RUM HALKI “ÇÖZÜM” TABUTUNA SON ÇİVİYİ ÇAKTI (SABAHATTİN İSMAİL)

Sosyal Medyada Paylaş!

15 Şubat 2023 Çarşamba 

 

 

 

RUM HALKI “ÇÖZÜM” TABUTUNA SON ÇİVİYİ ÇAKTI

SABAHATTİN İSMAİL

 

Pazar günü ikinci turu yapılan Rum Devlet Başkanlığı seçimlerinin sonucu, federasyon savunucusu hayalperestleri büyük bir hayal kırıklığına uğrattı.

İkinci turda Federasyoncu sözde komünist AKEL’in desteklediği Rum müzakereci Mavroyannis ile, federasyon karşıtlarının desteklediği Rum eski Dışişleri Bakanı Hristodulidis yarıştı.

Hristodulidis’i Rum Ortodoks Kilisesi,

 Makariosçuların ve Rum eski devlet başkanları Kiprianu ile Papadopulos’un Partisi DİKO,

 Makarios’un eski özel doktoru sözde SOSYALİST, sosyal şöven Lissarides’in Partisi EDEK,

Anastasiadis’in yönlendirdiği ve içinde eski EOKA’cılar ile EOKA B’cilerin de bulunduğu Liberal DİSİ partisi’nin yüzde 70’i, ve, 

Yunanistan’daki yasadışı ırkçı Altın Şafak örgütünün uzantısı  ırkçı, faşist paramiliter ELAM Partisi’nin de içinde yer aldığı federasyon karşıtı bir cephe destekledi.

Mimarlığını Kilise ile Anastasiadis’in yaptığı bu federasyon karşıtı koalisyon, Hristodulidis’in seçimi kazanması için aralarında var olan kan davasını geride bırakarak tarihi bir uzlaşmayı gerçekleştirdi.

Bu tarihi uzlaşmanın ortak paydası/asgari müştereği 60 yıldır işgalleri altında bulunan sözde “Kıbrıs Cumhuriyeti”nin yüzde yüz Rumlardan oluşan ÜNİTER bir Rum devleti olarak devam etmesi ve Türklerle en ufak bir ortaklığa/paylaşıma gidilmemesidir.

ANA İLKELERİ NEDİR?

Federasyon karşıtı Hristodulidis ve kendisini destekleyen ırkçı-faşist-Türk düşmanı cephenin savunduğu ana ilkeler şöyledir:

- “Kıbrıs Cumhuriyeti “ yüzde yüz Rumlardan oluşan ÜNİTER bir devlet olarak devam etmelidir. Egemenliği Türklerle paylaşmak söz konusu değildir

- Türklerle Egemen eşitlik, ortaklık, egemenliği paylaşma, siyasi eşitlik temelinde bir federal ortaklık veya iki devletli çözüm veya konfederasyon kurmak söz konusu değildir. Türkler isterse azınlık hakları ile “Kıbrıs Cumhuriyeti”ne katılabilir

- Türkiye’nin garantörlüğünün, tek yanlı müdahale hakkının ve adada Türk askerinin kalmasının kabulü söz konusu değildir. Kıbrıs sorunu bir “işgal” sorunudur ve “işgalci” tüm Türk askerleri adadan çekilmelidir. 

- Adada tek halk ve tek meşru devlet vardır. Ülke halkıyla, devletiyle, kurumlarıyla yeniden birleşmelidir. KKTC dağıtılmalıdır.

- BM kararları, AB ilkeleri ve 4 özgürlük tüm adada kısıtlamasız uygulanmalıdır

- Bu ilkeler temelinde sonuç alıcı çözüm görüşmeleri “işgalci” Türkiye ile yapılmalıdır

 

ÇÖZÜM YOK

Bu ilkeler Hristodulidis ve arkasındaki cephenin Kıbrıs’ı bir RUM ADASI, Halkını Rum Halkı ve “Kıbrıs Cumhuriyeti’ni de bir Rum devleti gördüğünün kanıtıdır. 

İlkeleri de YA HEP, YA HİÇ’tir

Bu durumda Hristodulidis ile görüşeceğimiz hiçbirşey yoktur.

Böyle bir zihniyetle görüşmek için harcanacak bir dakikamız bile yoktur. 

Kıbrıs Türk Halkı için tek onurlu yol devletimize sahip çıkarak ve Anavatanımız Türkiye’ye dört elle sarılarak KKTC’nin TANINMASI için yola düşmektir. 

İlk adım olarak, KKTC Meclisi’nde alınacak bir kararla federasyonu, çözüm seçenekleri arasından çıkarmak gerekmektedir. 

Meclis, KKTC ‘nin bağımsız egemen bir devlet olarak sonsuza dek yaşatılacağını ve olası bir çözümün, yan yana iyi komşular olarak yaşayacak iki bağımsız devlet olduğunu vurgulayan güçlü bir karar almalıdır. 

Rum seçiminin sonucu, federasyoncu CTP’ye de anlamlı bir mesaj olmuştur. Dolayısı ile CTP ‘nin de böyle bir Meclis kararına destek vermesi aklın ve gerçekçi olmanın  gereğidir. 

Federasyon hayali ile 50 yıl kaybettik, yetmedi mi? 

Bir 5 yılı da ırkçı, faşist Türk düşmanı Hristodulidis ile mi kaybedelim?