Karadeniz'de "Amiral Gemisi" Battı

Sosyal Medyada Paylaş!

ASAM TÜRK DEGS Başkanı Doç.Dr. Cihat Yaycı, Rusya'nın sancak gemisi Moskva Kruvazörü'nün vurulmasına Haber Global ekranlarında değerlendirdi. Geminin battığının açıklanmasının ardından gözler Karadeniz'deki sıcak gündeme çevrildi. Gündemi ve batan Slava Sınıfı Kruvazör'ü değerlendiren Cihat Yaycı şu açıklamalarda bulundu; 

Cihat Yaycı, "Rusya çok daha fazla bir güçle vuracak. İsmi Moskova olan bir kruvazörünüz batıyor, bu bir devlet için çok utanç verici bir durumdur" değerlendirmesinde bulundu. 

Cihat Yaycı, Moskva kruvazörünün batmasıyla birlikte Rusya’nın tabur ile alay arasındaki bir birliğe eşdeğer bir kayıp verdiğini söyledi. Yaycı sözlerine, “Bir savaş gemisi kara ve hava unsurlarına oranla daha değerlidir. Çünkü gemilerin sayısı azdır. Yani bir savaş gemisinin kaybedilmesi bir uçağın kaybına eşdeğer değildir. Bir savaş gemisinin kaybı bir hava kuvvetleri filosunun kaybına eşdeğerdir” diyerek devam etti.

Cihat Yaycı; "Bu geminin kaybı Rusya için oldukça ciddi bir etki yaratmaktadır. Geminin şuanki toplam değer hacmi 1 milyar dolara eşit seviyededir. Diğer yandan bu geminin adı Moskova tüm bunlar bile toplumda büyük bir infial uyandırmış vaziyettedir. İnsanlar nasıl olur da bizim gemimiz batar diyerek galeyan etmektedirler." değerlendirmesinde bulundu. 

Barış görüşmeleri olacakken bu saldırılarla müzakerelerin dağıldığını vurgulayan Cihat Yaycı; "Bazıları bu savaşın uzamasını istiyor o nedenle bu durum kime yarar diye sormak lazım" değerlendirmesinde bulundu. 

Cihat Yaycı, “Savaş gemileri vatan toprağıdır. Envanterinde olduğu ülkenin sancağını taşır. Gemi kaybedildiğinde bu da kaybedilir. Moskva kruvazörü tarihi anlamda da Rusya için önemliydi. Ayrıca bu normal bir gemi değildir. Bir hücum bot değildir, bir küçük avcı bot değildir. Bir kruvazördür. Üzerinde taşıdığı milyonlarca dolarlık silah sistemleri ve yüzlerce kişilik mürettebatı ile batmıştır. Bu kayıp diğer kayıplar ile kıyaslanamayacak kadar büyük bir kayıptır” değerlendirmesinde bulundu.

Cihat Yaycı, “Barış durumunda bir uçağın düşürülmesi savaşa neden olmaz. Bir askerin vurulması savaşa neden olmaz. Fakat bir kruvazörün batırılması savaş sebebidir. Bir savaş gemisinin kaybedilmesi hem maddi hem de manevi bakımdan yüzlerce tankın kaybedilmesine karşılık gelir” değerlendirmesinde bulundu.

Açık denizde bulunan bir gemide yangın çıktığında veya yara alındığında dışarıdan yardım gelmesinin mümkün olmadığını söyleyen Yaycı, “Bu gibi durumların önüne geçmek için her gemide acil müdahale birimleri bulunur ve bu ekipler hemen her gün eğitim yaparak bilgilerini güncel tutarlar ve tecrübe edinirler. Yara savunma, yangın timleri ve tamirci partileri olası bir yangın çıktığında, gemi yara aldığında hasar tespit edildikten sonra gemiyi yüzer halde tutmak için olaya anında müdahale ederler. Ancak bazen yangınlar kontrol altına alınamayacak kadar büyür, bu noktada da personel kaybının önüne geçmek adına gemi tahliye edilir” dedi ve savaş gemilerinde yangın, yara alma veya bunlara benzer olumsuz durumlarda neler yaşandığını anlattı.

Geminin teknik özelliklerini de detaylıca değerlendiren Cihat Yaycı; Slava sınıfı güdümlü füze kruvazörü olan Moskva, 1979 yılında "Slava" adıyla denize indirildi. Slava, Amiral Golovko kruvazörünün emekli edilmesinin ardından Rus Karadeniz filosunun en güçlü gemisi oldu. 186 metre uzunluğundaki geminin adı daha sonra "Moskva" olarak değiştirildi. Rusya'nın başkenti ile aynı adı taşıyan gemi, 2000 yılından bu yana Rus Karadeniz filosunun sancak gemisi olarak görev yapıyordu. 2020 yılında kapsamlı bakıma alınan Moskva, yüksek ateş gücü ile dikkat çekiyordu. 510 kişilik mürettebatı bulunan gemide toplam 16 adet 700 kilometrelik menzile sahip P-1000 Vulkan tipi gemisavar füzeleri ile 64 adet fırlatmaya hazır S-300 hava savunma füzesi bulunuyordu." Değerlendirmesinde bulundu.

Rus teknolojisinin en son hava radarı bulunduğunun altını çizen Cihat Yaycı, gemideki S-300 füzelerinin oldukça modern olduğunun altını çizerek, gemide oldukça ciddi bir envanter olduğunun ve ana batarya toplarının bulunduğuna dikkat çekerek, yakın hava savunma sistemi de bulunduğunu belirtti. Tüm bu sistemlere rağmen Neptün Füzesiyle geminin vurulmasını ya bir ihmal ya da bir kusur olarak değerlendirdi. Cihat Yaycı; "Bu kadar envanter ve sisteme sahip geminin sensör ve sistemlerini açık tutarak saldırıya karşı uyanık olması beklenirdi" değerlendirmesinde bulundu. 

Diğer yandan bu durumun Rusya'daki etkilenerini de değerlendiren Cihat Yaycı; "Rusya'da eleştirilen bir sistem olan "Cephe Komutanlığı" sistemi vardır. Bu nedenle bu gemi donanmaya bağlı değildir, Güney Cephesi Komutanlığına bağlıdır." değerlendirmesinde bulunarak olası bir hesap sorma durumundaki hedef kişileri de değerlendirdi. Emir komuta bağlamında da ciddi zafiyetler olduğunun altını çizdi. 

Tarihsel olarak da olayın önemini vurgulayan Cihat Yaycı; "2 Kasım 1982'den bu yana dünya tarihinde ilk defa bu büyüklükte bir gemi batırılmıştır. Falkland Savaşı'nda Arjantin'e ait olan General Belgrano isimli geminin batırılmasından bu yana dünya tarihinin en büyük batma hadisesi olarak kayıtlara geçmiştir." değerlendirmesinde bulundu. Diğer yandan Falkland Savaşı üzerinden değerlendirmelerde bulunan Cihat Yaycı; "Arjantin'in torpido ile gemisinin batırılmasının ardından Arjantin'de Exocet füzeleriyle İngiltere'nin bir fırkateynini vurmuş ve savaş daha da kızışmıştır." diyerek şuan Karadeniz'deki duruma yönelik örneklemede bulunmuştur. 

 

 

Moskova kruvazöründe çıkan yangının ardından gemide bulunan mühimmatın patlamasının normal olmadığını dile getiren Doç. Dr. Yaycı, “Gemide yangın çıkması ve bu yangının gemide bulunan mühimmata ulaşması normal bir savaş gemisinde olacak işler değil. Böyle bir olayda savunma yangın timleri ve tamirci partileri devreye girer ve durumu kontrol altına alır. Geminin içinde çıkan yangının büyümesi ve gemide bulunan mühimmatı infilak ettirmesi dünyada pek rastlanan bir olay değil. Kruvazör, muhrip veya fırkateyn tipi savaş gemilerinde böyle şeyler hayatın olağan akışına aykırı” dedi. 

Ukrayna’nın Karadeniz’e kıyısı bulunan bölgelerdeki mayınlara dikkat çeken Yaycı, Moskva kruvazörünün mayına çarpmış olma ihtimalinin de değerlendirilmesi gerektiğini belirtti. Doç. Dr. Yaycı, şu detayları da paylaştı: "Bahsedilen bölgede bulunan mayınlardan 3 tanesinin Türkiye tarafından 1 tanesinin Romanya tarafından imha edildiğini biliyoruz. Yani gemi serseri mayın olarak tabir edilen mayınlara da çarpmış olabilir. Geminin su altında kalan kısmından alacağı bir yara gemiyi batırır ve bu gemi zaten battı. Gemiler su üstünde kalan kısımlarından yara aldıklarında kolay kolay batmazlar. Bizim başımıza maalesef TCG Muavenet olayı geldi. Muavenet köprü üstünden vurulmasına rağmen Türk Deniz Kuvvetleri personeli gemiyi Adalar denizinden çekerek getirdi. Bu olayda Muavenet içinde bulunan personel eğitimi sayesinde yangınları söndürdü ve mühimmatı kurtardı. Bu sebeple bir mayına çarpma durumu söz konusu olabilir. Bu bir ihtimal ve değerlendirmek lazım." değerlendirmesinde bulundu.

Ukrayna'nın gemiyi vurma ihtimali hususunda da değerlendirmelerde bulunan Cihat Yaycı; "Her şeyden önce üzerinde S-300 hava savunma sistemi bulunan ve 2020 yılında modernize edilmiş bir geminin gemisavar füzesi ile vurulması akıllara birçok soruyu getiriyor. Gemideki hava savunma sistemi çalışmıyor mu? Çalışıyorsa bu S-300 sistemleri ne kadar etkililer? Bunlar sorulması gereken sorular. Savaş durumunda görev alan bir gemide herkes görev yerinde ve eli tetikte olmalı. Eğer bu gemi gerçekten gemisavar füzesi ile vurulduysa ortada ciddi bir ihmal ve eğitimsizlik var demektir."  değerlendirmesinde bulundu.