Şafak Yıldırım: Karabağ Zaferi ve MİT: 2020 Dağlık Karabağ Savaşında Türk İstihbaratının Rolü Üzerine Teknik Bir Analiz

Turk DEGS
Yazan: Turk DEGS
6 Dk. Okuma
6 Dk. Okuma

Yazan: Şafak YILDIRIM

2020 sonbaharında Azerbaycan ile Ermenistan arasında gerçekleşen ve Azerbaycan’ın mutlak zaferiyle sonuçlanan II. Dağlık Karabağ Savaşı, birçok askeri analist ve stratejist tarafından modern savaş yöntemleri açısından yeni bir dönüm noktası olarak kabul edilmektedir. Bu savaşta Türkiye’nin Azerbaycan’a sağladığı askerî destek, özellikle Bayraktar TB2 başta olmak üzere silahlı insansız hava araçlarının (SİHA) etkin kullanımı sayesinde uluslararası medyada geniş yer bulmuştur. Ancak, savaşın sonucunu Azerbaycan lehine çeviren temel unsurlardan biri olarak Türk istihbaratının perde arkasında yürüttüğü faaliyetler genellikle yeterince incelenmemiştir. Bu çalışmada, Millî İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) savaş sürecindeki teknik katkıları ve sahadaki operasyonel faaliyetleri ayrıntılı olarak ele alınacaktır.

MİT’in Savaş Öncesi Dönemdeki Stratejik İstihbarat Hazırlığı

II. Karabağ Savaşı öncesinde Azerbaycan’ın bölgedeki teknik istihbarat kapasitesi, Ermenistan’a kıyasla nispeten sınırlıydı. Ancak Türkiye’nin desteği ile savaş öncesinde Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri’nin elektronik harp (EH) ve sinyal istihbaratı (SIGINT) alanındaki hazırlıkları önemli ölçüde güçlendirildi. MİT, Azerbaycan’a sadece teknik teçhizat değil, aynı zamanda EH ve SIGINT operasyonları konusunda stratejik danışmanlık da sağladı. Özellikle savaş öncesinde Ermeni ordusunun cephe hatlarına yakın bölgelerdeki haberleşme ağlarını ve radar konumlarını tespit etmek için yüksek hassasiyetli dinleme ve kestirme sistemlerinin Azerbaycan’a kurulduğu açık kaynak raporlarına yansımıştır.

Savaş Sürecindeki Teknik İstihbarat Destekleri

Uydu Görüntüleme ve Gerçek Zamanlı Hedefleme Desteği

MİT’in Karabağ savaşı süresince Azerbaycan’a sağladığı kritik desteklerin başında gerçek zamanlı uydu görüntüleriyle yapılan hedef tespiti gelmektedir. Azerbaycan ordusunun Bayraktar TB2 SİHA’larıyla vurduğu Ermeni hava savunma sistemleri, füze bataryaları ve zırhlı araçların konumları, büyük oranda MİT tarafından sağlanan uydu ve hava gözetleme verileriyle belirlendi. Bu bağlamda, Göktürk-1 ve Göktürk-2 uydularından alınan yüksek çözünürlüklü görüntülerin savaş esnasında Azerbaycan’a anlık iletilerek Ermeni mevzilerinin etkili şekilde imha edilmesinde rol oynadığı bilinmektedir.

Elektronik Harp (EH) ve Sinyal İstihbaratı (SIGINT) Operasyonları

Savaş sırasında Ermeni ordusunun komuta-kontrol ve haberleşme altyapısı, MİT destekli elektronik harp operasyonlarıyla ciddi şekilde sekteye uğratıldı. Ermeni komutanların sahadaki birliklerle iletişiminde sık sık yaşanan kesintiler ve karıştırmalar, sahada koordinasyon eksikliğine ve birliklerin moral olarak çökmesine sebep oldu. Ayrıca sinyal istihbaratı kapsamında Ermeni birliklerinin telsiz ve mobil haberleşme ağları düzenli olarak dinlendi; elde edilen kritik bilgiler Azerbaycan tarafına aktarılarak operasyonlarda hedef tespiti ve önleyici hamlelerde kullanıldı.

Örneğin, savaşın ilk haftalarında Ermenistan’ın S-300 hava savunma sistemlerinin konuşlandığı bölgeler, bu yöntemlerle tespit edilerek SİHA’larla etkisiz hale getirildi. Bu, hava sahasının kısa sürede Azerbaycan kontrolüne geçmesinde belirleyici rol oynamıştır.

Operasyonel Koordinasyon ve Sahadaki Etkinlik

Teknik istihbarat kapasitesinin yanı sıra MİT, Azerbaycan ordusunun savaş sırasındaki taktik ve operasyonel planlamalarında aktif rol üstlendi. Ermenistan ordusunun taktik hamlelerini önceden tahmin etmek ve karşı hamleleri planlamak amacıyla sahadan toplanan istihbarat, Azerbaycan’a gerçek zamanlı olarak aktarıldı. Böylece Azerbaycan birlikleri, Ermeni kuvvetlerinin karşı saldırılarına yönelik erken uyarı avantajı kazandı ve bu sayede birçok çatışmada üstünlük sağladı.

Rusya Dış İstihbarat Servisi (SVR) Başkanı Sergey Narişkin’in savaş sırasında yaptığı açıklamada Türk istihbaratının sahadaki faaliyetlerinin farkında olduklarını belirtmesi, bu koordinasyon faaliyetlerinin uluslararası istihbarat örgütlerinin de dikkatini çektiğinin bir kanıtıdır. Narişkin’in beyanları, MİT’in sahadaki etkinliğinin boyutlarını dolaylı da olsa teyit etmektedir.

İddialar ve Gerçekler: Muhalif Savaşçı Transferi Tartışması

Savaş sırasında, Türk istihbaratının Suriye’den savaşçı transferi yaptığı iddiaları Ermenistan ve bazı uluslararası basın organları tarafından sıkça gündeme getirildi. Türkiye bu iddiaları resmi olarak reddetti. Ancak iddiaların sürekli gündeme gelmesi bile MİT’in bölgedeki etkinliği ve faaliyetlerinin uluslararası alanda yakından izlendiğinin bir göstergesidir. Rus istihbaratının da konuyla ilgili yorum yapması, Türk istihbarat faaliyetlerinin bölgedeki önemini ve etki gücünü bir kez daha ortaya koymuştur.

Karabağ Sonrası Türkiye-Azerbaycan İstihbarat İşbirliği

Karabağ zaferi sonrası Türkiye ile Azerbaycan arasındaki stratejik ortaklık Şuşa Beyannamesi ile resmi düzeye çıkarıldı. 15 Haziran 2021 tarihli bu anlaşmada, savunma işbirliğinin yanı sıra istihbarat paylaşımı ve ortak operasyonların yapılması açıkça belirtildi. Bu anlaşma, Türkiye ve Azerbaycan’ın herhangi bir tehdit durumunda karşılıklı askeri destek sağlamasını ve istihbarat alanındaki işbirliğini kurumsallaştırdı.

2022 yılında Bakü’de gerçekleştirilen Türkiye ve Azerbaycan istihbarat başkanları toplantısında, terörle mücadele ve kontra-espiyonaj alanlarında ortak çalışmalar yürütülmesine karar verildi. Bu gelişme, Karabağ’da test edilen istihbarat işbirliğinin kalıcı hâle geldiğinin ve bölgesel istikrar açısından önemli bir gelişme olduğunun altını çizmektedir.

II. Dağlık Karabağ Savaşı’nda Azerbaycan’ın askerî zaferinde, Türkiye’nin MİT üzerinden sağladığı istihbarat desteğinin kritik bir rol oynadığı açıktır. Savaş esnasında teknik istihbarat kapasitesinin ve gerçek zamanlı hedef tespitinin etkin kullanımı, savaşın sonucunu doğrudan etkilemiştir. Elektronik harp ve sinyal istihbaratı operasyonları, Ermeni birliklerinin komuta yapısını çökertirken, sahadaki istihbarat paylaşımları Azerbaycan ordusuna önemli taktik avantajlar sağlamıştır.

Bu bağlamda Türk istihbaratının rolü, sadece savaşın teknik boyutuyla sınırlı kalmamış, aynı zamanda bölgesel jeopolitik dengeleri de Türkiye lehine değiştiren stratejik bir etkiye sahip olmuştur. Karabağ Zaferi, Türkiye’nin Türk dünyasındaki liderlik rolünü güçlendirmiş, MİT’i bölgesel dengeleri değiştirebilecek güçte bir istihbarat teşkilatı konumuna taşımıştır. Sonuç olarak, Karabağ örneği Türk istihbaratının askerî zaferler üzerindeki teknik ve stratejik etkisini açıkça ortaya koymaktadır.

Bu Yazıyı Paylaş
Yorum yapılmamış

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir