Mehmet Çağrı Kızıltaş yazdı
İran Türkiye’nin en kadim komşularından bir tanesidir. Mısır ile birlikte söz konusu 3 ülke, güneybatı Asya ve Avrasya’nın kilit taşı konumundadır. Emperyalist fiili işgalin önündeki en önemli dayanak noktalarıdır. İran, Türkiye’den önce Türkleşmiştir ve 20.yüzyılın başına kadar kesintisiz 1000 yıl Türk hanedanlar tarafından yönetilmiştir. Son yüzyıldır Türklere karşı yürütülen asimilasyon politikalarına rağmen İran nüfusunun halen bugün bile yarıdan fazlası Türk’tür. İran’daki en büyük Türk topluluğu Azerbaycan Türkleridir. İran’da İran Türkmeni, Horasanlı, Kaşkay gibi yerli ve büyük Türk toplulukları olmasına karşın, İran Türkü denilince Azerbaycan Türkleri anlaşılmaktadır ve İran Türkü Azerbaycan Türkü demektir. İran’ın kuzeybatısının büyük bölümü tarihi Güney Azerbaycan bölgesidir ve günümüzdeki Azerbaycan Cumhuriyeti’nin güney devamıdır. Güney Azerbaycan bölgesi İran’ın kâlbidir.
Nüfus ve yüz ölçüm olarak dünyanın en büyük ülkelerinden olan İran, eski Pers ve Türk tarihinin varislerinden birisidir. Nüfusu 92,42 milyon (Worldometer 2025) ve yüzölçümü de 1630848 km2’dir (Britannica Web Sitesi, 2025). Dünyanın en köklü ülkelerinden İran genç nüfusu, büyümeye devam eden ekonomisi, sağlam altyapısı, metropolleri ve onlarca büyük şehri dâhilinde gelişmekte olan ülkeler arasında yer almaktadır. İran, karasal komşuları olan Türkiye ve Pakistan ile mücavir alan komşusu olan Mısır’la beraber bölgenin en büyük siyasi güç havzasını oluşturur. Yerli savunma sanayinde 30 yıldır atılım içerisinde olan İran gelişen ulaştırma, kentleşme eğilimi ve eğitim seviyesine sahiptir.
Şekil 1’de İran’ın vilayetleri görülmektedir. Şekil 2’de İran kentlerinin nüfus yoğunluk haritası görülmektedir. Açık lejanttan koyu lejanta nüfus yoğunluğu artmakta olup görüldüğü üzere Güney Azerbaycan vilayetleri, Tahran ve diğer komşu Türk vilayetleri, İran’daki en yoğun nüfuslu bölgelerin çoğunluğunu oluşturmaktadır.

Şekil 1. İran’ın Vilayetleri
İran’ın coğrafyası, nüfusu, nüfus yoğunluğu, bitki örtüsü ciddi değişkenlikler gösterebilmektedir. Kuzey yarısı coğrafya, iklim ve şehirleşme başta olmak üzere birçok açıdan Türkiye ile benzerlikler göstermektedir. İran’ın kuzeybatı, batı, orta kuzey, orta batı bölümlerinde genellikle nüfus yoğunluğu oldukça yüksektir.

Şekil 3. İran’ın Kentleri Nüfus Yoğunluk Haritası (Worldometer, 2023)
İran yüzyıllarca, bugün ki Güney Azerbaycan bölgesinin kültürel merkezi olan Tebriz’den yönetilmiştir. Günümüzde Tebriz Türk Dünyasının en büyük merkezlerindendir. Türkiye için Marmara Bölgesi-Ege Bölgesi ne demekse, İran için de Güney Azerbaycan bölgesi coğrafya, nüfus, sanayi, jeopolitik, tarih ve daha birçok açıdan o demektir. Günümüzde bu durum İran rejiminin kimi politikalarının sonucu olarak kısmen zayıflatılmıştır. Ancak Güney Azerbaycan hâlen nüfus yoğunluğu ve ticari kapasite olarak İran’da en önde gelmektedir. İran başkenti Tahran’da nüfusun yarıdan fazlası Türk’tür. Başkent zaten Güney Azerbaycan doğal coğrafyasına sınırdır. Tahran’da ticari ve sosyal hayat Türklerin elindedir.
İran’ın geniş coğrafyası içerisinde sıra dağlar (Zağroslar ve diğer), ovalar, yeşil alanlar ve çöller bulunmaktadır. Değişken yapılı coğrafyasının yer yer engebeli hal arz ettiği sıklıkla görülmektedir. Hindistan ve Avrupa Birliği (AB) arasında mühim bir geçiş ve bağlantıyı oluşturur. Avrupa Birliği’nin (AB) önemli ve güneydoğu komşusu olan Türkiye’nin önemli ve güneydoğu komşusudur.
Yapılan ulaştırma/altyapı entegrasyon analizleri Türkiye’den Erzurum ve Van üzerinden İran’ın Güney Azerbaycan bölgesine ve oradan da Tahran’a ve de Hazar kıyısına kadar bir yüksek hızlı tren ağı yatırımını önermektedir. Şekil 3’te detaylar görülmektedir.

Şekil 3. YHT Önerilen Kentlerin Bulunduğu Bölgeler
Hazar kıyısı (Mazenderan ve Gilan illeri) İran’da hızla gelişen bir kentsel alandır. Benzer durum güneyde Buşehr kenti ve körfez kıyısı illerini içermektedir. İran Kürtlerinin çoğunluk olarak yaşadığı iki il, Kirmanşah ili ve Kürdistan ilidir. Kürdistan ili, Güney Azerbaycan bölgesi etkisi altındadır. Ve bölgesel olarak onun bir alt bölümü gibidir. Güney Azerbaycan bölgesi coğrafi olarak Kaşkay Türklerinin bölgesiyle birleşme noktalarına sahiptir. Ancak Kaşkay Türkleri içtimai hayatta dağınıktır. Selçuklu ve diğer Türk dönemlerinde önemli ve kadim bir Türk kenti olan ve büyük ölçüde Türkler tarafından kurulan İsfahan’da hâlen önemli bir Türk nüfusu vardır, daha fazlası ise Türk kökenli olduğunu bilen, asimile olmuş Türklerdir. İran Türklerinin İran’ın hemen her yerinde yerleşik olarak yaşadığı bilinmekle birlikte İran Türklerinin İran’da sanayileşen diğer önemli kentlere göç ettiği de anlaşılmaktadır. Öte yandan Hazar kıyısı illerinde nispi Türk nüfusu bulunmakla beraber Güney Azerbaycan’ın Hazar ve güneyi üzerinden İran’ın kuzeydoğusu ile birleştiği de bilinmektedir. İran’ın kuzeydoğusu ise Türkmensahra ve Horasan gibi Türk bölgelerinden oluşmaktadır.
İran’ın Tebriz, Tahran, Meşhed, Urmiye, Erdebil, Kereç, Hamedan, Şiraz gibi büyük kentlerinin hepsi Türk nüfus çoğunluklu veya yoğunlukludur.
İran’da son 15 yıldır muhtelif nedenlerle başkentin Tahran’dan başka bir yerleşime taşınması zaman zaman gündeme getirilmektedir. Bu noktada son dönemde Mekran ön plana çıkmaktadır. Mekran kenti, İran’ın en gelişmemiş kısmı olan güneydoğusunda, Belucistan ilinde bulunmaktadır. Basra körfezi ağzındaki bu kent İran için sosyo psikolojik birçok arka plana sahip görünmektedir. İran’da Tahran’ın aşırı yoğun nüfusu, hava kirliliği, su kaynaklarındaki azalmalar, deprem riski gibi nedenler ön plana çıksa da daha birçok sosyal, demografik, siyasi, askeri, istihbarı, etnik ve mezhebi gerekçe söz konusu olabilir. Bunlar:
- Belucistan ilindeki ayrılıkçı eğilimleri baskılamak
- Belucistan ilindeki gelişmemişliği ortadan kaldırırken, bizatihi devleti ve merkeziliği buraya taşımak.
- Uluslararası anlamda İran’ın Basra körfezine siyasi ve stratejik tahkimâtını arttırmak.
- Pakistan’a yaklaşmak
- Türkiye’den ve Türk dünyasından uzaklaşmak
- Başkenti İran’daki nadir ‘Türksüz’ bölgelerden birisine taşımak
- Indo-Aryan-Fars arayışlarına daha güçlü yatırım
- Belucistan’daki terörizmi kurutmak.
ve daha bir dizi neden sayılabilir.
Son dönemde nispi İran-Pakistan yakınlaşmasından söz edilebilir. Afganistan’da mevcut durumda bir Peştun devleti kurulmuştur. Hindistan’daki Müslüman azınlığın Pakistan ve Bangladeş demografik coğrafyası bağlamında ele alınması önemlidir. Mevcut Afganistan, güney Türkistan bölgesini (Afganistan’ın kuzey yarısı) bertaraf etmeye çalışırken, Pakistan ve İran, Çin’in Doğu Türkistan Özerk Cumhuriyeti politikalarını desteklemektedir.
Mevcut İran Rejimi, Şah dönemi kadar olmasa da İran Türklerine karşı olumsuz politikalar uygulamayı sürdürmüştür. Günümüzde İran’da Cumhurbaşkanlığı’na bir İran Türkü getirilmiştir. İran’da Türklerin kurucu vasfı aslında hiç değişmemiştir. İran Türklüğü teşkilâtlı olmak zorundadır. İran-İsrail gerilimi devam etmektedir, ABD deklerasyonlarından vazgeçmemektedir. İran’daki Arap azınlığın varlığı unutulmamalıdır ve Basra körfezindeki nüfus dağılımları gözden kaçırılmamalıdır. İran aryanist hedeflerinden vazgeçmeyecektir ve bunları ülkesi içerisinde ‘İrani’ telâkki ettiği Kürt ve Beluç gibi sunni gruplara teşmil etmeğe çalışacaktır. İran Kürtleri buna tarih boyunca rağbet etmemişlerdir. İran Kürtleri dahi tarihsel süreçte Türk eksenine yakın konumdadır. İran söz konusu ‘İrani sunni’ gruplara yönelik hedeflerinde İran Kürtleri üzerinde kısmi sonuç alabilir. İran rejimi mevcut hâlde Iran Türkleri ile iyi geçinmek durumundadır ve bunun farkında görünmektedir. Başkent bağlamında iddia edilen taşıma işi İran’ın kuzeyinde İran Türklerine ve Türklüğüne geniş bir alan ve strateji analizi gereği bırakmaktadır.

