Fransa Özelinde Avrupa’da Aşırı Sağın Yükselişi

Sosyal Medyada Paylaş!

 

Aşırı sağ, radikal sağ ya da ekstrem sağ, sağcı siyasette sağcılığın en yüksek biçimini gösterir. Aşırı sağ siyaset toplumda toplumsal hiyerarşiyi destekler; daha doğuştan bazı insanların aşağı, bazılarınınsa üstün olduğu gibi düşünceleri içinde barındırır. Belirli kişilerin ya da grupların üstünlüğünü destekler. Bu tip siyaset yaygın olarak otoriterdir ve komünizm karşıtlığı içerir. Genellikle aşırı sağ terimi istenmeyen gruplara karşı göç ve uyum karşıtlığı duruşları, sosyokültürel boyutta baskı, milliyet ayrımcılığı; ırksal ve dinsel grupların kendilerini diğerlerinden üstün konuma getirecek tutumlar, küreselleşme karşıtlığı gibi görüşleri kapsamaktadır. Başka bir deyişle kavram aşırı milliyetçi, yabancı düşmanı, ırkçı, köktendinci veya gerici görüşlere sahip kişi ya da grupları tanımlamada kullanılır.

Aşırı sağcıların göçmen karşıtlığı düşüncesinin gerisinde, modernizmin yansıması olarak kabul edilen politika ve teamüllere karşı olan geleneğe odaklanmaları bulunmaktadır. Toplumsal hiyerarşinin güçlü bir biçimde desteklendiği bu eklektik düşünce yapısında, toplumsal muhafazakarlığın unsurlarına ek olarak, liberalizmin ve sosyalizmin çoğu biçimlerine karşı davranışların bulunduğu görülmektedir.

Fransa’da cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turu 10 Nisan 2022 tarihinde gerçekleştirildi. Milliyetçi ve egemenlikçi aşırı sağ, 10 Nisan akşamı kullanılan oyların %32,28'ini temsil etti. Oy sandığına atılan her üç oydan biri ya Marine Le Pen ya Eric Zemmour ya da daha az oranda Nicolas Dupont-Aignan içindi. Oyların %23,15'ini alan Marine Le Pen, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunda ikinci kez yarışmaya katılmaya hak kazandı. Marine Le Pen 2017'ye kıyasla 1.8 puanlık bir artış yakaladı yani 456.965 ek oy. Aşırı sağcı Le Pen göçmen karşıtı söylemlerle sivrildi ve vaatlerini bu çerçeveye oturttu. Mevcut cumhurbaşkanı Macron ise liberal çizgisini korudu. İlk turda yüzde elli seviyesinden daha fazla oy alan aday olmadığı için seçim ikinci tura kaldı. Seçimin ikinci turu 24 Nisan 2022 tarihinde yapıldı ve Emmanuel Macron %58,5 oyla yeniden seçilirken, Marine Le Pen oyların %41,4'nü aldı.

Bazı yorumculara göre bu Macron’un Marine Le Pen’e karşı son galibiyeti. Siyaset dünyasının büyük dönüşümlerinden biri anti göçmen partilerinin yükselişidir. Anti göçmen partiler bir elli yıl siyasete damgasını vuracaklar. Bu anti-göçmen politikaları yadsınamaz sosyolojik bir gerçektir.

Avrupa’da aşırı sağcılar genellikle milliyetçilik üzerinden argüman üretiyorlar. Bu nedenle, yalnızca milliyetçi söylemlerin yükselişinden ve özellikle mümkün olan en fazla sayıda üyeyi çekmek için ılımlı olduğunu iddia eden partilerin artmasından endişe duyuluyor. Bu partiler hem dazlak ifadelerden, hem de açıkça ırkçı söylemlerden uzaklaştılar ve eylemcilerinin Araplar ve Yahudilerle kavga başlatmasını yasakladılar. öte yandan yeni sağcılar, en zayıfları yoksullaştıran yağmacı kapitalistlere karşı devletin aktif ve koruyucu rolünü savunuyor. Bu, zayıfların hor görüldüğü ve güçlülerin yüceltildiği klasik aşırı sağ ideolojide dikkat çekici bir değişim.

 Herkesin hızlı ve yüksek kârlarla ilgili ekonomik aktörlerin sarsıcı tercihlerinin sonuçlarından muzdarip olduğu hissine kapılabildiği zor bir ekonomik bağlamda, yalnızca ılımlı görünen ve güçlü ve basit bir şekilde ulusçu söylemi kınayan milliyetçi söylem. “Çürümüş” siyasi liderler, sürekli genişleyen bir seçmen kitlesini baştan çıkarıyor. Bu nedenle endişelenmek için neden var çünkü demokratik seçimler, aşırı sağ ideolojinin baştan çıkarıcı etkilerinin, bunlar yeterince ciddiye alınmadığı veya aşırı genel söylemle karşı çıkılmadığı takdirde, daha da büyümesine yol açabilir. Dikkatli olmak  ve karşı argüman üretmek gereklidir. Bu partilere ve diğer hareketlere karşı etkin bir şekilde mücadele etme stratejisi, her bir özel duruma uyarlanmalıdır, bu yüzden onları iyi anlamak gerekecektir.

 Sonuç olarak, dünya siyaseti büyük ve çok sert bir dönemeçte, son elli yıla damgasını vuran neo-liberalizm  kavramlarının modası çoktan geçti. Ekonomi ve güvenlik ve toprak bütünlüğü ve iç çatışma korkusu ve dilini ve kültürünü ve asli neslini devam ettirememe korkusu, artık her ülkenin ve her insanın içine işledi ve göçmen karşıtlığı öfkeyle kitleselleşip siyasallaştı ve Avrupa ülkelerinin başına dert oldu. Mevcutta Fransa başta olmak üzere Avrupa’da en büyük muhalif partiler aşırı sağcılardan müteşekkil.

TÜRK DEGS Gönüllü Araştırmacısı Sena Büçge

KAYNAKÇA

https://www.taylorfrancis.com/books/mono/10.4324/9781315503172/waves-rancor-tuning-radical-right-robert-hilliard-michael-keith

CAMUS J.-Y. (1998), « L’extrême droite en Europe : où, sous quelles formes, pourquoi ? », Pouvoirs, revue française d’études constitutionnelles et politiques, n° 87, p. 21-34, www.revue-pouvoirs.fr/L-extreme-droite-en-Europe-ou-sous.html.