TÜRKİYE VE LİBYA'NIN EGEMENLİĞİ

Sosyal Medyada Paylaş!

TÜRKİYE VE LİBYA'NIN EGEMENLİĞİ

TÜRK DEGS Araştırmacısı D. Mert Tupuz

Libya’nın başkenti Trablus’ta Tobruk taraftarı Temsilciler Meclisi’nin Başbakan olarak atadığı Fethi Başağa’nın Ulusal Mutabakat Hükümeti Başbakanı Dibeybe’yi bir grup silahlı ekiple yönetimi teslim alma girişimi neticesinde çatışma çıktı. Çatışmalar Genelkurmay Başkanlığına bağlı "777 Tugayı" ile Başkanlık Konseyi'ne bağlı "İstikrar Destek Birliği" arasında yaşandı. Trablus'un Bin Gaşir ve Sarim bölgelerinde iki silahlı grup arasındaki çatışmalarda 12 kişi hayatını kaybetti, 87 kişi yaralandı.

Öncesinde, Trablus'ta 22 Temmuz'da Ulusal Birlik Hükümeti'ne yakın iki grup olan "Rada Tugayı“ ile ”Başkanlık Muhafızları" arasında yaşanan çatışmalarda 3'ü sivil 16 kişi hayatını kaybetmiş, 52 kişi de yaralanmıştı. BM Genel Sekreter Sözcüsü Stephane Dujarric, New York'taki basın toplantısında, Libya'da Temsilciler Meclisi tarafından başbakan olarak atanan Fethi Başağa'nın Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe'den yönetimi teslim alma talebine değinmişti.

16 Ağustos’ta Libya Ulusal Birlik Hükümeti Petrol Bakanı Muhammed Avn, Türkiye ve Libya arasında yapılan deniz yetki alanına ilişkin anlaşmanın ülkesine kazanım sağladığını belirtti.

17 Ağustos’ta Türkiye Cumhurbaşkanı, Libya Yüksek Devlet Konseyi Başkanı Halid el-Mişri'yi kabul etti. Cumhurbaşkanlığı’nda kabul, basına kapalı gerçekleştirildi.

Libya'da takviye güç toplama ve siyasi rekabet için güç kullanma tehditleri dahil yaşanan gelişmeleri son derece endişeyle takip ettiklerini dile getiren Dujarric, "Orada tansiyonun bu yönde yükselmemesi çok önemli. İlgili tarafların da Libya halkının çıkarlarını göz önünde bulundurmaları gerekir." ifadesini kullanmıştı.

Fethi Başağa, 24 Ağustos'ta Dibeybe'ye hitaben yayımladığı açıklamasında, "Demokrasinin prensiplerine saygı ve sizlere güvenoyu vermiş yasama makamlarının kararlarına uyma bağlamında süresi bitmiş yetkinizi gönüllü olarak teslim etmeniz gerekiyor." ifadelerini kullanmıştı.

Olayların artması endişesi ile TSK eğitimli 444. Tugay harekete geçti. Ulusal Mutabakat Hükümeti Başbakanı Dibeybe birlikleri teftiş etmek üzere sahaya indi ve halkla fotoğraflar çektirdi. Ayrıca TSK’ya ait SİHA’lar denetleme uçuşları yapmaktadır.

Türk Dışişleri Bakanlığı’nın yaptığı yazılı açıklama ile de taraflar arasındaki dengeyi gözettiği görülmektedir. Açıklama “Libya’da devam eden ve sivillerin de ölümüne neden olan çatışmaları büyük bir endişeyle takip ediyoruz.

Sahada büyük çabalarla tesis edilen sükunetin korunması, Libya’nın güvenliği, istikrarı ve geleceği bakımından kritik önemdedir. Tarafları, bunun idrakiyle hareket etmeye, itidal ve sağduyuya davet ediyor; çatışmaları derhal durdurmaya çağırıyoruz.

Şiddetin artması, Libya halkının kalıcı barış ve istikrara kavuşma azmini ve başta seçimlerin düzenlenmesi olmak üzere siyasi sürecin ilerletilmesi vizyonunu da riske atmaktadır. Bu bakımdan, tarafların silahları susturmalarını ve bir an önce sorunlarını barışçıl yollarla çözüme kavuşturmaya odaklanmalarını bekliyoruz.

Türkiye, Libya’nın kalıcı istikrar, refah ve güvenliği için, Libya halkının da arzu ve beklentileri çerçevesinde, adil, hür ve ülke sathında seçimlerin bir an önce yapılmasını elzem görmektedir. Bu bağlamda, BM kolaylaştırıcılığında hukuki altyapı çalışmalarının süratle tamamlanması gerekmektedir.

Bu hedefler doğrultusunda, bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da Libyalı kardeşlerimizin yanında durarak, kalıcı barış ve istikrarın tesisi için her türlü desteği sağlamaya devam  edeceğiz.”dedi.

Sonuç olarak, Libya’daki taraflar; İtalya’nın ikili oynaması, Fransa’nın Hafter tarafını destekleyerek iç savaşın şiddetini artırması, Yunanistan’ın yine Hafter grubunu destekleyerek, Türkiye ile Libya arasında imzalanan deniz yetki alanları sınırlandırma anlaşmasını baltalamak amacıyla desteklemişti. Türkiye ise uluslararası kamuoyu ve BM tarafından tanınan Ulusal Mutabakat Hükümeti ile ilişkilerini güçlendirmiş ve Libya’daki bu iki başlılığa son vermek adına seçime hazırlayan geçiş hükümetine destek vermişti. Bu desteğin devamlılığı, Libya’daki istikrarın bir an evvel sağlanması adına önem arz etmektedir. Türkiye’nin hem kendi çıkarlarını hem de Libya’nın çıkarlarını koruma maksadıyla ülkede yaptığı girişimler ivme kazanarak devam etmelidir. Türkiye, Libya’da taraflar arasındaki barışın sağlanmasında önemli bir aktör olacaktır. Bu sırada ise, Temsilciler Meclisi ekibini de kendi tezlerine ikna etmeye çalışmalı ve diyalog yollarını kapatmamalıdır. Türkiye klasik dış politika görüşü olan “ ülkelerin egemenlik, toprak bütünlüğü ve siyasi birliğin korunması” ilkeleri etrafında şekillendirdiği Libya politikasını aynen devam ettirmelidir.

Kaynaklar: https://tr.euronews.com/2022/08/27/libyanin-baskentinde-yeniden-patlamalar-ve-silahli-catismalar-yasaniyor 

https://turkish.aawsat.com/home/article/3702876/analiz-haber-libya%E2%80%99n%C4%B1n-g%C3%BCneyi-ulusal-birlik-ve-i%CC%87stikrar-h%C3%BCk%C3%BCmetleri-aras%C4%B1ndaki

https://www.takvim.com.tr/dunya/2020/07/27/libyada-kim-kimin-yaninda-turkiye-ve-diger-ulkeler-kimi-destekliyor

https://www.aa.com.tr/tr/analiz/libya-da-yeni-donem-yeni-stratejiler/2213305#