Vefatının 108. Yıl Dönümünde İsmail Bey Gaspıralı

Sosyal Medyada Paylaş!

Doğumu ve Gençlik Çağı

21 Mart 1851 yılında Kırım’ da Bahçesaray yakınlarında bir köyde doğan İsmail Gaspıralı, Rus ordusundan emekli Teğmen Mustafa Alioğlu Gasprinskiy ve mirza ailesinden gelen Fatma Sultan’ ın oğludur. Babası Kırım Savaşı (1853-1856) sırasında ailesiyle birlikte Bahçesaray’ a yerleşmiş ve Gaspıralı’ da 10 yaşına kadar burada kalmıştır. Eğitimine bir Müslüman mektebinde başlayan Gaspıralı,

12 yaşına geldiğinde Varonej şehrindeki Rus askeri okuluna kaydolmuştur. Eğitimine, burayı bitirdikten sonra, Moskova’ da devam etmiştir. Moskova Harp okulundayken, temelinde Türk-İslam düşmanlığı yatan, Panslavist düşüncelere karşı çıkmış ve Tatar Mustafa Mirza Davidoviç ile tanışarak Panslavist karşıtı iki dost olmuşlardı. Onun bu yükselişte olan Panslavist akım içerisinde dinlemek zorunda kaldığı Türk düşmanlığı onda tam tersi bir etki yaratmıştı. Tam aksine Türk birliğini hayal etmeye başlamıştı; Rusya’ daki Türkleri uyandırmak onun hayat boyu amacı olacaktı. O sıralarda Girit İsyanı’ nın(1866-1869) patlak vermesi üzerine bölgedeki Rum isyancılara karşı Osmanlı Devleti’ nin yanında savaşmak için arkadaşı Davidoviç ile anlaşan Gaspıralı, okuldan kaçarak savaşmaya gitmiş fakat pasaportları olmadığı için Bahçesaray’ da yakalanarak ailelerine geri gönderilmişlerdir. İsmail Gaspıralı aslında bir Osmanlı zabıtı olmak istiyordu. 1871’ de İstanbul’ a giderek böyle bir teşebbüste bulunmuş ise de başarılı olamamıştır. 1871’ de Fransa’ ya giderek ünlü Rus yazar İvan Turgenyev’ e asistanlık yapan Gaspıralı, 1874’ te İstanbul’ a geri dönmüştür. Son bir kez daha Osmanlı zabıtlığını zorlamış fakat yine bir sonuç elde edememiştir. 1875-1878 arası herhangi işte çalışmayan İsmail Gaspıralı bu süre zarfı boyunca Rusya’ daki gelişmeleri iyi bir şekilde takip etmiştir. 1878 yılında Bahçesaray Belediye Başkan yardımcısı olarak seçildikten bir yıl sonra ise Bahçesaray Belediye Başkanı olarak seçilmiştir. Bu görevini ise 1884 yılına kadar devam ettirecektir.

 

 

Yayın Hayatına Başlaması

Yayın hayatına İstanbul’ da yazdığı makaleleri gazetelerde yayımlamak ile başlayan Gaspıralı, ilk gazete çıkarma teşebbüsünü 1879 yılında gerçekleşmiş fakat bu teşebbüs Rus hükümeti tarafından engellenmişti. 1883 yılına kadar “Molla” adıyla “Tavrida” adlı gazetede kısa kısa makaleler yazarak, burada Rus hükümetinin Müslüman Türklere hiçbir yarar sağlamadığı, medreselerdeki eğitimin yetersiz olduğu ve Müslüman Türklerin neden birçok alanda geri kaldığı gibi konuları dile getirmiştir. Onun bu söylemleri dönemindeki bazı aydın ve bürokratları tarafından “Garpçı” olarak adlandırılsa da Yusuf Akçura, Gaspıralı hakkında bu şekilde düşünmemektedir. Akçura’ ya göre Gaspıralı, Müslüman Türklerin milli ve dini benliklerini kaybetmeden Batı’ yı örnek alması gerektiğini söyler-ki gerçekten de durum bu şekildedir; “Dilde, işte ve fikirde birlik” bunu kanıtlar niteliktedir. 1883 yılında Türkçesi’ nin yanında Rusça’ da olmak şartıyla Rus hükümetinden izin alan Gaspıralı, Tercüman Gazetesi’ nin yayın hayatına başlamıştır. 1903’ e kadar haftada bir gün yayımlanırken bu tarihten 1912 yılına kadar

 

haftada iki gün; 1912’ den sonra ise günlük olarak yayımlanmıştır. Tercüman Gazetesi Osmanlı Türkçesi ve Kırım Türkçesi’ nin karışımından müteşekkil yalın bir dil olarak yayın hayatına başlamıştır. Tercüman Kırım’ daki ilk Türkçe gazete ve Rusya Türkleri arasında da Türkçe yayımlanan üçüncü gazeteydi.

 

 

Dilde, Fikirde ve İşte Birlik

Tercüman Gazetesi’ nin her sayısında geçen “Dilde, Fikirde ve İşte Birlik” ifadesi Gaspıralı’ nın pusulası olmuştur. İsmail Gaspıralı’ nın en büyük hedefi Rusya içerisindeki farklı lehçelerde konuşan Türkler arasında bir birlik sağlamaktı. Tercüman Gazetesi’ nde de belirli bir bölgeye hitap ederken o bölgenin şivesini kullanmaktaydı. Örneğin Kafkasya bölgesinde Azerbaycan lehçesinden kelimeler eklemekteydi. Onun için dil sadece edebi bir mesele değildi, toplumsal ve siyasi bir meseleyi de ihtiva ediyordu. Ünlü Rus misyoner İlminskiy onun üç temel amacının olduğunu söylüyordu: 1.Rusya Müslümanları arasında Usûl-i Cedîd’ i yaymak; 2. Rusya’ daki farklı lehçelerde konuşan Türk topluluklarını birleştirmek; 3. Bütün Türk topluluklarına Osmanlı dilini kabul ettirmek. Fakat Gaspıralı için Osmanlı Türkçesi tam anlamıyla ortak bir dil olmaya müsait değildi. Osmanlıca kavmi bir dil olmaktan çıkmış, divanhâneler, memurlar ve üst sınıfların dili olmuştu. Kendisi ortak bir dil konusunda Osmanlı Türkçesi’ ne nazaran yalın bir dil olan kırım Türkçesi’ ne daha sıcak bakıyordu. Onun için dil birliği çok önemliydi. Eğitim ve kültürün yayılması da milli bir dilin oluşmasındaki en önemli etkendi. Türk Dünyası genelinde bir eğitim reformu düşünen Gaspıralı, 1884' te açtığı bir mekteple bu doğrultuda ilk adımını atmış oldu. Usûl-i Cedid metodu ile eğitim ve öğretimi gerçekleştirmek isteyen Gaspıralı' nın bu fikri hızlı bir şekilde bütün Türk Dünyasında yayılmış ve döneme damgasını vurmuştur. Bu yaygınlığın sağlanmasında da Tercüman Gazetesi’ nin çok önemli bir rolü vardır. Usûl- i Cedîd- de verilecek olan eğitimin içeriği değiştirilmiş, sosyal ve pozitif bilimler ders müfredatına eklenmiş, kara tahta, sınav, teneffüs gibi modern eğitimin gereklerini barındıran bir eğitim sistemi uygulanmıştır. Gaspıralı, yeni metodun maddi ihtiyaçlarının karşılanması için de cemiyet-i hayriyyelerin kurulmasını sağlamıştı. Usûl-i Cedîd ile birlikte okuma yazma oranı artmış, bu da Tercüman Gazetesi’ nin yeni okuyucularla buluşmasına imkan tanımıştır. Yenilik arayışlarının büyük bir hareket haline gelmesi Gaspıralı’ nın dini ıslah yapmaktan ziyade etnik ve linguistik bağları ile ortaya çıkmış ıslahları yapmak istemesinden gelmektedir. Tercüman Gazetesi ve Usûl-i Cedîd bunun en büyük örneğidir. İsmail Gaspıralı’ nın Fikirde birliği ise Birinci, İkinci ve Üçüncü Rusya Müslümanları Kongreleri ve Dünya Müslümanları Kongreleri ile vücut bulmuştur. 1905 serbestiliği öncesi gizlice yapılan toplantılar, devrimden sonra açık ve gür bir sesle yapılmaya başlanmıştır. Bu kongrelerde İsmail Gaspıralı, eğitimin önemine, Rusya’ da milli partilerin kurulmasına, ortak bir dilin Türk dünyasında kabul görmesi ile ilgili fikirlerini dile getirmiştir. İşte birlik meselesine ise mesafeli yaklaştığını söyleyebiliriz. Ona göre fikir ve iş birliği ancak dilde birlik sağlanmasından geçiyordu. Gaspıralı bu konuda ömrünün son yıllarında İstanbul Türk Ocakları Reisi Hamdullah Suphi Tanrıöver’ e işte birlik hakkında şunları söylemiştir: “Bazı düşünceler vardır ki o bize yasaktır. Onları bizden sonra gelecek nesillere bırakalım, biz manevi birliği yapalım, dilleri birleştirelim. Siyasi birliği başkaları düşünsün.” demiştir.

 

 

Sonuç

Ömrünü Türk varlığına adamış olan İsmail Gaspıralı 24 Eylül 1914’ te doğduğu şehir Bahçesaray’ da hayata gözlerini yummuştur. İsmail Gaspıralı’ nın doğumundan ölümüne kadar yaşamış olduğu olayları, düşünce yapısını ve faaliyetlerini dile getirdiğimiz bu köşe yazımız Gaspıralı’ nın vefatının 108. Yıl dönümünü anmak için yazılmıştır. Büyük Ceditçi İsmail Bey Gaspıralı’ nın ruhu şâd, mekânı cennet olsun.

 

Kaynakça:

Kanlıdere, A. İdil-Ural ve Türkistan’ da Fikir Hareketleri Dini Islahçılık ve Ceditçilik, Ankara Ötüken(2021):167-196.

Türkyılmaz, S. İsmail Gaspıralı ve Eğitim Anlayışı, Yayımlanmamış Doktora Tezi, İzmir, Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü(2013):28-113.

Yalvar, C. "TÜRK DÜNYASININ SÖNMEYEN ATEŞİ: İSMAİL GASPIRALI BEY (1851-1914)".

Yeditepe Üniversitesi Tarih Bölümü Araştırma Dergisi 1 (2017 ): 87-116.

Acar, A. İSMAİL BEY GASPIRALI VE TÜRK BİRLİĞİ DÜŞÜNCESİ . Uluslararası Medeniyet Çalışmaları Dergisi,(2018):10-19.

Yılmaz, Y. "YENİ BELGELERİN IŞIĞINDA OSMANLI DEVLETİ VE GASPIRALI İSMAİL BEY".

Karadeniz Araştırmaları 17 (2020 ): 921-942

Kırımlı, H. “Gaspıralı İsmail Bey”, DİA,c.13,İstanbul(1996):392-395.