Mert Ünsal : Türkiye Ekonomi Politik Değerlendirmesi

Turk DEGS
Yazan: Turk DEGS
7 Dk. Okuma
7 Dk. Okuma

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kabine açıklamaları, Türkiye’nin 2028 yılına kadar yüksek gelirli ülke statüsüne kalıcı geçiş hedefini ortaya koymaktadır. Bu vizyon, kişi başına gelirin 21 bin dolara ulaşması ve ekonominin 1,9 trilyon dolarlık büyüklüğe erişmesiyle desteklenmektedir. Ancak bu hedefin gerçekleşebilmesi, enflasyonun tek haneli seviyelere indirilmesi, yapısal reformların uygulanması ve dış ticarette dengeli bir büyümenin sağlanmasıyla doğrudan ilişkilidir.

Türkiye İstatistik Kurumu verileri, hizmetler sektörünün büyümedeki lokomotif rolünü sürdürdüğünü göstermektedir. 2024 yılında hizmet ihracatı yüzde 11 oranında artmış, seyahat hizmetleri toplam ihracatın neredeyse yarısını oluşturmuştur. Avrupa Birliği, seyahat dışı hizmet ihracatında Türkiye için en önemli pazar olmayı sürdürmektedir.

İŞKUR İşsizlik Sigortası Fonu da 517,2 milyar TL’lik varlık büyüklüğüne ulaşarak finansal dayanıklılığını göstermiştir. Fonun ağırlıklı olarak devlet tahvillerinde değerlendirilmesi, kamu borçlanmasına likidite sağlarken, işgücü piyasasındaki kırılganlıklar için de önemli bir finansal tampon işlevi görmektedir.

Küresel ölçekte ise BRICS Zirvesi’nde ABD’nin tarifelerine karşı ortak bir tepki verilmesi, küresel ticaret düzeninde jeoekonomik ayrışmanın hızlandığını ortaya koymaktadır. Türkiye açısından bu gelişme, alternatif pazar ve ticari bloklara yönelme stratejisinin daha da önem kazanacağına işaret etmektedir.

Erdoğan’ın 1,9 trilyon dolarlık ekonomi ve tek haneli enflasyon hedefi, 2024 yılı itibarıyla kişi başına gelir artışı ve hizmet ihracatı performansına dayandırılabilir. Ancak mevcut döviz kuru seviyeleri (1 dolar = 41,23 TL; 1 avro = 48,23 TL), yüksek enflasyon baskısının sürdüğünü göstermektedir. Bu durum, hedeflenen fiyat istikrarı için para politikası ve yapısal reformların kritik rol oynayacağını ortaya koymaktadır.

Türkiye’nin cari dengesi üzerinde önemli bir kalem olan seyahat gelirleri 2024 yılında da güçlü katkı sağlamıştır. Ancak taşımacılık hizmetlerinin payının azalması, lojistik alanındaki rekabet gücü açısından dikkat çekici bir gerilemeye işaret etmektedir. Avrupa Birliği’ne yapılan 21,8 milyar dolarlık hizmet ihracatı, Türkiye’nin Avrupa ile entegrasyonunun devam ettiğini gösterirken aynı zamanda pazar çeşitlendirmesinin zorunluluğunu ortaya koymaktadır.

İşsizlik Sigortası Fonu’nun ulaştığı büyüklük, işsizlik dalgalanmalarına karşı finansal bir güvence oluşturmuştur. Ancak fonun yüzde 74’ten fazlasının devlet tahvillerinde tutulması, getiriler ve piyasa çeşitliliği açısından sınırlayıcıdır. Bu nedenle daha dengeli bir portföy yönetimi önerilebilir.

BRICS’in ABD tarifelerine karşı ortak tavrı, küresel ekonomik düzenin çok kutupluluğa doğru evrildiğini göstermektedir. Türkiye’nin bu süreçte hem Avrupa Birliği ile entegrasyonunu sürdürmesi hem de BRICS ve benzeri bloklarla pragmatik ilişkiler geliştirmesi stratejik açıdan önemlidir.

Sonuç olarak, Türkiye ekonomisi 2024 yılı itibarıyla hizmet ihracatında güçlü bir ivme yakalamış, işgücü fonlarında dayanıklılığını korumuş, ancak döviz kuru ve enflasyon kaynaklı kırılganlıkları sürdürmektedir. 2028 hedeflerinin başarısı, para politikasındaki kararlılık, dış pazar çeşitliliği ve küresel jeoekonomik dengelerin yönetilmesine bağlı olacaktır.

09.09.2025
Saygılarımla,

Küresel Siyaset ve Uluslararası İlişkiler Analisti

Kaynakça:

  • Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK). (2024). Dış Ticaret ve Hizmet İstatistikleri Raporu. Ankara: TÜİK.
  • İŞKUR. (2024). İşsizlik Sigortası Fonu Bülteni. Ankara: Türkiye İş Kurumu.
  • Cumhurbaşkanlığı. (2024). Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kabine Açıklamaları. Ankara.
  • BRICS Zirvesi Bildirgesi. (2024). Brezilya Devlet Başkanlığı Basın Ofisi.
  • TCMB. (2024). Güncel Döviz Kurları. Ankara: Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kabine açıklamaları, Türkiye’nin 2028 yılına kadar yüksek gelirli ülke statüsüne kalıcı geçiş hedefini ortaya koymaktadır. Bu vizyon, kişi başına gelirin 21 bin dolara ulaşması ve ekonominin 1,9 trilyon dolarlık büyüklüğe erişmesiyle desteklenmektedir. Ancak bu hedefin gerçekleşebilmesi, enflasyonun tek haneli seviyelere indirilmesi, yapısal reformların uygulanması ve dış ticarette dengeli bir büyümenin sağlanmasıyla doğrudan ilişkilidir.

Türkiye İstatistik Kurumu verileri, hizmetler sektörünün büyümedeki lokomotif rolünü sürdürdüğünü göstermektedir. 2024 yılında hizmet ihracatı yüzde 11 oranında artmış, seyahat hizmetleri toplam ihracatın neredeyse yarısını oluşturmuştur. Avrupa Birliği, seyahat dışı hizmet ihracatında Türkiye için en önemli pazar olmayı sürdürmektedir.

İŞKUR İşsizlik Sigortası Fonu da 517,2 milyar TL’lik varlık büyüklüğüne ulaşarak finansal dayanıklılığını göstermiştir. Fonun ağırlıklı olarak devlet tahvillerinde değerlendirilmesi, kamu borçlanmasına likidite sağlarken, işgücü piyasasındaki kırılganlıklar için de önemli bir finansal tampon işlevi görmektedir.

Küresel ölçekte ise BRICS Zirvesi’nde ABD’nin tarifelerine karşı ortak bir tepki verilmesi, küresel ticaret düzeninde jeoekonomik ayrışmanın hızlandığını ortaya koymaktadır. Türkiye açısından bu gelişme, alternatif pazar ve ticari bloklara yönelme stratejisinin daha da önem kazanacağına işaret etmektedir.

Erdoğan’ın 1,9 trilyon dolarlık ekonomi ve tek haneli enflasyon hedefi, 2024 yılı itibarıyla kişi başına gelir artışı ve hizmet ihracatı performansına dayandırılabilir. Ancak mevcut döviz kuru seviyeleri (1 dolar = 41,23 TL; 1 avro = 48,23 TL), yüksek enflasyon baskısının sürdüğünü göstermektedir. Bu durum, hedeflenen fiyat istikrarı için para politikası ve yapısal reformların kritik rol oynayacağını ortaya koymaktadır.

Türkiye’nin cari dengesi üzerinde önemli bir kalem olan seyahat gelirleri 2024 yılında da güçlü katkı sağlamıştır. Ancak taşımacılık hizmetlerinin payının azalması, lojistik alanındaki rekabet gücü açısından dikkat çekici bir gerilemeye işaret etmektedir. Avrupa Birliği’ne yapılan 21,8 milyar dolarlık hizmet ihracatı, Türkiye’nin Avrupa ile entegrasyonunun devam ettiğini gösterirken aynı zamanda pazar çeşitlendirmesinin zorunluluğunu ortaya koymaktadır.

İşsizlik Sigortası Fonu’nun ulaştığı büyüklük, işsizlik dalgalanmalarına karşı finansal bir güvence oluşturmuştur. Ancak fonun yüzde 74’ten fazlasının devlet tahvillerinde tutulması, getiriler ve piyasa çeşitliliği açısından sınırlayıcıdır. Bu nedenle daha dengeli bir portföy yönetimi önerilebilir.

BRICS’in ABD tarifelerine karşı ortak tavrı, küresel ekonomik düzenin çok kutupluluğa doğru evrildiğini göstermektedir. Türkiye’nin bu süreçte hem Avrupa Birliği ile entegrasyonunu sürdürmesi hem de BRICS ve benzeri bloklarla pragmatik ilişkiler geliştirmesi stratejik açıdan önemlidir.

Sonuç olarak, Türkiye ekonomisi 2024 yılı itibarıyla hizmet ihracatında güçlü bir ivme yakalamış, işgücü fonlarında dayanıklılığını korumuş, ancak döviz kuru ve enflasyon kaynaklı kırılganlıkları sürdürmektedir. 2028 hedeflerinin başarısı, para politikasındaki kararlılık, dış pazar çeşitliliği ve küresel jeoekonomik dengelerin yönetilmesine bağlı olacaktır.

09.09.2025
Saygılarımla,
Mert Ünsal
Küresel Siyaset ve Uluslararası İlişkiler Analisti

Kaynakça:

  • Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK). (2024). Dış Ticaret ve Hizmet İstatistikleri Raporu. Ankara: TÜİK.
  • İŞKUR. (2024). İşsizlik Sigortası Fonu Bülteni. Ankara: Türkiye İş Kurumu.
  • Cumhurbaşkanlığı. (2024). Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kabine Açıklamaları. Ankara.
  • BRICS Zirvesi Bildirgesi. (2024). Brezilya Devlet Başkanlığı Basın Ofisi.
  • TCMB. (2024). Güncel Döviz Kurları. Ankara: Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası.
Bu Yazıyı Paylaş
Yorum yapılmamış

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir