KKTC'nin tanınmamış olması onun devlet olmadığı anlamına gelmez

Sosyal Medyada Paylaş!

TÜRK DEGS, ASAM ve Avrasya Bir Vakfı işbirliğinde gerçekleştirilen "Doğu Akdeniz ve Kıbrıs’ta Neler Oluyor-Ne Yapılmalı" sempozyumunu KKTC Volkan Gazetesi de gündemine taşıdı. Sempozyumda söz alan Yaycı, "KKTC'nin tanınmamış olması onun devlet olmadığı anlamına gelmez" dedi.

LOZAN ANTLAŞMASI’NIN 16. MADDESİ SEBEBİYLE İNGİLİZLER BİZİ KIBRIS MESELESİNE DAHİL ETTİ

Sempozyumun 1. oturumu sırasında söz alan Yaycı, "Bizim konumuz şudur: Biz diplomatik ve hukuki yönden elimizi nasıl güçlendirebiliriz? Bir kere konu; biz İngilizlerle konuşarak bu işe dahil olduk değildir. Konu İngilizler bizi nasıl hukuki olarak bu işin içini çektiler meselesidir. 1950’ye kadar bizim Kıbrıs’la hiçbir alakamız yoktu. Kıbrıs’ta Kıbrıs’ın Yunanistan’a bağlanması için plebisit yapıldı, yine bizim haberimiz yoktu. Sonra İngilizler bizi çağırdı. İşte kilit nokta burada. Lozan Antlaşması’nın 16. Maddesi, Türkiye’nin elini güçlendirecek en önemli konudur. Lozan’ın 16. maddesinin son cümlesi şunu ifade eder: Osmanlı’nın Lozan Antlaşması’nda konu edinilen topraklarının o gün ve gelecekteki kaderlerinin belirlenmesinde ilgili devletler söz sahibi olacaktır. Birinci ilgili devlet de Türkiye’dir. Lozan’ın 16. Maddesi hatırlatılarak İngilizler Kıbrıs Meselesi’ne bizi dahil ediyorlar. Diyorlar ki; Lozan’ın 16. Maddesine göre birinci öncelikli devlet sizsiniz, dolayısıyla siz bu konuya dahil olacaksınız. KKTC’de muhalefet böyle diyormuş, yok Rumlarla birleşelim diyormuş vs. bunlar hiç Türkiye’yi ilgilendirmez. Türkiye, Lozan’ın 16. maddesi gereğince Kıbrıs’taki her türlü yapılanmanın içerisinde söz sahibi olur ve Kıbrıs’ta herhangi bir değişiklik olması durumunda Türkiye’nin onayı olmadan hiçbir şey yapılamaz."

LOZAN'IN 16. MADDESİ SEVR'İN 132. MADDESİNE KARŞILIK YAZILMIŞTIR

Lozan’ın 16. maddesinin Sevr’in 132. maddesine karşılık yazıldığını ifade eden Yaycı, "Aradaki Lozan tutanaklarını çok iyi okumak lazımdır. Kağıdı alıp sadece maddesini okursanız bundan bir şey anlayamayabilirsiniz. Bunun için Lozan tutanaklarını inceden inceye irdelemek lazımdır. Şahsen ben de naçizane bunları irdeleyerek çalışmalarımı gerçekleştirdim. Lozan’ın 16. maddesi çok önemli bir maddedir. Lozan’ın 16. maddesi sadece Kıbrıs’ı kapsamaz; Musul’u kapsar, Kerkük’ü kapsar, Libya’yı kapsar, Suriye’yi kapsar. Herhangi bir siyasi değişiklik olacağında Türkiye’nin onayı olmadan herhangi bir siyasi harita değişikliği yapılamaz. Lozan’ın 16. maddesinin tartışmalarında bu çok ciddi olmuştur ve bu madde yazılana kadar da Lozan inkıtaya uğramıştır. Lozan görüşmelerine bu madde üzerindeki tartışmalar nedeniyle ara verilmiştir. Şimdi bunları hiç bilmeden, hiç dile getirmeden biz sadece elimize yalın kılıç alıp konuşursak olmaz. Ben bir askerim ama ben diplomasinin ve hukuki araçların çok daha önemli kullanılması gerektiğini düşünüyorum. Ben bir akademisyenim. Akademisyen intihal yapmaz ve yaptırmaz da. Mavi Vatan haritasını tek başına çizen benim. Gece gündüz Seyir Hidrografi Dairesi’nde çalıştım, bunu askerliğim nedeniyle değil akademisyenliğim nedeniyle çizdim. Bugün Libya’da niye bulunuyoruz diyen varsa Lozan’ın 16. maddesine baksın. Libya’da bulunmayı başka türlü savunanlar varsa Atatürk’ün ve arkadaşlarının imzaladığı Lozan Antlaşması’ndaki çok ince tartışmalara bakacak. Kıbrıs’tan önce Eritre-Yemen Davası var. Eritre-Yemen Davası’nda Lozan’ın 16. maddesi dolayısıyla Türkiye’den onay alınmıştır. Bundan hiç kimsenin haberi yoktur. Bunlar çok önemli konulardır." ifadelerini kullandı.

KKTC’NİN TANINMAMIŞ OLMASI ONUN DEVLET OLMADIĞI ANLAMINA GELMEZ

KKTC'nin tanınmamış olmasının onun devlet olmadığı anlamına gelmeyeceğini belirten Yaycı, "Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınması konusunda kendimizi zorlamayalım, acındırmayalım. Devletler hukukuna göre bir devletin devlet olabilmesi için tanınma şartı yoktur. Devlet olabilmek için üç şart vardır. Devletler hukukunda 1933 Montevideo Sözleşmesi, 1930 Cemiyet-i Akvam kararı önemlidir. Bu ikisinde de şunu arar: İlki sınırları belirli bir toprak parçası olması(ülke), ikincisi ise üzerinde hak niteliği taşıyan insan topluluğu yaşamasıdır. Hak niteliği taşıma konusunda 1930 Cemiyet-i Akvam kararına gidilir. Orada da aynı dili konuşan, aynı inanış, aynı ülke birliği, üzüntüde sevinçte kederde birlikte olmak gibi nitelikleri taşımak gerektiğini belirtir. Üçüncüsü ise bunların üzerinde bir otorite gerekmesidir. Bu üç unsur da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde vardır. Dolayısıyla bizim bu durumda tanınma diye bir şartımız yok. Tanınmadık devlet olamadık diye bir şey yok, devletiz biz. Tabi tanınırsak da iyi bir durumdur." dedi.

KKTC’NİN TANINMASI KONUSUNDA FİLİSTİN’İ ZORLAMALIYIZ

KKTC'nin tanınması konusunda Filistin modelini örnek veren Yaycı, Türkiye'nin Filistin'i zorlaması gerektiğini belirtti. Yaycı, "KKTC’nin tanınması Abhazya ile vs. olmaz. Çünkü biz devlet olarak Gürcistan’ın toprak bütünlüğünü savunuyoruz. Eğer biz Gürcistan’ın toprak bütünlüğünün tersine hareket edersek bizi NATO, Avrupa Birliği, bütün dünya dışlar. Ben size daha önceden çözüm önerisi getirdim. Filistin’in 141 ülkede büyükelçiliği var ve biz Filistin’i sonuna kadar destekliyoruz. GKRY’de Filistin’in büyükelçisi var. Bu büyükelçi Türkiye’nin işgalci olduğunu söyledi. Sizin işgal edilme durumunuzu biz Filistin olarak çok iyi anlarız, dedi. Bunun üzerine biz bir kampanya yaptık. Madem biz Filistin’e bu kadar yardım yapıyoruz, Türkiye masaya elini vurmalıdır ve o Filistin büyükelçisini görevden aldırtmalıdır, özür dilettirmeli ve tükürdüğünü yalattırmalıdır dedik ama bir şey çıkmadı. Filistin’in madem GKRY’de, Atina’da büyükelçiliği var da neden Lefkoşa’da yok? Niye KKTC’nin Filistin’de büyükelçiliği yok? İlk başta biz Filistin modeli ile yürümeliyiz. Biz Filistin’in bir devlet olduğunu tanıyoruz ve büyükelçilik açtırıyoruz. Ama Birleşmiş Milletler’de veto yetkisi olması nedeniyle BM’de sadece gözlemci statüsündedir. Biz Filistin modeliyle yürümeliyiz ama Filistin’i zorlamalıyız. Önce elimizdeki güçlerle Filistin’i zorlayalım. Azerbaycan’ın tereddütü var çünkü Ermenistan Dağlık Karabağ diye bir cumhuriyet ilan etti ve KKTC’yi böyle tanırsam bu sefer de Ermeniler tutar Dağlık Karabağ’ı tanıtırlar diye endişesi var. Aynı şekilde Pakistan’ın Keşmir meselesi var. Herkesin bir yumuşak karnı var. Ama Filistin öyle değil. Bu yüzden Filistin’in üzerine yürüyelim, Filistin’i zorlayalım."

KKTC MERKEZLİ VOLKAN GAZETESİ SEMPOZYUMU MANŞETİNE TAŞIDI;