GÜRCİSTAN’IN JEOPOLİTİK ÖNEMİ
Devamını OkuENERJİ JEOPOLİTİĞİNDE AZERBAYCAN VE TÜRKMENİSTAN
Devamını OkuAFETLERDE KULLANILAN HUKUKİ ARAÇLAR HAKKINDA GÜNDEME DAİR DEĞERLENDİRME
Devamını OkuAvrupa ile Asya arasında yer alan Hazar Denizi, dünyanın en büyük iç su kütlelerinden biridir ve konumu, doğal kaynakları ve ulaşım yolları nedeniyle jeopolitik önemi önemlidir.
Devamını OkuRUSYA İLE JAPONYA ARASINDAKİ JEOPOLİTİK SORUNLAR
Devamını OkuRUSYA İLE SIRBİSTAN İLİŞKİSİNİN BALKAN BOYUTU
Devamını OkuYunanistan'ın Silahlanma Yarışının Sonu: Ekonomik Felaket
Devamını OkuTARİHİ BİR KIRILMA DÖNEMİNE (GÜNGÖR YAVUZASLAN)
Devamını OkuRUM FAŞİZMİ İLE İŞBİRLİĞİ YAPANLAR FAŞİZME GEÇİT VERMEYECEKMİŞ! (SABAHATTİN İSMAİL)
Devamını OkuKKTC CUMHURBAŞKANI ERSİN TATAR'IN GKRY'NİN SEÇİLMİŞ LİDERİ CHRİSTODOULİDES İLE BULUŞMASI ( (E) Büyükelçi Tugay Uluçevik)
Devamını OkuDENDİAS- MİTSOTAKİS ŞOVA ALDANMAMAK GEREK (Sabahattin İsmail)
Devamını OkuRUM HALKI “ÇÖZÜM” TABUTUNA SON ÇİVİYİ ÇAKTI (SABAHATTİN İSMAİL)
Devamını OkuŞehit Albay İbrahim Karaoğlanoğlu Müzesi'nin Kahreden Sahipsiz Durumu (Sabahattin İsmail)
Devamını OkuDoğu Akdeniz’in Enerji Jeopolitiği ve Mavi Vatan ( Şafak Yıldırım )
Devamını OkuDenktaş'ı Anmak Lafla Değil, KKTC'yi Yüceltmekle, Bağımsız Devlete ve İlkelerine Sahip Çıkmakla Olur (Sabahattin İsmail)
Devamını OkuKıbrıs’taki BM Barış Gücü – UNFICYP (Tugay Uluçevik)
Devamını OkuKKTC ve Türkiye Yunanistan’ı ve GKRY’ni Dava Etmelidirler ( Tugay Uluçevik, Büyükelçi (E) )
Devamını OkuADALAR DENİZİ ve TÜRKİYE’NİN EKONOMİK BAĞIMSIZLIĞI (Şafak Yıldırım)
Devamını OkuMOSKOVA GÖRÜŞMELERİNİN ŞİFRELERİ (GÜNGÖR YAVUZASLAN yazdı)
Devamını OkuGKRY’NİN DOĞU AKDENİZ’DEKİ GASPLARI ve SÖZDE PARSELLERİNİN GERÇEK SAHİPLERİ
Devamını OkuYUNANİSTAN’DAN MISIR’A BULAŞAN GASP PANDEMİSİ (ŞAFAK YILDIRIM)
Devamını OkuEGEMENLİĞİ ANTLAŞMALARLA DEVREDİLMEMİŞ ADA, ADACIK VE KAYALIKLAR (EGAYDAAK) MESELESİ
Devamını OkuPartage de l'énergie en Méditerranée orientale dans le contexte du droit international
Devamını OkuPOLİS DEVLETİ YUNANİSTAN’DA DİNLEME SKANDALI
Devamını OkuYargı Reformu ve Yeni Anayasa Üzerine Düşünceler Yusuf Kaan Sarıkoç İstanbul Kültür Üniversitesi,Hukuk Fakültesi,KDKK Başkanı,İstanbul/Türkiye Yargı reformu ve yeni anayasa ülke gündemini sansasyonel bir şekilde,gerek sosyal medya gerekse siyasi ve içtimai tartışmalarla meşgul eden iki ayrı kavram olduğu herkes tarafından kabul görmektedir. Yargı reformu,ülkemizin ivedilikle gidermesi gereken bir ihtiyacıdır.Yeni anayasa ise aynı şekilde ülkemizin ve ulusumuzun acil ihtiyaçlarından biri olmakla birlikte bilahare gidermek zorunda kaldığı bir ihtiyacıdır. Medya organlarının kamu ile bir araya geldiği çatılarda halkın adalete olan güveninin güçlü olmadığı yönünde ifadelerle her geçen gün karşılaşmaktayız. Bu basit gözlemler ışığında ulusumuzun anayasa müzakere edebilir durumda olmadığını dolayısıyla yeni anayasa yapımının ancak kamunun Türk mahkemelerine güveninin tam anlamıyla geri kazanması ile birlikte sağlanan demokratik bir ortamda yapılabilir.Bu güven ve istikrar ortamını oluşturmanın yolu da elbette sorunlara yerinde cevap verebilen yargı reformundan geçmektedir. Ülkemiz yakın tarihte,özellikle Avrupa Birliği üyesi olmayı amaçlayan yargı reformları ve taslaklara şahit olmuştur.Bunlardan birisi 2008-2013 yargı reformu taslağıdır.Bu taslakta Adalet Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığınca hazırlanan ‘’Yargı Reformu Stratejisi Taslağı’’ ile Türk yargısının bağımsızlığı,tarafsızlığı ve etkinliğinin sağlanması;yargıya güvenin arttırılması ve adalete erişimin kolaylaştırılması amaçlanıyor.Bahsi geçen yargı taslağının oluşturulmasının temel sebeplerinden birisi de Türkiye Cumhuriyeti’nin Avrupa Birliği üyesi olma konusundaki yoğun talebi üzerine Avrupa Birliği’nin Türkiye Cumhuriyeti’ne sunduğu şartların sağlanmasıdır.Türkiye Cumhuriyeti’nin bugünkü konjonktürde AB’ye girme ihtimali de pek zayıf görülmektedir.Bunun en önemli sebeplerinden biri ise Brexit ile birlikte İngiltere’nin AB’den ayrılması sonucu ortaya çıkan güç odağı boşluğudur.AB’nin koruyucusu olarak algılanan İngiltere ayrıldıktan sonra bu soyut konumdaki boşluğu Almanya ve Fransa doldurmak istemektedir.Filhakika Türkiye gibi güçlü bir orduya sahip olan devleti aralarında görmek istemeyeceklerdir.Bu sorun elbette AB sürecinin tüm sorunlarını kapsamasa da bugün en önemli faktörlerden biri olduğu kanısındayım. Yeni anayasa yapılacak olursa bu yeni anayasa Cumhuriyet tarihinin,1924 sonrasında çıkartılan ilk sivil anayasası olmakla birlikte,1945’e kadar çok partili siyasi hayata geçilemediğinden dolayı ilk demokratik anayasa olacaktır.Atatürk ilkelerine bağlı ve ilk dört maddeye mutlak surette riayet eden bir anayasa,yüce devletimizi ve milletimizi yegane mefkuresi olan muhasır medeniyetler seviyesine taşıyacaktır.Bu,Cumhuriyetimiz ve ulusumuz için hayati önem arz etmektedir.Zira ‘’Bir millet iktisadi krizle düşmez;hukuki ve kültürel yapıdaki derbederlikle düşer.’’ Genel olarak Türk hukuku sorunları,günümüze asırlar önceden biriken ihtiyaçlara cevap veremeyen ve çağa ayak uyduramayan beşeri şeriat hukukundan beri süregelmektedir.Bu sorunlar Osmanlı’da 18. ve 19. Yüzyılda Tanzimat Dönemi’nde ziyadesiyle hissedilmiştir.Cumhuriyet Devri’ne kadar tarih boyu ordu-devlet olmamızın ve hukukumuzun dogmatik kurallara bağlanmış olması,hukuk alanındaki üretkenliğimize set çekilmiştir. Günümüz Türk hukukunun sorunlarından biri de mahkeme süreçlerinin çok uzun sürmesidir.Örneğin davasız aralıksız zaman aşımı yoluyla bir malı iyi niyetle malik sıfatıyla zilyetinde bulunduran kimse TMK m.777 gereğince söz konusu malın sahibi olabiliyorken zaman aşımına uğramış TMK m.777’ye konu olan bir maldaki ihtilafın mahkemeye taşındığında o davanın 5 yılı aşkın bir dava süreciyle karşı karşıya kalabiliyoruz.Bunun bir çözümü olarak mahkemeleri,özellikle adaletin tecellisinin gecikmemesi adına gerekli özenin gösterilmesini açısından denetleyen bir kurumun oluşturulması ve bu kurumun da doğası gereği Anayasa Makemesi’ne bağlı çalışması,süreci daha da hızlandıracak ve sağlıklı karar alınması açısından da hukukumuza katkı sağlayacaktır.Şayet halkın adalete kavuşmasını geciktiren unsurlar varsa mevzuatta incelenmesi yapılarak ve gerekçelendirilerek konu Anayasa Mahkemesi’ne taşınmalı ve bu geciktirici parazit unsurlar ilga edilmelidir. Son zamanlarda T.C. Anayasası’ndan kaldırılması konuşulan m.66 hakkında düşüncelerim ise şu şekildedir:Öncelikle Türkiye Cumhuriyetinde Türk kelimesinin anlamını devletimizin banisi Ulu Önder ATATÜRK’ün Medeni Bilgiler kitabında da belirttiği gibi ‘’Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk denir.’’Anlaşılabileceği üzere Türk kelimesi belli bir kandan gelen ırkı değil ortak kültür ve değerlere sahip aziz ulusumuzu işaret etmektedir.Bu şeraitte mahkemelerinde ‘’Türk milleti adına’’ adaleti sağlanan,Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından güvenliği sağlanan;ana dilinin Türkçe olduğu Türkiye Cumhuriyeti’nde bu denli bir Türk alerjisinin ülkemizin kurucu temel taşlarıyla tenakuza düşmek olduğu kanaatindeyim.T.C. Anayasası m.66’yı kaldırmanın tartışılmasından ziyade Türk Devleti’nde Andımız hakkında alınan malum kararının iptali tartışılmalıdır. ‘’Zira Türk Milleti Adına’’ ibaresi ile başlayan bir mahkeme kararında ‘’Varlığım Türk varlığına armağan olsun’’ cümlesinden rahatsız olunması da ayrı bir tenakuz içermektedir.Şayet bu zihniyette gidilirse ilga edilen yalnızca m.66 değil ‘’Türk bayrağı’’ ismi ve hatta değiştirilemeyecek hükümlerden biri olan Türk diyarı anlamına gelen ‘’Türkiye’’ ismi ve Türk dili olan ‘’Türkçe’’ kavramı da kaldırılarak tam bir sömürge devlet örneği haline geleceğiz. Bunun dışında TCKm.299’un tamamen kaldırılması birçok kişi tarafından yüksek sesle önerilmektedir.TCK.m.299’un tamamen ilga edilmesi cumhurbaşkanına hakaretin sıradan bir vatandaşa hakaretle aynı derecede bir müeyyide ve caydırıcılığa denk gelmesi demektir.Oysa cumhurbaşkanlığı makamı hem içerde hem dışarda Türk milletinin iradesini ve varlığını temsil etmektedir.Cumhurbaşkanının şahsından ziyade makamının kutsallığından mütevellit işbu eylemlerin sıradan bir vatandaşla aynı caydırıcılığa sahip olan yaptırımlara tabi tutulması kabul edilemez.Dolayısıyla ilgili maddenin tamamen ilga edilmesinden ziyade ilgili maddede gereğince yaşanması muhtemel mağduriyetlerin engellenmesi adına bir düzenlemeye gidilmesi daha makul olacaktır. Ülkemizde anayasal tartışmalara konu olan yalnızca birkaç spesifik sorun bu yazıma sığabildi oysa yüzlercesi daha ülkemizde adalete engel olmaktadır.Halihazırda devam eden yargı reformu paketlerinin devamının geleceği ve uygulamada mutlak surette yer alacağına dair inancım tamdır.Bunun kusursuz işleyebilmesi için rüşvetin,iltimasın ve benzeri suçların en aza indirilmesi adına hakim ve savcılarımızın geçim ve çocuklarının en iyi şekilde yetiştirme gibi ekonomik dertlerinden tamamen soyutlanabilmesi için gelir ve itibarlarının daha da arttırılması gerekmektedir.Ülkemizde yeni anayasa yapımı adına yukarda da belirtildiği gibi öncelikle ulusumuzun adalete olan güvenini tam anlamıyla geri kazanmak zorundayız.Halihazırda süregelen yargı reformu paketlerinin devamının gelmesi ve sorunlara yerinde cevap verip pratikte yer almasıyla bu güveni kazanabileceğimiz kanaatindeyim.Hakim ve savcılarımızın yetiştirildiği Adalet Akademisi her geçen yıl kalitesini arttırmalı ve teorik bilgisi güçlü hukukçulardan ziyade kendini adalete adamış hukukçular yetiştirmelidir.Savılarımızın neden ‘’Cumhuriyet Savcısı’’ unvanına sahip olduğu hakkında bilinçlendirilmesi lazım.Bu doğrultuda yetişmekte olan bir Türk hukukçu olarak,tüm meslektaşlarımın yüce Türk adaletinin tüm dünyaya öncü olması için daima diri tuttuğu ümidiyle çalışacağına eminim. Bu makale İhtilaf Dergisi 2. sayısında da yayımlanacaktır.
Devamını OkuKKTC’nin Kuruluşunun 39. Yıldönümü (Tugay Uluçevik (E) Büyükelçi)
Devamını OkuArktik Bölgesi Strateji ve Küresel Mukavemet Dairesi
Devamını OkuTahıl Koridoru Anlaşması'nın Çöküşü Bize Ne Söylüyor? TÜRK DEGS Araştırmacısı Şafak Yıldırım Rusya'nın 29 Ekim 2022 tarihinde Tahıl Koridoru Anlaşması'ndan çekilmesini duyurmasının ardından küresel gıda fiyatlarında ani yükselişler meydana geldi. Chicago Ticaret Borsası'nda işlem gören buğday fiyatları 14 Ekim 2022'den bu yana en yüksek rakama ulaşarak 9 dolara dayandı. Diğer yandan buğday ve mısır fiyatlarında da ciddi artışlar meydana geldi.
Devamını OkuSabahattin İsmail yazdı; Lübnan ile Rum yönetimi 2007'de Deniz Yetki Alanları Sınırlandırma Anlaşması imzaladı. Türkiye'nin müdahalesi sonucu Lübnan bu anlaşmayı 15 yıldır Meclisinden geçirmedi. Dün Lübnan İsrail ile MEB sınırlarını belirleyen anlaşma imzaladı. Bunun üzerine Rum yönetimi 15 yıl önce Lübnan ile imzaladığı anlaşmanın Lübnan Meclisinde onaylanması için girişim başlattı. Lübnan ise şimdi Suriye ile MEB anlaşması yapacağını, ardından Rum yönetimi ile anlaşmaya son şeklini vermek için görüşeceğini açıkladı. Lübnan ve Rum yönetiminin MEB anlaşması TC-KKTC deniz yetki Alanlarına tecavüz ediyor. İlaveten Rum yönetimi, tüm Kıbrıs adına MEB anlaşması yapacak meşru bir devlet değil. Tüm adayı ve Türk Halkını temsil etmeyen gayrı meşru bir yapıdır. Türkiye elini çabuk tutup bu anlaşmayı önlemeli, kendi MEB sınırlarını ilan etmeli, Libya ve KKTC ile yaptığı gibi bölge ülkeleri İsrail, Mısır , Suriye, Lübnan ile Deniz Yetki Alanları Sınırlandırma anlaşmalarını tamamlamalıdır. Mavi Vatan sınırlarının ihlaline göz yumulmamalıdır
Devamını OkuBÜYÜK TEPKİ GÖSTEREREK İPTALİNİ TALEP ETTİĞİMİZ, AB/ALMANYA'NIN FİNANSE ETTİĞİ BİR BEYİN YIKAMA FAALİYETİ OLAN İMAGİNE PROJESİ YENİDEN BAŞLATILDI (SABAHATTİN İSMAİL)
Devamını OkuTÜRK DEGS Araştırmacısı Şafak Yıldırım yazdı; "TÜRKİYE KIBRIS’TA NEDEN EGEMEN ÜS KURMALI?"
Devamını OkuVefatının 108. Yıl Dönümünde İsmail Bey Gaspıralı
Devamını OkuOSMANLI DEVLETİ’ NDE İNCE DONANMA: TUNA KAPTANLIĞI ÖRNEĞİ
Devamını Okuİtalya’da Mussolini’nin Gölgesi: Giorgia Meloni
Devamını OkuDoğu Akdeniz’in güvenlik,ticaret ve tüm uluslararası ilişkiler bakımından düğüm noktası olan Kıbrıs adası tarihin hemen her döneminde ilgi ve dikkat odağı olmuştur. Avrupa, Asya ve Afrika kıtalarının ana bağlantı noktası olan Kıbrıs Adası küresel enerji ticaretinin büyümesiyle birlikte önemini katlayarak bugünlere gelmiştir.
Devamını Oku"חזרה היסטורית, צו אלהמברה השני: הממשל הקפריסאי היווני של דרום קפריסין - הסכם התיחום של האזור הכלכלי הבלעדי של ישראל (Exclusive economic zone-EEZ)"
Devamını OkuOLOMBİYA-NİKARAGUA KARARINDA ULUSLARARASI ADALET DİVANI’NIN ADALARIN DENİZ ALANLARININ SINIRLANDIRMASINA ETKİSİNE DAİR YAKLAŞIMI VE BU YAKLAŞIMIN FARKLILIK ARZEDEN YÖNLERİ VE TÜRK TEZLERİNE MUHTEMEL ETKİLERİ
Devamını OkuAvrupa Konseyi Delegeler Komitesi aldığı kararla, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Titina Loizidu davasındaki kararının Türkiye tarafından uygulanmasını izleme ve denetleme sürecini iptal etti. Karar mülk iadesi ve tazminat talep eden Rumlara Taşınmaz Mal Komisyonu'nu işaret ediyor ve TMK'nın, taleplerini karşılayacak bir iç hukuk yolu olduğunu belirtiyor
Devamını Oku2010 yılından bu yana ilk kez bir Türk savaş gemisi, İsrail limanına demir attı. Türk fırkateyni Kemal Reis, 3-6 Eylül arasında Hayfa Limanındaydı. NATO tatbikatı kapsamında Türk savaş gemisi, Hayfa Limanına demirledi. Liman yönetimi “Türk Donanmasına ait savaş gemisi olan TCG Kemal Reis fırkateyni ağırlamaktan mutluluk duyuyoruz” açıklamasında bulundu¹. Uzun süredir gergin olan Türkiye-İsrail ilişkilerinin normalleşmesi her alana yayılmakta ve hızlanmaktadır. Fırkateyn ziyaretinden önce Mart 2022’de İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, Türkiye’yi ziyaret etmiş burada Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından resmi törenle karşılanmıştır. Herzog bu ziyaretiyle 2008’den bu yana Türkiye'yi ziyaret eden ilk lider olmuştur². Akabinde Mayıs 2022’de Mevlüt Çavuşoğlu 15 yılın ardından dışişleri bakanlığı düzeyinde İsrail’i ziyaret etmiş, mevkidaşı Yair Lapid ile bölgesel konularda görüş alışverişinde bulunmuşlardır³. Son olarak Ağustos 2022’de karşılıklı büyükelçi atama kararı alınmıştır⁴.
Devamını OkuTÜRK DEGS Araştırmacısı Soner Atakan Ertürk Yunancasından çevirdi; Arktik bölgesi, bölge ve ötesi için önemli sosyo-ekolojik ve jeopolitik sonuçları olan benzeri görülmemiş gelişmelerin eşiğinde. Arktik bölgesi ülkeleri için daha önce yerel sorunlar artık küresel bir ağırlığa sahip ve Arktik dışındaki bazı aktörler, öncelikle küresel ısınmanın sonuçları ve ilgili olarak ortaya çıkan jeopolitik fırsatlar tarafından yönlendirilen Arktik sorunlarıyla ilgilenmeye giderek artan bir ilgi gösteriyorlar.
Devamını OkuŞehit pilot binbaşı Fehmi Ercan'ın ismini taşıyan ERCAN havaalanının adının değiştirilmesini isteyen Dr. Küçük ailesi, maalesef yeniden harekete geçti. İlk kez geçen yıl Dr. Fazıl Küçük'ün oğlu Mehmet Küçük bu konuyu gündeme getirmiş ve CB Tatar'dan da destek bulmuştu.
Devamını OkuTÜRKDEGS Kıdemli Araştırmacısı Emekli Deniz Albay Mümin Kır Yazdı Ertuğrul
Devamını Oku1.KKTC’de bir yetkili “taraflar müzakereye başladı algısı yaratılması tehlikeli” demiş. Doğrudur, haklıdır. Ama maalesef “egemen eşitlik, iki devletli çözüm” hedefi ilân edileli yaklaşık 2 yıl geçti. BMGS’nin “federal çözüm” hedefine yönelik “iyi niyet” hâlâ görevi sürüyor. 2.KKTC ve Türkiye “egemen eşitlik, iki devletli çözüm” hedefi ilân edeli yaklaşık 2 yıl geçti. “İki toplumlu komiteler” KKTC’nin de katılımıyla sürüyor. BMGS raporlarında “BMGK’dan aldığım görevle bağlıyım” diyor (Yani federal çözüm arama talimatı). 3.GKRY’nin rızasına dayalı BM Barış Gücü (BMBG) hâlâ KKTC topraklarında da görev yapıyor. BMBG, BMGS’nin “iyi niyet” görevinin askerî bacağıdır. En önemli görevlerinden biri de Kapalı Maraş’taki statükonun muhafazasını gözlemlemektir. 4. BMGS, BMBG’nün “Ada’da barış ve istikrara, siyasi çözüme elverişli koşulların yaratılmasına olan devamlı katkısını” vurguluyor. Gerçeğin tahrifidir bu! BMBG 1964-74 arası Ada'da Rum saldırısı önleyemedi. Ada'da son 48 yıldır hüküm süren sükûnet TSK'nın varlığı sayesindedir. 5. BMGS son Kıbrıs raporunda da (5.7.22) “Kıbrıs Cumhuriyeti” ve “Kıbrıs Hükûmeti” sözde kavramlarına yer vermiş. Okuyanların edineceği kanaat "Kıbrıs Cumhuriyeti'nin iki toplumlu devam ettiği; "Kıbrıs Hükûmeti'nin" Ada'nın tamamını yönettiği merkezinde olacaktır. 6. BMGS’nin raporları, “Kıbrıs'ta federal çözüm için BMGS’nin iyi niyet görevinin sürdüğü; federal çözümü kolaylaştırma amaçlı iki toplumlu Komitelerin çalıştığı; Kıbrıs Türk toplumunun da ‘iyi niyet görevi’ çerçevesinde kalmaya devam ettiği" kanaatini dünyada yaymaktadır.
Devamını OkuFotovoltaik hücre teknolojilerinin gelişmesi, verimlerinin artması ve maliyetlerin düşmesinden sonra tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de GES yatırımları hız kazanmaya başlamıştır. 2014 yılında 40 MW olan GES kurulu gücü 2022 Temmuz itibari ile 8658 MW değerine ulaşmıştır. Aynı zamanda toplam kurulu güce oranladığımızda 2014 yılında %0,06 olan GES kurulu gücü, 2022 yılında %8,5 civarlarına ulaşmıştır.
Devamını OkuKIBRIS’A YERLEŞTİRİLEN ERMENİ LEJYONU! ( Şafak Yıldırım )
Devamını OkuUÇAK GEMİLERİ VE TÜRK DONANMASI (AKDENİZ’DEKİ UÇAK GEMİLERİ, TÜRK DONANMASI ve SAO PAULO FIRSATI)
Devamını OkuFETÖ’nün ABD İşgaline “Hizmeti” ve Irak Türklerinin Eğitim Davasına Darbesi
Devamını OkuSABAHATTİN İSMAİL: "İNÖNÜ'YÜ KIBRIS'TA HAREKETE GEÇMEYE ZORLAYAN 1963 ÖĞRENCİ EYLEMLERİ LİDERİ ERGÜN VEHBİ'NİN ANLATTIKLARI"
Devamını OkuRUS TELEKOMÜNİSKASYONU ÇİN'E BAĞIMLI OLUYOR
Devamını OkuTugay ULUÇEVİK, Büyükelçi (E): Yunanistan’ın “Düşmanca Davranışı” Hakkında Değerlendirme
Devamını OkuBOP: IRAK İÇ SAVAŞA DOĞRU SÜRÜKLENİRKEN TÜRKİYE’Yİ BEKLEYEN YENİ GÖÇ TEHDİDİ!
Devamını OkuSABAHATTİN İSMAİL: "ZAFER BAYRAMININ 100.YILDÖNÜMÜNÜN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ"
Devamını OkuTÜRK DEGS Araştırmacısı Şafak Yıldırım "ÇİN'İN EKONOMİK BAŞARISI VE POLİTİK TEMELLER" başlıklı değerlendirme kaleme aldı
Devamını OkuSABAHATTİN İSMAİL; "GÜNEYDE MAÇ YAPMA MESELESİ"
Devamını OkuTÜRK DEGS ARAŞTIRMACISI D. MERT TUPUZ TÜRKİYE VE LİBYA'NIN EGEMENLİĞİ YAZDI
Devamını OkuTÜRK DEGS ARAŞTIRMACISI ŞAFAK YILDIRIM'IN LİBYA'NIN KAOSA EVRİLEN SİYASİ KRİZİNİ YAZDI
Devamını Oku" RUMLAR, TÜRK KITA SAHANLIĞINI İHLAL ETMEDİLER, SORUN YOK" DİYEMEYİZ. KIBRIS TÜRKLERİNİN EŞİT SÖZ/PAY HAKKI VAR. BU KORUNMALIDIR
Devamını Okuİstihbarat, insanoğlunun en eski meşgalelerinden biridir. Güvenlik algısı ve merak duygusu, içgüdüsel olarak doğuştan insanlarda yer alan genetik bir koddur. İnsanlar doğal olarak bu öğrenme arzusunu başlarda hayatta kalmak ve soyunu devam ettirmek üzerine inşa etmiştir. İnsan toplumsal bir hayvandır. Topluluk halinde ve iletişim dahilinde yaşamak zaruri bir ihtiyacıdır. Devlet yapısının oluşmasının öncülü de bu durumdur. Geçmişten günümüze ulaştırılan bu bilgiler dahi bir istihbarat faaliyeti kapsamındadır.
Devamını OkuTaliban’ın Afganistan yönetimini tekrar ele geçirmesinin ardından(Ağustos 2021) bugüne kadar IŞİD’in Afganistan kolu, (IŞİD-H) 150’den fazla terör eylemi gerçekleştirmiş, binlerce sivili katletmiştir. Aldığı hedefler arasında Taliban’ın askeri kanadı ve savunmasız durumda bulunan ülkenin Şii’leri bulunmaktadır. Şiileri taşıyan otobüsleri, Şiilere ait camileri, Taliban’ın komutanlarını hedef alan saldırılar düzenleyerek ülkedeki güvenlik ve istikrar boşluğunu değerlendirmektedir. Benzeri bir yolu Irak’ta da izlemişti.
Devamını OkuTÜRKİYE CUMHURİYETİ DIŞİŞLERİ DİPLOMASİ BAŞARISI: ULUSLARARASI TAHIL KORİDORU
Devamını OkuIrak’taki Siyasi Gerginlik ve Olası Senaryolar
Devamını OkuTürkiye bir deniz ülkesidir. Akdeniz, Karadeniz, Adalar Denizi’nin yanı sıra balıkların göç yolu üzerindeki Marmara Denizi ve zengin iç suları ile birlikte büyük bir balıkçılık potansiyeline sahiptir. Ülkemizin küresel düzlemde varlığını güçlendirmek denizlerdeki hakimiyetinden geçer. Denizlerde ifa edilen her etkinlik gibi balıkçılık da stratejik, ekonomik, politik açıdan oldukça önemlidir. Deniz kaynaklarımızın da tıpkı vatanımızın bir karış toprak parçası gibi anavatanı olduğu düsturu doğrultusunda doktorinleşen Müstafi Tümamiral Doç. Dr. Sayın Cihat Yaycı’nın “Mavi Vatan” stratejisi Türkiye’nin denizlerdeki mücadelesine önderlik etmektedir. Müstafi Tümamiral Doç. Dr. Sayın Cihat Yaycı’nın söylediği üzere,
Devamını OkuCİHAT YAYCI'NIN BALKANLAR ÖNGÖRÜSÜ GERÇEKLEŞİYOR
Devamını OkuSuriye'ye olası harekatın adı 'Süleyman Şah' olmalı
Devamını OkuLozan 16 Hususuna Cihat Yaycı'nın Yaklaşımı
Devamını OkuTürkiye Cumhuriyeti’nin tarım politikası, 1923 yılında İzmir İktisat Kongresi ile başlamıştır. İzmir İktisat Kongresi ile tarım politikasının temel ilkesi “Milli ekonominin temeli ziraattır” şeklinde belirlenir. Uygulanacak tarım politikasının temel felsefesi ise Mustafa Kemal Atatürk'ün “Ülkenin gerçek sahibi ve efendisi, hakiki müstahsil(üretici) olan köylüdür” sözüne dayanır.
Devamını Oku‘Haklı Savaş’ siyasal ve askeri amaçlar doğrultusunda ne zaman kuvvet kullanımının haklı görülebileceğini belirlemeye yönelik bir kuramdır. Kuram temel olarak savaşın haklılığını belirleyen iki temel hukuki ilkeye dayanmaktadır bunlar; “Jus Ad Bellum” ve “Jus İn Bello” olarak karşımıza çıkmaktadır. Her ne kadar İkinci Dünya Savaşı sonrası bu kavramın uluslararası arenada etkisinin azaldığı görülse de özellikle Soğuk Savaş’ın ardından “Haklı Savaş” kavramı daha çok tartışılır ve güncel bir mesele olarak karşımıza çıkmaya devam etmiştir.
Devamını OkuMİSAK-I MİLLİ SINIRLARIMIZ VE DENİZLERDEKİ MİSAK-I MİLLİ SINIRLARI
Devamını OkuTicaret Savaşları artık sadece ABD’nin değil, farklı ülkelerin de dahil olduğu bir savaş halini aldı. En son örneğini ise, Rusya Federasyonu’nun ihracat kısıtlamaları ve ticaret yollarını kapatması ile yaşanan sıkıntılar oluşturmakta. Türkiye ise bu sefer savaşan değil, arabulucu rolünde…
Devamını OkuMillî Dava’da Yeni Politika, Eski Uygulamalar
Devamını OkuGazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ileri görüşlülüğünün neticelerinden biri olan ve 1926 yılında çıkarılan Kabotaj Kanunu ile; ülkemiz topraklarının kurtuluşunun akabinde Mavi Vatan’da egemenliğimizi ve bağımsızlığımızı ilan etmiş olduk.
Devamını OkuSon G7 zirvesinde Çin’in Kuşak Yol Projesine karşı ABD’nin geliştirdiği B3W Projesi (Build Back Better World) ABD Başkanı Biden tarafından ilan edildi. Her iki projenin rotasında ana merkezin “Türkiye” olması oldukça dikkat çekici bir durum olarak karşımıza çıkıyor. Tıpkı Kuşak Yol Projesi gibi Çin’in gelişmekte olan ülkelere yönelik yatırım projelerinin benzerini hayata geçirmeyi planlıyor.
Devamını OkuÜstlendiği zorlu görevlerle ve bu görevleri başarıyla yerine getirmesiyle tüm dünya ülkeleri tarafından saygıyla karşılanan Türk Deniz Kuvvetleri; nitelik ve nicelik bakımından Yunan Deniz Kuvvetleri’nden oldukça üstün ve kabiliyetlidir.
Devamını OkuTürkler ve Yunanlar tarih sahnesinde bir çok kez karşı karşıya gelmişlerdir. Bunların en önemlilerinden biri ise Kıbrıs Barış Harekatı olarak kabul edilebilir. Uzun süreli sürtüşmelerden sonra 20 Temmuz 1974’te harekat başlamış ve 18 Ağustos 1974’te harekat sonlandırılmış, adadaki Yunan keyfiyetine son verilmiştir.
Devamını OkuEfes-2022 Birleşik Müşterek Bilgisayar Destekli Komuta Yeri ve Fiilî Atışlı Arazi Tatbikatı.
Devamını OkuAvrupa Birliği’nin enerji politikaları 3 temel amaç doğrultusunda şekillenir. 1.Avrupa Birliği’nin rekabet edebilirlilik kabiliyetini sağlamak, 2. Enerji arz güvenliğini tesis etmek, 3. Sürdürülebilir kalkınma doğrultusunda çevrenin korunmasını sağlamak AB enerji politikalarını oluştururken bu amaçların arasındaki dengeyi gözetir. AB enerji mevzuatı, tüketiciye ucuz fiyatlar için seçenek sunabilen, enerji piyasalarında serbestleşmeyi sağlayan düzenleyiciler içerir. Bu düzenlemelerle rekabet gücü yüksek, güvenli ve sürdürülebilir enerji piyasaları oluşturulması amacını taşır. AB’nin enerji politikalarının temel bileşenlerinden biri ise iklim değişikliği ile mücadele sorununa karşı sürdürülebilir enerji politikaları geliştirmektir.
Devamını Okuİsveç Başbakanı Magdalena Andersson'un koltuğa oturabilmesinin altında terör örgütü YPG/PKK destekçisi vekil Amineh Kakabaveh ile örgüte destek verme şartıyla yaptığı anlaşma yatıyor. Magdalena Andersson’un başbakanlık için adaylığından sonra vekillerin çoğunluğu tarafından veto edilmemiş olma şartını sağlayarak parlamentonun onayını alması gerekiyordu, bu şartı sağlayabilmek için PKK destekçisi bağımsız vekil Kakabaveh'le, oyuna ihtiyaç duyduğu gerekçesiyle müzakereye oturdu ve bir anlaşmaya varıldı.
Devamını Okuİsmini Fenike dilinde “beyaz” manasına gelen “Liban”dan alan Lübnan son yıllarda başta ekonomik ve politik olmak üzere hayatın her alanında karanlık günler geçiriyor. Son nüfus sayımının 1932 yılında yapıldığı Lübnan’ın sosyo-etnik yapısında krizin ana aktörlerinden birisi özünde.
Devamını OkuTarihi olarak Fransız halkı siyasi birliktelik üzerine kurulmuştur. Vatandaş (citoyen) olmak için bir etnik gruba referans göstermek gerekmez. Fransız anlayışının özelliği, bir taraftan kendisini sosyal sözleşme/toplum sözleşmesi (contrat sociale) anlayışından, bir taraftan da Aydınlanma felsefesi ve İnsan Hakları Beyannamesi’nden beslenmesidir.
Devamını OkuAşırı sağ, radikal sağ ya da ekstrem sağ, sağcı siyasette sağcılığın en yüksek biçimini gösterir. Aşırı sağ siyaset toplumda toplumsal hiyerarşiyi destekler; daha doğuştan bazı insanların aşağı, bazılarınınsa üstün olduğu gibi düşünceleri içinde barındırır
Devamını OkuErmenistan Dışişleri Bakanı Ararat Mirzoyan'ı Amerika Birleşik Devletleri (ABD) başkenti Whashington'da konuk eden Dışişleri Bakanı Antony Blinken' ın, enerji güvenliği sektöründeki işbirliklerini artırmak ve iki ulus arasındaki ekonomik ve diplomatik ilişkilerin daha da güçlendirilmesinin hedeflendiği görüşmesi,
Devamını Oku24 Şubat 2022 tarihinde başlayan Rusya’nın Ukrayna işgal süreci 2 aydan fazla bir süreyi aşmış durumda. Savaş her iki taraf açısından yorucu, yıkıcı ve yıpratıcı bir noktaya ulaşmış durumda. Savaşın ilk günlerinde Rusya’nın kısa bir süre içinde Ukrayna’nın kontrolünü ele alacağı beklentisi yüksekken Rus ordusunun profesyonellikten uzak organizasyonu ve askeri anlamdaki stratejik hataları nedeniyle savaş tüm beklenti ve planlamaların üzerinde bir sürece yayılmış durumda. Batı’dan beklediği desteği bulamayan Ukrayna buna karşın Rus ordusunun hamle hatalarının ve organizasyonel problemlerin avantajını yaşamaktadır. Savaşın en başından beri Rusya’nın temel amacı Ukrayna’yı “Belaruslaştırmaktır.”
Devamını OkuSuriye’de yaşanan hükümeti devirme eylemleri, ardından bir iç savaşa dönüşmüş ve milyonlarla kişi yerlerinden olmuştur. Ülkenin hemen hemen yarısı ülke dışına göçtüğü raporlara yansımış durumdadır. Bunların haricinde yarım milyondan fazla insan bu çatışmalarda ölmüş, yüz binlercesi de yaralanmıştır. Ülkenin büyük çoğunluğunu oluşturan grupların çıkan bu iç savaş esnasında ülkeyi terk etmeleri birçok çevrelerce demografik bir temizlik olarak yorumlanmaktadır
Devamını OkuAslında herkes Vladimir Putin'in Rusya Federasyonu’nda devlet başkanlığı koltuğuna oturması sonrası şu soruyu aklından geçiriyordu: Şimdi ne olacak? Tankın üzerine çıkarak demokrasi havarisi gibi bir profil çizip zamanla kendini alkole bırakan, bazı törenlerde ayakta durmakta bile zorluk çeken Boris Yeltsin sonrası Rusya ve dünya kamuoyu tedirginlikle karışık bir şekilde yaşanacak gelişmeleri izler hale gelmişti. Putin'in yönetime gelişi ile genç ve karizmatik bir görüntü ortaya koyan imajı Rus toplumunu ve sonrasında dünyayı ilgiyle seyre yönlendirdi.
Devamını OkuAsimetrik savaş kavramının insanlık tarihi boyunca bütün savaşlarda kullanıldığı görülmektedir. Ancak 9/11 saldırıları ve Orta Doğu’daki istikrarsızlığın ortaya çıkmasından ötürü özellikle İsrail- Filistin sorunuyla daha çok kullanılmıştır.
Devamını OkuCihat Yaycı , Ukrayna’dan sonra Bosna-Hersek’e dikkat çekmişti ve maalesef Rusya Bosna-Hersek’i tehdit etti; “NATO'ya girmek isterseniz sonunuz Ukrayna'ya benzer.”
Devamını OkuTÜRK DEGS Araştırmacısı Mert Ünlü'nün, "Primakov Doktrini Çerçevesinde Rusya Dış Politikasının Dünü, Bugünü, Yarını" başlıklı çalışması aşağıda sunulmuştur.
Devamını OkuCenevre’de Birleşmiş Milletler öncülüğünde, Kıbrıs Adası tarafları-KKTC ve GKRY ve garantör ülkeler- Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’nin katılımıyla 5+1 formatında gayri resmi bir konferans gerçekleşti.
Devamını OkuÇad, Nijer’in doğusunda, Libya’nın güneyinde ve Sudan’ın batısında yer almaktadır.
Devamını OkuTürkiye ile Mısır, 2013 yılından itibaren sekiz yıldır diplomatik ilişkileri maslahatgüzar seviyesinde ilertmekteydi. 2021 yılında ise Libya’da artık UMH ve darbeci Hafter’in de içerisinde bulunduğu siyasi bir diyalog süreci başlamıştır.
Devamını OkuInuit Ataqatigiit Grönland seçimlerini kazanarak geleneksel Siumut liderliğini devirmiş oldu.
Devamını Oku