Osmanlı esnafları kutlama ve eğlence için başlıca iki şekilde bir araya gelirdi. Bunlardan ilki genellikle bir düzen içeren ve belli loncaların kendi esnafına yönelik olarak düzenlediği, başta Kâğıthane ve Ağa Çayırları olmak üzere belirli mesire yerlerinde yapılan ve bazen bir iki gün, bazen bir hafta süren esnaf bayramlarıydı. Bu toplantılar,hem aynı loncaya ait esnafın tanışıp kaynaşması, hem de mallarının sergilenip müşteriye tanıtılması amacıyla düzenlenirdi.
Esnafların bir araya geldiği ikinci tip şenlikler saray şenlikleriydi. Osmanlı döneminde saray şenlikleri, hükümdar ve saray ile ilgili doğum, evlenme, şehzadelerin sünneti, tahta geçme, zaferler, savaşa gidiş, fetih, önemli bir elçi veya konuğun gelişi gibi önemli olaylar sebebiyle düzenlenir ve günlerce halk ile birlikte kutlamalar yapılırdı. XVI. yüzyılda At Meydanı’nda yapılan şenlikler, XVIII. yüzyılda Haliç ve Okmeydanı’na kaymıştı. Bu gösterilerde padişaha hediye sunan, halka yaptıkları mallardan dağıtan esnaflar bir çeşit geçit töreni düzenlerler, işliklerini koydukları arabalar ile katıldıkları ürettikleri malları sergilerlerdi. Bunun yanı sıra dansçılar ve soytarılar çeşitli buluşları yansıtan kuklaları ve gösterileriyle geçit esnasında esnafa eşlik edererek halkı eğlendirirlerdi. Bu geçitlerde birbiriyle yakın ilişkiler içerisinde bulunan meslek kollarının bir arada yer aldıkları günümüze kadar gelen minyatürlerinde görülmektedir. Bu alaylarla ilgili ayrıntılı bilgilere XVI. ve XVIII. yüzyıllarda şenliklerin nasıl yapıldığını anlatan ve katılımcılardan bahseden surnâmeler vasıtasıyla ulaşmaktayız.
Sefer öncesi düzenlenen esnaf alayına katılan esnaflar, ordunun ihtiyaç duyduğu her türlü malzemeyi hazırlayan saray ehl-i hirefi ve serbest esnaftan oluşmaktaydı. Bu serbest esnafın sefer ihtiyacına göre Divan-ı Hümayun tarafından sayıları belirlenir ve esnaflar ihtiyar heyetleri tarafından seçilip gönderilirdi. İstanbul, Edirne ve Bursa’dan katılan bu esnaflar orducu adıyla görevlendirilirdi. Bunun yanında ordunun sefer güzergâhı üzerinde olan Anadolu ve Rumeli’deki kasaba ve şehirlerden destek vermek üzere sefere katılanlara sürsat denirdi. İlk kez 1389’da Birinci Kosova Savaşı’na katıldıkları görülen esnafın 10.000 kişi olup pazarcı ismiyle bu görevi aldıkları bilinmektedir. Evliya Çelebi’nin Seyahatname’sinde uzun uzun bahsettiği IV. Murad’ın Bağdat Seferi öncesi İstanbul’da düzenlenen ordu esnaf alayında ayrıntılarına ulaşabildiğimiz bu törenler, çok gösterişli olurdu. Her esnafın kendi özel giysileri ve aletleriyle işlerini icra ederek alaya katılması, geçişin teatral yönünü göstermektedir. Gerek esnaf bayramları, gerekse alaylarında esnaf gruplarının önderlerinin yanında yürüyen şeyh ve duacıların bulunduğu da bilinmektedir.