DOĞUKAN MİRAÇ DEMİRCAN : TÜRKİYE’NİN ÇIKARLARINA AYKIRI OLAN HER MESELENİN SAVUNUCUSU, YENİ LAWRENCE: MICHAEL RUBIN

Turk DEGS
Yazan: Turk DEGS
19 Dk. Okuma
19 Dk. Okuma

Aşağıda Rubin’in son dönemde Türkiye ve bölge ülkelerine yönelik kaleme aldığı yazıların listesi yer almaktadır. Yazılardan anlaşılacağı üzere Rubin’in taleplerinin ABD dış politika ekseniyle neredeyse uyumlu olduğu, ayrıca tüm isteklerinin Türkiye’nin aleyhine olduğu ayan beyan ortadadır. Kısaca Rubin’in güncel Dünya kamuoyundaki gelişmelere yönelik olarak ABD’yi ve Ortadoğu’yu yönlendirici bir üslup ile bazı emellerini somutlaştırdığı gözümüzden kaçmamıştır. Özellikle son dönemde Rubin’in üstünde durduğu aşağıdaki hususlar dikkat çekicidir:

  1. İran-İsrail Savaşı ve Nükleer Kriz: Rubin, İran-İsrail savaşı başlamadan aylar önce İran rejiminin değiştirileceğini, artık rejimin altyapısının ele geçirildiğini, İran’ın nükleer silah üretimi ve hatta nükleer herhangi bir kaynağa sahip olmaması gerektiğini savunan ve yineleyen onlarca yazı kaleme almıştır. Savaş sonrasında ise Michael Rubin, İran rejimine muhalif gruplara sağlanan Batı kaynaklı destekleri sorgular hale geldi. Bu ilginç bir durumdur. Öte yandan bir hafta önce kaleme aldığı “After Regime Change: Iranian Leaders Must Stand Trial” başlıklı yazısında İran rejiminin üst kadrosunun yargılanması ve her çeşit cezaya mahkum edilmesi önerisinde bulunurken adeta rejimin yıkılacağı garantisi veren bir üslupla yazmıştır. Yine ayrıca İran içerisinde Devrim Muhafızları Ordusu’nun Azerbaycan Türkü mensubiyeti olan üyelerinin tek tek bulunarak yok edilmesi gerektiğini öneren gayrihukuki ve profesyonel olmayan bir yazı kaleme almıştır. İlginçtir ki, bu yazı kaleme alındıktan sonra Rusya-Azerbaycan gerilimi yaşanmış, Rus yetkililer “birileri bizim aramızı bozmaya çalışıyor” sinyalini vermiştir. Rubin daha da ileriye giderek Cumhurbaşkanı Aliyev’i doğrudan hedef alan bir yazı kaleme almıştır. Aşağıda bu yazıların başlıkları ilgili ülkelerin adları altında yer almaktadır.
  • Türkiye’nin İç Siyaseti ve Bölgedeki Hamleleri: Rubin, Türkiye’de gerçekleşen yargılamaların, tutuklamaların ve diğer hukuki meselelere bizzat kaleme alarak uluslararası kamuoyu nezdinde Türkiye’nin itibarını yerle bir etmeye uğraşıyor. Ayrıca IKBY, PKK, PYD ve diğer devlet dışı aktörlerle Türkiye’nin temasta olmasından ciddi rahatsızlık duyduğu, bunun yanında PYD’nin yok edilmemesi için her ihtimale karşı ABD’nin Rojava’da hava uçuş yasağı getirmesinin doğru olacağını savunuyor. Suriye hükümetinin değişmesinde ABD’nin pasif kaldığını ve aynı hatayı Somali’de ve Libya’da yapmaması gerektiğini defalarca kaleme alıyor.
  1. Türkiye’nin NATO’yu kullanarak nükleer silah ve materyal geliştirmesinin önüne geçilmesi gerektiğini,
    1. İsrail’in güvenliği ve Suriye’deki PYD ortaklarının bekası için ABD’nin üs bölgelerinde Türkiye’ye karşı uçuş yasağı getirmesi gerektiğini,
    1. Yıllar öncesinde Tartus limanının Ruslardan geri alındıktan sonra bir paravan şirket aracılığıyla “leasing” yöntemi kullanılarak (buna yap-işlet-devret de eklenebilir) ABD tarafından kontrol altına alınması gerektiği, ardından Suriye hükümetine siyasi-ekonomik baskı sonucu ABD’ye liman askeri üssü verilebileceği önerisinde bulunmuştur. Maalesef bu öneri gerçekleşiyor gibi görünüyor. Dün (15 Temmuz 2025) açıklanan haberde Suriye hükümeti BAE menşeili DP WORLD şirketine (ki bu şirket ABD’nin siyasi baskı kurmak için kullandığı şirketlerden biri olduğu söyleniyor, aynı şirket Somaliland kıyısındaki Barbara limanının yapımını üstlenmiş olan şirket) 800 milyon dolar karşılığında Tartus limanını 30 yıllığına verdiği açıklandı.
  • Türkiye’nin Libya’daki üstünlüğünün dengelenmesi için ABD’nin bir an önce politikasını değiştirerek statükoyu bozan adımlar atması gerektiğini savunuyor.
  • Türkiye’nin Mavi Vatan doktrini üzerinden ilan ettiği yetki alanları ve Libya ile yapılan anlaşmanın bölgesel istikrarı tehdit ettiğini, Mısır ve Yunanistan’ı Türkiye’yle çatışmaya zorladığını iddia ediyor. (Yani tehdit ediyor) Güncel olarak Girit Adası’nın güneyinde Libya’nın deniz yetki alanını gaspedecek şekilde ExxonMobil şirketi aracılığıyla yeni arama bölgesi ilanı yapıldı. Bu da Rubin’in önerilerinin hayata geçirilmeye çalışıldığının bir diğer kanıtıdır. Yine ayrıca Kıbrıs’ta ABD-GKRY-İsrail-Yunanistan-İngiltere ve Suriye’deki Hmeymim limanının Fransız şirkete verilmesi unsurları dikkate alındığında çevreleyici-caydırıcı ve sindirmeci bir politikanın Türkiye’ye uygulandığını görmekteyiz.
  • Türkiye’nin Somali’deki varlığını anlamsız kılmak ve Çin’in deniz ticaret koridorlarını kullanmasını engellemek için Aden Körfezi’nde ülke bütünlüğünü bozan El-Shabaab ve Somaliland, ayrıca Güney Yemen’deki grupları destekleyici projelerin hayata geçirilmesini öneriyor.
  • Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’ne Ağır Tehdit:Rubin, geçen hafta kaleme aldığı yazısında IKBY’nin önde gelen ailelerinden Barzani ve Talabani ailelerinin suikastlere hazırlıklı olması gerektiğini söyledi. Son dönemde Türkiye ile yakın işbirliği içerisinde olan bu gruplara yönelik tehdit savurması hiç şaşırtıcı değildir. Ayrıca Türkiye-Irak-Basra Körfezi Kalkınma Yolu Projesi’nin hayata geçirilmesine çok az bir zaman kalmış iken bunun yapılması dikkat çekicidir.
  • Somali’nin Toprak Bütünlüğü Politikasından Vazgeçiş ve Ayrılıkçı Grupları Destekleme Önerisi: Yukarıda bahsettiğimiz gibi Rubin, Türkiye aleyhine ve Somali hükümetinin parçalanmasına sebep olacak bir öneride bulunarak bölgedeki ülkelerin Türkiye öncülüğünde güç kazanmasının önüne geçebilecek projeleri savunmaktadır.
  • Yunanistan’ın Silahlandırılması: Rubin, yazısında Yunanistan’ın ABD desteği ile daha fazla silahlandırılması gerektiğini savunmaktadır.
  • Katar’ın Somaliland Kıyılarına Müdahale Etmemesi İçin Tehdit: Türkiye’nin olası bir sonraki hamlesini gördüğünü, bunun için Katar’ın Türkiye’ye yardım etmemesini sağlamak amacıyla Katar’ı istikrarsızlıkla ve İran-BAE ve diğer ülkelerin önüne yem olarak atmakla tehdit etmektedir.
  • Birleşik Arap Emirlikleri’ne Körfezdeki Adaları ve Hürmüz Boğazı’nı Tamamen Kontrol Etmesi İçin ABD’ye Öneri: Rubin, BAE’nin bölgedeki en güçlü ülke olmasını ve boğazları, ticaret koridorlarını kontrol edecek ABD’nin maşası rolünde bir ülke olmasının tam manasıyla sağlanması gerektiğini söylemektedir. Yani İran’ın boşluğunda BAE, Hürmüz Boğazı başta olmak üzere bölgedeki tüm kritik hatları eline geçirmesi gerektiğini yinelemektedir.

AŞAĞIDA TÜM YAZILAR LİSTE HALİNDE VE ALTLARINDA İÇERİĞİNE İLİŞKİN ÖZETLERLE BİRLİKTE YER ALMAKTADIR:

İran

• “Time to Demand Full Transparency of Iranian Resistance Groups” (MEF Online, 9 Temmuz 2025)

Michael Rubin, İran rejimine muhalif grupların (özellikle MEK) sağlanan Batı desteğinin gölgede kalmış kaynaklara dayandığını savunuyor. Rubin, bu grupların gelirleri, harcamaları ve karar alma süreçleri konusunda tam şeffaflık sağlaması gerektiğini belirtiyor. Aksi halde bu grupların niyeti ve tabansal etkisi sorgulanabilir hale geldiğini vurguluyor Middle East Forum.

• “Iran’s Mojahedin e Khalq Organization Is Now Irrelevant. Will It Disband?” (MEF Observer, 7 Temmuz 2025)

Rubin, MEK’in İran içindeki halk desteğinin ihmal edilecek düzeye indirdiğini söylüyor. Zamanla kendini “kült” gibi göstermesine, finans kaynaklarının şeffaf olmamasına ve Saddam Hüseyin’le iş birliklerine dikkat çekerek, Batılı destekçilerin bu grubu neden savunduklarını sorguluyor. Rubin, MEK’in gerçek etkisizliği ve prestij kaybı karşısında feshedilebileceğini öne sürüyor .

• “The Next Iran ‘Nightmare’: The Nuclear Material” (MEF Online, yaklaşık 3 hafta önce)

Rubin, İran’ın yalnızca nükleer silah kapasitesiyle değil, şeffaf olmayan nükleer materyal stoklarıyla da bölgesel istikrarı tehdit ettiğini iddia ediyor. Rejim değişikliği scenario’su sonrası bu materyallerin kimlerin eline geçeceği belirsizliğine dikkat çekiyor; nükleer madde sızmasının yıkıcı sonuçlar doğurabileceğini vurguluyor.

• “After Regime Change: Iranian Leaders Must Stand Trial” (MEF Observer, yaklaşık 1 ay önce)

Rejim değişimi sonrası İran lider kadrosunun uluslararası mahkemelerde yargılanmasının kaçınılmaz olduğunu savunuyor. Eski rejim figürlerinin adaletten kaçmasının, yeni yönetimin meşruiyetini zayıflatacağına dikkat çekiyor.

• “Iran With Nuclear Weapons Is the Real Threat, Not an Israeli Strike” (MEF Online, 13 Haziran 2025)

İsrail’in İran’ı vurma hazırlıklarından ziyade asıl tehdidin İran’ın nükleer silah sahibi olması olduğunu söylüyor. Bu durumda bölgedeki güç dengelerinin İran lehine dramatik biçimde değişeceğini öne sürüyor.

• “Israel Strikes Iran with a Mighty Roar” (MEF Online, 13 Haziran 2025)

Rubin, İsrail’in İran’ın nükleer hedeflerine yönelik hamlelerinin yalnızca askeri darbe olmadığını, aynı zamanda demokratik kamuoyuna yönelik güçlü stratejik mesajlar içerdiğini açıklıyor. İsrail’in bu ataklarını “önleyici savunma” bağlamında değerlendiriyor.

Türkiye

• “Human Rights in Turkey Today” (MEF Online, yaklaşık 1 ay önce)

10 Haziran 2025’te yayımlanan bu yazıda, Rubin, Türkiye’nin ifade özgürlüğü, yargı bağımsızlığı ve medya üzerindeki kısıtlamalarına odaklanıyor. Hukuk sistemi ve gazetecilik üzerindeki artan devlet kontrolünün, Türkiye’yi Batı normlarından uzaklaştırdığını vurguluyor.

• “Turkey’s Trail of Terror and American Foreign Policy” (MEF Online, 3 ay önce)

Rubin, Türkiye’nin bölgedeki bazı radikal gruplarla kurduğu ilişkileri Amerikan dış politikasının gözü önünde sürdürdüğünü belirtiyor. ABD’nin bu ittifakları görmezden gelmesinin uzun vadede güvenlik risklerini artırabileceğini iddia ediyor.

• “It’s Time to Make Turkish Intelligence an Offer They Can’t Refuse” (MEF Observer, 3 ay önce)

ABD’nin, Türk istihbaratının bölgedeki operasyonlarını frenlemek için sert karşı hamleler yapması gerektiğini savunuyor. Anonim yöntemlerle basının baskı altına alınması, kara liste uygulamaları ve elektronik izleme gibi stratejiler öneriliyor.

• “Is Turkey Following China’s Overfishing Model?” (MEF Observer, yaklaşık 2 ay önce)

Bu yazıda Rubin, Türkiye’nin Ege ve Doğu Akdeniz’de sürdürülebilirlik sınırlarını zorlayan aşırı avlanma stratejisini Çin’in “salami slicing” modeline benzetiyor. Stratejinin Yunanistan gibi ülkelerde ekonomik ve çevresel gerilim yaratabileceğini söylüyor.

• “Is Turkey Holding NATO Hostage to Get a Nuclear Bomb?” (MEF Online, 4 ay önce)

Yazıda, Türkiye’nin NATO üyeliğini nükleer paylaşım veya silahlanma müzakereleri için koz olarak kullanabileceği endişesi dile getiriliyor.

• “Yes, the State Department Should Move Turkey to Its Near East Bureau” (MEF Online, 3 ay önce)

Rubin, Türkiye’nin artık Avrupa ile değil, Ortadoğu ile siyasi ve stratejik açıdan daha uyumlu olduğunu, bu nedenle ABD Dışişleri’nin “Near East Bureau” şemsiyesi altına alınmasının diplomatik kabul açısından daha doğru olduğunu iddia ediyor.

• “MEF’s Michael Rubin Slams Turkey’s Human Rights Record in Congressional Hearing” (12 Haziran 2025)

Kongrede konuşan Rubin, Türkiye’de yaşanan hukuki ve insani gerilemeleri sert bir dille eleştiriyor. Washington’ın bu sorunlara karşı daha doğrudan ve somut yaptırımlar uygulamasını öneriyor.

Irak & Kürdistan

• “Get Ready for Assassinations in Iraqi Kurdistan” (MEF Observer, yaklaşık 2 hafta önce)

Rubin, Irak Kürdistanı’nda siyasi ve petrol odaklı rekabetin öldürmeleri normalleştirebileceğini belirtiyor. Yerel güç merkezleri arasındaki çekişmelerin suikastlara yol açacağını ve ABD ile Türkiye’nin bu tür krimanalleşmeye karşı doğrudan müdahale stratejileri geliştirmesi gerektiğini savunuyor.

Azerbaycan

• “Azerbaijan’s Aggression Will Soon Get Worse” (Washington Examiner, 6 Haziran 2025)

Tahminen Rubin’in analizine binaen bu makalede, Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ ve sınır bölgelerinde agresif faaliyetlerinin artacağı öngörülüyor. Yatırımcılar ve Batılı hükümetlerin şimdiden önlemler alması gerektiği vurgulanıyor.

• “Azerbaijan: Tourist Attraction or Hell on Earth?” (MEF Online, 21 Mayıs 2025)

Bu yazıda Rubin, Azerbaycan’ın turizm potansiyelini baltalayan insan hakları ihlalleri ile medya özgürlüğü gibi alanlardaki gerilemeleri tartışıyor. Ülkenin “yeşil yüzü” pek çok sorunla örtülmeye çalışılıyor.

• “Azerbaijan Treats the Khojaly Massacre as Original Sin…” (MEF Observer, ~7 ay önce)

Rubin, Hocalı Katliamı’nın Azerbaycan’ın ulusal kimliğinde bir travma kaynağı olarak işlendiğini, bu olgunun hem milliyetçiliği körüklediğini hem de tarihi gerilimleri perçinlediğini belirtiyor.

• “Could Azerbaijani President Ilham Aliyev Collapse Like Assad?” (MEF Online, ~7 ay önce)

Bu yazıda Rubin, Aliyev rejimindeki olası istikrarsızlık ve iç muhalefetin etkileri değerlendiriliyor. Suriye modeli üzerinden Aliyev’in yönetiminin devrilebileceği ihtimali irdeleniyor.

• “On Day One, Rubio Should Reverse Blinken and Power’s Azerbaijan Cowardice” (MEF Online, 5 ay önce)

Rubin’in çağrısı doğrultusunda ABD hükümetine yönelik eleştiride bulunuluyor: Biden yönetimi Azerbaycan konusunda yeterince net durmayıp gerilimlere göz yumarken, yeni yönetimin bu siyaseti sertleştirmesi öneriliyor.

• “Why Is the Biden Administration Whitewashing Azerbaijan’s Crimes?” (yaklaşık 1.2 yıl önce)

Rubin, ABD’nin Azerbaycan’ın savaş suçlarına ve sivillere yönelik baskılarına karşı sivil sessizlikle yaklaşımını eleştiriyor; bu politikayı “temize çıkarma” olarak nitelendirerek insan hakları odaklı bir tutum çağrısında bulunuyor.

Mısır

• “Has Egypt Been Playing a Double Game with Hamas?” (MEF, yaklaşık 1.2 yıl önce)

Rubin, Mısır’ın Hamas’la ilişkilerde çifte strateji izlediğini; bir yandan düşman görünürken öte yandan aracı rolü üstlenebildiğini söyleyerek bu dengenin bölgedeki karmaşıklığı artırdığını belirtiyor.

• “U.S. Strategy Fails When It Bashes Egypt and Saudi Arabia” (yaklaşık 1.1 yıl önce)

ABD’nin İsrail yanlısı politikaları nedeniyle Mısır ve Suudi Arabistan’ı sürekli eleştirmesinin, stratejik ortaklıkları zedelediğini savunuyor. Bu ülkelerle yapıcı diyalog önerisi getiriyor.

• “Egypt’s Calculus in Seizing Control over St. Catherine’s Monastery” (MEF Observer, 10 Haziran 2025)

Mısır’ın historic St. Catherine Manastırı’nın idaresini devralmasını, ulusal güvenlik perspektifiyle motive edilmiş bir strateji olarak değerlendiriyor. Rubin, bu hamlenin kontrolün dinamik ve sembolik boyutlarını yeniden şekillendirdiğini söylüyor.

Körfez

  • “Qatar’s Hypocrisy on Somaliland” (3 Temmuz 2025)
    Rubin, Katar’ın Somaliland’da demokrasi ve ayrılıkçılık temaları üzerine konuşurken, kendi iç ayrılık hareketlerini bilinçli şekilde görmezden geldiğini, bu tutumu ikiyüzlülük olarak tarif ediyor.
  • Ayrıca Körfez’de BAE’ye yönelik “Qatar’s Missile Strike Was a ‘Performative Attack’” tarzında eleştiriler de gündemde; burada Katar-Birleşik Arap Emirlikleri rekabetinin stratejik hamleler ekseninde sorgulandığı görülüyor.

Katar

• “Qatar’s Hypocrisy on Somaliland” (MEF Online, 3 Temmuz 2025)

Yukarıda da bahsedildiği gibi Rubin, Katar’ın uluslararası söylemde demokrasi vurgusuna rağmen kendi dilsel ve tarihsel bağlamındaki ayrılık taleplerine kör kaldığını söylüyor. Siyasi çıkar motivasyonunun kavramsal tutarsızlığa dönüştüğünü vurguluyor.

• “Is Qatar Becoming a Rogue Regime?” (AEI, tarih verilmemiş)

Rubin’in bu eski analizinde Katar’ın bölgedeki etkinliğini sınırlandıran otoriter eğilimler içinde olduğunu; klasik döngüsel diplomasi yerine daha agresif ve riski yüksek dış politika tercihleri benimsediğini öne sürüyor.

Birleşik Arap Emirlikleri

• “The United Arab Emirates Should Seize Back Its Islands” (MEF Observer, 22 Haziran 2025)

Rubin, BAE’nin stratejik güvenliğini güçlendirmek amacıyla Körfez’deki deniz takası avantajlarını yeniden kazanmasını öneriyor. Ada ve geçit bölgelerinde kontrolün yeniden tesisinin bölge istikrarına katkı sunabileceğini belirtiyor.

Yemen & Husi Hareketi

• “To Fight the Houthis, Work with the South Yemen and Somaliland Coast Guards” (MEF Observer, 13 Temmuz 2025)

Rubin, Yemen’de Husilerle mücadele için geleneksel askeri yöntemlerin ötesine geçilmesi gerektiğini, bölgedeki kıyı mücadele kapasitesini artırmak için Güney Yemen ve Somaliland sahil güvenlik birimleriyle işbirliğinin şart olduğunu savunuyor.

• “How to Bring Peace to Yemen? Start by Blacklisting the Islah Party” (MEF Online, 14 Temmuz 2025)

Rubin, Yemen yönetimindeki güçlü siyasi aktörlerden İslah Partisi’nin terör bağlantıları sebebiyle kara listeye alınmasını ve bu şekilde müzakere sürecinin meşruiyetinin artırılması gerektiğini ileri sürüyor.

• “Why the West Can’t Defeat the Houthis Without Securing Yemen’s Ports” (MEF Online, 5 Şubat 2025)

Husi hareketine karşı başarının, yalnız askeri güçle değil liman kontrolleriyle tamamlanabileceğini belirtiyor. Özellikle Hodeida üzerindeki etkili denetimle İran destekli lojistik kanallarının kırılabileceğini savunuyor.

Somali

• “To Fight the Houthis…”

Yukarıda bahsi geçen Yemen odaklı makale Somali bağlamına da değiniyor; Rubin, Somaliland örneğinde olduğu gibi Somali’nin güney bölgelerindeki sahil güvenlik işbirliğinin de Husilere karşı etkili olabileceğini belirtiyor.

• “It’s Time to Cut Off Somalia’s Military Assistance” (MEF Online, 15 Temmuz 2025)

Rubin, ABD’nin Somali hükümetine askeri yardım sağlamayı durdurmasını öneriyor. Yardımların yerel aktörler tarafından suistimal edildiğini ve bunun askeri müdahaleyi daha da uzatabileceğini düşünüyor.

Libya

1. “Tripoli’s Drift Toward Ankara: Time for Washington to Rethink Its Stance” (MEF Observer, 8 Temmuz 2025)

Rubin, 2019 Türkiye-Libya deniz anlaşmasının yeniden canlanmasını inceleyerek Tripoli hükümetinin Türkiye saflarında yer almasının Doğu Akdeniz’de Yunanistan ve Mısır gibi aktörleri endişelendirdiğini söylüyor. ABD’nin Libya politikasını dengeli bir hale taşıması gerektiğini savunuyor.

2. “Tripoli Just Flipped: Why the U.S. Can’t Afford to Miss This Moment in Libya” (MEF Online, 2 Haziran 2025)

Rubin imzası olmamakla beraber MEF analizine göre, Mayıs 2025 suikastı sonrası Libya’nın güç boşluğunun Ankara tarafından doldurulabileceği belirtiliyor. ABD’nin bölgede güvenlik ve enerji alanında stratejik gerekliliklerini gözden geçirerek aktif tutum alması gerektiği vurgulanıyor.

3. “Why the Trump Administration Is Wrong on Libya” (National Interest, Ağustos 2020)

Rubin, o dönemde ABD’nin Sarraj yönetimiyle mesafeli durmasının bir hata olduğunu ve sükutun Türkiye ile İŞİD bağlantılarına göz yummak anlamına geldiğini belirtiyor. Bu durumun Libya’daki güç dengesini çarpıttığını ileri sürüyor.

Ege Denizi – Yunanistan & Türkiye

• “Is Turkey Following China’s Overfishing Model?” (MEF Observer, yaklaşık 2 ay önce)

Yukarıda da özetlenen yazısında Rubin, Türkiye’nin Ege’de aşırı avlanma yaparak Yunan balıkçılığını ekonomik olarak baskı altına alabileceğini, bu stratejinin kısa vadede gerginlik, uzun vadede ise deniz kaynaklarının azalmasına yol açabileceğini savunuyor.

• “Greece Must Match Turkey’s Aggressiveness” (AEI / Geopolitico, 28 Şubat 2025)

Rubin, Yunanistan’ın Türkiye karşısında diplomatik ve askeri olarak atak olması gerektiğini söylüyor. Deniz ve hava savunma sistemlerini modernize etmesi, uluslararası hukuk yollarını aktif şekilde kullanması gerektiğine vurgu yapıyor.

• “Turkey’s Maritime Mapping Push Undermines Eastern Mediterranean Stability” (MEF Observer, ~4 hafta önce)

Rubin, Türkiye’nin yeni deniz haritalama hamlesinin, Yunan adalarının tanımlı deniz yetki alanlarını fiilen geçersiz kıldığını ve bu durumun bölgesel istikrarı tehlikeye soktuğunu öne sürüyor. Bu haritaların stratejik ve hukuki savaşta kullanıldığını dile getiriyor.

Bu Yazıyı Paylaş
Yorum yapılmamış

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir