SABAHATTİN İSMAİL : TÜRKİYE, CAYDIRICI EYLEM PLANI YAPIP UYGULAMALI

Turk DEGS
Yazan: Turk DEGS 6 Dk. Okuma
6 Dk. Okuma

TÜRKİYE, CAYDIRICI EYLEM PLANI YAPIP UYGULAMALI

SABAHATTİN İSMAİL

Rum Savunma Bakanı Palmas, Yunanistan’da yayın yapan RealNews gazetesine verdiği mülakatta Baf’taki Andreas Papandreou Hava Üssü ile Limasol yakınlarındaki Mari’de (Tatlısu) inşaası süren Evangelos Florakis Deniz Üssü’nün ABD, Avrupa Birliği, İsrail, Mısır, Ürdün ve diğer dost ülkelerin kullanımına açılacağını söyledi
İsrail’in Baf’taki hava üssünde ayrıcalıklı olacağını söyleyen Palmas, uzaklığı nedeniyle Yunanistan’ın Güney Kıbrıs’ı desteklemesinin zor olduğunu belirterek şöyle konuştu:
“Yunanlılar kardeşimiz olabilir ama İsrail yanıbaşımızdadır. Üç dakika içinde Kıbrıs’a gelebilirler.”
Palmas, güneye gelen ABD Hava Kuvvetleri’ne bağlı 435. Acil Müdahale Destek Filosu’ndan bir değerlendirme ekibinin yaptığı incelemeler sonucu Andreas Papandreou Hava Üssü’nün ihtiyacı olan ek yatırımı belirlediğini, üssün, 14 milyon euro yatırımla NATO standartlarına yükseltileceğini, bu paranın ABD tarafından karşılanacağını ve projenin 20 ay içinde biteceğini belirterek şöyle konuştu:

  • “Amacımız ortaklarımızla, Amerikalılarla ve NATO’ya üye dost ülkelerle askeri işbirliği yapmak ve NATO uygulamalarından faydalanmaktır. İşbirliği NATO’ya tam üye olmayı başardığımızda daha da iyi olacak.”
    Baf’ta genişletilen hava üssünü savunmak için kurulacak hava savunma sistemlerinin Kıbrıs’ın tamamını içine alacak bir hava savunma şemsiyesi oluşturacağını aktaran Palmas, “Andreas Papandreou Hava Üssü’ne yapılacak yatırımla mevcut pist genişletilerek uzatılacak, daha büyük kontrol kulesi ve yeni binalarla korunaklar yapılacak. Böylece üssü hem daha büyük savaş uçakları kullanacak, hem de daha fazla uçak barındırılacak

BÜYÜK TEHDİT

Bu durum, Türkiye ve KKTC’nin güvenliği için büyük bir risk ve tehdit yaratacaktır. Komşu ülkelere kurduğu üslerle Türkiye’yi 3 taraftan kuşatan ABD, İsrail ile birlikte Güneye de üslenerek Türkiye’yi güneyinden de kuşatmış olacaklar, Doğu Akdeniz’e hakim olacaklar, bölgedeki zengin enerji kaynaklarına çökecekler, KKTC ‘deki Türk kolordusu için büyük bir tehdit yaratacaklar.
Özellikle Baf hava üssü ile MARİ Deniz üssü’ne yerleştirilecek hava savunma sistemleri ile, Ankara’ya kadar olan tüm hava üslerimizden kalkacak Türk savaş uçaklarını, daha Akdeniz’e ulaşmadan vurma imkanı elde edecekler..

GARANTİ ANLAŞMASINA AYKIRI

ABD, AB, İsrail’in güneyde üslenmesi 1960 Garanti ve İttifak Anlaşmalarının bir kez daha çiğnenmesi anlamına gelir.
Garantör ülke olan Türkiye ve adanın sahibi 2 eşit halktan biri olan, 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurucu ortağı Kıbrıs Türk Halkı adına KKTC, bu saldırganlığa çok sert tepki göstermeli. Anlaşmalara göre buna hakkımız ve yetkimiz var
TC-KKTC, Garanti ve İttifak Anlaşmalarının çiğnenmesine asla göz yummamalı, bu saldırganlığı seyretmekle yetinmemeli
Ne yazık ki, Rum yetkililerin yaptığı bunca resmi açıklamaya karşın, şu ana kadar Türkiye ve KKTC’den gereken çok sert bir tepki ortaya konmadı, Garanti Anlaşmasının ihlaline yanıt teşkil edecek siyasi ve askeri önlemler açıklanmadı

NELER YAPILABİLİR?

TC-KKTC, bir an önce, ABD, AB, İsrail, Fransa’nın güneyde askeri üslenmesine yanıt teşkil edecek caydırıcı bir siyasi ve askeri eylem planı belirlemeli ve aşama aşama uygulamaya koymalıdır
Bu eylem planı içinde şunlar olabilir:

1- Garanti Anlaşmasının çiğnenmesi BM ve NATO gündemlerine taşınabilir,
2- Başta Mari Deniz üssü olmak üzere, Rum ticari limanlarına kuşatma uygulanabilir,
3- Başta Baf üssü …
[15:34, 29.01.2025] Cihat Yaycı: Yunan medyasında yayımlanan ve Yunanistan’ın Osmanlı hukukunu tanıyan aşağıda ayrıntısıyla açıkladığımız bir adımı, Türkiye’ye mülkiyet davalarından deniz yetki alanlarına kadar geniş bir yelpazede yeni hukuki argümanlar sunmaktadır.

Emsal Kararlar Çıkarılabilir…

Türkiye, bu gelişmeyi uluslararası hukuk çerçevesinde değerlendirerek, diplomatik ve hukuki adımlar atabilir. Aynı zamanda, 12 Adalı Türkler için de mülkiyet haklarını geri kazanma yönünde yeni bir süreç başlayabilir.

Bu sürecin nasıl ilerleyeceği, Türkiye’nin bu fırsatı nasıl değerlendireceğine bağlıdır.

Yunanistan’ın en yüksek mahkemesi Areios Pagos (Yargıtay), 2022 yılında aldığı bir kararla Osmanlı hukukunu mülkiyet meselelerinde geçerli kabul etti. Bu karar doğrultusunda, Yunanistan Maliye Bakanlığı On İki Ada’daki bazı mülklerin tapularını geçersiz sayarak kamulaştırma girişiminde bulunuyor.

Özellikle küçük adalarda devletin, Osmanlı döneminde kamu toprağı sayılan bölgeleri özel mülk kabul etmemesi nedeniyle, 1991 gibi yakın tarihlerde yapılan satışlar dahi geçersiz sayılabiliyor.

Bu gelişme, Türkiye açısından önemli hukuki ve diplomatik sonuçlar doğurabilir. Yunanistan’ın Osmanlı hukukunu tanıması, Türkiye’nin On İki Ada’daki mülkiyet hakları ve deniz yetki alanlarına ilişkin yeni argümanlar geliştirmesine imkan tanıyabilir.

Hukuki Durum ve Türkiye’nin Hakları

Lozan ve Paris Antlaşmaları Çerçevesinde Durum
1923 Lozan Antlaşması kapsamında Türkiye, On İki Ada üzerindeki haklarından doğrudan feragat etmemiştir. Ancak, İtalya’nın bu adaları yönetmesini kabul etmiştir. Mübadele dışı kalan On İki Adalı Türklerin mülkiyet haklarının korunması gerekmektedir.
1947 Paris Antlaşması ile İtalya, adaları Yunanistan’a devretmiştir. Türkiye bu antlaşmanın tarafı olmamakla birlikte, adaların askerden arındırılması gerektiğini vurgulayan 14. maddeyi Yunanistan sürekli ihlal etmektedir.
Mübadele Anlaşması’nın 5. ve 9. Maddeleri, mübadele kapsamı dışında kalan Türklerin mülklerini koruma altına alıyordu. Yunanistan’ın mülkleri devletleştirme adımları, bu hükümlerin ihlali anlamına gelebilir.

Türkiye ve 12 Adalı Türkler İçin Olası Avantajlar
Mülkiyet Davaları Açılabilir: Yunan makamlarının Osmanlı hukukunu resmi olarak tanıması, Türkiye’den göç etmek zorunda kalan 12 Adalı Türklerin mülkiyet haklarını geri almak için dava açmasının önünü açabilir.

Türkiye’nin Egemenlik İddiaları Güçlenebilir: Osmanlı hukukuna dayanılarak alınan kararlar, Türkiye’nin Lozan ve Paris Antlaşmaları çerçevesinde haklarını yeniden gündeme getirmesine neden olabilir.

Deniz Yetki Alanları İçin Hukuki Avantaj Sağlayabilir: Osmanlı tapularının geçerli sayılması, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de Osmanlı dönemindeki haklarını hukuki bir argüman olarak öne sürmesine yol açabilir.

Emsal Kararlar Çıkabilir: Türkiye merkezli vakıflar ve bireysel başvurularla Osmanlı dönemine dayanan mülkler için Yunanistan’da dava açılabilir.

Yunanistan’ın Çifte Standart Uyguladığı Gösterilebilir: Yunanistan, Osmanlı hukukunu kendi lehine kullanırken, Batı Trakya Türklerinin mülkiyet haklarını Osmanlı hukukuna göre tanımamaktadır. Türkiye bu çifte standardı uluslararası alanda gündeme taşıyabilir.

Bu Yazıyı Paylaş
Bir yorum bırakın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir