Savaşın Gölgesinde Yaşayanlar: Ukrayna ve Ahıska Türkleri

Sosyal Medyada Paylaş!

 

Geçtiğimiz Şubat ayında 2014 yılından beri devam eden Rusya-Ukrayna Krizi’nin yeni evreye dönüştüğüne şahit olduk. Türkiye’nin komşuları arasında yaşanan bu savaş hem resmi düzeyde hem kamuoyu nezdinde rahatsızlıklara sebep olmuştur. “Savaş zorunlu olmadıkça bir cinayettir” ilkesini benimsemiş Türk halkı ve yetkilileri, açıklamalara göre bölgede barışın ve diyaloğun yeniden tesis edilmesini umuyor. Fakat bu savaşın Türkiye’yi ilgilendiren güvenlik ve bölgesel endişelerinin yanı sıra, tarihsel ve kültürel bağları olan Ahıska Türklerine olan hassasiyeti de ön plana çıkmaktadır. Bu husus dikkate alındığında, Ukrayna doğumlu bir Ahıska Türkü ile röportaj yapmamız elzem olmuştur.

Soru:Merhaba Miakhpul Hanım. Hoş geldiniz. Ukrayna vatandaşı olan bir Ahıska Türkü olmanız ve savaş bölgesinde ailenizin bulunması sebebiyle sizinle röportaj gerçekleştirmeye karar verdik. Teklifimi kabul ettiğiniz için teşekkür ederim. Kendinizi tanıtır mısınız?

Cevap:Ben Miakhpul Mirsalieva. 20 yaşındayım. Ukrayna’da doğdum ve yaşıyorum. Ahıska Türküyüm. Erciyes Üniversitesi’nde Uluslararası İlişkiler okuyorum.

Soru: Memnun oldum. Ailenizin Ukrayna’ya göçü hakkında bahsedebilir misiniz?

Cevap: Fergana Olayları başlamadan önce ailem Özbekistan’da yaşıyordu. 1989 yılında patlak veren hadiseler sonucunda önce Azerbaycan’a, sonrasında ise Ukrayna’ya göç ettiler. Ben ve kardeşlerim Ukrayna’da doğduk.

Soru: Ukrayna’da Türkçe, Rusça veya diğer dillerde konuşmak yasak mıdır? Etnik kimliğiniz yüzünden hiç ayrımcılığa maruz kaldınız mı?

Cevap: Ukrayna’da yaşadığım Kherson şehrinde genellikle Rusça konuşulur. Okulda ve resmi dairelerde Ukraynaca zorunludur. İstediğim yerde Türkçe konuşabiliyorum. İsteyen istediği dilde konuşabilmektedir, özel olarak herhangi bir dile karşı yasaklar bulunmamaktadır. Etnik kimliğim ve farklı dine mensup olmamdan dolayı herhangi bir ayrımcılığa maruz kalmadım. Ukrayna halkı bizim kültüre çok meraklıdır. Onları hep Türk düğünlerine çağırırdık. Onlar ise bize kendi bayramlarında tatlılar, hediyeler getirirdi. Ukrayna’da yaşayan Türkler olarak hem kendi geleneklerimizi ve adetlerimizi muhafaza edebildik, hem de yerel halkın gelenek göreneklerine entegre olduk. Bu konuda kendimi oldukça şanslı hissediyorum.

Soru: Rus medyası tarafından sürekli olarak “Neo-Nazi” söylemi dile getirilmektedir. Ukrayna’da gerçekten Neo-Nazilerin varlığından bahsedebilir miyiz? Sizce tüm devlete ve topluma bu suçlamaları yöneltmek doğru mudur?

Cevap: Rus medyasının bu ifadeleri insan aklıyla dalga geçmektedir. Kendi toprağında barışçıl bir şekilde yaşayan ve sürekli olarak kendini geliştiren bir topluma bu suçlamayı yapmak ancak çaresizliğin ve komikliğin göstergesi olabilir.

2013’ten beri süregelen olaylarda Ukrayna hiçbir ülkenin 1 metre toprağına dahi göz dikmemiştir.Ukrayna sadece kendi toprağı ve bağımsızlığıiçin mücadele etmektedir. Rus mandası olmak istemediği için, özgür ve cesur olduğu için Ukrayna halkını Nazilikle suçluyorlar. Fakat bugünkü hadiselerle kendileri Neo-Nazilik yapmaktalar. Son günlerde Putin’in yaptığı açıklamaları dikkatle dinleyin. Putin dünyanın Rusya etrafında döndüğünü zannediyor.

Soru: Şubat ayından beri devam Ruya’nın Ukrayna’ya karşı askeri eylemlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Cevap:Rusya’nın Ukrayna başlattığı savaş korkunçtur. Sivillerin hedef olduğu, yüzlerce savaş suçunun işlendiği korkunç bir savaştan bahsediyoruz. Müzakerelerde verilen sözler tutulmuyor. İnsanların tahliye edilmesi için oluşturulan “insani koridorlara” ateş ediliyor. Yüzlerce sivil öldü, ölmeye devam ediyor. Ukrayna’daki hedeflerine kısa zamanda ulaşamadıkları için iyice vahşileştiler.

Yakınında herhangi bir askeri yapının veya stratejik hedefin bulunmamasına rağmen sivil yerleşim yerleri bombarlanıyor, füze saldırıları gerçekleştiriliyor. Durum iyice kontrolden çıktı, korkuyorum.

Soru: Ukrayna Silahlı Kuvvetleri tarafından kullanılan Bayraktar TB2 İHA, Türkiye-Ukrayna ilişkilerinin kamuoyu boyutunu nasıl etkilediğini düşünüyorsunuz? Bayraktar TB2 olmasaydı, Ukrayna tarafının daha fazla kayıp verebileceğini söylemek mümkün müdür?

Cevap: Ukrayna’da Türkiye’ye karşı çok ciddi pozitif bir kamuoyu oluşmuş durumda. Ukrayna’daki birçok insan Avrupa’dan daha çok Türkiye’nin destek sağladığını düşünüyor. Bayraktarlara şarkılar yazılıyor. Bayraktar, Ukrayna’nın Millî Mücadelesinin sembolü oldu.

Soru: Savaşın başlamasından beri Ukrayna’dan yaklaşık 1,5 milyon kişi ayrıldı. Aileniz savaş sebebiyle başka ülkeye, örneğin Türkiye’ye göç etmeyi düşünüyor mu?

Cevap:Savaş başlamadan önce de ailemin Türkiye’ye göç etme planları vardı. Vatan hasreti mi denir buna, bilmiyorum. Şimdi ise bu konuda biraz daha kararlıyız. Güvenli bir yol bulursak tahliye olmalarını istiyorum.

Soru:Aileniz orada, siz ise buradasınız. Sanırım sizin için bu ayrılık hayatınızıb en yoğun duygularına sebep oluyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin tüm mazlumların feryadına yanıt veren bir devlet olarak, Ukrayna’da yaşayan Ahıska Türkleri ile yeterli düzeyde ilgilendiğini düşünüyor musunuz?

Cevap:Barış zamanında Türkiye’nin TİKA ve YTB gibi kurumları aracılığıyla Ukrayna’da yaşayan Ahıska Türkleri sürekli olarak destekleniyordu. Ben Türkiye Bursları kapsamında Türkiye’de eğitim görüyorum.

Mevcut koşullar altında ise Rus tarafıgüvenli tahliye garantisi vermediği için Türkiye’nin şu an yapabilecekleri sınırlıdır. Buna rağmen son umudumuz Türkiye’dir.

Soru: Resmî kurumların yanı sıra, Türk halkının benimsediği tutum da önemlidir. Sizce bu savaş günlerinde Türk medyası Ukrayna’ya veya Ahıska Türklerine yeterince önemsiyor mu?

Cevap: Ne yazık ki Türk halkının büyük bir çoğunluğu Ukrayna’da yaşayan Ahıska Türklerinden haberdar bile değil. Bu durum, bizi üzüyor. Türk olmanın bedelini en ağır şekilde ödeyen Türk boyu olduğumuzu iddia ediyorum. Türkiye’deki soydaşlarımızın hikayemizi bilmesini, acılarımızı paylaşmasını çok istiyoruz.

Medya konusunda ise, konu hakkında neredeyse hiç haber yapılmıyor. Önemsenmediğinden mi yoksa hiç haberdar dahi olunmadığından mı kaynaklı olduğunu bilmiyorum.

Soru: Çevrenizde bulunan Türk vatandaşları sizi destekliyor mu? Savaş öncesi ve sonrası dönemi açısından ayrım yapacak olsaydınız, her iki dönemde bu insanların size veya Ukrayna’ya yönelik tutumu değişmiş midir?

Cevap: Türkiye’de tanıştığım her insana itinayla Ahıska hakkındabahsederim. Hikayemizi öğrenen herkes, sağ olsunlar, sahip çıkıp bizi destekliyorlar. Savaş başladığında da yüzlerce kişi aradı, mesajattı. Türk halkından kaynaklanan çok büyük destek hissettim. Bu kâbus gibi günlerde güçlü kalmamı ve aileme moral olmamı sağladılar. Bunun için minnettarım.

Soru: Türkiye’de öğrenim gören Ukrayna vatandaşı olarak, ülkenize destek çıkmak için neler yapıyorsunuz?

Cevap:Ankara, İstanbul, İzmir, Antalya gibi şehirlerdeUkrayna’ya destek için mitingler düzenleniyor, bu mitinglere katılarak sesimizi duyurmaya çalışıyoruz. Elimden geldiğince çevreme Ukrayna’da yaşananların gerçeğini anlatmaya çalışıyorum. Birkaç gün önce arkadaşlarım ile Ukrayna Savaşı hakkında Türkçe haber paylaştığımız bir Telegram kanalı oluşturduk. Bu kanal aracılığıyla Rusya’nın uluslararası hukuk ihlallerini Türk halkına aktarmaya çalışıyoruz. Bir de Ukrayna Büyükelçiliğinin başlattığı resmi bir bağış kampanyası var, bu kampanya ile ilgili bilginin yayılması için uğraş veriyoruz.

Soru: Bu savaşta Türkiye Cumhuriyeti’nden insani yardım ve diplomasi gibi konularında beklentiniz nedir?

Cevap: Öncelikle, Ukrayna’da barışın sağlanmasında Türkiye’nin arabuluculuk yönündeki girişimleri beni mutlu ediyor. Birçok devletin bu savaşta farklı ve salt çıkar odaklı yaklaşımları var. Savaşın insani boyutunu düşünen ülkeler arasında Türkiye’nin ön planda olduğunu düşünüyorum.

Bir Ahıska Türkü olarak Türkiye’nin çatışma bölgesinde yaşayan Ahıskalılara sahip çıkmasını ve gerekli güvenlik şartları oluştuğunda Türkiye’ye tahliye etmelerini isterdim. Yıllardır Türk toprağına olan hasret son bulmalı.

Soru:Savaş henüz bitmedi. Eğer savaş biterse, Ukrayna’ya dönerek, yaraların sarılmasına katkıda bulunmak ister misiniz?

Cevap:Elbette, istiyorum. Ülkemi ve insanlarını seviyorum. Atılan her bomba, yıkılan her bina, yitirilen her yaşam canımı yakmaktadır. Mezun olduğumda ülkeme diplomat olarak hizmet etmek, uluslararası arenada ülkemin hak ve çıkarlarını savunmak istiyorum.

Ulvi HUSEYNOV

TÜRK DEGS Araştırmacısı