ALİ MERDAN TOPÇUBAŞI Adını, Gürcü kralının hizmetinde topçuluk yapan dedesi Ali Merdan Bey’den; soyadını da yine dedesinin üstlendiği bu görevden alan Ali Merdan Topçubaşı, Mayıs 1863’te Tiflis’te doğdu. Ailesi gibi kendisi de Tiflis’in tanınan isimlerindendi. Liseyi bitirdikten sonra, çocukluğunu geçirdiği Tiflis’ten ayrılıp Petersburg’ta hukuk tahsili aldı. Üniversite yılları okuldan atılma tehlikesiyle karşılaşacak kadar hareketli geçse de nihayet birincilikle mezun olup Tiflis’e geri döndü. Burada hâkim asistanlığı, kâtiplik, avukatlık gibi işler yaptı; hukuk dersleri verdi ve bu sırada basında yazılar yazmaya devam etti. 1896’da taşındığı Bakü’de de toplumsal faaliyetleriyle kısa zamanda öne çıktı. Bir yandan avukatlık yapıp bir yandan basında yazmaya devam ederken 1897’de Bakü Duma’sına seçilmesiyle yerel yönetimde de etkin bir şekilde çalıştı. 1898 yılında, uzun müddet Azerbaycanlıların Bakü’deki tek yayın organı olacak “Kaspi” gazetesinin editörlüğünü yapmaya başladı ve yazılarını da burada devam ettirdi. 1900’de çıktığı uzun Avrupa gezisi boyunca buradaki gelişmeleri takip etmekle beraber pek çok aydınla da görüşmeler gerçekleştirdi. 1901’de, Bakü’de açılan ilk Rus-Müslüman Kız Okulu’nun mütevelli heyetinde bulunup kızların eğitim alması meselesi ile ilgilendi. Toplum sorunlarını her yerde ve pek çok şekilde dile getiren büyük bir aydın olarak, onun her daim en çok üzerinde durduğu konu eğitimdi. Eğitim kurumları, yöntemleri, kadınların eğitimi gibi birçok meseleyi en zor koşullar altındayken dahi ele aldı. Bu konuda Gaspıralı İsmail Bey gibi yeniliği savunuyor; eğitimin yanında dinî ve sosyal kurumların da reformunu gerekli görüyordu. Yine en karmaşık devirlerde, hatta hapiste dahi dünyadaki gelişmeleri takip etmeye devam etti. Tüm süreçlerde Ahmet Ağaoğlu, İsmail Gaspıralı gibi başka Türk aydınlarıyla iletişimde olup birbirlerine tavsiyelerde bulundular. 1902’de bu görevi alan ilk Müslüman-Türk olarak Bakü Duma’sına başkan seçildi. Azerbaycan toplumunun faydasına yönelik sosyal kurumları destekledi, halkın taleplerini içeren dilekçeler hazırladı. Çalışmalarında yalnız Azerbaycan’ın değil, Rusya’daki tüm Müslüman ve Türklerin de yararını gözetti. Bu doğrultuda görüştüğü İsmail Gaspıralı gibi aydınlarla Rusya Müslümanları Kongresi fikrini paylaştı ve Nijni Novgorod’da yapılan ilk kongre ile sonraki 4 kongrenin başkanlığını yaptı. Kongrelerin devamında “Rusya Müslümanları İttifakı” adlı bir siyasî parti kurulmasına karar verildi. Partinin tüzüğünü de Ali Merdan Bey hazırladı. 1905 Rus İhtilali sürecinin yarattığı karışık ortam ve maruz kalınan baskılara rağmen Rusya Müslümanlarının örgütlenmesi çalışmalarına devam etti. Rus Devrimi sonrası kurulan yeni Duma’ya Bakü milletvekili olarak seçildi ve meclisteki Müslüman grubun liderliğini yaptı. 1906’da Çar’ın Duma’yı kapatması üzerine yapılan protestolarda yer alması sebebiyle meclis üyeliğinden çıkarıldı, basın-yayın haklarından alıkonularak Petersburg’da 3 ay hapse mahkûm edildi. Ancak hapis hayatı da onun çalışmaya ara vermesine engel olmadı. Bu üç aylık süreçte çeşitli konulardan 50’ye yakın kitap okudu, eğitim üzerine fikirler geliştirdi ve pek çok yasa tasarısı ortaya koydu. Çıktıktan sonra ise şehirde kalarak Duma üyesi olmasa da meclisteki Müslümanlar ile müzakereye devam etti, onlar için önemli belgeler ve yasa tasarıları hazırlayarak çalışmalara dışarıdan dâhil oldu. Ayrıca Rusya Müslümanlarını teşkilatlandırmak için Sibirya dâhil pek çok bölgeye seyahat ederek Müslüman halkın sorunlarını bizzat dinledi. Buralarda toplantılar da yapıp Müslüman bürolarının kurulmasına öncülük etti. Uzun sayılabilecek bir aradan sonra Ali Merdan Bey, Bakü’ye geri döndüğünde siyasî faaliyeti ve basın hayatı kısıtlanmış, üstelik polis ve jandarma tarafından sıkı bir takibe alınmış halde, lideri konumuna yükseldiği Müslüman hareketine devam etme çabası içindeydi. 1914 güzünde Osmanlı Devleti’nin İtilaf Devletleri’nin karşısında Cihan Harbi’ne girmesi Rusya Müslümanları üzerindeki baskının artmasına neden oldu. Rusların ve Ermeni çetelerinin gerçekleştirdiği katliamları araştırıp raporlar hazırlamak üzere Kars, Batum gibi kentleri ziyaret etmek suretiyle savaş koşullarında Müslümanların haklarını savunmaya çalıştı. 1917 Şubat Devrimi sonrası kurulan Geçici Hükümet dönemindeki karışık havada Azerbaycan’ın devletleşme yolunda örgütlenmesine katkıda bulundu. Bakü’de kurulan Millî Komite’nin liderliğini ve Kafkas Müslümanları Kongresi’nin başkanlığını üstlendi, koordinasyonlarını sağladı. Bu günlerde Rusya Kurucu Meclisi’ne milletvekili olarak seçildi ancak Bolşeviklerin Geçici Hükümet’i devirmesi sonucu, seçilen vekiller Transkafkasya Seymini (Güney Kafkasya Parlamentosu) oluşturdu. 1918 Mart’ında Bakü Bolşevikleri ile Ermenilerin, Müslüman-Türklere yönelik bir katliam daha gerçekleştirdiği esnada Ali Merdan Bey de tutuklanıp hapsedildi. Onun henüz hapiste olduğu 28 Mayıs 1918 tarihinde Seym’deki Azerbaycan vekilleri “Azerbaycan Demokratik Respublikası”nı (ADR) ilân ettiler. Bakü’yü kurtarmak üzere Osmanlı Devleti’nden gönderilen Kafkas İslâm Ordusu şehre gelince Ali Merdan Topçubaşı bir fırsat bulup esaretten kaçtı. Gence’ye ulaştığında elçilik göreviyle İstanbul’a gönderildi. Burada gerek Osmanlı diplomatlarıyla gerekse İtilaf Devletleri temsilcileri ile Azerbaycan’ın tanınmasına yönelik görüşmeler yaptı. O İstanbul’da iken Azerbaycan’da önce dış işleri bakanı olarak atandı, sonra devlet başkanı seçildi. Azerbaycan’ın Paris Barış Konferansı’na göndereceği heyetin başkanlığı da kendisine verilen Topçubaşı, burada da Azerbaycan’ın bağımsızlığının tanınmasını sağlamak adına diplomatik temaslarına devam etti. Aralıksız girişimlerinin sonucu olarak ADR, İtilaf Devletleri tarafından de-facto (fiilî) olarak tanındı. Ancak sadece birkaç ay sonra, Rusya iç savaşını kazanan Bolşevikler tarafından bir kez daha işgal edildi. Bundan sonra Topçubaşı, hayatını Fransa’da geçirdi. Burada ülkesini temsilen diplomatik faaliyetlerine devam etti, işgale karşı protesto düzenledi, Avrupa’daki diğer muhacirleri örgütledi, kurumlardan destek aradı. Ne yazık ki Batı, Sovyetleri tanıdı ve bu anlamda çabaları sonuçsuz kaldı. Ali Merdan Bey, ömrünün sonuna dek vatanına dönemeyecekti ancak son nefesine kadar Azerbaycan’ın tarihini anlatmayı, kültürünü tanıtmayı sürdürdü; muhacir soydaşlarını istiklâl fikri etrafında toplamaya çalışmaktan hiç vazgeçmedi. Sürgün hayatında diğer muhacir hükümet temsilcileriyle de bağlantı kurup çalışmaya devam etti. 1930’larda Almanya’da nasyonel-sosyalistlerin iktidara gelmesinden sonra Kafkasya devletleri arasında bir “Kafkasya Konfederasyonu” kurulması fikri ortaya çıktı. Ermenistan’ın Azerbaycan ve Gürcistan’dan toprak talebi, Lozan’ın tanınmamasını şart koşması gibi sebepler müzakere sürecini uzattı. Nihayet, Ermenilerle görüşmeler kesilerek 1934 yılının temmuz ayında imzalanan Kafkasya Konfederasyon Paktı’nda Azerbaycan Cumhuriyeti adına Mehmet Emin Resulzâde ile birlikte Ali Merdan Topçubaşı’nın imzaları bulunuyordu. Ali Merdan Bey, ardında Sovyetler’e verilmemesini vasiyet ettiği binlerce belgelik bir arşiv bırakarak Kasım 1934’te vefat etti.

