Trump’ın Ukrayna İştahı
Şafak Yıldırım yazdı…

Ukrayna sathında açıkçası çok büyük gelişmeler olmuyor. Eski ateşli çarpışmalar yerini daha istikrarlı çatışmalara bıraktı. Ukrayna’nın savaşı kazanma umudu kalmadı denebilir. Kursa da işler istedikleri gibi gitmiyor, elde ettikleri topraklar giderek küçülüyor ve asker kayıpları yaşanıyor. Rusya ise daha çok Pokrov bölgesine odaklanmış durumda ve orada ilerlemeye çalışıyor. Yani Donbas’taki hedeflerini tamamlamaya yönelik bir strateji izliyor. Kışın gelmesiyle birlikte hava koşulları da savaş üzerinde etkili olmaya başladı. Bunun yanı sıra Trump faktörü de gündemde. Onun başkan olması beklentisi ve bazı belirsizlikler durumu daha da karmaşık hale getiriyor. Şu an Ukrayna Savaşı’nda 1077. güne girilmiş durumda ve savaşın üçüncü yılı dolmak üzere.
Trump, savaşın başında gelir gelmez 24 saat ya da birkaç gün içinde bitireceğini vaat etmişti. Ancak savaş dördüncü yılına girmek üzere. Dolayısıyla Trump’la birlikte savaşın hemen bitmeyeceği anlaşılıyor. Tek teselli, 2025 yılı içinde savaşın sona ereceğine dair ümitlerin hâlâ taze olması. Fakat Trump’ın sözleri ve davranışları öngörülmesi kolay biri olmadığını gösteriyor. Ukrayna Savaşı konusunda da aynı belirsizlik devam ediyor. Trump, Ukrayna’yı ne kadar umursuyor ya da Rusya’yı nasıl konumlandırıyor, bu net değil. “Önce Amerika” politikası çerçevesinde hareket ettiğini belirtiyor ve Amerika’nın çıkarlarını her şeyin üstünde tutuyor. Ukrayna’nın dünya çapında büyük öneme sahip madenleri bulunuyor. Eğer Ukrayna, petrol fışkıran bir ülke olsaydı, Trump belki de bu savaşın en büyük destekçisi olabilirdi. Olaylara tamamen bir ticaret anlaşması gibi bakıyor. Bugün Ukrayna Savaşı’na dair birkaç önemli gelişmeye göz atacağız. Cephedeki duruma bakacağız, Trump’ın yaptığı bir teklifi ele alacağız ve Amerika’nın Ukrayna’ya silah sevkiyatını kısa süreliğine durdurup tekrar başlatmasının ne anlama geldiğini değerlendireceğiz.
Trump, iş adamı kimliğini her fırsatta ön plana çıkaran biri. Onun için her şey bir pazarlık konusu olabilir. Son olarak, Ukrayna’ya yapılacak yardımlar karşılığında, özellikle elektronik endüstrisinde kullanılan nadir elementlerin Amerika’ya verilmesini talep etti. Trump’ın istediği anlaşma, Ukrayna’nın bu madenlerin işletmesini Amerikalılara bırakmasını veya başka ayrıcalıklar sunmasını içeriyor. Yani “Ben sana silah veririm ama karşılığında ne alacağım?” diye soruyor. Amerika, Ukrayna’ya para değil, daha çok silah yardımı yapıyordu. Bu silahlar da Amerika’da üretiliyor ve Amerikan sanayisi için bir kazanç sağlıyordu. Trump, Ukrayna’nın madenlerinin ABD’nin güvenliği için önemli olduğunu ve bu madenler karşılığında yardım yapılmasının iki taraf için de avantajlı olacağını belirtti. Ukraynalılar da bu anlaşmaya sıcak bakıyor gibi görünüyor. Trump, “100 milyarlarca dolar yatırıyoruz, Ukrayna da çok değerli nadir elementlere sahip. Bu elementlerin güvenliğini sağlamak için onlarla bir anlaşma yapmak istiyorum” dedi. Ancak detay vermekten kaçınıyor ve sadece “Bu saçma savaşı bitireceğiz” diyerek açıklamalarını tamamlıyor.
Askeri yardım karşılığında Ukrayna’nın madenlerini öneren ilk kişi ise Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski olmuştu. Ekim ayında, çaresizlik içinde Trump’a bir teklifte bulunmuştu. Zelenski, “Bize yardımları yapın, gerekirse kredi olarak verin, gerekirse de Ukrayna’daki madenleri teminat sayalım” demişti. Görünen o ki, Trump bu fikre sıcak bakıyor. Bu teklife ilk tepki Almanya’dan geldi. Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Trump’ın önerdiği anlaşmayı “bencilce” ve “ben merkezli” olarak nitelendirdi. Scholz, Ukrayna’nın madenlerinin ülkenin yeniden inşası için kullanılması gerektiğini ve başka bir ülkeye devredilmemesi gerektiğini söyledi. Bir diğer önemli gelişme ise Reuters haber ajansından geldi. Amerika’nın Ukrayna’ya silah sevkiyatını birkaç günlüğüne tamamen durdurduğunu, ancak hafta sonu tekrar başlattığını duyurdu. İsmi belirtilmeyen kaynaklara göre, Trump yönetimi Ukrayna yardımlarıyla ilgili bir karar vermeden önce sevkiyatları askıya almış, fakat sonrasında tekrar başlatmıştı. Washington’daki bazı uzmanlara göre, yardımların tamamen kesilmesi Ukrayna’yı cephede zor bir duruma sokacak ve müzakere masasında Ukrayna’nın elini zayıflatacaktır. Bu yüzden Amerika, yardımları sürdürmek istese de Trump, yapılan yardımların karşılığını garanti altına almak istiyor.
Ukrayna tarafında ise durum giderek zorlaşıyor. Rus dron saldırıları ve bombardımanlar nedeniyle Ukrayna birlikleri sıkıntılı günler geçiriyor. Tedarik yollarındaki eksiklikler ve azalan yardımlar, Ukrayna’nın savunmasını zorlaştırıyor. Cephede savaşın kaderi Pokrov ve çevresinde şekilleniyor olabilir. Ukrayna birlikleri, doğu Donetsk bölgesindeki önemli ulaşım hatlarını ve istasyonları kaybetmeye devam ediyor. Rus birlikleri ilerledikçe Putin, müzakere masasına oturmaya yanaşmıyor ve yeni şartlar öne sürüyor. Rusya, zaman kazanarak avantaj elde etmeye çalışıyor ve Batı’nın elinde Rusya’yı masaya oturtacak önemli bir araç bulunmuyor. Cephede Rus ordusu, şehirlere doğrudan saldırmak yerin daha geniş bir yay çizerek kuşatma hareketleri yapıyor. Bu taktikle yüksek tepeleri kontrol altına aldılar ve Ukrayna’nın lojistik hatlarını hedef alarak ilerlemeye devam ediyorlar. Son günlerde kötü hava koşulları da Rusya’ya avantaj sağladı. Ukrayna, gözetleme dronlarını etkin şekilde kullanamazken, Ruslar yeni işgal ettikleri alanları daha da genişletti. Ukrayna askerleri, yeterli silah ve mühimmat bulunmadığını belirtiyor. Savunma hatları bazı noktalarda zayıflıyor. Rus ordusu, geçtiğimiz ocak ayında 430 kilometrekarelik bir alanı ele geçirdi. Aralık ayında bu rakam 476 kilometrekareydi. Kasım ayında ise Ruslar 725 kilometrekarelik Ukrayna toprağını ele geçirmişti. Ocak ve aralıktaki düşüşün kış şartlarından kaynaklandığı düşünülüyor.
Trump faktörünün savaşı nasıl etkileyeceği belirsiz. Savaşın yavaşlamış gibi görünmesine rağmen, Rusların ilerleyişi devam ediyor. Eğer Amerika, Ukrayna’ya yardımları tamamen keserse, Rus birlikleri hızlı bir şekilde ilerleyebilir ve savaşın geri dönülemez bir noktaya gelmesine yol açabilir. Rusya, ekonomik yaptırımların kaldırılmasını ve Ukrayna’daki kazanımlarının kabul edilmesini istiyor. Trump başkan seçildiğinde savaşın hızla biteceği düşünülmüştü. Ancak şu ana kadar Trump, Rusya’yı zorlayan politikalarını sürdürmeye devam etti. Cephede Ukrayna’nın direnmesi kritik bir öneme sahip. Eğer yardımlar kesilirse, Rusya’nın sahadaki ilerleyişi hızlanabilir. Bahar ayları ve yaz geldiğinde, Rusya savaş alanında üstünlük sağladıktan sonra müzakere masasına oturmayı hedefliyor. Ancak bu durumda talepleri daha da artacaktır. Bugün Ukrayna cephesindeki son gelişmeleri değerlendirdik. Yeni gelişmeler oldukça analiz etmeye ve sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz. Bir sonraki yayında görüşmek üzere, sağlıcakla kalın.