Türk Devletleri Teşkilatı (TDT), önceki adıyla Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi (Türk Konseyi), Türk Dünyası’na yönelik stratejik bir platformolarak tesis edilmiştir. Teşkilat, kuruluşundan bugüne kaydettiği ilerlemeyle yapısını tahkim etmiş ve bölgedeki siyasi, ekonomik ve kültürel entegrasyonu teşvik etme kapasitesinipekiştirmiştir.
Kuruluş Süreci ve Tarihsel Gelişim
Türk Devletleri Teşkilatı’nın temelleri, Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte bağımsızlıklarını kazanan Türk Cumhuriyetleri ile Türkiye Cumhuriyeti arasındaki yakınlaşma arayışlarına dayanmaktadır. İlk olarak 1992 yılında Türkiye Cumhuriyeti’nin girişimleriyle başlayan zirveler yakınlaşmanın ilk somut adımları olmuştur. Bu zirveler, Türk dillerini konuşan ülkeler arasında ortak bir platform oluşturma fikrini perçinlemiştir.
Teşkilatın hukuki zemini 3 Ekim 2009 yılında Nahçıvan Anlaşması ile atılmıştır. Bu anlaşma ile Türk Konseyi (Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi) resmen kurulmuştur. Kurucu üyeler Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan ve Kırgızistan olmuştur. Daha sonra Özbekistan’ın 2019 yılında tam üye olarak katılımı, teşkilatın kapsamını daha da genişletmiştir. Teşkilat Türkmenistan (2021), Macaristan (2018), Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (2022) ve Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’na (EİT) (2023) ise gözlemci statüsü vermiştir.
2021 yılında İstanbul’da gerçekleştirilen 8. Zirve’de Türk Konseyi’nin adı daha kapsayıcı bir ifade olan Türk Devletleri Teşkilatı olarak değiştirilmiştir. Bu isim değişikliği teşkilatın sadece dil birliğine değil, aynı zamanda devletlerarası işbirliğine ve entegrasyona verdiği önemi vurgulamıştır. Bu değişim, teşkilatın uluslararası alanda daha güçlü bir aktör olma vizyonunu da yansıtmaktadır. Aynı zirvede Türkiye Cumhuriyeti teşkilatın dönem başkanlığını da devralırken TDT’nın orta ve uzun vadeli amaçlarını ve görevlerini ortaya koyan Türk Dünyası 2040 Vizyon Belgesi kabul edilmiştir.
22 Ağustos 2012 tarihinde Bişkek’te gerçekleştirilen Dışişleri Bakanları Konseyi toplantısının mutabık kalınan tutanakları uyarınca, tüm Türk İşbirliği Teşkilatları tek bir görsel kimlik çatısı altında birleşme kararı almıştır.Bu sembolün benimsenmesiyle teşkilat, ortak işbirliği yolculuklarında önemli bir adım atmıştır.
Yapısı ve İşleyişi
Türk Devletleri Teşkilatı, belirli organlar aracılığıyla işleyen hiyerarşik bir yapıya sahiptir:
- Devlet Başkanları Konseyi: Teşkilatın en üst karar alma organıdır. Üye ülkelerin devlet başkanları düzeyinde toplanır ve teşkilatın genel politikalarını belirler. Zirveler genellikle yıllık olarak düzenlenir.
- Dışişleri Bakanları Konseyi: Devlet Başkanları Konseyi’nin kararlarını uygulamak ve teşkilatın faaliyetlerini koordine etmekle sorumludur.
- Aksakallılar Konseyi: Türk topluluklarının kadim töresinin bir gereği olan “bilge kişilere danışma” geleneğinin teşkilat yapısındaki kurumsal karşılığı olarak, ilgili konsey, üye ülkelerin tecrübeli diplomatları ve kanaat önderlerinden oluşan bir yapıya sahiptir. Teşkilatın geleceğine yönelik stratejik tavsiyelerde bulunur.
- Kıdemli Memurlar Komitesi: Teşkilatın teknik ve idari işlerini yürütür, dışişleri bakanları konseyine rapor sunar.
- Genel Sekreterlik: İstanbul’da bulunan genel sekreterlik, teşkilatın günlük operasyonlarını yürütür, koordinasyonu sağlar ve alınan kararların takibini yapar. Genel sekreter, üye ülkelerin ortak kararıyla atanır.
Türk Devletleri Teşkilatı çeşitli alt kuruluşlar vasıtasıyla Türk Dünyası entegrasyonuna katkı sağlamaktadır:
- TÜRKPA (Türk Devletleri Parlamenter Asamblesi): Üye devletler arasında parlamentolar arası işbirliğini geliştirmek ve güçlendirmek amacına yönelik faaliyetler yürütür.
- Uluslararası Türk Akademisi: Türk dillerini ve kültürlerini araştırmayı ve yaymayı amaçlar.
- Türk Kültür ve Miras Vakfı: Türk Dünyasının ortak kültürel mirasını koruma ve tanıtma faaliyetleri yürütür.
- Türk Yatırım Fonu: Üye ülkeler arasında ekonomik işbirliğini ve yatırımları teşvik etmeyi hedefler.
- Türk Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği (TTSO): İş dünyası temsilcilerini bir araya getirerek ticari ilişkileri geliştirmeyi amaçlar.
- TÜRKSOY (Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı): Türk halkları arasında kültürel ilişkileri geliştirmeyi ve ortak kültürel değerleri yaşatmayı amaçlar.
Geçirdiği Aşamalar
TDT’nın gelişimini genel olarak üç ana aşamada ele almak mümkündür:
- Tanışma ve Temellerin Atılması (1992-2009): Bu dönem, Türk Zirveleri ile karakterizedir. Bağımsızlığını yeni kazanan Türk Cumhuriyetleri ile Türkiye Cumhuriyeti arasında karşılıklı tanışma, diyalog ve işbirliği potansiyellerinin keşfedildiği bir süreçtir. Daha çok kültürel ve siyasi yakınlaşma odaklıdır.
- Kurumsallaşma ve Yapılanma (2009-2021): Nahçıvan Anlaşması ile Türk Konseyi’nin kurulması bu dönemin başlangıcıdır. Teşkilat, hukuki bir zemine oturmuş, organları oluşturulmuş ve uluslararası alanda görünürlüğü artmaya başlamıştır. Bu dönemde ekonomik ve ticari işbirliği mekanizmaları da geliştirilmiştir.
- Kapsayıcılık ve Stratejik Derinleşme (2021-Günümüz): Türk Konseyi’nin adının Türk Devletleri Teşkilatı olarak değiştirilmesi, teşkilatın daha geniş bir vizyona sahip olduğunu göstermektedir. Bu dönemde teşkilat, küresel ve bölgesel meselelerde daha aktif rol oynamaya başlamış, güvenlik, ulaşım ve enerji gibi stratejik alanlarda işbirliğini artırma hedefi gütmüştür. Yeni üye ve gözlemcilerin katılımıyla kapsayıcılık da artmıştır.
Türk Devletleri Teşkilatı, kuruluşundan itibaren önemli merhalelerden geçerek Türk Dünyasının bir araya gelme ve işbirliği yapma arzusunun somut bir yansıması haline gelmiştir. Teşkilat, sadece dil ve kültürel bağlara dayanmakla kalmayıp, siyasi, ekonomik ve stratejik alanlarda da derinlemesine bir işbirliği potansiyeli sunmaktadır. Gelecekte TDT’nın, küresel siyasi arenada daha etkin bir rol oynaması, Türk Dünyasının entegrasyonunu daha da ileri taşıması ve bölgesel barış ile refaha önemli katkılar sağlaması beklenmektedir. Bu bağlamda, teşkilatın mevcut potansiyelini tam olarak kullanabilmesi için üye ülkeler arasındaki koordinasyonun ve ortak hedeflere bağlılığın sürdürülmesi büyük önem taşımaktadır.