Gelişmekte Olan Ülkelerin İklim Dostu Ekonomiye Sahip Olmalarının Yılda 1 Trilyon Dolardan Fazla Maliyeti Olacak

Sosyal Medyada Paylaş!

Gelişmekte Olan Ülkelerin İklim Dostu Ekonomiye Sahip Olmalarının Yılda 1 Trilyon Dolardan Fazla Maliyeti Olacak

Dünya Bankası’nın eski yetkilisi Mari Pangestu’ya göre gelişmekte olan ülkelerin iklim değişikliği sürecinde önemli ilerleme kaydedebilmesi için her yıl 1 trilyon dolardan ila 3 trilyon dolar arasında maliyeti olacak.

Pangestu, fonlama eksikliğinin bu ülkelerdeki yüksek karbon emisyonunu azaltması ve temiz enerjiye geçmelerini zorlaştırdığını söyledi. Ünlü ekonomiste göre iklimle ilgili ilerleme için baskı yapan gelişmiş ekonomilerle, gelişmekte olan ekonomiler arasında gerginliğe yol açmakta.

Pangestu, “Gelişmiş ülkeler bunun sadece iklimle değil, kalkınma ve iklimle ilgili bir sorun olduğunu göremediği müddetçe bu tartışma devam edecektir”  değerlendirmelerinde bulundu.

Kalkınma tabirine özellikle dikkat çeken Pangestu, “Tüm gerginliğin kaynağı da bu. Bu iki unusuru birbirinden ayıramayız. Vurgulanması gerek anahtar kelime dönüşümdür. Şu anda yüksek emisyondan temiz enerjiye geçiş nasıl sağlıyorsunuz. Önce kaynaklara sahip olmamız gerekecektir” dedi.

Ayrıca ünlü ekonomist, Hindistan’a 20 iklim bakanıyla gerçekleştirilen ziyarette konuya ilişkin önemli ilerleme kaydedildiğine yönelik vurgu yaptı. Ancak Temmuz ayında yapılan görüşmelerin sonuç bildirgesinde; dönüşüm için gelişmekte olan ülkelerin finansman ihtiyacı gibi sorunlarda fikir birliğine varılamadığı çıktısı elde edildi.

Toplantı başkanlığını üstlenen Hindistan İklim Değişikliği Bakanı Yadav ise enerjiyle ilgili ve bazı hedef odaklı konularda anlaşmazlıklar yaşandığına dair açıklamalarda bulundu.

Geçtiğimiz ay gerçekleştirilen iklim toplantıları dünyanın en büyük kirleticilerinin bir araya gelmesi, Eylül ayında Yeni Delhi’de yapılacak G20 toplantısı ve aralık ayında Birleşik Arap Emirlikleri’nde yapılacak COP28 Zirvesi öncesinde somut adımlar atılması yönünde bir fırsat olarak görünmekteydi. Ancak bu görüşmeler sonucunda anlaşmaya varılamaması çevre aktivistleri tarafından sert eleştirilere maruz kaldı.

İklim değişikliği düşünce kuruluşu E3G yetkilisi Alex Scott, “Avrupa ve Kuzey Afrika yanıyor, Asya sellerle harap olmuş durumda. Ancak G20 iklim bakanları her geçen gün tırmanan iklim krizini durdurmak için ortak bir yol haritasında uzlaşamadılar” dedi.

Ek olarak Scott, “Suudi Arabistan’ın ve Çin’in enerjinin geçiş yönünü tartışmak için formun siyasi alanının kısıtladığına dair raporlar, gelişmekte olan ülkelerin çıkarlarını savunma iddialarının karşısına dikiliyor” değerlendirmesinde bulundu.

Çin, G20 iklim toplantısında iklim tartışmalarına yönelik engeller koyduğunu belirten raporları reddeti ve “ilgili raporların gerçek ile tamamen aykırı olduğunu” belirtti.

Çin Dışişleri Bakanlığı toplantının “olumlu ve dengeli sonuçlar elde ettiği” çıkarımlarını vurguladı. “bununla birlikte, bazı ülkeler jeopolitik konuları bir engel olarak ortaya koydu ve toplantıda bir bildiri imzalamak kabul edilmedi. Çin bunu üzücü buluyor” ifadeleri kullanıldı.

Ekonomist Pangestu, iklim krizini ele almanın bir “ölçek ve aciliyet” sorunu olduğunu ve tüm paydaşların daha fazla çaba göstermesi gerektiğini söyledi.

Pangestu’ya göre gelişmiş ülkeler fosil yakıtlardan uzaklaşmak ve "kömür santrallerini erken emekliye ayırmak" istiyorlarsa, gelişmekte olan ülkelere daha fazla destek sağlanması gerekiyor.

Eski bakan değerlendirmelerine “Güney Afrika’nın ve Endonezya’nın yakın zamanda yaptığı şey, ‘Ne kadar güzel, bizim erkenden çıkmamızı istiyorsunuz. Peki erken çıkışın maliyetini kim karşılayacak?’ demektir Dönüşümü yapacak olan özel şirketler ve onların zararını telafi etmek zorundasınız. Bunun hukuki tarafı ve finansal tarafı var. Dolayısıyla politikalara ve reformlara gerçekten girmemiz gereken alan burasıdır” sözleriyle son verdi.