ASAM TÜRK DEGS Başkanı Cihat Yaycı, 26 Mart 2022 tarihli Habertürk TV yayınının konuğu olarak Kardeniz'deki mayın tehlikesi ve tehlikeye yönelik önlemler hususunda değerlendirmelerde bulundu.
Cihat Yaycı; "Rusya'dan gelen bilgilere göre şuan Karadeniz'de 420 adet mayın olduğu bildirilmektedir. Bu mesele üstünkörü geçilecek bir durum değildir, konunun tıpkı uçaktaki bomba ihbarına benzetilmesi gerekmektedir bu nedenle önlemler ve tedbirler hususunda oldukça ciddi bir yaklaşım ortaya konulmalıdır." değerlendirmesinde bulundu.
Mayınların teknik özelliklerini de analiz eden Cihat Yaycı, İstanbul Boğazında görülen ve mayına benzetilen cisim hususunda da şu ifadeleri kullandı; "Artık bir mayın tehlikesi olduğu ciddiyele ortaya çıkmış durumdadır. Görülen cismin 30 kg'lik YM tipi bir mayın olduğunu kuvvetle muhtemeldir. Bu mayınlar gemilerin alt kısmında infilak ederek doğrudan batırmaya yönelik bir zarar meydana getirmektedirler. Bu nedenle akaryakıt ve doğalgaz (LNG) gemilerinin geçişine tehlikenin geçtiğinden %100 emin olana kadar izin verilmemelidir." değerlendirmesinde bulundu.
Mayınların nasıl Boğaza ulaştığını da değerlendiren Cihat Yaycı; "Bu 30 kg'lik mayınlar diğer ağır mayınlardan dört kat daha hızlı mesafe almaktadırlar. Tuna Nehri'nin akıntıları da doğrudan Boğazlara yönelik aktığı için bu mayınların daha hızlı buraya ulaşmaları mümkündür. Bu konu oldukça hassas bir durumdur. Ya bu mayınlardan birisi -Allah korusun- yolcu gemilerimiz ya da vapurlarımızdan birisine çarparsa ne olur?" değerlendirmesinde bulundu. 1979 yılında gerçekleşen Indipendenta faciasını hatırlatan Cihat Yaycı; "Sismik ve sondaj gemilerimizin manevra kabiliyetleri oldukça kısıtlıdır diğer yandan sondaj gemileri sabit konumda duran araçlardır bunlara ne olur ya da ya da nasıl önlemler alınmalı bunu düşünmemiz gerekir." ifadelerinde bulundu.
Önlemler hususunda şu tavsiyeleri sunan Cihat Yaycı; "Öncelikle güvenli ve taranmış bir kanal tespit edilerek burada güvenli geçişler sağlanmalıdır. Normal şartlarda mayınların buraya ulaşmasının 20 gün sürmesi bekleniyordu fakat mayınlar beklenenden daha hızlı ulaşmış durumda bu nedenle; bir koridor açılarak ki bu koridor 5 ile 10 mil arasında olabilir ancak bu alana mayın girmesinin önlenmesi sağlanır, mayın arama ve tarama gemilerimizin de rehberlik ederek burada güvenli geçiş alanları yaratması gerekir." tavsiyelerinde bulundu.
En kötü senaryonun gemilerin batması olduğunu bildiren Cihat Yaycı; "Nusret mayın gemisini hatırlayınız 26 adet mayın bir armadayı batırmıştı, bir gemi füzeyle vurulduğunda batmaya bilir ama mayın bir gemiyi batıracak şekilde etkili bir silahtır. Mayın ucuz ama son derece tehlikeli bir mühimmattır." değerlendirmesinde bulundu.
Mayın tehlikesi bitene kadar LNG ve petrol gemilerinin geçişine izin verilmemesi gerektiğini belirten Cihat Yaycı;"Ukrayna'nın bu yaptığı sorumsuzca ve lakayt hareket insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur! Karadeniz bir mayın tarlasına dönüşmüş durumdadır!" ifadelerini kullandı. 1907 La Hey Sözleşmesini hatırlatan Cihat Yaycı; "Ukrayna'nın bu yaptığı savaş suçudur ve Ukrayna'nın sorumsuzluğunu Türkiye ödemektedir!" ifadelerini kullandı.
Bölgede mayınlara karşı önlem ve tedbirleri en aktif şekilde alacak donanım ve ekipmana bölgede sadece Türkiye'nin sahip olduğunu belirten Cihat Yaycı, Karadeniz İşbirliği Görev Grubu'nun 2014 yılında Rusya'nın Kırım'ı işgalinin ardından kadük olduğunu belirterek Türkiye'nin mevcut durumuna yönelik analizde bulundu.
Cihat Yaycı; "İhracatımızın %85'i denizler üzerinden gerçekleşmektedir. Dünya petrolünün de %3'ü Karadeniz üzerinden gerçekleşmekte ve Boğazlarımızdan geçmektedir. Türkiye'ye tahıl gelmesi vs gibi çok boyutlu bir etkileşim söz konusudur." ifadeleriyle mayın meselesinin yarattığı ekonomik maliyete dikkat çekmiştir. Ukrayna'nın tüm bu mayınların kayıt altına alması gerektiğini ve kopan mayınların kendi kendine imha etmesi gerektiği vurgusunda bulunan Cihat Yaycı; "Uluslararası hukuk bu suça ve sorumsuzluğa karşı harekete geçirilmelidir." değerlendirmesinde bulundu.