İngiltere, Finansal Hizmetler Konusunda Avrupa Birliği İle Daha Sıkı Bağlar Kuracak
İngiltere, AB ile finansal hizmetler alanındaki işbirliğini artırmak için bir anlaşma imzaladı.
AB ve Birleşik Krallık'ın finansal düzenleme ve standartları tartışmak üzere yılda iki kez bir araya gelebileceği bir forum kurulacak. Bu gelişme, İngiltere'nin AB ile daha yakından çalışmaya istekli olduğunun bir işareti olarak yankı bulmakta.
Şansölye Jeremy Hunt, İngiltere ve AB finansal piyasaları "derinden birbirine bağlı" olduğundan, yapıcı bir ilişki kurmanın karşılıklı yarar sağladığını ifade etti.
İngiltere'nin Brexit kapsamında AB pazarlarına sınırsız erişimini kaybetmesinin ardından imzalanan bu mutabakat zaptında Birleşik Krallık-AB Ticaret ve İşbirliği Anlaşmasında ana hatlarıyla belirtilmiş olduğunu görüyoruz. Haziran ayında yayınlanan mutabakat zaptı metninden geniş bir ortak hedefler listesi gözlemlenmekte.
Ancak bunu bir "anlaşma" olarak nitelendirmek yanıltıcı olabilir. Bu zapt, Birleşik Krallık'ın AB ile uyum sağlama taahhüdünde bulunduğunu veya Brüksel'in işaret ettiği bazı finansal araçların işlenmesinin Londra'nın dışına taşımak gibi daha önce dile getirilen talepleri kabul ettiği anlamı taşımadığı açıktır.
Bu mutabakat zaptının anlamı; her iki tarafın da "finansal hizmetler konularında gönüllü düzenleyici işbirliğini" tartışmak için yılda iki kez düzenli bir toplantı yapmayı taahhüt etmesidir.
Muhtırada, "Her iki taraf da bilgi paylaşacak, ortak zorlukların üstesinden gelmek için birlikte çalışacak ve pozisyonları koordine edecek."
Avrupa Komisyonu sözcüsü Daniel Ferrie ise bu hamle için "diyaloğu kolaylaştıracak bir forum oluşturacağını" söyledi.
Ancak, "İngiltere'nin AB'ye erişimini geri getirmiyor ve eşdeğerlik kararlarının benimsenmesine ön yargıda bulunmuyor." Eşdeğerlik kapsamında, sektörü yöneten kuralların “eşdeğer” sayılması durumunda, finansal hizmetlerin belirli alanlarında yabancı firmalara AB'ye giriş izni verilebilir.
Mart ayında Birleşik Krallık ve AB, gerekli kontrol sayısını azaltarak Kuzey İrlanda'ya Büyük Britanya'dan gelen malların geçişini kolaylaştırmayı amaçlayan Windsor Çerçevesi imzalanmıştı. Anlaşma ile AB ve Birleşik Krallık’ın Kuzey İrlanda meselesinde ‘orta yolu’ bulduğunu tarafların karşılıklı çıkarları öncelediği mesajı verilmişti. Anlaşma, İngiltere ile AB arasındaki ilişkilerin iyileştirilmesinin bir işareti olarak görülmüştü.
Windsor Çerçevesi'nin ardından finansal hizmetler muhtırasının imzalanması, Birleşik Krallık'ın AB'ye yaklaşımında önceki Başbakanlar Boris Johnson ve Liz Truss'a göre daha uzlaşmacı ve pragmatik hale geldiğinin bir başka göstergesidir ve potansiyel olarak gelecekte daha fazla uyumun sinyalini verebilir.
Muhtıranın imzalanmasından sonra konuşan Hunt, bunun "önemli bir dönüm noktası" olduğunu söylerken, AB'nin Finansal İstikrar ve Sermaye Piyasaları Birliği’nden sorumlu üyesi Mairead McGuinness, Windsor Çerçevesinin "güvene, işbirliğine ve her iki taraftaki insanlar için fayda sağlamaya dayalı bir ortaklık ruhu içinde ilerlememizi sağladı” ifadeleri ile değerlendirdi.
"Az önce imzaladığımız bu Mutabakat Zaptı [mutabakat zaptı] ortaklığın faydalarının bir örneğidir" diye ekledi.
AB, 2019'da Birleşik Krallık finansal hizmetler ihracatının %37 oranında payına sahipti ve Birleşik Krallık, Ancak Brexit'ten sonra Avrupa'nın en önemli finans merkezi konumunu korurken, beklenenden çok daha sayıda 10.000’den az sayıda iş taşındı.
City of London Corporation'ın Politika Başkanı Chris Hayward, muhtıranın imzalanmasının "AB ortaklarımızla yeni bir işbirliği çağına zemin hazırladığını" söyledi."Bu anlaşmanın her iki finansal hizmet sektörümüzün de iş için açık kalmasını sağlamaya yardımcı olacağını umuyoruz."
Hazine kaynakları, Windsor Çerçevesi Anlaşmasının bu memoranduma giden yolu açtığını kabul etti. Brexit sonrası ilişkiler arasında öne çıkan konularda düzenlemelerin yapılması daha yakından çalışmaya olan isteğe işaret eder- en azından otomobil üreticileri için menşe kurallarına ilişkin daha sıkı kurallar getirilecek.-
Ancak bir sonraki seçime kadar muhtemelen üç forum yapılabilecek kadar zaman var. Bu sebeple yakın bir gelecekte finansal hizmetler için önemli değişiklikler olabileceği anlamına gelmesi olası değildir.