Stein: “Türkiye’nin tarafsız politikalarından ziyade ABD’ye müzahir politikalar geliştiren Yunanistan ve GKRY öncelenmelidir.”

Sosyal Medyada Paylaş!

ÜÇ BÖLGENİN DİKİŞİNDE: YUNANİSTAN VE GKRY’de DAHA FAZLA DAYANIŞMA VE ERİŞİM ÖRNEĞİ isimli yazıda ABD’nin küresel güç mücadelesindeki kendi ağırlık merkezini Hint-Pasifik bölgesine taşırken, geri kalan bölgelerdeki çıkarlarını ve müttefiklerini pekiştirmek için nasıl bir yöntem izlemeli? Soruna, Türkiye’nin de içinde bulunduğu bölgemizdeki çıkar ortalıklarını Yunanistan ve GKRY üzerine bina etmesi gerektiğini savunan bir yazı yayımlandı.

Makale yazarı Aaron Stein’in sorduğu bu soruya verdiği cevapta, “Washington'un en önemli müttefiklerinden biri olan Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Kesimi ile askeri ortaklığı derinleştirmede bulunabilir.” Diye tanımlıyor. Özellikle Washington, iki ülkedeki mevcut üs ve erişim anlaşmalarından yararlanmayı düşünmeli ve Doğu Avrupa, Orta Doğu ve Afrika'da daha fazla istikrar sağlamak için ABD ve müttefik kuvvetlerin nasıl konuşlandırılacağı ve çalıştırılacağı konusunda yaratıcı bir şekilde düşünmesi gerektiğini vurguluyor. ABD, Yunanistan'da konuşlandırılan kuvvetlerin kapsamını genişletmek için zemini hazırlamalı ve daha geniş ABD ve NATO ile bütünleşmiş bir yaklaşım içinde Karadeniz’deki Rus deniz varlığına karşı nasıl önlem alınacağına dair ortak bir anlayış üzerinde Türkiye yerine Atina ile çalışması gerektiğini söylemektedir. Ayrıca Arap dünyasıyla ikili ilişkileri çok ileri düzeyde olduğunu iddia ettiği Yunanistan’ın, jeopolitik konumundan da istifade ederek bölgedeki konulara, krizlere müdahale etmek için Yunanistan’ı bir üs olarak kullanması gerektiğini beyan etmektedir.

Yine makalede ABD’nin Yunanistan’ı bölgedeki bütün durumlara el atabilmek için tam bir müstemleke şeklinde kullanabilecek bir durumda olduğu, ikili anlaşmaların daha da ilerletilmesi gerektiği, Yunanistan’daki üs ve uçuşları için garanti altına alınmış anlaşmalar yaparak Yunanistan’ı ve GKRY’yi bu bölgedeki tüm durumlara müdahil olabilecek bir üs olarak görmesi gerektiğini savunmuştur. Türkiye’nin bölgede işlediği dış politikasının saldırgan bulunduğu makelede, diğer bölgedeki ABD müttefikleri olan BAE ve İsrail ile de ilişkileri dengelemek maksadıyla Yunanistan ve GKRY’yi ön plana çıkartması gerektiğini savunmuştur.

“Geleneksel olarak ABD, Yunanistan'a verdiği askeri desteği Türkiye'ye verdiği destekle dengelemeye çalışmıştır. Washington'un bölgesel gerilimleri derinleştirmekle hiçbir ilgisi yok, ancak Türkiye'nin son zamanlarda aldığı kararlar Washington'un bu iki NATO müttefiki arasındaki tarihi denge tercihini alt üst etti.”

Mavi Vatan Hakkındaki Görüşü

Stein, Türkiye’nin “Denizlerdeki Misak-ı Milli”sini koruması ve sahip çıkmasını maksimalist ve genişlemeci olarak yorumlamıştır.

“Ankara, Yunanistan'ı deniz sınırlarının belirlenmesi konusunda taviz vermeye zorlamak için askeri güç gösterilerini kullanmaya çalıştı ve son aylarda defalarca Yunan adaları üzerinde hak iddia edebileceğini öne sürdü. İki taraf, Türkiye kıyıları ve çevresindeki Yunan adaları üzerindeki toprak iddiaları konusunda anlaşamıyor. Gerginliği azaltmanın yolu dolambaçlı ve diyalog gerektiriyor, ancak Ankara'nın sert milliyetçi sağa dönüşü bu çözümü daha da zorlaştırdı. Yunanistan'daki pek çok kişi için Atina'nın bu konuda Ankara ile uzlaşmak zorunda kalacağı aşikar, ancak Türk liderliğinin irredentist söylemi ve “ Mavi Vatan ” olarak adlandırılan maksimalist bir politikayı benimsemesi, siyasi olarak anlamlı bir diyalog sürdürmeyi imkansız hale getirdi.”

“Türkiye’nin tarafsız politikalarından ziyade ABD’ye müzahir politikalar geliştiren Yunanistan ve GKRY öncelenmeli” diyen Stein, “Türk dış hedeflerini Batı'dan bağımsız olarak kolaylaştırmak ve karşılıklı çıkar alanlarında Rusya ve Çin ile çalışmak üzere tasarladığı açık. Bu nedenle, denge arayışı, Washington'u daha fazla ev sahipliği yapmaya istekli bir ortakla ittifakını derinleştirmekten alıkoymamalı.” Demiştir.

“Daha çevik bir Amerikan politikası bu gerçeği güçlendirmeye çalışmalı ve bölgesel çıkarlarını ilerletmek için Yunanistan'daki varlığını kullanmalıdır. Bu çıkarlar, Suriye'de devam eden Rus varlığına karşı güç elde tutmaktan, İran füzelerinin menzilinin oldukça dışında olan daha esnek üs seçeneklerine duyulan ihtiyaca kadar uzanıyor.” Diye eklemiştir.

Yazının Linki:

https://warontherocks.com/2022/07/at-the-seam-of-three-regions-the-case-for-more-basing-and-access-in-greece-and-cyprus/