıkarımlar ve sonuçlara bu çalışmada değilnilmiştir.

Etnik Terör Kavramı ve Amaçları

            Etnik terör, bir grubun belirli bir toplum içinde farklı kimlik iddiasıyla, terörize ettikleri devletten fazladan hak talep etmeleri, hak ve hukuk bağlamında dışlandıklarını iddia ederek, sair her yolu denemek vasıtasıyla ulus devlet kurma, ya da yaşadıkları devletten koparıp başka bir devlete bağlama amacıyla terör faaliyetleri yürütülmesinin genel adıdır. Nitelik ve nicelik bakımından talepte bulundukları devletten daha zayıf olmalarından dolayı yürüttükleri asimetrik savaşlar(cephesi belli olmayan) belirli bir hukuku temele dayanmaksızın doğrudan karşıdaki hedefleri seçerken sorumsuzdur. Toplumda oluşabilecek her türlü kaos, etkisinden etnik terör faaliyetleri yürüten örgütlerin yaranına devşirilebilecek her durumdan faydalanmak ister.

            Bir başka amaç olarak etnik terör örgütleri, bulundukları devletlerin içinde, siyaseten güç elde etmek için, temsil ettiklerini iddia etttikleri etnik kimliğin önderi olma pozisyonuna geçmeyi hedefler[3]. Bunun altında ilerleyen süreçlerde kimlik sorununu politize ederek, uzun vadede devleti bölmek, ve etnik siyaset politikası ile kendi etnik kimlikleri içinde muteber olmayı gözetir.

            Etnik terör faaliyetleri yürüten örgütlerin sistematik bir biçimde sivilleri hedef almasının altında yatan sebep, cebir yoluyla halkın sindirilmesi ve yine halk tarafından kamu otoritesine bir baskı oluşmasını sağlamaktır.

Etnik Terör Örgütü: Tarihi Kodlarıyla ASALA

            Yirminci Yüzyılın başlarında balkanlardaki isyanlardan kötü bir biçimde etkilenen Osmanlı, 1913’de neticelenen Balkan Savaşları ile birlikte bölgedeki topraklarını kaybetmeye başlamıştır. Balkanlardaki bağımsızlıktan umutlanan Ermeniler, Anadolu’da toprak talep etmektedir. 1896 yılında Ovanes Yusufyan öncülüğünde bir silahlı örgütlenmeye gitmişlerdir. Artaşes Minasyan, Artanis Anderasyan, Artemis Devyan (Yegiptaçi), Papken Syuni, Vardes Serengulyan (Zarmayr), Arşak Varamyan (Vagan), Vahan Tatevyan gibi isimlerin katılımıyla güçlenmişlerdir. Bununla birlikte, yaptıkları terör faaliyetlerine “nemesis” intikam operasyonları ismini vermişlerdir[4].

            Ekim Devrim’nden sonra Taşnaklar tarafından Sovyet Ermenistan’ı kuruldu. Ancak bu devletleşme ve siyaseten bir güç elde edilmesi, terör faaliyetlerinin son bulmasına sebep olmadı. 1972’de Taşnaklar yani Ermeni devletinin kurucuları ESAK(Ermeni Soykırımı Adalet Komandoları) isimli terör örgütünü kurmuşlardır[5]. Türkiye’ye karşı Marksist öğretiler etrafında 1975’te kurulan ASALA’nın da kuruluşunu desteklemiştir[6]. Türk hariciye merkezlerine ve personellerine sürekli ve belirli bir konsept dahilinde saldırılar düzenlemiştir.

            ASALA’nın Lübnan’da örgütlendiği, Filistin Kurtuluş Örgütü’nden eğitimler aldığı ve büyük ölçekli destekler aldığı, daha öncesinde FKÖ’nün El-Fetih ve El-Muhaberat’tan tarafından Sivastopol’de askeri eğitim aldıkları, teorik eğitimlerini ise KGB ve GRU ile işledikleri[7] göz önünde bulundurulduğunda, FKÖ’nün ASALA’ya verdiği desteğin, daha doğrusu SSCB- Suriye desteğinin görünürlüğü daha iyi anlaşılmaktadır. Ardından yine o yıllarda PKK’nın kuruluşu da benzer bir ortamda Lübnan Bekaa Vadisi’nde alınan eğitimlerden sonra gerçekleşmiştir.

PKK’nın Kuruluşu

            Abdullah Öcalan ve bir grup arkadaşı terör tehdidi oluşturarak bağımsız bir kürt devleti kurmayı hedeflediği iddiasıyla 1970’li yılların başında örgütün ideolojik esaslarını belirlemiş[8] ve 1979 yılında Öcalan ve bir grup PKKlı terörist Suriye sınırından geçip, oradan Lübnan sınırları içinde bulunan Bekaa Vadisi’ndeki eğitim kampında hem askeri eğitimlerini aldı, hem de ideolojik eğitimlerini burada tamamladı[9]. Eğitimlerin ardından keşif sürecini tamamladıktan sonra 1984’den sonra Suriye’deki hükümetin desteğiyle Güneydoğu Anadolu’da çeşitli asimetrik harp teknikleri uygulamaya başlamıştır.  25 Mayıs 1993’de Bingöl-Elazığ karayolunda birliğine intikal eden 33 silahsız eri kurşuna dizerek katliam yapmıştır[10].

            Etnik bölücülük faaliyetleriyle onlarca katliam yapan PKK, Marksist kökenli bir örgüttür. SSCB’nin yıkılmasından sonraki süreçte örgütün ayakta kalabilmesi için birtakım değişikliklere gitmek zorunda kalmışlardır. Dine karşı hassasiyetini artırmayı ve etnik bölücük faaliyetlerinin yanı sıra terör eylemlerini artık Türkiye’nin altında otonom bir yapı elde etme amacıyla kullanmıştır. Bu vasıtayla 1992-1995 yıllarında örgüt stratejisi olarak sivilleri katletmeyi hedeflediği gözlenmiştir. İnsan Hakları İzleme Örgütü, Uluslararası Af Örgütü PKK ile ilgili hazırladıkları raporda en dikkat çeken husus: PKK’nın devlet yanlısı olarak ilan ettiği sivil Türk vatandaşlarını planlı sivil katliam yaptığını ve bunu da örgüt politikası olarak gösterdiği, toplamda 39 kadın, 76 çocuk toplamda 360 kişinin sorumlusudur[11].

ASALA PKK İlişkisi, Benzerlikleri ve İşbirlikleri

            ASALA ve PKK’nın birbirleriyle girift ilişkilerini incelemek için üç önemli noktaya değinmek gerekir. Birincisi iki örgütün beslendiği kaynak etnik terördür. Etnik farklılık yaratarak, silah zoruyla devletin gücünü zayıflatmak ve başarılı olabilirse Türkiye’den taleplerde bulunmaktır. İkinci olarak, örgütün beslendiği kaynaklar ve çıkış noktalarının benzerliğidir. Beslendiği ve güç bulduğu kuvvetler aynıdır, Bekaa Vadisi’ndeki aldıkları eğitim ve Marksizm ideolojisine göre yoğurulmalarıdır. Sözde vatanlarının Türkiye tarafından işgal altında olduğunu savunmaktadır ki, örgütlerin eylem süreci incelendiğinde, ASALA’nın faaliyetlerinin azaldığı ve tamamen  bittiği süreçte, PKK’nın yolu açılmış ve süratle eylemler ve katliamlar yapmaya başlamıştır. Buradan hareketle, PKK, ASALA’nın devamı olabilme ihtimalini güçlendirmiştir. Üçüncü olarak ise terör katliamlarında sivil ve silahsız kişileri hedef almalarıdır. Hem PKK, hem de ASALA’nın yaptığı sivil katliamlar yüzünden yüzlerce kişi hayatını kaybetmiştir.

            Militarize olmuş ASALA ve PKK teröristleri 1980 yılında Lübnan’da Türkiye’ye yönelik ortak eylem ilan etmiştir. Filistin Kurtuluş Ordusu militanları himayesinde düzenlenen bu toplantıda hazırlanan ortak deklarasyon hazırlanmıştır. ASALA temsilcisi terörist PKK’lılarla birlikte ortak yapacakları eylemlerle birlikte Türkiye’nin sınırları içerisinde bulunduğunu iddia ettikleri sözde Ermenistan’ın kurtarılacağını, bu yüzden PKK’ya ihtiyaçlarının olduğunu ve bunu dışarıdan yapamayacakları için PKK’ya kanalize olmuş kanallarla birlikte yapabileceklerine değinerek ASALA’nın gelecek vizyonunu ortaya koymuştur[12].

            Aynı toplantıda PKK temsilcisi terörist söz alarak, ASALA’ya kuruluşlarından itibaren destek sağlamasından dolayı teşekkür ederek, kendilerinin Irak’ın kuzeyinde kurulan Kürdistan Demokratik Partisi (KDP)’den farklı olduklarını belirterek, Türkiye’de iddia ettikleri bölgede bağımsız bir devlet kurma amaçları olduğunu belirtirmiştir[13].

 

Şekil 1: Armenian Commando Armies[14]     

            CIA belgelerinde açıkça PKK- ASALA ittifakı görülmektedir. Buradan hareketle ortak harekatlar düzenleyen etnik terör faaliyetleri yürüten bu iki terör örgütünün ilk kuruluşun safhasında Türkiye’nin toprak bütünlüğüne doğrudan tehdit oluşturma çabası olduğu gözlemlenmektedir. Ancak, Markist tabanlı hareketler oldukları için, SSCB’nin yıkılmasından sonra hareket alanları kısıtlanmış, istek ve taleplerinde bağımsızlıktan ziyade daha çok otonom bir yapı kurma isteği uyanmıştır.

            Sonuç olarak ASALA ve PKK’nın üzerinde mutabık kaldıkları “Ermeni- Kürt Federe Devleti”  kurulması, Doğu Anadolu Ermeni sektörü, Güneydoğu Anadolu ise PKK’nın yönetiminde olmasına karar kılmışlardı[15].

Etnik Teröre Karşı Çözüm Önerileri

            Etnik terör ile edilmesi uygun olan teknik, taktik ve usüllerin ne yönde gelişmesi gerektiği ile ilgili olarak; ilk önceliğin terörle mücadelede en anahtar rolü olan “halk desteği” almanın önemine dikkat çekmek gerekir. Halkın yardım ve yataklığı terör örgütleri için ne kadar gerekli ise, aynı şekilde mücadele etmek için kesin bir zorunluluktur. Halk desteği mutlaka alınmalıdır. Mao’nun betimlemesiyle terör örgütleri balık, halk ise bir denizdir[16]. Bununla birlikte terör örgütlerinin halkın teveccühünü kazanmayı amaçlaması ve halka mal etme isteği kamu otoritesini toplum desteğini arkasına alarak yaptığı terör faaliyetlerine meşruiyet kazandırma hedefinden kaynaklanmaktadır. Devletin bu hususta yapması gereken en önemli hamle terör örgütlerini halktan koparmak ve halkı kazanmak olmalıdır.

            Özellikle etnisite esaslı terör ve bölücülüğün halka mal ederek isyana dönüşmesi, bir nedene ve ideolojik derinliğe dayanır. Ortada bir neden yoksa yaratılabileceği, küçük ölçekli nedenler mevcutsa artırılabileceği, demode olmuşsa tekrar körüklenebileceği bilinmek suretiyle sömürülmeye açık nedenler veya takip edilen ideolojinin en belirgin güçsüz yönleri ve arkasına sığınılan asıl amaç ile arasındaki ahenksizliği tahlil edilerek mücadele ederken istifade edilmelidir. İlaveten bu tip örgütlerle karşı koyarken ilk etapta toplumun zihnindeki savaşı kazanmak asıl amaç olmalıdır. Bunun için de terör örgütlerinin kullandığı psikolojik tekniklere cevap vermek gerekir. Propaganda ve kitle etkileme tekniklerinin sadece yeterli olmayacağı bilinciyle hassas bölgelerdeki insanların devlete karşı güven duygusunun sağlamlığını artırmak üzere çalışmalar yürütülmelidir. Psikolojik harekatın kapsamında alınan önlemlerin genişletilmesi ve etkinin tabana doğru yaygınlaşması sürekli bir ihtiyaçtır. Bu vasıtayla etnik terör üzerinden bölücük hedefleyen örgütlerin meşruiyetini yitirmesine kapı açılmış olur.

            Toplumun aleni veya örtülü yardımı kişisel tahlillerinden edindiği tecrübeye dayanır. Sorduğu “Taraflardan hangisinin kendisini tedhiş ettiği, ayrıca hangi tarafın kontrol edebilme kapasitesinin ve güvenlik sağlama gücünün daha fazla olduğu” sorularına bulduğu cevaplar neticesinde tarafını seçip yardım eder. İnsan doğası gereği güven duygusundan medet umar, ve geleceğindeki refahı hesaplayarak yaşar[17].

            Terörle mücadele etmek, asimetrik savaşa karşı yöntemler gelişmekten geçer. Asimetrik savaşta nitelik ve nicelik bakımından dengesizliğin söz konusu olduğu hesaba katılarak, ve bundan da öte, terör faaliyetleri yürüten örgütlerin herhangi bir hukuk perspektifinden meşruiyet kazanamayacağı da düşünülerek; bölgede görev yapacak mülkiye amirlerinin, yönetici pozisyonundaki kamu görevlilerinin tecrübeli olmaları ve devletin ağırlığını, kuvvetini ve adaletini mütamadiyen hissettirmesi, kontrol tesis etmek için önemli bir faktördür.

            Toplu yaftalama ve hedef göstermeler, topluma karşı kötü davranışlar güvenilir ortam yaratmanın önüne geçen unsurlardır ve istismara açıktır. Halkın devletten uzaklaşmasına meydan hazırlayacak herhangi bir davranışa mahal vermemek esastır. Bu sayede terör örgütlerinin halkı terör örgütlerinin kucağına ittiği, ve ayrıca olayları yurt dışına taşıyarak kamuoyu oluşturan etmenlerdir. Eğer bu durumun oluşmasının önüne geçilememiş ve yanlış bir davranış söz konusu ise, hızlı bir tahlil yapılması şarttır. Toplum nazarında oluşması olası reaksiyonların önlenmesi adına, hata ve yanlış yapanlar hızlı bir şekilde cezalandırılmalı, verilen ceza deklare edilmelidir. Hata sonucu oluşan herhangi bir hasar mevcut ise tamiri cihetine başvurulmalıdır. Bu sayede yöneticilere olan güven sarsılmayacaktır. Aksi takdirde, etnisite üzerinden terör üretmiş örgütlerin yaptığı eylemlerde kendilerine biçtikleri rollerden birisi olan intikam alma ve adaleti tesis etme gayelerine sehven hizmet etmiş olunur. Bu bağlamda en önemli referans yasalardır.

            Terör örgütleriyle mücadelede en etkili kullanılabilecek silah refahtır. Bir düzeni yıkıp yerine yeni kurulacak düzende, terör örgütleri halkın desteğini kazanmak için birçok vaat verir. Devlet ise bölgesel kalkınmanın artırılması için birçok reformu yapabilecek kuvvet ve kudrete sahiptir. Böylece terör örgütü vaatleriyle, devlet ise yaptıklarıyla göz önünde olacaktır.

            Çeteleşmiş gruplarla mücadele etmek, sürekli barış ve refah için verilen bir savaştır. Klasik harbin büyük yıkıcılığı ve felaketine karşılık, çeteleri yok etmek yapıcılık temeline dayanmaktadır. Bu amaç doğrultusunda, bölgede fayda tesis etmek için ekstra yardım imkanları oluşturulurken isimlendirme büyük önem arz eder. Adı “Terör yardımı” gibi suistimale açık isimlerden uzak durulması gerekmektedir. Mecburiyete dayanan bir yardım veya kalkınma planı gibi aks etmek, kamu otoritesinin imajını zedeler.

            Taraflar için toplum desteği gitgide belirginleştiğinden, büyük ölçekli periyodik isyanların yerini terör harmonizasyonuyla sivil anarşilere doğru bir trend oluşmaktadır. Yapısal değişime giden trendin taktik ve usülleri detaylı incelenerek, sonuçlarla boğuşmaktan kaçınmak için mutlaka nedenlerine odaklanılmalıdır. Bu mücadele kapsamında da en önemli faktör, entelektüel birikimin artırılmasıdır. Bilinçli bireylerin bulunduğu eğitimli toplumda, teröre destek sağlama eğilimi azalır.

            Toplumun desteğini almak, beynelminel kurum ve kuruluşların dikkatini çekmek için terör örgütleri sürekli yalana başvurabilir. Suistimal edilebilecek olası kanalları tespit etmek, önceden karşılamak ve gerçek haberleri aktarmak büyük önem taşır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin[18] 10. Maddesi uyarınca yasal referansları kullanarak suistimal perdesini kaldırmak gerekir. Hiçbir boşluğa ve kafa karışıklığına mahal vermeden olası sorunarın erkenden önüne geçmek önemlidir. Halkı kin ve nefrete yönelten, terör örgütlerini olduğundan daha büyük gösterme gayretinde olan yayınlar ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmemelidir. Sözleşmede yine[19] 10. maddede kamu otoritesinin gücünü zayıflatmaya yönelik yayınların yapılmasını yasaklama hakkı yasaldır.

            Terör örgütlerini yok etmek için politik bir bütünlük sağlanmış olması gerekmektedir. Gerek siyasetçilerin gerekse de kamu personellerinin bir bütünlük dahilinde konuyu siyasetüstü ele alması büyük önem arz eder. Menfi çıkarlardan ve politik statüyü korumaktan ziyade milli bir politika benimsenmelidir. Bu bağlamda hem siyasetçilerin, hem devlet adamlarının belirli bir konsept dahilinde belirlenmiş milli politikalardan tek dil oluşturması ve aynı dili konuşması önemlidir.

            Elli seneden fazla süre boyunca, Türkiye’nin etnik terörle mücadelesi söz konusu olmuştur. Bu bağlamda nihai hedefe ulaşmak için farklı bir kuruma ihtiyaç olduğu saptanmaktadır. Milli Güvenlik Kurulu’nun ya da ilgili bakanlığın emrine verilmiş bu oluşumun konuyu izlemesi, yapılan tespitler neticesinde raporlar hazırlayarak ilgili kurumlara iletmesi, elde edilen bilgi ve haberler doğrultusunda icracı bir hüviyetten ziyade tavsiye ve değerlendirme üzerine yoğunlaşan kuruma ihtiyaç göz önünde bulundurulmalıdır. Terörle mücadelenin kapsamına uygun ikazlar yapan, elzem hasıl olan sair bütün tedbirlerin alınması ve mücadelenin bütünlüğü için mesai harcayacak bu kurum vasıtasıyla sorunların tespiti kolaylaşacaktır. Ayrıca, sorunların çözümü için süratle yol kat edilebilecek mütekabiliyet artırıcı olarak hesaba katılmalıdır.

Sonuç

Etnik terörün tarihsel kökenleri yüz yılı aşkın bir süredir Türk coğrafyasında vukuu bulmaktadır. Taşnaksutyun ve Hınçak ile başlayan Ermeni terörü 1984 yılından itibaren PKK ile birleşerek tek çatıdan Türkiye Cumhuriyeti’nin Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde bölücü faaliyetleri süratle devam etmektedir. ASALA’nın ve PKK’nın hem ayrı ayrı, hem de birlikte yaptığı sivil katliamlar, kamu otoritesine karşı işlediği suçlar, bombalı eylemler ve suikastler, devletin gücünü ve kuvvetini zayıf göstermeyi amaçlamaktadır. Bu sayede halkın gözünde muteber olma ve halkın zihninde boşluk ve tereddüt yaratma isteği örtülü olarak aktarılır.

            Terörün amacı, şiddet kullanarak yıldırma politikası yürütmektedir. Baskı altına aldığı devleti zayıflatmak, ve kendi çıkarına fayda devşirmeyi hedefler. Bunu yapmak için de en önemli kozu olan halkın desteğini kazanmaya çalışırr. Terör ve teröristle mücadelede devletlerin alması gereken ilk tedbir, muhakkak halkın desteğini yanına almak olmalıdır. Terörün yol açacağı sonuçları erkenden tespit edip müdahele etmek gerekir. Örgütlerin dayanak noktası oluşturacağı ve suistimal edeceği bütün nedenleri ortadan kaldırmak büyük önem arz eder.

            Dış ve iç tecrit uygulayarak terör örgütlerinin izolesinin sağlanması mücadelede önemli bir adımdır. İç tecridin amacı, terör örgütünün halktan soyutlanması sağlamaktır. Terörün gayrimeşru eylemleri doğru kanallardan ve gerçek bilgilerle halka aktarılarak yapılabilir. Dış tecridin amacı, teröre ekonomik, politik, askeri ve ideolojik desteği kesmeyi hedefler. Sınır komşuları öncelikli olarak bu tecridin uygulanması gereken yerlerdir. Ülke aleyhine faaliyetlere destek sunan ülekelere birtakım ekonomik ve politik önlemler alarak caydırmak, yeterli olmadığı durumlarda da üstü kapalı veya doğrudan karşı tedbirler devreye sokulmalıdır. Nedenleri yok etmek ve nedenleri yaratmamak bir devlet geleneğine dönüşerek milli ve siyasetüstü olarak angaje olmalıdır.

            Tam tersi hamlelerin ve uygulamaların, boşluk bulduğunda nükseden, dış işbirlikleriyle sürekli istismar edilen terör örgütlerinin önünü kesmek için, uzun vadede yol haritası çizilmiş ve sürekli bir devlet politikasına dayanması çok büyük önem arz eder. Aksi takdirde, devamlılık esasına dayanmayan ve kopuk politikaların süreci yönetmede yeterli olmadığı görülmeli ve bu bağlamda politikalar yapılmalıdır.

Kaynakça

Abdurahmanlı, Elvin. "ASALA TERÖR ÖRGÜTÜ NASIL ORTAYA ÇIKTI VE TERÖR FAALİYETLERİNİN AMACI." ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ, 2019.

AL, Ali Kemal. "ULUSLARARASI TERÖRİZM ve TÜRKİYE." Antalya, 2012.

Amnesty International. "No Security Without Human Rights." October 1, 1996. https://www.refworld.org/docid/3ae6a9ea0.html (accessed May 4, 2021).

Avrupa Konseyi. "Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi." June 2010. https://www.anayasa.gov.tr/media/3542/aihs_tr.pdf (accessed May 5, 2021).

Bal, İdris, and Mustafa Çufalı. Dünden Bugüne Türk Ermeni İlişkileri. Ankara: Nobel Yayın Dağıtım, 2011.

CABBARLI, Hatem. "ERMENİ SİYASAL DÜŞÜNCESİNDE TERÖRİZM." Ermeni Araştırmaları, 2013: 155.

CIA. "Armenian Commando Armies." August 11, 1978. https://www.cia.gov/readingroom/docs/CIA-RDP85T00283R000400030009-2.pdf (accessed May 5, 2021).

Çitlioğlu, Ercan. Ölümcül Tahterevalli Ermeni ve Kürt Sorunu. Ankara: Destek Yayınları, 2007.

FBI. FBI/investigate/terrorism. 2021. https://www.fbi.gov/investigate/terrorism (accessed 05 03, 2021).

Hobbes, Thomas. Leviathan. Londra: Penguin Books, 1985.

Hürriyet Gazetesi. "Hürriyet." February 17, 2005. https://web.archive.org/web/20070217034036/http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?viewid=624457 (accessed May 4, 2021).

İŞERİ, REYHAN. "Türkiye'de Etnik Terör: ASALA ve PKK Örneği." Ankara, 2008.

Mango, Andrew. Turkey And The War On Terror: For Forty Years We Fought Alone. New York: Taylor & Francis Group, 2005.

Özcan, Nihat Ali. Milliyet. December 15, 2015. https://www.milliyet.com.tr/yazarlar/nihat-ali-ozcan/sehirler-pkk-ve-otesi-1-2163820 (accessed May 5, 2021).



[1] FBI. FBI/investigate/terrorism. 2021. https://www.fbi.gov/investigate/terrorism (accessed 05 03, 2021).

 

[2] İŞERİ, REYHAN. "Türkiye'de Etnik Terör: ASALA ve PKK Örneği." Ankara, 2008.

 

[3] İŞERİ, REYHAN. "Türkiye'de Etnik Terör: ASALA ve PKK Örneği." Ankara, 2008.

 

[4] CABBARLI, Hatem. "ERMENİ SİYASAL DÜŞÜNCESİNDE TERÖRİZM." Ermeni Araştırmaları, 2013: 155.

 

[5] AL, Ali Kemal. "ULUSLARARASI TERÖRİZM ve TÜRKİYE." Antalya, 2012.

[6] Bal, İdris, and Mustafa Çufalı. Dünden Bugüne Türk Ermeni İlişkileri. Ankara: Nobel Yayın Dağıtım, 2011.

 

[7] AL, Ali Kemal. "ULUSLARARASI TERÖRİZM ve TÜRKİYE." Antalya, 2012.

 

[8] İŞERİ, REYHAN. "Türkiye'de Etnik Terör: ASALA ve PKK Örneği." Ankara, 2008.

[9] Mango, Andrew. Turkey And The War On Terror: For Forty Years We Fought Alone. New York: Taylor & Francis Group, 2005.

[10] Hürriyet Gazetesi. "Hürriyet." February 17, 2005. https://web.archive.org/web/20070217034036/http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?viewid=624457 (accessed May 4, 2021).

 

[11] Amnesty International. "No Security Without Human Rights." October 1, 1996. https://www.refworld.org/docid/3ae6a9ea0.html (accessed May 4, 2021).

 

[12] Çitlioğlu, Ercan. Ölümcül Tahterevalli Ermeni ve Kürt Sorunu. Ankara: Destek Yayınları, 2007.

 

[13] Çitlioğlu, Ercan. Ölümcül Tahterevalli Ermeni ve Kürt Sorunu. Ankara: Destek Yayınları, 2007.

 

[14] CIA. "Armenian Commando Armies." August 11, 1978. https://www.cia.gov/readingroom/docs/CIA-RDP85T00283R000400030009-2.pdf (accessed May 5, 2021).

 

[15] Çitlioğlu, Ercan. Ölümcül Tahterevalli Ermeni ve Kürt Sorunu. Ankara: Destek Yayınları, 2007.

[16] Özcan, Nihat Ali. Milliyet. December 15, 2015. https://www.milliyet.com.tr/yazarlar/nihat-ali-ozcan/sehirler-pkk-ve-otesi-1-2163820 (accessed May 5, 2021).

 

[17]  Hobbes, Thomas. Leviathan. Londra: Penguin Books, 1985.

 

[18] Avrupa Konseyi. "Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi." June 2010. https://www.anayasa.gov.tr/media/3542/aihs_tr.pdf (accessed May 5, 2021).

 

[19] Avrupa Konseyi. "Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi." June 2010. https://www.anayasa.gov.tr/media/3542/aihs_tr.pdf (accessed May 5, 2021).