Vatanın Sessiz Nöbetçileri: Jandarma Teşkilâtı’nın 186. Yılı

Turk DEGS
Yazan: Turk DEGS
4 Dk. Okuma
4 Dk. Okuma

Türkiye Cumhuriyeti’nin en köklü güvenlik kurumlarından biri olan ve Türkiye’de iç güvenliğin sağlanmasında önemli bir rol oynayan Jandarma Teşkilatı’nın temeli Osmanlı Devleti dönemine kadar geri götürülmektedir. Türklerin tarih sahnesine çıktıkları devirden itibaren güvenliğin sağlanmasında çeşitli kurum ve yöneticiler var olmuştur. Bu kurum ve yöneticiler zamanla Türk devlerinde farklı şekillerde isimlendirilmişlerdir. Osmanlı Devleti’nde asayiş ve güvenlikten sorumlu olanlar emirlerindeki askerlerle kazalarda subaşılar, sancaklarda sancak beyleri, eyaletlerde ise beylerbeyleri olmuşlardır. İstanbul’da ise güvenlik ve asayiş yeniçeriler, topçular, cebeciler, bostancılar gibi askerlerle sağlanmıştır. 1826 yılında Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılmasıyla güvenlik ve asayiş Asâkir-i Mansûre-i Muhammediye ordusuna bağlı askerlere ait olmuştur. Bu askerler arasında Asakir-i Muntazama-i Mansuri, Asakir-i Muntazama-i Hassa ile birlikte 1834 yılında Anadolu ve Rumeli’nin bazı eyaletlerindeki Redif Taburları yer almıştır.

Jandarma’nın resmî olarak kuruluşundan önce Osmanlı Devleti’nde Asâkir-i Mansûre Feriklerinden Namık Paşa tarafından Meclis-i Vâlâ’ya sunulan raporda Avrupa Devletleri’nde “Jandarma” adı verilen güvenlik teşkilatının varlığından bahsetmiş, Osmanlı Devleti’nde de kurulması gerektiğine dair görüş bildirmiştir. Bu görüş sonrası çalışmalara başlanmıştır. Bu doğrultuda 16 Şubat 1846’da Zaptiye Müşavirliği kurulmuş ve Jandarma’nın kurulu “Zaptiye” adıyla gerçekleştirilmiştir. Bir süre sonra ise Zaptiye Müşavirliği Asakir-i Zaptiye adıyla değiştirilmiş, bu teşkilatın kurumsallaşması 14 Haziran 1869 tarihinde yayımlanan “Asakir-i Zaptiye Nizamnamesi” ile olmuştur. Yayımlanan bu nizamname görev, yetki ve sorumlulukların belirlenmiş ve merkezlerde Zaptiye Alayları kurulması kararlaştırılmıştır. Asakir-i Zaptiye teşkilatının kurumsallaşması adına 1879 yılında gerçekleştirilen değişiklikler dönüm noktasını oluşturmuştur. 1877-1878 Osmanlı-Rus Harbi sonrası İngiltere ve Fransa’da subaylar getirtilmiş Jandarma’nın daha modern hale gelmesi için çalışmalar yapılmıştır. 20 Kasım 1879 tarihinde Asakir-i Zaptiye teşkilâtı Jandarma Dairesi adını almış ve kurum seraskerlik makamına bağlanmıştır. İlerleyen süreçte Jandarma Nizamname-i Hümayun yayımlanmış, Jandarma personelinin modern eğitim kurumlarında yetişmesini sağlamak amacıyla okullar açılmıştır. Jandarma teşkilâtı adına dikkat çekici ve önem arz eden gelişme ise II. Meşrutiyet’in ilânının ardından yapılan düzenlemeyle teşkilâtın Harbiye Nezareti’ne bağlanmış olmasıdır. Bu düzenlemeyle teşkilâtın ismi “Umum Jandarma Kumandanlığı” olarak değiştirilmiştir. Kurum personeli Birinci Dünya Savaşı ve Millî Mücadele Dönemi sırasında görev ve tanımları doğrultusunda asayiş ve emniyeti sağlamalarının yanı sıra vatan savunmasında aktif rol almışlardır. 1918 yılına gelindiğinde ise yapılan yeni düzenlemeyle Sabit Jandarma Bölge Müfettişlikleri ve İl Jandarma Alay Komutanlıklarının yeniden teşkilatlandırılmasının yanı sıra Birinci Dünya Savaşı yıllarında vatan savunmasında görev alan Seyyar Jandarma Birlikleri de güçlendirilmiştir.

29 Ekim 1923’te Cumhuriyet’in ilân edilmesinin ardından devlet kurum ve kuruluşlarında yapılan değişiklikler Jandarma teşkilâtı için de geçerli olmuştur. Cumhuriyet rejimine karşı yapılan isyanların bastırılması ve asayişin sağlanmasında da görev alan Jandarma teşkilâtı, Seyyar Jandarma Müfrezeleri adı altında teşkilatlandırılmıştır. Teşkilâtın hukukî statüsünü belirleyen gelişme ise 10 Haziran 1930 tarihinde, 1706 sayılı kanun ile olmuştur. 1936 yılında Jandarma Subay Sınıf Okulu açılmıştır. Bunların yanı sıra yapılan diğer değişikliklerle Jandarma teşkilâtı modernleştirilmiştir.

Türkiye Cumhuriyeti’nde iç güvenliğin sağlanmasında önemli görevler üstlenen, mesai mefhumu olmadan ülkenin asayişi, vatandaşın güvenliği için çalışan bir kurum olarak Jandarma teşkilâtı sadece kolluk değil; aynı zamanda bir güven duygusudur. 180 yılı aşkın bir süredir gerek tarihî mirası gerekse de çağdaş güvenlik anlayışıyla halkın huzur ve güvenliği için vatan toprağının her karışında gece gündüz demeden görev yapan ve her daim halkla omuz omuza olan vazgeçilmez bir kamu kurumudur.

Bu Yazıyı Paylaş
Yorum yapılmamış

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir