İSLÂM ÖNCESİ DÖNEMDE UYGURLARIN DOĞU TÜRKİSTAN’DA YARATTIKLARI MADDÎ KÜLTÜREL MİRAS

Turk DEGS
Yazan: Turk DEGS
4 Dk. Okuma
4 Dk. Okuma

Uygurlar, 744 yılında Orhun Bölgesi’nde kurdukları devletlerinin yaklaşık yüz yıl sonra yıkılmasının ardından, sadace bir ticaret yolu değil, ayn zamanda bir kültür köprüsü olan İpek Yolu üzerinde yer alan Turfan ve Kansu bölgelerinde iki devlet kurmuşlardır. Gerek en eski dinleri olan Gök Tanrı dininin yerine benimsedikleri Maniheizm, Budizm ve Hristiyanlık gibi yabancı dinler; gerekse 22 dil ve 20 alfabenin var olduğu Turfan bölgesinde bulunan çok dilli ve etnik kökenli bir sosyal yapı ile karşılaşma neticesinde Uygurların yaşam biçimleri, toplum yapıları, dini yaşam ve inançları ile bunların sonucu olarak gelişen maddi kültürleri oldukça farklılaşmıştır. Böylelikle eski Türk kültürünü devam ettirmenin yanı sıra bir çok yabancı tesirler altına girmişler ve zengin Doğu Türkistan mirasını da bünyelerine katarak yepyeni bir kültür sentezi yaratmışlardır. Bu kültürel mirasın maddî eser külliyatı, büyük çoğunluğu dini metinler olmak üzere çok sayıda çoğu fragmanlar şeklinde günümüze kadar gelmiş yazma eser ve blok baskı nüshalar, bu eserlerin bazılarında yer alan minyatürler, duvar resimleri, heykeller, üzerinde figürler veya motifler yer alan tekstil parçaları, mimari süslemeler, ahşap objeler gibi bir çok farklı malzeme ve tür içermektedir.

Uygurların zengin Maniheist ve Budist kültürünü ortaya çıkarmış olan Doğu Türkistan’a yapılan arkeolojik seferler, 1890 yılında İngiliz subay Bower’ın yerli köylülerden satın aldığı kayın ağacı kabuğuna yazılmış o güne kadar bulunmuş en eski (IV. yüzyıl) Hindçe yazının keşfi ile başlamıştır. Bunun ardından sırasıyla 1893-1935 yıllarında dört sefer düzenleyen S. Hedin başkanlığında İsveçliler, 1898 yılında O. Donner ve ardından 1906-1908 yılları arasında C. Mannerheim’ın başkanlığında Finler, yine 1898 yılında Turfan’da incelemelerde bulunan D. Klementz’in temsil ettiği ve ardından 1914 yılına dek M.V. Pevtsov, N.N. Krotkov, S. Oldenburg ve  S.E. Malov başkanlığında heyetler gönderen Ruslar, 1900-1901 yılında özellikle Güney İpek Yolu’nda Hotan ve çevresi ile Dunhuang’ı ziyaret eden A. Stein’ın öncülüğünde İngilizler, 1902-1914 yılları arasında özellikle Turfan Bölgesi’ne A. Grünwedel ve A. von Le Coq’un başkanlıkları altında dört heyet gönderen Almanlar, 1902 yılında Kuça’yı ziyaret eden Kont Otani’nin ardından Dunhuang Kütüphanesi’nin önemli kısmını memleketlerine taşıyan ve 1914’e kadar Z. Tachibana ve Y. Yoshikawa başkanlığında seferler düzenleyen Japonlar, 1906-1909 yılları arasında yaptığı seyahatinde özellikle Dunhuang’dan önemli eserler getiren P. Pelliot’un temsil ettiği Fransızlar ve son olarak devreye girip eski eserlerin Çin dışına çıkarılmasına engel olup kendileri muhafaza eden Çinliler, aralarında Turfan ve Kansu Uygurlarına ait eserlerin de yer aldığı Doğu Türkistan kültür mirasını dünyanın dört tarafına dağıtmışlardır.

Bu maddî kültürel mirasta yer alan Maniheist ve Budist Uygur metinleri, günümüzde başlıca Berlin Staatsbibliothek’te BBAW’nin Turfanforschung bölümü, Londra British Library Stein koleksiyonu, Paris Bibliothèque Nationale’da Pelliot koleksiyonu, Kyoto’da Ryukoku Üniversitesi Kütüphanesi Otani Koleksiyonu, Tokyo Ulusal Müzesi, Japonya’da Nara’da bulunan Tenri Kütüphanesi, Haneda Fotoğraf Koleksiyonu, Fujii Yurinkan Müzesi, Nakamura Fusetsu Koleksiyonu; St. Petersburg Rusya Bilimler Akademisi Şarkiyat Enstitüsü (IOM RAS), Pekin’de Milli Kütüphane ve Tarih Müzesi, Turfan Müzesi ve in situ olarak Bezeklik ve Beşbalık koridorları, İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi ve Ankara Etnoğrafya Müzesi, Stockholm’de Folkens Museum ve Helsinki Üniversitesi Kütüphanesi’nde yer almaktadırlar. Maniheist ve Uygur Budist sanat eserleri ise başta, Berlin’de Museum für Asiatische Kunst olmak üzere Londra’da British Museum, Paris’te Musée Guimet, Tokyo Ulusal Müzesi, Ryukoku Museum, Kore Ulusal Müzesi, Yeni Delhi’de New Delhi National Museum, Turfan Müzesi ve in situ olarak Bezeklik ve Dunhuang Mogao Mağaraları gibi Budist mağara tapınak külliye koridorlarında ve dünyanın dört tarafına yayılmış özel koleksiyonlarda bulunmaktadırlar.

Bu Yazıyı Paylaş
Yorum yapılmamış

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir