MİLLİ EĞİTİM YASASI UYGULANSAYDI!
SABAHATTİN İSMAİL
Yıllardır, “DEVLETİ KORUYUCU YASALAR ÇIKARILSIN”, diye didinip duruyoruz, siyasilerin umurlarında değil!
KKTC’de iç cepheyi çökertmeye çalışan dış güçlerin, emperyalizmin işbirlikçilerinin, Rum tezini savunan partilerin, derneklerin, sendikaların ve 5. KOLcuların bu denli pervasızca ve rahat hareket etmelerinin nedeni, yasal boşluklar yanında, varolan yasaların uygulanmayışıdır.
KKTC Anayasası’nda, Ceza Yasası’nda, Kamu Görevlileri Yasası’da, Öğretmenler Yasası’nda ve Milli Eğitim Yasası’nda devlete yönelik suçlarla ilgili maddeler var.
Peki sorun nerde?
Sorun, önce siyasilerde, SİYASİ İRADE EKSİKLİĞİNDE...
“Milliyetçi” olduğunu savunan, başta en uzun dönem hükümet eden UBP olmak üzere, DP, YDP gibi partiler iktidar olduklarında devlete savaş açmış olan sendika, dernek ve 5. KOL örgütlenmelerinin üzerine gitmekten korkuyorlar. Oy hesapları nedeniyle, bunlarla mücadele için gerekli siyasi iradeyi göstermiyorlar...
Hatta, bu örgütleri ve işbirlikçi medyayı devletin bütçesinden destekledikleri de oldu. Bunu kanıtlayacak onlarca somut örnek verebilirim.
Siyasi iradenin bu halini gören polis ve savcılık da, yıkıcı örgütlerin ve kişilerin üzerine gitmekte isteksiz davranıyor.
Bu durum yargıya da intikal ediyor ve devleti yıkıcı faaliyetler, “düşünce özgürlüğü, basın özgürlüğü” kapsamında değerlendirilerek, KKTC düşmanlarının önü açılıyor.
Özetle, yasal boşluklar da elbette çok, ancak sorun uygulamada ve uygulayıcılarda..
Yani tüm yasal boşluklar doldurulsa bile, Dünya’nın en iyi yasalarını yapsanız bile, eğer siyasi irade yaygaradan korkup uygulamıyorsa, oy hesapları ile göz yumuyorsa, “bana, saldırmasınlar, kötü olmayım” diye susuyorsa, açılan davaları şu veya bu nedenle geri çekiyorsa, olacak olan kaos ve anarşidir...
Nitekim şimdi, siyasi irade eksikliği nedeniyle, KKTC ‘deki durum tam da budur
MİLLİ EĞİTİM YASASI
Örneğin Milli Eğitim Yasası’nda, Anavatana ve devlete savaş açmış olan öğretmenlere karşı önlem almak için gerekli tüm maddeler vardır, ancak UYGULANMAMAKTADIR!
17/1986 KKTC Milli Eğitim Yasası’nın amaçlar bölümü şeyledir:
- “Kıbrıs Türk Milli Eğitiminin genel amacı, Kıbrıs Türk Toplumunun tüm bireylerini, aşağıdaki fıkralarda öngörülen esaslar çerçevesinde yetiştirmektir:
- (1) ATATÜRK İLKE VE DEVRİMLERİ ile yurttaşlar arasında bir fikir ve duygu ortaklığını amaçlayan, çağdaşlaşmayı hedefleyen ve TÜRK MİLLETİNİ MİLLİ BİLİNCE VARDIRAN ATATÜRK MİLLİYETÇİLİĞİNE, demokrasi, sosyal adalet ve hukukun üstünlüğü ilkelerine bağlı, bunları koruyan ve geliştiren yurttaşlar olarak yetiştirmek;
- (2) Kıbrıs Türk Toplumunun, VAR OLMA MÜCADELESİNİN ÖZÜNDE YATAN GERÇEKLERİ BİLEN, MÜCADELE TARİHİNİN BİLİNCİNE VARAN, BU MÜCADELEYE İNANÇLA BAĞLANAN, manevi ve kültürel değerlerini koruyan ve geliştiren, yurdunu ve toplumunu seven, ANAYURDU TÜRKİYE’YE, TÜRK ULUSUNA, öz yurduna, toplumuna ve ailesine güçlü bağlarla bağlı, yurduna, toplumuna, laik devletine karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve bu bilinç ve nitelikleri sürekli davranışa dönüştürebilen, barışçı ancak haklarını korumasını bilen yurttaşlar olarak yetiştirmek;
- (3).......... Toplumun varlığını ve DEVLETİNİ ÖZENLE Koruyan, GELİŞMESİNE ÇALIŞAN VE ONU HER TÜRLÜ TEHLİKEYE KARŞI SAVUNAN ve sonuna kadar direnen, cesur, kişilikli, yapıcı, yaratıcı ve verimli yurttaşlar olarak yetiştirmek…”
Görüldüğü gibi Milli Eğitim Yasası, Atatürk ilke ve devrimlerinin korunmasını, Türklük bilincini, Türk milliyetçiliğini, milli mücadele tarihimizi, Anavatanı, Türkiye’ye bağlılığı, KKTC’yi savunmayı EMREDİYOR... Çocukların bu bilinçle yetiştirilmesini öngörüyor.
Yani yasa var ama, uygulanmıyor, gençlik bu bilinçle yetiştirilmiyor.
Bence eğitim bakanları, bakanlık kadroları, müfettişleri, okul müdürleri bu yasa içeriği konusunda sınava tabi tutulmalı. Öğretmenler de mesleğe giriş ve terfi sınavlarında bu yasa içeriğinden imtihan edilmeli. Bu amaçları bilmeyenler öğretmen, müdür, müsteşar, müfettiş olmamalı. Bu amaçlar dışına çıkanlar öğretmenlikten atılmalı. Sendika yöneticileri de öğretmen oldukları için bu yasaya bağlı kalmaya zorlanmalı.
SEYREDİYORLAR
Peki öğretmen Sendikalarının kontrolündeki öğretmenler bu yasayı savunuyor mu?
Hayır!
Tam tersi, Türklük bilinci yerine uyduruk “KIBRISLILIK” bilincini, Atatürk ilkeleri yerine, sol ideolojinin ilkelerini, milli mücadele tarihimiz yerine, uyduruk Rumlarla ortak tarihi, KKTC ve Anavatan yerine, Güneydeki Rum devletini ve AB’yi savunuyorlar...
Çocukları, Türkiye, Türklük, KKTC düşmanı, Rum sevici olarak yetiştiriyorlar. .
Bunun sorumlusu yasanın amaçlarını uygulamayan, denetlemeye, hatta tam tersini öğreten öğretmenlerle onlara göz yuman Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileridir. Öğretmen sendikaları yöneticileri de öğretmen oldukları için bu yasaya bağlı olmak zorundadırlar, ama umurlarında bile değil!
Daha da kötüsü, Rum Devleti ile siyaseten bir olup, Türkiye ve KKTC’ye savaş açmış bulunuyorlar...
Peki Milli Eğitim Bakanlığı ve Hükümet ne yapıyor?
Uygulamakla sorumlu oldukları Milli Eğitim Yasası’nın çiğnenmesini seyrediyorlar...
Peki, devleti korumak ve yasalara itaati sağlamakla görevli polis, savcılık, yargı ne yapıyor?
En tepeden en aşağıya, siyasi iradenin göz yumduğunu görünce, onlar da “fikir özgürlüğü, düşünce özgürlüğü” kılıfı arkasına saklanarak, Milli Eğitim Yasası’nın çiğnenmesini seyrediyorlar...
Neticede, devleti yıkıcı faaliyetleri seyredenler sayesinde, KKTC altımızdan kayıyor.
Gençliği istedikleri gibi yetiştirip, Rum milli hedeflerinin peşine takıyorlar, TÜRKİYE-KKTC karşıtı militanlar haline getiriyorlar.
Artık UYANIN ve YASALARI TAVİZSİZ UYGULAYIN!
Yapmayacaksınız, korkuyorsanız, bırakın, “YAPACAĞIM” diyen varsa, onlar gelsin!