TURK ASKERININ POSTALI SINIRIMIZI GECTIKTEN SONRA HERKES TURK ASKERININ ARKASINDA TEK YUMRUK OLMALIDIR!

Sosyal Medyada Paylaş!

ABD’nin Dedeağaç’ı silahlandırmasını, Yunanistan, ABD ve Fransa aralarındaki işbirliklerini, Yunanistan’ın saldırgan tutumlarına rağmen hala ‘müzakere edelim’ diyen Türk diplomasisini değerlendiren ve eleştiren Yaycı, “Dış politika konuları milli konulardır. İktidarıyla muhalefetiyle tek yumruk olmak gerekir. Türk askerinin postalı Türkiye Cumhuriyeti’nin sınırlarının dışına çıktığı anda bütün herkes Türk askerinin arkasında olmalıdır.” değerlendirmesinde bulundu.

 

HEMEN YANI BAŞIMIZDA…

 

ABD’nin Dedeağaç’ı silahlandırması hakkında değerlendirmelerde bulunan Yaycı, “ABD Dedeağaç’ı Nato’nun Rusya’ya karşı Avrupa’yı savunması kapsamında rotasyonel bir faaliyet yürütüyor. Bu yaklaşık 7-8 senelik bir süreç. Avrupa’nın çeşitli yerlerine güç aktarımı yapılıyor ve Avrupa’nın bir Rus tehdidine karşı savunulması tecrübe ediliyor. Bunun eğitimleri ve tatbikatları yapılıyor. Şimdi seçilmiş olan nokta aslında Dedeağaç. Yani Karadeniz bölgesinin, Doğu Avrupa’nın Rus tehdidine karşı savunulması NATO tarafından. Bunu da yükümlenen ABD ağırlıklı olmak üzere. Şimdi bu normal bir NATO tatbikatı gibi gözükse de NATO’nun bir faaliyeti gibi, ABD’nin ana desteğini verdiği bir faaliyet gibi gözükse de aslında bizi rahatsız eden kısmı şu. Bu 120’yi aşkın taarruz helikopteri, tanklar, teçhizat, silah, mühimmat getiriyor ABD. Bunların büyük kısmını da Yunanistan Milli Savunma Bakanı’nın açıklamasına, Yunan Dışişleri Bakanı’nın açıklamasına bakarsanız bu tatbikat sonrası bunların büyük kısmını ABD’nin Yunanistan’a hibe edecek olduğunu görürsünüz. Rahatsız edici olan kısım bu. Şimdi bunlar taarruz silahları. Adı üstünde taarruz helikopterleri var, tanklar var… Hemen yanı başımızda…” ifadelerini kullandı.

 

YUNAN MİLLİ SAVUNMA BAKANI, ’BU HİBELERDEN SONRA BAMBAŞKA BİR GÜVE KAVUŞACAĞIZ’ DİYOR! KİME KARŞI?

 

Tatbikatlardan sonra ABD’nin bu taarruz silahlarını Yunanistan’a hibe edeceğini hatırlatan Yaycı, “Yunan Milli Savunma Bakanı’nın açıklaması şu. Diyor ki ‘bu hibelerden sonra bambaşka bir güce kavuşacağız.’ Nerede? Batı Trakya’da. Şimdi birincisi kime karşı bu güce kavuşacaksınız? Kimi kimin silahı ile tehdit ediyorsunuz? Ve Batı Trakya gibi hemen yanı başımızda ve üstüne üstlük Müslüman Türklerin ağırlıklı olduğu yerde… Şimdi bir de geçen gün Yunanistan özel kuvvetlerini Türk köylerine yerleştirdi. Biz bunu Türk Denizcilik ve Global Stratejiler Merkezi olarak yayımladık, duyurduk. Bu bilgileri de sahadan aldık. Bunları görmezden gelmek mümkün değildir. Biz en kötü senaryoyu düşünür ve buna göre tedbir almak durumundayız. Bunun hemen öncesinde biliyorsunuz önce Fransa ile sonra ABD ile anlaşma imzaladı Yunanistan. Fransa ile resmen şu şekilde bir anlaşma imzaladı. ‘Bana saldırı olursa sana, sana saldırı olursa bana olmuş gibi kabul edilir.’ şeklinde bir savunma işbirliği anlaşması imzaladı. Bakın askeri eğitim işbirliği değil, savunma işbirliği anlaşması imzaladı.”

 

NATO’NUN ALTINI OYARCASINA…

 

Yunanistan ve Fransa arasında imzalanan anlaşmanın Nato’nun altını oyduğunu beliten Yaycı, “Hem Yunanistan’ın hem de Fransa’nın Nato üyesi olmasına rağmen ve Nato’nun beşinci maddesinde ‘zaten birimize yapılan saldırı hepimize yapılmış sayılır’ maddesi olmasına rağmen Yunanistan ve Fransa neden böyle bir anlaşma imzaladılar tekrar? Çok enteresandır! Hem de Nato’nun altını oyarcasına…” değerlendirmesinde bulundu.

 

YAYCI: YUNANİSTAN KARA SULARINI 6 MİLİN ÜZERİNE ÇIKARMAYA HAZIRLANIYOR

 

TBMM’nin 1995 kararında Yunanistan’ın kara sularını 6 milin üzerine çıkarması durumunda Türkiye’nin tüm milli güç unsurlarını kullanacağını kararlaştırdığını hatırlatan Yaycı, “Yunan makamları, Yunan bakanları bu antlaşmalar öncesinde dediler ki ‘Artık bundan sonra Türkiye’nin bu 1995 kararını gözden geçirmesi ve geri çekmesi gerekir.’ Yani bu şu demek. ‘Ben fırsatını bulduğum anda -ki fırsat yakın gözüküyor- ben karasularımı Adalar Denizi’nde (Ege Denizi) 6 milin üzerine çıkartmaya hazırlanıyorum’ demektir. Siz bu durumda her şeyi göze aldığınızı ve iktidarıyla muhalefetiyle 1995 kararının arkasında durduğunuzu göstermek durumundasınız. Bu kabul edilemez. Gerekirse Yunanistan’la savaş ihtimali bile değerlendirilmelidir.” dedi.

 

BİZ YUNANİSTAN’A SAVAŞMADAN DİZ ÇÖKTÜRÜRÜZ

 

‘Biz Yunanistan’ı savaşmadan diz çöktürürüz’ diyen Yaycı, “Yunanistan’ın GASA statüsünü bozdukları adalardan dört tanesinin etrafı tecrit edilse yani silah kullanmadan tecrit edilse bir hafta sonra oradaki Yunan halkı Yunan hükümetine isyan eder ve Yunanlılar diz çöker. Çok net söylüyorum.” değerlendirmesinde bulundu.

 

BEN BİR TÜRK OLARAK BUNU KABUL EDEMİYORUM

 

Yunanistan’ın saldırganlığına karşı ‘müzakere edelim’ diyen anlayışı eleştiren ve proaktif bir diplomasi gerçekleştirmemiz gerektiğini belirten Yaycı, “Bugün Yunan Dışişleri Bakanı Türkiye aleyhinde her gün konuşuyor. Konu olsun olmasın. Sürekli Türkiye’yi suçluyor. Biz ne yapıyoruz? Ben bunu bir Türk olarak kabul edemiyorum. Diyoruz ki ‘müzakere edelim.’ Adam sana küfür ediyor. Adam bizim Cumhurbaşkanımıza demediği lafı bırakmıyor. Adam bizim hükümetimize demediği lafı bırakmıyor. Adam bizim silahlı kuvvetlerimize demediği lafı bırakmıyor. Adam bizim milletimize tarihsel bağlamdan demediğini bırakmıyor. Adam bizi soykırımcı yapıyor. Adam bizi hukuk tanımaz yapıyor. Adam bizi işkenceci, uygarlık düşmanı yapıyor ve bunu her gün söylüyor. Biz o adamla oturalım, müzakere edelim diyoruz. Bunlar bir Türk’e yakışmaz. Bu diplomasi değil. Bunun adına diplomasi diyen varsa çok yanlış yapıyor. Diplomasi dediğiniz şey, uluslararası ilişkileri onurunla, gururunla yürütebilmektir. Uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarını ve sana yapılan haksızlıkları ortaya koymaktır.” değerlendirmelerinde bulundu.

 

TÜRK ASKERİNİN POSTALI TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN SINIRLARININ DIŞINA ÇIKTIĞI ANDA…

 

Bu konuların iç siyaset konusu yapılmaması gerektiğini hatırlatan Yaycı, “Dış politika konuları milli konulardır. İktidarıyla muhalefetiyle tek yumruk olmak gerekir. Türk askerinin postalı Türkiye Cumhuriyeti’nin sınırlarının dışına çıktığı anda bütün herkes Türk askerinin arkasında olmalıdır.” dedi.