Osmanlı Askeri Teşkilatının Öncü Kuvveti: Akıncılar

Turk DEGS
Yazan: Turk DEGS 3 Dk. Okuma
3 Dk. Okuma

Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan itibaren önemli bir askerî unsur olan Akıncılar, sınır boylarında düşman topraklarına ani baskınlar düzenleyen hafif süvari birlikleri olarak görev yapmışlar ve Osmanlıların kısa sürede beylikten devlete geçişini sağlayan en önemli ve seçkin bir kuvvet olarak öne çıkmışlardır.

Akıncıların Osmanlı Devleti’ndeki kuruluş tarihçeleri devletin kurucusu Osman Gazi dönemine dayanmaktadır. Bilinen ilk akıncıların Osman Gazi’nin yoldaşları olduğudur. Zamanla Osmanlı Devleti’nde Mihailoğulları, Evrenesoğulları, Turhanoğulları ve Malkoçoğulları adıyla bilinen meşhur akıncı aileleri ortaya çıkmıştır.

Akıncı olmanın şartları vardı. Bunlar arasında en önemlisi Osmanlı Türk’ü olmaktı. Akıncı beyleri, istediklerini ocağa alır, istediklerini çıkarırlardı. Dîvân-ı hümâyûn bu işe hiç karışmazdı. Seri hareket, harikûlade süvarilik, fevkalâde silâhşörlük vasıfları olmayan, akıncılığa kabul edilmezdi. Ayrıca Akıncı beyleri doğrudan padişaha bağlı olduklarından birçok yetkiye sahiptiler. Akıncı beylerinin rütbeleri de sancakbeyi derecesindeydi.

Türk askerî teşkilatında tarihten süregelen onlu sistem uygulaması akıncılar birlikleri içinde geçerli olmuştur; Akıncı birliklerinde on akıncıya onbaşı, yüz akıncıya subaşı, bin akıncıya da binbaşı kumanda etmiştir. Bu kumanda zincirini, bütün kuvvetlerin başında olan akıncı beyi tamamlamıştır. Bir harekâtın akın ismini alabilmesi için o sefere akıncı beyinin mutlaka katılması gerekmiştir. Akıncılar, merkezî bir tarzda idare olunmayıp sınır boylarında ocaklar hâlinde teşkilatlanmışlardır.

 Akıncıların en önemlilerini dalkılıç ve serdengeçti adı ile anılan fedaî kısmı oluşturmuştur. Bunların düşman içine dalmak ve kuşatma altındaki kaleye girmek gibi çok zor görevleri olmuş ve geri dönme ihtimâlleri nerede ise hiç olmamıştır.  Bunların bu şekilde gözü kara olmaları içlerindeki vatan sevgisi, yüreklerindeki kızılelma ülküsü ve Allah yolunda cihad etme arzusundan kaynaklanmıştır.

Osmanlı Devleti’nin genişlemesinde Akıncıların rolü büyük olmuştur. Sınır boylarında gerçekleştirdikleri baskınlarla düşman topraklarında sürekli bir tehdit oluşturmuşlar ve düşmanın savunma hattını zayıflatmışlardır. Bu sayede Osmanlı ordusunun ana kuvvetleri için güvenli bir geçiş sağlamışlardır. Ayrıca, düşman topraklarındaki zenginlikleri yağmalayarak Osmanlı ekonomisine katkıda bulunmuşlardır.

Osmanlı Devleti’nin büyümesinde ve genişlemesinde önemli rolü olan Akıncılar, 1595 Eflak seferine kadar etkin bir güç olmuşlardır. Ancak 1595 yılındaki bu seferde birçok canını şehit veren Akıncı teşkilatının sayısı gittikçe azalmış ve 1625 yılındaki kayıtlara göre sayılarının üç bine kadar düştüğü görülmüştür.

Osmanlı Devleti’nin ordu yapılanmasında Türk soylu askerî teşkilatının en önemli kısmını oluşturan Akıncıların tarih boyunca isimleri ve yaptıkları hiç unutulmamış; destanlara, hikâyelere, şiirlere, dizi ve filmlere konu olarak günümüze kadar gelmiştir. Kahraman akıncılar olarak tarihe geçen bu teşkilatın bütün mensupları Türk milletinin hafızasından ve gönlünden asla silinmeyecektir.

Bu Yazıyı Paylaş
Bir yorum bırakın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir