MİLLİ SAVUNMA BAKANLIĞINA ATFEDİLEN AÇIKLAMA SIKINTILIDIR
MİLLİ POLİTİKA DEĞİŞTİ Mİ?
SABAHATTİN İSMAİL
Rum yönetimi başkanı Hristodulidis,
Exxon Mobil-Qatar Energy’nin, Kıbrıs adası sözde MEB alanında, sözde 5. Parseldeki sondajının başladığını açıkladı
Daha önce Rum yönetimi adına sondaj ve sismik araştırma yapan 7 gemiyi, donanmamızın müdahalesi ile engelleyen Anavatan Türkiye, bu kez herhangi bir engelleme yapmadı
Daha önce benzer sondajlar gündeme geldiğinde birçok uyarı açıklaması yapan Anavatan Dışişleri Bakanlığı da bu kez hiçbir uyarı ve protesto açıklaması yapmadı
Aynı şekilde, sözde 5. Parseldeki sondaj hazırlıkları konusunda en son 29 Aralık 2024’de sert bir uyarı açıklaması yaparak
“bu provokasyondur, karşılık veririz, gerekeni yaparız” diyen KKTC Dışişleri Bakanlığı da sondaj başlamasına karşın bu kez sessiz kaldı
MSB AÇIKLAMASI
Israrlı eleştirilerden sonra sadece, kim olduğu bilinmeyen “Milli Savunma Bakanlığı kaynakları”na atfen, ancak 5 gün sonra bir açıklama geldi
Rum yönetiminin, gasp ettiği ve Kıbrıs Türk Halkının da eşit hakkı bulunan sözde 5. parselde başlattığı sondajla ilgili olarak, “MİLLİ SAVUNMA BAKANLIĞI KAYNAKLARI !” önceki gün şu açıklamayı yaptı:
“GKRY tarafından yayımlanan seyir ikazı, Deniz Yetki Alanımızın dışında ve 11,5 mil yani yaklaşık 22 kilometre güneyinde bulunmaktadır. Bu kapsamda, bahse konu geminin 19 Ocak 2025 tarihinde başlayan faaliyetlerini yakından takip etmekteyiz. Ülkemizin ve KKTC’nin hak ve menfaatleri kararlılıkla savunulmaya devam edilecek, kıta sahanlığımıza karşı yapılacak ihlal sahada derhal engellenecektir. Devletimiz herkesten fazla bilir. Konuyu tüm boyutlarıyla değerlendirerek atılması gereken adımları belirler. Zamanı gelince o adımları atar.”
MSB AÇIKLAMASI SIKINTILIDIR
Geçmiş uygulama ve resmi açıklamalar göz önünde bulundurulursa bu açıklama iki nedenle sıkıntılıdır:
1- Açıklamada Rum yönetimi adına sondaj yapılacak noktanın, sözde 5. Parselin Güney kısmında, yani, TC Kıta sahanlığı dışında olduğu ifade edilmiştir.
Ne ki, konu sadece bu değildir.
Rum yönetimince parsellenen tüm diğer sahalarda olduğu gibi, bu sahada da adanın 2 egemen eşit Halkından biri olan Kıbrıs Türk Halkının eşit hakkı ve eşit payı vardır ve bu hak gasp edilmektedir
Bu hakkımız, Kıbrıs Türk Halkının, adanın iki sahibinden ve Kıbrıs Cumhuriyeti’ni kuran iki egemen eşit kurucu Halktan biri olmasından kaynaklanmaktadır
Nitekim, TC-KKTC Dışişleri Bakanlıkları en sonuncusu 29 Aralık 2024’de, yani 1 ay önce olmak üzere bugüne dek yaptıkları birçok açıklamalarda bu gerçeği vurgulayarak Rum yönetiminin sondaj ve sismik araştırma faaliyetlerini kınamış, provokasyon olarak nitelemiş ve gasp girişimlerine asla izin verilmeyeceğini duyurmuştur.
29 Aralık 2024 tarihli açıklama, TC Dışişleri Bakanlığı tarafından BM Belgesi olarak BMGK üyeleri ile BM Genel Sekreterine de dağıtılmıştır
Belirlenen milli politika gereği olarak, Türk donanması, bugüne dek, hakkımız olan sahalarda sondaj veya araştırma yapmak isteyen Fransa, İtalya, Güney Kore gemilerini tam 7 kez engellemiştir.
Bugüne dek uygulanan MİLLİ POLİTİKA bu iken, şimdi “5. PARSELDE SONDAJ YAPILACAK NOKTA, TC KITA SAHANLIĞI DIŞINDADIR” diye açıklama yaparak, durumun vahametini gizlemek, sessizliğe mazeret üretmek, ve bölgede Kıbrıs Türklerinin eşit hakkı olduğuna hiç değinmemek, bir politika değişikliği olduğu anlamına mı geliyor?
Daha önce gösterilen sert tepkilere karşın, bu kez sessiz kalınarak Kıbrıs Türk Halkının eşit hakkının gasp edilmesi anlamına gelen Rum sondajına seyirci kalmak kabul edilemez.
Açıklamayı yapanları, TC-KKTC Dışişleri Bakanlıklarının bu konuda geçmişte yaptıkları açıklamaları, uyarıları ve donanmamızın fiili önleme uygulamalarını okumaya davet ediyorum.
Sorıyorum:
Geçmişteki fiili engellemelerimiz ve uyarı açıklamalarımuz yanlış mıydı?
Eğer bugüne dek savunulan MİLLİ POLİTİKADA bir yanlışlık varsa ve o nedenle şimdi bir değişiklik yapıldıysa, Türk Ulusuna açıklanmalıdır. Bunu bilme hakkımız vardır.
2- Kanımca 2. sıkıntılı husus ise şudur:
Sözde 5.parselde enerji yatağı tektir. Rum yönetiminin yapacağı sondaj, Türk Kıta Sahanlığının güneyinde bile olsa, Türk Kıta
Sahanlığı içinde kalan yatakdan da çekim yapılacaktır
Konunun uzmanı olan müstafi tümamiral Cihat Yaycı, bu konuyu vurgulayan birçok uyarı yapmaktadır.
O nedenle TC’nin bir anlaşma olana kadar ya Rum sondajını önlemesi, ya da 5. parselin Türk Kıta sahanlığı içinde kalan bölümünde sondaj yapması gerekir
Devamla, eğer engelleme yapılmayacak ve sözde 5. Parsel ile ihalesi yapılan diğer sözde parseller Rum yönetimine terk edilecekse, o zaman KKTC’nin Kıta Sahanlığı içinde parsellenen ve TPAO’ya kazı yetkisi verilen sahalardan birinde veya Rumun sondaj yaptığı noktanın dibinde KKTC adına sondaj yapılmalıdır.
- PARSELDE HAKKIMIZ VAR MI?
Rum yönetiminin ilan ettiği sözde Münhasır Ekonomik Bölgede yaptığı parsellerde hakkımızın olmadığına ilişkin bazı yorumlar okudum
Bu iddia doğru değil.
Rum yönetimi, adanın iki eşit sahibi halkından biri olarak bizimle bir paylaşım anlaşması yapmadığı sürece, Kıbrıs adası Kıta sahanlığının her noktasında eşit hakkımız vardır.
Nitekim CB Denktaş, CB Talat, CB Eroğlu, CB Akıncı ve CB Tatar döneminde sürekli olarak Rum yönetimine bu konuda 4 maddelik bir işbirliği anlaşması imzalanması önerilmiştir.
Bu öneri paketi, Kıbrıs Kıta Sahanlığı içindeki enerji kaynaklarının ve gelirlerinin ortak yönetimini ve eşit paylaşımını içermektedir.
Ne ki, kendisinin “tek meşru devlet” olduğunu iddia eden Rum yönetimi, Kıbrıs adası Kıta Sahanlığı içindeki faaliyetlerinin sözde “KIBRIS CUMHURİYETİ ” olarak kendilerinin EGEMENLİK HAKKI OLDUĞUNU iddia ederek meşru haklarımızı inkar etmiş ve önerileri ve işbirliğini reddetmiştir
Rum yönetimi, “KKTC ‘nin meşru bir devlet olmadığını ve Kıta sahanlığı da bulunmadığını” iddia etmekte ve gasp ettiği “Kıbrıs Cumhuriyeti ” sıfatı arkasına saklanarak gasp girişimini ileri götürmektedir.
Yani ne KKTC Kıta Sahanlığı sınırlarını, ne de Kıbrıs adasındaki ortaklık hakkımızı kabul etmektedir.
Bu durumda Rum yönetimi, enerji sahalarının ve kaynaklarının bölüşümü için bizimle bir ortak yönetim ve paylaşım anlaşması yapana veya KKTC Kıta Sahanlığı sınırlarını tanıyana kadar, tüm adanın Kıta sahanlığı içindeki eşit haklarımıza sahip çıkmak zorundayız
Rahatça sondaj yapmak isterse, bizimle oturup bir paylaşım anlaşması yapmak zorunda olduğu Rum yönetimine fiili uygulamalarla sagada gösterilmelidir
Bunun da yolu engelleme veya aynı noktada sondaj yapmaktır
Ya KKTC Kıta sahanlığını tanıyacaklar, ya da tüm adanın Kıta sahanlığı içindeki eşit hakkımızı kabul edecekler.
İkisini de kabul etmediklerine ve tüm enerji kaynaklarına çökmek istediklerine göre;
- Ya sondajlarını engelleyeceğiz,
- Ya kazdıkları her noktanın dibinde biz de sondaj yapacağız,
- Ya da KKTC Kıta sahanlığı içinde kendi sondajlarımızı başlatacağız.
Kıbrıs Türk Halkının hakları lafla değil, ancak sahada fiilen korunabilir.
TC-KKTC, meşru hak ve çıkarlarımızı korumak için, daha fazla gecikmeden yukarıdaki 3 seçenekten birini tercih edip harekete geçmelidir