
90 yıl önce bugün Türkiye’de yapılan seçim sonrasında 17; daha sonra yapılan ara seçim sonucunda da 1 kadının daha dahil olmasıyla toplam 18 kadın milletvekili Meclis’te yerini almıştır.
Tanzimat Dönemi’nde (1839-1876) kadınların hakları konusunda ilk adımlar atılmış, daha önce kurulan sıbyan mekteplerinin yanı sıra rüştiye, idadî ve sultanî gibi ortaöğretim seviyesinde eğitim almaları mümkün hale gelen kız çocukları, Darülmuallimat (kız öğretmen okulları), Ebe Okulları ve Kız Sanayi Mektepleri gibi eğitim kurumlarının açılmasıyla başta öğretmenlik mesleği olmak üzere çalışma hayatında yer alabilecekleri eğitimleri alma fırsatını elde etmişlerdir. İnas Darülfünun’unun açılmasıyla üniversite eğitimini de almaya başlamışlardır. Bilhassa İkinci Meşrutiyet ile birlikte sayıları artan kadın dergi ve gazeteleri ile bilinçlenen kadınlar, haklarını elde etmek için talepte bulunmaktan geri durmamışlardır. Kadın, Hanımlar Alemi, Seyyale, Genç Kadın, Firuze, Hanım, Mefharet, Demet gibi adlarla çıkan süreli yayınlar içerisinde Kadınlar Dünyası dergisi en etkili ve uzun soluklu olanıdır. Bu süreli yayınlarda çıkan yazıları okuyarak bilinçlenen ve sonrasında eğitim kurumlarında aldığı eğitimlerle gelişen Türk kadınları, eğitim haklarından sonra önce ülkenin bağımsızlığı için çalışmış, Millî Mücadele’nin zaferle sonuçlanmasından sonra da siyasî haklarını elde etmek için mücadele etmeye başlamıştır. Bütün bu adımların atıldığı dönemler; Balkan Savaşları, Birinci Dünya Savaşı ve Millî Mücadele dönemlerine denk geldiği için ilerleme hususunda savaş dönemlerinin sıkıntıları gelişmelerin yavaş adımlarla ilerlemesine neden olmuştur.
1923 yılı Nisan ayında “Întihâb-ı Mebusan Kanunu”nun görüşüldüğü sırada kadınlara seçme hakkının verilmesi konusu gündeme gelmişse yaşanan tartışmaların neticesinde bu hakkın verilmesi kabul edilmemiştir. Millî Mücadelenin zaferle sonuçlandırılmasının ardından 16 Haziran 1923’te Nezihe Muhittin’in liderliğinde Kadınlar Halk Fırkası adıyla bir siyasî parti kurma çalışmaları başlamış, fakat henüz siyasî partisi olmayan Türkiye için bu çalışma erken bir hareket olarak görülerek resmî izin verilmemiştir. Bunun üzerine bu hareket 7 Şubat 1924’te Türk Kadınlar Birliği adıyla bir Sivil Toplum Kuruluşu olarak çalışmalarını sürdürmeye karar vermiş ve bugün 100 yıllık mirasa sahip bir oluşuma evrilmiştir.
Kadınların Türkiye’de seçimlerde yer alma süreci 3 Nisan 1930’da kabul edilen Belediye Kanunu ile başlamıştır. Bu kanuna göre kadınlar ilk kez Belediye seçimlerinde seçme ve seçilme hakkını elde etmişlerdir. 26 Ekim 1933’te ise Köy Kanunu’nun 20. ve 25. Maddelerinde yapılan değişiklikle muhtar ve ihtiyar meclisi seçimlerinde seçme ve seçilme hakkını elde eden kadınlar için siyasi hakları hususunda son bir adım olarak milletvekili seçme ve seçilme hakkı kalmıştı. Mustafa Kemal Atatürk’ün öncülüğünde başlayan süreç, 5 Aralık 1934’te dönemin Başbakanı İsmet İnönü ve 191 milletvekilinin 1924 tarihli Teşkilât-ı Esasiye Kanunu’nun 10. ve 11. Maddelerinin değiştirilmesine ilişkin kanun teklifi vermesiyle yapılan oylama neticesinde kadınlar, milletvekili seçme ve seçilme hakkını elde etmişlerdir. Kanunda yapılan değişiklikle kadın-erkek her Türkün seçme yaşı 22, seçilme yaşı 30 olarak belirlenmiştir.
8 Şubat 1935’te yapılan seçimlere İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük şehirlerde %80’lere varan katılımın olması ve söz konusu şehirlerde oy verenlerin %48’e yakının kadınlardan meydana gelmesi oldukça umut verici bir tabloydu. 1935 yılı seçim sonuçlarına göre, 399 milletvekilinden 17’si kadın milletvekiliydi: Mebrure Gönenç (Afyonkarahisar), Hatı Çırpan (Ankara), Türkan Örs Baştuğ (Antalya), Sabiha Gökçül Erbay (Balıkesir), Şekibe İnsel (Bursa), Huriye Öniz Baha (Diyarbakır), Fatma Memik (Edirne), Nakiye Elgün (Erzurum), Fakihe Öymen (İstanbul), Ferruh Güpgüp (Kayseri), Bahire Bediş Morova Aydilek (Konya), Mihri Bektaş (Malatya), Meliha Ulaş (Samsun), Esma Nayman (Seyhan), Sabiha Görkey (Sivas), Seniha Hızal (Trabzon), Benal Nevzad İstar Anman (İzmir). 1936 yılı başında vefatlar nedeniyle boşalan milletvekilli sandalyeleri için yapılan ara seçimde ise Çankırı Milletvekili olarak seçilen emekli öğretmen Hatice Özgenel ile bu sayı 18’e çıktı. Seçilen kadın milletvekillerinin beşi okul müdürü, altısı Belediye Meclisi üyesi, ikisi çiftçi ikisi öğretmen, biri muhtar, biri doktor, biri de emekli eğitimciydi.
1 Mart 1935’te çalışmalarına başlayan V. Dönem TBMM’ye katılan kadınlar, Türkiye’de öncü rol oynamış kadınlardan olmuşlardır. Hükümet Programının 7 Mart’ta okunmasından sonra, program hakkındaki görüşlerini söylemek için söz alan Erzurum Milletvekili Nakiye Elgün,“…..Türk Hükümetine itimat beyan eden arkadaşlar arasında bulunmak şerefinin bize verilmiş olmasından dolayı duyduğumuz sevinci ifade etmeye çalışırken belki söz bulamıyorum… Bize bu güzel günler ve güzel anları yaşatmış olan ta ilk gününden beri bize rehberlik eden Ulu Gazimiz Atatürk Hazretlerine büyük bir heyecan içinde olduğumdan memnu kelimeler kullanıyorum. Çünkü şu anda dünyada belki pek nadir olarak hissedilebilecek heyecanı duyanlardan biriyim…” diye durgularını ifade etmiştir.
Mecliste yer alan kadın milletvekillerinin görevleri süresince, bütçe görüşmeleri başta olmak üzere eğitim, sağlık, çalışma şartlarının iyileştirilmesi gibi konularda görüşlerini belirtmekle beraber bilhassa kızların eğitim seviyelerinin yükselmesi için çalışmalar yapılmasına dikkat çeken konuşmalar yaptıkları görülmektedir.
Türkiye Cumhuriyeti’nde kadınların siyasî haklarını elde etme süreci 1930’larda başlamış ve 1934’te milletvekili seçme seçilme hakkını elde etmeleri ile taçlanmıştır. 8 Şubat 1935 tarihinde gerçekleştirilen seçimlerde ilk kez kadınların Meclis’te yer almasıyla 90 yıl önce bugün Meclis’te kadının sözü de kürsüde yer almaya başlamıştır. Kadınların Meclis’teki sayılarının yanı sıra etkinliğinin de artması temennisiyle bu önemli adımın yıldönümü kutlu olsun.