SABAHATTİN İSMAİL: "ZAFER BAYRAMININ 100.YILDÖNÜMÜNÜN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ"

Sosyal Medyada Paylaş!

 

ZAFER BAYRAMININ 100.YILDÖNÜMÜNÜN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

YAZAN: SABAHATTİN İSMAİL

Büyük zaferin 100. yıldönümünü gururla kutluyoruz..

 Büyük Taaruz’un başladığı 26 Ağustos 1922 ve Başkomutanlık Meydan Savaşı’nın yapıldığı 30 Ağustos 1922, Türk Ulusunun ve kahraman ordumuzun Büyük Atatürk'ün liderliğinde yazdığı eşsiz bir destandır.

İnönü’de hızı kesilen, Sakarya savaşında, Polatlı önlerinde durdurulup önce Sakarya’nın Batısı’na, sonra ta Afyon-Kütahya’ya kadar geri püskürtülen ve nihayet Büyük Atatürk’ün, “Ordular İlk Hedefiniz Akdeniz’dir, ileri” komutuyla perişan edilen Yunan ordusunun feci akıbeti, hala SEVR hayalleri ile yaşayanlara ve Kıbrıs’ta ise 2. Girit rüyaları görenlere ibret olmalıdır...

Başkomutan Atatürk’ün öngördüğünden bir gün önce, yani 15 gün yerine 14 günde  güzel İzmir’in düşman işgalinden kurtuluşu gerçekleşmiştir. 

İşgalci Yunan ordusunun 9 Eylül’de İzmir'de denize dökülmesi ile SEVR paçavrası  yok edilmiştir.

Büyük Türk ulusu dışında hiçbir ulus ve Atatürk’ün ordusu dışında başka hiçbir ordu, onca yokluk ve imkansızlık içinde ve her türlü modern donanıma sahip 150 bin düşman askerine karşı techizatsız, donanımsız, modern savaş araç-gerecinden yoksun 105 bin acemi askerle böylesine büyük bir zaferi bu kadar kısa sürede kazanamamıştır.

Usta yazar Turgut Özakman’ın çok akıcı bir üslupla yazdığı ve bu destanı anlattığı “ŞU ÇILGIN TÜRKLER” adlı 750 sayfalık belgesel romanı her Türk çocuğu, her Türk genci, her Türk aydını  bu nedenle mutlaka okuyarak öğrenmelidir

 

YA İSTİKLAL YA ÖLÜM

Türk ulusuna bu savaş gücünü veren ve onu zaferlerle onurlandıran, ordusunu bu denli güçlü kılan bağımsızlık ve egemenliğine olan düşkünlüğü ve hür yaşama azmidir.

Tarihinin hiçbir döneminde Türk ulusu köle olarak veya başka milletlerin boyunduruğu ve egemenliği altında yaşamayı kabul etmemiştir. 

Büyük Atatürk bunun içindir ki “ TAM İSTİKLAL” demiştir...

Bunun içindir ki, daha Kurtuluş Savaşının başlangıcında kendisini durdurmak için görüşme talep eden İngiliz Generel Harington’a, “İngiltere’nin, TAM İSTİKLAL ilkesini peşin olarak kabul etmesi şartıyla” görüşebileceğini bildirmiştir..

Atatürk, Türk Ulusu’nun bağımsız, egemen ve özgür olmadan yaşayamayacağını bilen bir liderdi... 

Bunun içindir ki “YA İSTİKLAL, YA ÖLÜM” demiştir...

Atatürk, Kurtuluş Savaşı sürerken Ankara’da toplanan mandacıların hareketlerini yorumlarken Mahmut Esat Bey’e şöyle demektedir:

“ Bizim siyasetimiz açık ve basittir: Haklarımızı alıncaya kadar mücadele etmek...Bu siyasetin tersi, istiklalden, vatan toprağından, milletin haklarından ödün vermeye razı olmaktır, iradesizliktir, sahte bir barışla halkı avutup aldatmaktır...Herkes istiklal ve milli egemenlik ilkesi etrafında toplanmalıdır, siyasetimizi sulandırmalarına izin vermeyin...” (Şu Çılgın Türkler s. 526)

Atatürk'ün bu sözlerinden bugün içimizde, “ birleşik federal Kıbrıs” safsatası adı altında sahte bir barış hedefiyle, KKTC'yi tasfiye etmeyi, bağımsızlık ve egemenliği yok etmeyi ve devletimizi Rum ağırlıklı birleşik Kıbrıs’ın Kuzeydeki vilayetine dönüştürmeyi savunan Rum-ABD-AB-İngiliz muhiplerinin ders alması gerekiyor

 

YOLUMUZ  ATATÜRK’ÜN YOLUDUR

Ulusal Kurtuluş savaşını desteklemek için bağış kampanyaları düzenleyen, varını yoğunu veren, gelirini Kuvayı Milliye'ye göndermek üzere köy köy tiyatrolar ve müsamereler sergileyen  gazeteler çıkaran, gemilerle gizlice Anadolu’ya yiyecek ve benzin gönderen, onlarca evladı fiilen Kuvayı Milliye'ye katılan  Kıbrıs Türkleri de, Atatürk'ün gösterdiği yolda, bağımsızlık, özgürlük ve egemenliği için ölümü göze almıştır. Anavatanından koparıldığı 1878 yılından bu yana, Yunan-Rum idaresine girmemek için, bağımsızlığı ve egemenliği için mücadele etmiştir. 

Bu soylu mücadelede Kıbrıs Türk Halkının ilham kaynağı Atatürk'tür, kurtuluş savaşımızdır, 30 Ağustoslardır, 29 Ekimlerdir..

Daha İngiliz sömürge döneminde bile tüm baskı ve yasaklara karşın milli bayramlarını büyük bir coşku ve heyecanla kutlayan Kıbrıs Türk Halkının gözü her zaman kopmaz bir parçası olduğu Türk Ulusu'nda, Anavatanında ve  Atatürk’te olmuştur...

Büyük Zaferin 100. Yıldönümünde bir kez daha and içiyoruz ki,

Devletimizi, bağımsızlık ve egemenliğimizi, Ulusumuzun yaptığı gibi, düşmanlara ve içimizdeki işbirlikçilerine karşı kararlılıkla savunarak Atatürk’ün, Kıbrıs adasındaki evlatları olduğumuzu bir kez daha dünyaya göstereceğiz...