İslam Öncesi Türk toplumunda bir ada sahip olmak, sahip olunan adın haklkını vermek ve ona uygun davranışlar sergilemek törenin özelliklerindendir. Araştırmacılar bu hususiyeti “Türk’ün adı her daim onun toplum içindeki durumunu göstermiştir” şeklinde ifade etmişlerdir. Kişi adlarının araştırılması tarih, sosyoloji, etnografya gibi bilim sahaları açısından son derece büyük öneme sahiptir.
Türk devletleri Türkçe kişi isimlerini Asya Hunları’ndan itibaren kullanmaya başlamışlardır. Asya Hun kişi isimlerinde Tümen, Batur, Oğuz, Alçi, Kutbeg, Kayok, Kutku gibi isimler göze çarpmaktadır. Sonraki Türk devletlerinde de bu durum aynen devam etmiş, günümüz dek geçerliliğini korumuştur.
Oğuz Kağan Destanı’nda da Oğuz’un bütün üstün özelliklerine rağmen yani doğduktan sonra anasının sütünü bir kere emmesi, çiğ et yemesi, doğar doğmaz dile gelmesi, kırk günlükken yürümesi ve oynamasına rağmen isimsizdir. Ancak büyük bir cesaretle kuvvetini kanıtladıktan sonra bir isme sahip olabilecektir. Nitekim at sürülerini yiyen bir gergedanı öldürdükten sonra “Oğuz” adını alabilmiştir. Türk kültürünün kutsal unsurları olan ve yer-su inancını temsil eden öğeleri de çocuklarına isim olarak vermiştir. Gün, Ay, Yıldız, Gök, Dağ ve Deniz gibi.
Dede Korkut Hikayeleri’nde ise yiğitçe bir iş yapmayan erkek çocuğa bir ad verilmemektedir. Kendisini ispatlayan erkek çocuk için bir toy düzenlenerek Kokut Ata rafından ad töreni yapılır ve ismi verilir.
Sonraki dönemlerde de Türk kişi adları genellikle bir unvanla birlikte kullanılmaya başlanmıştır. Mesela Gök-Türkler döneminde Bilge Kağan, Köl Tigin, Kutlug Şad, Boyla Baga Tarkan gibi.
Türklerde ad verme gelenekleri temel olarak şu başlıklar altında toplanabilir:
- Hayvan adlarından türetilen kişi adları
Bars, Arslan, Tuğrul, Sungur, Kartal, Bozkurt, Tonga, Börü, Çağrı, Büke, Kaplan gibi.
- Kıymetli taşlardan türetilen kişiadları:
Altun, demir, kümüş, kızıl gibi.
- Yer su iyelerinin isimlerinden türetilen kişi adları:
Kün, Yıldız, Tağ, Gök, Deniz gibi.
- Evladın iyi huylu, ve sağlam karakterli olması için türetilen kişi adları:
Arığ, Çeçek, Yaçankır, Tüzün, Silig, Kutlug gibi.
- Kahramanlık ifade eden kişi adları:
Bilge, Alp, Batur gibi.
- Renklerin kutsallığı dolayısıyla renk adlarından türetilen kişi adları:
Kara, Boz, Ak, Sarı, Gök gibi.
- Vatan anlayışının kutsiyetinden kaynaklı olarak yer sisimlerinden türetilen kişi adları:
Orhun, Karaçuk, Karaköl gibi.
Sonuç olarak İslam Öncesi Türk devletlerinde ad koyma merasimleri önemli bir temsiliyet olup Türk kültürünün önemli geleneklerindendir. Alplik özelliğinin savaşçı bir toplum için önemini sosyal olarak ad verme törenleri ile somut hale getiren Türk kültüründe günümüze aktarılan ad verme inanışlarından birkaçı şu şekildedir:
- Bebeğin hayatı boyunca bahtının açık olması için onu beyaz bir örtüye sararak kapının eşiğinden üç, yedi veya dokuz defa geçirdikten sonra adını koymak.
- Çocuk doğduktan kısa bir süre sonra ölürse onun için Tanrı adına bir toy düzenlemek ve çocuğa Niyazi, Satılmış, Kepek gibi adlar koymak.
- Ölen erkek çocukların arkasından doğan erkek çocukların saçlarını uzatarak ad aldıktan sonra adak niyetiyle kesmek.
- Bir sonraki çocuğun kız olması isteniyorsa öncekine erkek; erkek olması isteniyorsa öncekine kız ismi vermek.
- Çocuğu olmayan kişilerin çocuk sahibi olduktan sonra çocuklarına Yaşar, Dursun, Duran gibi isimler vermeleri.