İSLÂMİYET ÖNCESİ TÜRK KAĞANLIK TEŞKİLÂTINDA MECLİS:  TOY

Turk DEGS
Yazan: Turk DEGS
3 Dk. Okuma
3 Dk. Okuma

            İslâmiyet öncesi Türklerde devlet yönetim şekli, çoğu eski çağ milletlerinin aksine, bir monarşi değildir. Eski Türk kağanlıklarında siyasî, askerî, ekonomik, sosyal ve kültürel  konulardaki  meselelerin görüşüldüğü,  tartışıldığı  ve  karara  bağlandığı  meclisler vardı ve Türk  kağanları, kararları  tek  başına almazlardı. Ayrıca töreyi uygulamakta âciz kalan, güvenliği sağlayamayan ve halḱı ekonomik sıkıntıdan kurtaramayan kağanın başarısızlığının sebebi Tanrı’nın “kut”u ondan geri aldığı inancına bağlanmış, gerektiğinde zor kullanılarak değiştirilmesi meşrû kabul edilmişti. Mo-­tun (M.Ö. 209-­174) devrinden  beri  Türklerde  meclisin  var olduğu bilinmektedir. Avrupa Hunlarında da devamlı görev yapan bir meclis bulunmaktaydı. Bizans elçisi Priskos, Attila’yı ziyareti  sırasında  gördüğü  bu  meclisi  “Seçkinler Meclisi” (logades) adı ile tanıtmıştır Asıl kaynağını Türk milletinin örf ve adetlerinin hukuk kuralları şeklinde intikalinden alan töreye, zaman içinde beliren bir  ihtiyaçlara  karşılık  kağanın meclise danışarak aldığı kararlar ile  beylerin kurultaylarda ortaklaşa koydukları hükümler de eklenirdi.

            Toy; Türklerde meclise  verilen  addır  ve  bütün  Türk lehçelerinde doğrudan doğruya “meclis, toplantı” manasına gelmektedir. Bu meclislere  ayrıca  “kengeş”, “ternek”, ve “kurultay”  (Moğolca)  gibi  adlar  verilmekteydi.  Toy kelimesi Türklerde aynı zamanda  doğum, evlilik, ad koyma gibi amaçlarla düzenlenen sosyal toplantılara ve milli bayramların, zaferlerin kutlanması için düzenlenen törenlere de verilen addır. Meclis üyelerine de “toygun” denmekteydi. Kağanlık meclisine  kağan  başkanlık  ederdi.  Kağan bulunmadığı zamanlarda meclis, “aygucı” veya “üge” ünvanıyla anılan devlet danışmanlarının başkanlığında toplanırdı. Başta “hatun” ve “şad” olmak üzere “yabgu, tigin, il-­‐teber, erkin, kül-­‐çor, apa, tudun, tarkan” gibi askerî ve idarî yüksek görevliler, meclisin  tabiî  üyeleri  idi.  Bu duruma  göre,  üyelerin bir kısmı hanedandan, bir kısmı da hanedan dışından seçilmekteydi.

            Asya Hun Kağanlığında  her  yılın  birinci,  beşinci  (haziran)  ve dokuzuncu  aylarında  toplantılar düzenlenirdi. Bunlardan birinci toplantı dinî nitelikteydi ve kağanın sarayında yapılıyordu. İkinci toplantı, daha çok bayram veya festival türünden bir toplantı idi.   Bu toplantıda  atalara,  Gök Tanrı’ya,  yer ve su ruhlarına  kurbanlar  sunulur,  at yarışları ve deve güreşleri tertiplenirdi. Ayrıca gerektiğinde yeni kağan seçimi yapılır, töreye yeni hükümler  getirilir  ve  bütün  ülke  meseleleri  görüşülürdü. Kağanın başkanlığında ve hatun ve tiginlerin huzurunda başlayan toplantıya hükümet üyelerinin, gerek asker gerekse de sivil bütün görevli başbuğların, diğer yüksek makam sahiplerinin, tâbi Hun boylarının ve yabancı zümrelerin temsilcilerinin katılmaları mecburî idi. Asıl büyük  ve  kapsamlı  toplantı  ise,  dokuzuncu  ayda yapılmaktaydı. Bu toplantıda ordu teftiş edilmekte, insan ve hayvan  sayımı  yapılmakta,  memleket  meseleleri  üzerinde genel  görüşmeler  yapılmakta,  devlet  politikaları  görüşülüp karara  bağlanmakta,  idareye  geniş  yetkiler  verilmekte  ve kağanın meşruiyeti tekrar onaylanmaktaydı.

Bu Yazıyı Paylaş
Yorum yapılmamış

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir