TÜRK DEGS BÜLTEN 27/01/2025

Turk DEGS
Yazan: Turk DEGS 26 Dk. Okuma
26 Dk. Okuma

ABD

Contents
 Elon Musk’ın yeni hedefi: ABD’nin 1 cent’i tarih olabilir27/01/20252024 yılında 1 cent’in üretim ve dağıtım maliyetinin peni başına yaklaşık 3,7 cent olduğu bildirildi.ABD’de Donald Trump’ın ‘Hükümet Verimliliği Departmanı’ (DOGE) yöneticisi olan Elon Musk, maliyetleri azaltmak için yeni bir hedef belirledi: ABD’nin 1 cent’lik madeni parası, yani peni (penny).Hükümet Verimliliği Departmanı’nın X’te yaptığı açıklamada, 1 cent’lik (35 kuruş) madeni paranın üretim maliyetinin 3 cent’ten (1 lira 5 kuruş) fazla olduğunu ve 2023 mali yılında ABD vergi mükelleflerine 179 milyon dolardan (6.3 milyar TL) fazla bir maliyete neden olduğunu duyurdu. Paylaşımda, “Darphane, 2023 mali yılında 4,5 milyardan fazla peni üretti, bu da dolaşıma sokulan toplam 11,4 milyar madeni paranın yaklaşık yüzde 40’ını oluşturuyor,” dendi.AVRUPAZelenskiy: ABD’nin Ukrayna’ya askeri yardımları devam ediyor27/01/2025Donald Trump’ın ikinci dönemine başlamasıyla birlikte ABD’nin Ukrayna’ya yönelik askeri yardımlarının geleceği belirsizliğini koruyor.ABD’nin yeni Dışişleri Bakanı Marco Rubio’nun dış yardımları 90 günlüğüne durduracağını açıklamasının ardından Ukrayna’ya yönelik askeri yardımların geleceği konusunda soru işaretleri ortaya çıktı. Ancak Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy, ABD’nin Kiev’e askeri yardımının devam ettiğini açıkladı.Zelenskiy insani yardımın durdurulup durdurulmadığı konusuna açıklık getirmezken, Ukrayna’nın askeri ihtiyaçlarının yaklaşık yüzde 40’ı için ABD’ye güvendiği belirtiliyor.Kiev’de düzenlediği basın toplantısında Zelenskiy, “Ben askeri yardıma odaklandım, Tanrı’ya şükür durdurulmadı,” dedi.Başkan Donald Trump’ın ikinci dönemine başlamasıyla birlikte ABD’nin Ukrayna’ya yönelik yardımlarının geleceği belirsizliğini koruyor.Amerikalı lider, 2022’de Putin’in on binlerce asker göndermesinden önce, ülkenin doğusunda Kiev güçleri ile Moskova’ya bağlı ayrılıkçılar arasında çatışmalar artarken, kendisi görevde olsa Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesine izin vermeyeceğini defalarca kez dile getirdi.Perşembe günü Fox News’e konuşan Trump, Zelenskiy’nin çatışmayı önlemek için Putin ile bir anlaşma yapması gerektiğini ifade etti.Bir gün önce de Trump, Ukrayna’daki çatışmaları sona erdirecek bir anlaşmaya varılmaması halinde Rusya’yı sert gümrük vergileri ve yaptırımlar uygulamakla tehdit etmişti.Belarus devlet televizyonu, Cumhurbaşkanı Lukaşenko’nun seçimlerde yüzde 87 oy aldığını iddia ediyorSeçim heyecanının neredeyse hiç yaşanmadığı bir kampanya sürecinin ardından Belarus’ta sandıklar kapandı. Devlet televizyonu, görevdeki cumhurbaşkanının yüzde 87 ile seçimleri kazandığını öne sürdü.Belarus’ta, görevdeki Cumhurbaşkanı Aleksandr Lukaşenko’nun yedinci dönemini de kazanmasına kesin gözüyle bakılan başkanlık seçimlerinde sandıklar kapandı. Lukaşenko, devlet televizyonunun bildirdiğine göre yüzde 87 ile seçimleri önde götürüyor.Oy verme işlemi, seçim heyecanının neredeyse hiç yaşanmadığı bir dönemin ardından başlamıştı. Başkent Minsk’te adayları tanıtan reklam panoları neredeyse yok denecek kadar azdı ve çok az kampanya yapıldı.Muhalefete baskıSovyet tarzı diktatörRusya Ukrayna’daki hedeflere bir gecede onlarca insansız hava aracıyla saldırı düzenledi27/01/2025Auschwitz Nazi ölüm kampının kurtarılmasının 80. yıl dönümü için çalışmalar sürüyor27/01/2025 Barolar Birliği Başkanı Esendağlı: Cezaların artması suçları engellemez!  Olgun: Kıbrıs şartlarına uygun değil 27/01/2025 

Kolombiya, ABD ile krize sebep olan göçmen uçaklarını kabul edecek

27/01/2025

ABD Başkanı Donald Trump’ın, gümrük vergisi ve yaptırım uygulamak için harekete geçmesinin ardından Kolombiya, ülkesine gönderilen göçmen uçaklarını kabul edeceğini söyledi.

Trump, sosyal medya platformu Truth Social’da, Kolombiya’nın “çok sayıda yasa dışı ve suçlu göçmenin yer aldığı iki uçağı kabul etmediğini” belirterek bu durumun ülkesinin ulusal güvenliğini tehdit ettiğini ifade etmişti.

Kolombiya’ya yönelik şu yaptırım ve gümrük vergisi kararı aldığını açıklamıştı:

ABD’ye gelen tüm mallara acil olarak yüzde 25 gümrük vergisi

Kolombiya hükümeti yetkilileri, bütün müttefikleri ve destekçilerine seyahat yasağı ve vizelerinin iptali

Kolombiya hükümetinin bütün parti yetkilileri, aile üyeleri ve destekçilerine vize yaptırımı

Ancak Beyaz Saray, Pazar günü geç saatlerde yaptığı açıklamada, Kolombiya’nın göçmenlerin dönmesini kabul ettiğini ve Washington’ın bu yaptırımları uygulamayacağını söyledi.

Trump 2.0: Trump’ın ikinci dönemi ilkinden nasıl farklı olacak?

ABD Başkanı Donald Trump, ofise geri döner dönmez 26 kararname imzaladı.

Aynı zamanda diyet Cola makinesi, İngiltere’nin eski başbakanı Winston Churchill’in büstü, yedinci ABD başkanı Andrew Jackson’ın portresi de Beyaz Saray’a geri döndü.

Trump, Air Force One uçağında gazetecilerin sorularını yanıtlamak gibi eski başkan Joe Biden’ın alışkanlığı olmayan bir uygulamayı da devreye soktu.

Uçakta açık olan televizyon kanalı ise CNN’den Fox News’e döndü.

Uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlayan Trump, BBC’nin sorusu üzerine, “Çoğu kişi benim için bir başkanın görevdeki en başarılı ilk haftası yorumunda bulunuyor” dedi.

Beyaz Saray: Göçmenleri sınır dışı etme uçuşları başladı

27/01/2025

Trump, Ocak 2025’te yaptığı bir konuşmada, ‘Yemin törenimden hemen sonra, Amerikan tarihindeki en büyük sınır dışı operasyonunu başlatacağız,’ demişti.

ABD Başkanı Donald Trump’ın yasa dışı göçün önüne geçmek için ülkede bulunan kaçak göçmenleri geri gönderme sözü vermesine istinaden Beyaz Saray, Cuma günü yayınladığı bir sosyal medya gönderisinde “Sınır dışı etme uçuşları başladı” mesajını paylaştı.

Bellerinden zincirlenmiş ve arkası dönük kişilerin fotoğrafının olduğu paylaşımda, “Tıpkı söz verdiği gibi Başkan Trump dünyaya güçlü bir mesaj gönderiyor: ABD’ye yasa dışı yollardan girenler ciddi sonuçlarla karşılaşacak,” açıklamasına yer verildi.

ABD’nin 47. Başkanı olarak seçilen Trump, Beyaz Saray’a döner dönmez yasa dışı göçe karşı orduya “geri gönderme” yetkisi tanıyan bir kararname imzaladı.

Trump, Ocak 2025’te yaptığı bir konuşmada, “Yemin törenimden hemen sonra, Amerikan tarihindeki en büyük sınır dışı operasyonunu başlatacağız,” demişti.

 

Elon Musk’ın yeni hedefi: ABD’nin 1 cent’i tarih olabilir

27/01/2025

2024 yılında 1 cent’in üretim ve dağıtım maliyetinin peni başına yaklaşık 3,7 cent olduğu bildirildi.

ABD’de Donald Trump’ın ‘Hükümet Verimliliği Departmanı’ (DOGE) yöneticisi olan Elon Musk, maliyetleri azaltmak için yeni bir hedef belirledi: ABD’nin 1 cent’lik madeni parası, yani peni (penny).

Hükümet Verimliliği Departmanı’nın X’te yaptığı açıklamada, 1 cent’lik (35 kuruş) madeni paranın üretim maliyetinin 3 cent’ten (1 lira 5 kuruş) fazla olduğunu ve 2023 mali yılında ABD vergi mükelleflerine 179 milyon dolardan (6.3 milyar TL) fazla bir maliyete neden olduğunu duyurdu. Paylaşımda, “Darphane, 2023 mali yılında 4,5 milyardan fazla peni üretti, bu da dolaşıma sokulan toplam 11,4 milyar madeni paranın yaklaşık yüzde 40’ını oluşturuyor,” dendi.

AVRUPA

Zelenskiy: ABD’nin Ukrayna’ya askeri yardımları devam ediyor

27/01/2025

Donald Trump’ın ikinci dönemine başlamasıyla birlikte ABD’nin Ukrayna’ya yönelik askeri yardımlarının geleceği belirsizliğini koruyor.

ABD’nin yeni Dışişleri Bakanı Marco Rubio’nun dış yardımları 90 günlüğüne durduracağını açıklamasının ardından Ukrayna’ya yönelik askeri yardımların geleceği konusunda soru işaretleri ortaya çıktı. Ancak Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy, ABD’nin Kiev’e askeri yardımının devam ettiğini açıkladı.

Zelenskiy insani yardımın durdurulup durdurulmadığı konusuna açıklık getirmezken, Ukrayna’nın askeri ihtiyaçlarının yaklaşık yüzde 40’ı için ABD’ye güvendiği belirtiliyor.

Kiev’de düzenlediği basın toplantısında Zelenskiy, “Ben askeri yardıma odaklandım, Tanrı’ya şükür durdurulmadı,” dedi.

Başkan Donald Trump’ın ikinci dönemine başlamasıyla birlikte ABD’nin Ukrayna’ya yönelik yardımlarının geleceği belirsizliğini koruyor.

Amerikalı lider, 2022’de Putin’in on binlerce asker göndermesinden önce, ülkenin doğusunda Kiev güçleri ile Moskova’ya bağlı ayrılıkçılar arasında çatışmalar artarken, kendisi görevde olsa Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesine izin vermeyeceğini defalarca kez dile getirdi.

Perşembe günü Fox News’e konuşan Trump, Zelenskiy’nin çatışmayı önlemek için Putin ile bir anlaşma yapması gerektiğini ifade etti.

Bir gün önce de Trump, Ukrayna’daki çatışmaları sona erdirecek bir anlaşmaya varılmaması halinde Rusya’yı sert gümrük vergileri ve yaptırımlar uygulamakla tehdit etmişti.

Belarus devlet televizyonu, Cumhurbaşkanı Lukaşenko’nun seçimlerde yüzde 87 oy aldığını iddia ediyor

Seçim heyecanının neredeyse hiç yaşanmadığı bir kampanya sürecinin ardından Belarus’ta sandıklar kapandı. Devlet televizyonu, görevdeki cumhurbaşkanının yüzde 87 ile seçimleri kazandığını öne sürdü.

Belarus’ta, görevdeki Cumhurbaşkanı Aleksandr Lukaşenko’nun yedinci dönemini de kazanmasına kesin gözüyle bakılan başkanlık seçimlerinde sandıklar kapandı. Lukaşenko, devlet televizyonunun bildirdiğine göre yüzde 87 ile seçimleri önde götürüyor.

Oy verme işlemi, seçim heyecanının neredeyse hiç yaşanmadığı bir dönemin ardından başlamıştı. Başkent Minsk’te adayları tanıtan reklam panoları neredeyse yok denecek kadar azdı ve çok az kampanya yapıldı.

Lukaşenko’nun kendisi bile sürece ilgisiz görünüyordu. Bu hafta başında devlet tarafından işletilen bir araba üretim tesisinde “Seçim kampanyasını takip etmiyorum,” dedi. “Hiç zamanım yok.”

Sıklıkla ‘Avrupa’nın son diktatörü’ olarak adlandırılan 70 yaşındaki Lukashenko, 1994 yılından bu yana Belarus’u yönetiyor.

Siyasi muhaliflerinin çoğu ya hapse atıldı ya da yurtdışına kaçtı.

Sürgünde yaşayan Belaruslu Darja Rudkova, “Belarus’ta depresif bir ruh hali var. Eskiden aktif olarak protesto eden ve siyasi görüşlerini ifade eden insanların çoğu artık sindirilmiş durumda,” diyor.

2020’deki son seçimde Lukaşenko oyların yüzde 80’ini alarak galip ilan edilmişti. Bu durum oylamada hile yapıldığı suçlamalarını, aylarca süren protestoları ve 65.000 kişinin tutuklanmasına yol açan sert bir baskıyı tetiklemişti.

Muhalefet figürleri hapse atılmış ya da kaçmak zorunda kalmıştı.

Bu kez, ülkenin yedi milyon kayıtlı seçmeni beş aday arasında seçim yapabilecek. Adaylardan yalnızca biri Lukaşenko’nun yönetimini ve Belarus’un Rusya ile yakın bağlarını eleştiriyor.

Bağımsız aday Anna Kanapatskaya, “Belaruslular ve Belarus özgür, bağımsız, demokratik bir ülkede yaşamayı hak ediyor. İnsan haklarına saygı duyulan bir geleceğe sahip olmayı hak ediyorlar,” diyor.

“Polis memurlarıyla kavga etmiyorum çünkü bu bir suç. Ancak bu, ülkenin mevcut yönetiminin politikalarını desteklediğim anlamına gelmiyor.”

Lukaşenko’nun altıncı dönemi olan mevcut görev süresi yaza kadar dolmayacak ama seçimleri ağustos ayından Belarus’ta sert soğukların yaşandığı ocak ayına çekmeyi tercih etti.

Belaruslu siyasi analist Valery Karbalevich’e göre bu, göstericilerin seçim sonuçlarını protesto etmek için sokaklara dökülmesini engellemeye yönelik hesaplanmış bir girişim.

Karbalevich, “Dondurucu ocak ayında kitlesel protestolar olmayacak,” diyor.

Muhalefete baskı

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in yakın müttefiki olan Lukaşenko, Belarus’taki iktidarını sürdürmek için Moskova’dan aldığı sübvansiyonlara ve siyasi desteğe güveniyor.

Yıllar boyunca Kremlin’le daha fazla sübvansiyon için pazarlık yapan Lukaşenko, ülkesindeki baskıyı hafifleterek zaman zaman Batı’yı yatıştırmaya çalıştı. Ancak bu taktik, 2020 seçimlerinin ardından muhalefeti şiddetle bastırmasının ardından sona erdi.

On binlerce Belaruslu tutuklandı ve binlercesi de devletin geniş kapsamlı baskısı sırasında polis güçleri tarafından dövüldü. Buna paralel olarak yüzlerce bağımsız medya kuruluşu ve STK kapatıldı ve yasadışı ilan edildi.

Bunun üzerine Batı, Belarus’a yaptırım uyguladı. Ülkeye yönelik bu tür yaptırımlar, Rusya’nın 2022’de Ukrayna’yı tamamen işgal etmesi nedeniyle Avrupa’nın Moskova’ya uyguladığı yaptırımları delmek için komşusunu kullandığının tespit edilmesinin ardından yoğunlaştı.

Halihazırda Belarus’ta Lukaşenko’nun kendisi de dahil olmak üzere 287 kişi ve 39 kuruluş AB tarafından yaptırıma tabi tutulmuş durumda.

Cuma günü Avrupa Komisyonu, seçimleri “tam bir düzmece” olarak nitelendirdi.

Komisyon’un dış ilişkilerden sorumlu sözcüsü Anitta Hipper, “Kimin kazanacağı belli olan seçimler seçim değildir,” dedi.

“AB Belarus halkını desteklemeye devam ediyor. Ayrıca rejim üzerinde baskı kurmaya da devam ediyoruz.”

Komisyon geçen ay yaptığı açıklamada Belarus’taki sivil toplumu desteklemek üzere 30 milyon euro ve 2020’den bu yana 140 milyon euro sağladığını söylemişti.

Muhalefetten geriye kalanlara gelince, insan hakları aktivistleri ülkede yaklaşık 1.300 siyasi mahkûmun parmaklıklar ardında tutulduğunu belirtiyor. Ülkenin önde gelen insan hakları grubu Viasna’nın kurucusu Nobel Barış Ödülü sahibi Ales Bialiatski de bunlar arasında.

Uluslararası Af Örgütü Doğu Avrupa ve Orta Asya Direktörü Marie Struthers, “Yetkililer tüm muhalefete karşı acımasız bir kampanya yürüterek boğucu bir korku iklimi yarattı ve hükümete meydan okuyan her şeyi ve herkesi susturdu,” diyor.

Sovyet tarzı diktatör

Belarus 1991 yılında dağılana kadar Sovyetler Birliği’nin bir parçasıydı. Bu 9 milyon nüfuslu Slav ülkesi Rusya, Ukrayna, Letonya, Litvanya ve Polonya arasında sıkışmış durumda ve bunlardan son üçü NATO üyesi.

Eski bir devlet çiftliği müdürü olan Lukaşenko ilk kez 1994 yılında, kaotik serbest piyasa reformlarının ardından yaşam standartlarındaki feci düşüş karşısında halkın öfke dalgasına kapılarak seçtiği bir isim. Yolsuzlukla mücadele edeceğine söz verdi.

Sovyetler Birliği’nin açık bir hayranı olan Lukaşenko’nun hükümeti ekonomi üzerinde Sovyet tarzı kontrolleri uyguluyor ve Rusça lehine Belarusça dilinin kullanılmasını aktif olarak engelliyor. Lider ayrıca ülkeyi kırmızı-beyaz ulusal bayrağını terk etmeye ve bir Sovyet cumhuriyeti olarak kullandığına benzer bir bayrak kullanmaya zorladı.

Belarus’un en üst düzey güvenlik teşkilatı, Sovyet dönemindeki KGB (Komitet Gosudarstvennoy Bezopasnosti) adını koruyarak korku yayıyor. Ayrıca Avrupa’da idam cezasını uygulayan tek ülke. İnfazlar başın arkasından silahla vurularak gerçekleştiriliyor.

Şubat 2022’de Lukaşenko, Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmek için Belarus topraklarını kullanmasına izin verdi ve daha sonra Rusya’nın bazı taktik nükleer silahlarına ev sahipliği yapmayı kabul etti.

Rusya Ukrayna’daki hedeflere bir gecede onlarca insansız hava aracıyla saldırı düzenledi

27/01/2025

Rusya, Ukrayna’daki hedeflere en az 61 insansız hava aracı fırlatırken, Ukrayna güçleri bunların 46’sını düşürdüğünü doğruladı.

Rusya, Cuma gecesi ve Cumartesi sabah saatlerinde Ukrayna’ya en az 61 insansız hava aracı (İHA) fırlatırken, Ukrayna güçleri insansız hava araçlarının 46’sını ve uçaklardan fırlatılan iki Rus füzesini düşürdüğünü doğruladı.

Yerel medyaya göre İHA’ların düşürüldüğü bölgeler arasında Odesa, Harkov, Sumi, Donetsk ve Zaporijya bulunuyor.

Kiev bölgesinde duyulan patlamalar Vyshneve kasabasında ve Fastiv bölgesindeki bir yerleşim yerinde hasara yol açtı.

Vyshneve’de kısmen dolu olan dokuz katlı bir konut binası isabet alındı. Acil durum ekipleri aralarında iki çocuğun da bulunduğu beş kişiyi kurtardı. Olayda ölen ya da yaralanan olmadığı bildirildi.

Yeni inşa edilmiş bu binanın dördüncü katından sekizinci katına kadar balkonlar yıkılmış, pencere çerçeveleri parçalanmış ve girişteki merdivenin tavanı çöktü.

42 kişilik bir kurtarma ekibi, binanın girişlerini inceledi ve güvenli olmayan yapıları söktü. Bölgesel askeri yönetime göre, komşu binalar da hasar gördü.

Bina sakinlerinin temsilcisi Volodimir, “Tanrıya şükür herkes hayatta,” dedi ve binanın hızla onarılabileceğini umduğunu sözlerine ekledi. “Uzmanların görüşünü aldıktan sonra en fazla bir ay içinde her şeyi restore edeceğimizi düşünüyorum.”

Rusya Savunma Bakanlığı cuma günü yaptığı açıklamada, birliklerinin Donetsk bölgesinde stratejik öneme sahip Velyka Novosilka’nın merkezine girdiğini ve aylar süren bir savaşın ardından buraya Rus bayrağını diktiğini iddia etti.

Rus birlikleri, bir ikmal merkezi olarak hizmet veren ve Donetsk bölgesindeki kilit şehirlere giden çok sayıda ikmal otoyolunun önemli bir kavşağında yer alan stratejik Pokrovsk kasabasına yavaş yavaş yaklaşıyor.

Auschwitz Nazi ölüm kampının kurtarılmasının 80. yıl dönümü için çalışmalar sürüyor

27/01/2025

Auschwitz-Birkenau’da, Nazi toplama ve imha kampının kurtarılışının 80. yıl dönümünü kutlamak üzere hazırlıklar devam ediyor.

Anma töreni 27 Ocak’ta gerçekleşecek ve törene Holokost’tan kurtulanlar, uluslararası konuklar ve Polonyalı yetkililer katılacak.

Auschwitz-Birkenau Müzesi Sözcü Yardımcısı Paweł Sawicki, “Ana anma törenleri saat 16:00’da Auschwitz-Birkenau kampının ana kapısı olan meşhur Ölüm Kapısı üzerine kurulan özel olarak inşa edilmiş bir çadırda başlayacak. Bu kapının önünde tarihi bir tren vagonu durmaktadır. Bu tür vagonlar Almanlar tarafından işgal altındaki Avrupa’nın neredeyse tamamından insanları Auschwitz’e sürgün etmek için kullanıldı,” dedi.

“Bizimle birlikte yaklaşık 50 kişinin olacağını tahmin ediyoruz. Devlet delegasyonlarının başkanları ve çeşitli uluslararası kuruluşların temsilcilerinin sayısı 60’tan fazla olacak. Çeşitli anıt alanları ve müzeleri koruyan ve bakımını yapan birçok kurumdan konuklar da hazır bulunacak. Hayatta kalanların sözlerini dinleyeceğiz ki bu son derece önemli bir şey. Burada siyasetçilerin konuşmaları yok.”

Bu ayın başlarında Polonya hükümeti, Netenyahu’nun hakkındaki Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) kararına rağmen anma törenine katılması halinde tutuklanmayacağını garanti eden bir açıklama yayınladı.

Bir cumhurbaşkanlığı yardımcısı, Polonya’nın muhalefetteki Hukuk ve Adalet Partisi’nden (PiS) Cumhurbaşkanı Andrzej Duda’nın hükümete bir mektup yazarak Netanyahu’nun 27 Ocak’taki Auschwitz anmasına katılmaya karar vermesi halinde tutuklanmamasını talep ettiğini söyledi.

Başbakan Donald Tusk’ın ofisi bir karar yayınlayarak, “İsrail liderlerinin anma törenlerine güvenli bir şekilde katılımının” sağlanacağını belirtti.

UCM geçen yıl Kasım ayında İsrail Başbakanı Netanyahu, eski savunma bakanı Yoav Gallant ve Hamas’ın askeri kanadı Kassam Tugayları’nın lideri Muhammed Deif hakkındaGazze’de 15 ay süren savaş sırasında savaş suçu ve insanlığa karşı suç işledikleri iddiasıyla tutuklama emri çıkarmıştı.

Polonya gibi UCM’ye üye ülkelerin, haklarında yakalama emri bulunan şüphelileri kendi topraklarına ayak basmaları halinde gözaltına almaları gerekiyor, ancak mahkemenin bunu uygulamak için bir yolu yok.

İsrail UCM’ye üye değil ve mahkemenin yargı yetkisine itiraz ediyor.

Mahkemenin 120’den fazla üye ülkesi var, ancak aralarında Fransa ve Macaristan’ın da bulunduğu bazı ülkeler Netanyahu’yu tutuklamayacaklarını açıkladılar.

Hatta Macaristan Başbakanı Viktor Orban, Netanyahu’yu Budapeşte’ye davet ederek tutuklama kararına karşı geleceğini söyledi.

Geçen yıl temmuz ayında Avrupa Birliği Temel Haklar Ajansı (FRA), blok genelinde antisemitizm vakalarının arttığı uyarısında bulunmuştu.

Son anket Gazze’deki savaş Ekim 2023’te başlamadan önce yapıldı ve katılımcıların yüzde 80’i anketten önceki beş yıl içinde ülkelerinde antisemitizmin arttığını düşündüklerini söyledi.

Katılımcıların yüzde 90’ı anketten önceki bir yıl içinde internette antisemitizmle karşılaştıklarını, yüzde 37’si ise gerçek hayatta tacize uğradıklarını söyledi.

İsrail ordusunun 7 Ekim 2023 Hamas saldırılarına verdiği yanıtın ardından, AB genelinde bazı kuruluşlar antisemitik olaylarda yüzde 400 artış olduğunu bildirdi.

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, “Antisemitizm toplumumuz için bir zehirdir. Bununla mücadele etmek, bunu önlemek ve kökünü kazımak hepimizin görevidir,” dedi.

Auschwitz anma törenleri, İkinci Dünya Savaşı sırasında Alman işgali altında bulunan ve Nazi Almanyası’nın en kötü şöhretli ölüm kamplarını işlettiği Oświęcim’de gerçekleştiriliyor.

Auschwitz’de 1,1 milyondan fazla insan öldürüldü. Tarihçiler bunların çoğunun, yaklaşık bir milyonunun Yahudi olduğunu söylüyor, ancak kurbanlar arasında Polonyalılar, Romanlar, Sovyet savaş esirleri ve diğerleri de bulunuyor.

Polonya’daki 3,2 milyon Yahudi’nin en az 3 milyonu Naziler tarafından öldürüldü. Bu rakam Holokost’ta öldürülen Yahudilerin yaklaşık yarısını oluşturuyor.

Holokost sırasında yaklaşık altı milyon Avrupalı Yahudi Naziler tarafından öldürüldü.

Sovyet Kızıl Ordu birlikleri 27 Ocak 1945’te Auschwitz-Birkenau’yu kurtardı ve o gün Uluslararası Holokost Anma Günü olarak anılmaya başlandı.

KKTC

 

Barolar Birliği Başkanı Esendağlı: Cezaların artması suçları engellemez!

 

27/01/2025

Halkın “Cezalar çok az, o nedenle suçlar artıyor” serzenişine Barolar Birliği Başkanı Hasan Esendağlı itiraz ediyor. KIBRIS’a konuşan Esendağlı, yapılması gerekenlere dikkat çekti.

“İstatistikler başka söylüyor”… Avukat Esendağlı, “cezalar ne kadar artırılırsa artırılsın, mahkemeler ne kadar yüksek ceza verirse versin, bu, suçları engellemek için yeterli bir yöntem değildir. Bunu defalarca ifade ettik, örnekleriyle ortaya koyduk. Suçlarda, öngörülen ceza artışlarının, mahkemelerin uyguladığı cezaların artışının suçları azaltmadığı, hatta artırdığı yönünde istatistikler mevcuttur.”  dedi.

“Ceza son aşama”… “Suçun önlenmesiyle ilgili son aşama cezalandırmadır.” diyen Başkan Esendağlı, öncelikle suçun ortaya çıkma sebeplerinin analiz edilmesi, bu sebeplerin ortaya çıkartılması için devlet politikalar geliştirmesi ve suçun önlenmesiyle ilgili güvenlik tedbirlerinin alınması gerektiğine vurgu yaptı. Esendağlı, “Ondan sonra cezalandırmadan medet umulması gerekmektedir.”  diye konuştu.

 

Olgun: Kıbrıs şartlarına uygun değil

 

27/01/2025

 

Cumhurbaşkanlığı eski baş müzakerecisi Ergün Olgun, Kıbrıs’ta federal çözümü savunanların son dönemde gündeme getirdiği gevşek federasyon tezine yönelik eleştiri yaptı.

“Dayatmayla başarı sağlanmaz”… Ergün Olgun, federasyonların devamlılık arz eden zorunluluktan kaynaklanan nedenlerle, tüm kurucu halkların birinci tercihi olarak kurulduğu zaman başarılı olacağına vurgu yaparak, BM veya dıştan dayatılan federasyonların başarılı olamayacağının altını çizdi.

“İki devletin iş birliği”… Kıbrıs’ta her iki halkın da birinci güçlü tercihinin siyasi ortaklık olmadığını anlatan Olgun, “Bütün bu nedenlerle Kıbrıs’ta, her iki tarafın da menfaatine, mevcut iki devletin meşruiyetleri ve egemenlikleri zemininde geliştirmeye açık bir iş birliği modelidir.” dedi.

ORTADOĞU

Trump, Gazze’deki Filistinlileri Mısır ve Ürdün’ün almasını önerdi

27/01/2025

ABD Başkanı Donald Trump, “yıkım alanı” olarak tarif ettiği Gazze’den Filistinlileri Mısır ve Ürdün’ün almasını istediğini söyledi.

Ürdün Kralı II. Abdullah ile cumartesi günü bir telefon görüşmesi yapan Trump, konuşma sırasında, “Daha fazlasını almanızı istiyorum çünkü Gazze Şeridi’ne baktığımda tam bir karmaşa görüyorum” dediğini aktardı.

Air Force One uçağında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Trump, “Muhtemelen bir buçuk milyon kişiden bahsediyorsunuz ve biz de tamamını temizliyoruz.

“Orada hemen her şey yok edilmiş durumda ve insanlar ölüyor. Bunun için bazı Arap uluslarıyla konuşup, barış içinde yaşayabilecekleri farklı bir yerde konut inşa etmeyi tercih ederim” dedi.

ABD Başkanı, “geçici de olabilir kalıcı da” yorumunda bulunduğu teklifle ilgili pazar günü Mısır’dan da benzer bir istekte bulunmayı planladığını belirtti.

47. ABD Başkanı teklifle ilgili daha fazla ayrıntı vermedi. Konu Beyaz Saray’ın resmi açıklamasında da yer almadı.

Ürdün ve Mısır öneriyi reddetti.

Hamas ise bu tip bir eylemin karşısında olduğunu açıkladı.

Hamas’ın Siyasi Büro Üyesi Bassem Naim BBC’ye, “Gazze Şeridi’ndeki Filistin halkımız 15 ay boyunca topraklarını terk etmeden ölüme ve yıkıma katlandı… Bu nedenle, ABD Başkanı Trump’ın tekliflerinde duyurulduğu gibi, yeniden yapılanma adı altında iyi niyetli görünseler bile hiçbir teklifi veya çözümü kabul etmeyecekler” dedi.

“Halkımız, onlarca yıldır yerinden etme ve alternatif bir vatan gibi tüm planları engellediği gibi, bu tür projeleri de engelleyecek” diye ekledi.

ABD’nin dış politikası uzun bir süredir, Filistin devletinin kurulmasını ve Gazze’nin de bu devletin kilit bir bölgesi olmasını öngörüyor. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu bu planı reddediyor.

Birleşmiş Milletler’e göre, iki milyondan fazla Filistinli mülteci halihazırda Ürdün’de yaşıyor. Bunların çoğuna vatandaşlık verildi.

Bu kişilerin çoğu, İsrail’in kuruluşu sırasında yaşanan çatışmalarda yerlerinden edilen yaklaşık 750 bin Filistinlinin torunları.

BM yetkilisi: ‘Gazze’de sadece altyapı değil, birey ve ailelerin yeniden inşası gerekiyor’

Gazze’de yaşayan iki milyon nüfusun büyük bir bölümü, bölgenin altyapısını yerle bir eden İsrail saldırılarının sürdüğü 15 aylık süreçte yerinden edildi.

Gazze’deki ateşkesin ardından bölgeye geri dönen kurtarma görevlileri ve siviller, yaşanan yıkımın boyutlarıyla yüz yüze kaldı.

Gazze Sivil Savunma Kurumu, ateşkesin ilk gününde büyük enkaz denizinde gömülü 10 binden fazla ceset olmasından endişelendiklerini açıkladı.

Sözcü Mahmud Basal BBC’ye yaptığı açıklamada, cesetleri 100 gün içinde çıkartmayı umduklarını ama buldozer ve diğer önemli ekipmanları az olduğu için büyük olasılıkla gecikeceğini söyledi.

Pazar günü başlayan ateşkesten sonra Gazze’den gelen görüntülerde, İsrail’in 15 ay süren saldırılarında, özellikle de bölgenin kuzeyindeki tam yıkım görülüyor.

Birleşmiş Milletler (BM), daha önce Gazze’deki yapıların yüzde 60’ının hasar gördüğünü ya da tamamen yıkıldığını tahmin ediyordu.

Bomba seslerinin yerini, Pazar günü başlayan ateşkesin kutlama sesleri alırken, Gazze genelinde halk çaresiz bir durumla karşı karşıya.

BM Dünya Gıda Programına (WFP) göre savaş iki milyondan fazla Gazzeliyi evsiz, gelirsiz ve yaşamak için gıda yardımlarına tam bağımlı hale getirdi.

Ateşkesten sonra derhal bölgeye yardım girmeye başladı ve BM Pazar günü en az 630 kamyon dolusu yardımın bölgeye girdiğini duyurdu. Bu, 15 ay önce başlayan savaştan sonraki en yüksek sayı oldu.

Gazze’deki BM Filistinli Mültecilere Yardım Kurumu UNRWA’nın Direktör Yardımcısı Sam Rose, yardım tedarikinin, bölgeye yeniden hayat verme mücadelesinde sadece bir başlangıç olduğunu vurguladı.

Rose “Sadece gıdadan, sağlıktan, binalardan, yollardan, altyapıdan bahsetmiyoruz. Yeniden inşa edilmesi gereken bireyler, aileler, topluluklar var” diyor.

“Son 16 ayda yaşadıkları acılar, kayıplar, yas, aşağılanma ve katlandıkları zulüm. Bu çok çok uzun bir yol olacak.”

Filistinli sağlık makamları, 15 aydan uzun süren İsrail saldırılarında 46.900’den fazla kişinin öldüğünü, 100 binden fazla insanın da yaralandığını söylüyor.

Ölü ve yaralı sayılarında sivil ve silahlı örgüt üyesi ayrımı yapılmıyor ama ölenlerin büyük çoğunluğunun kadın ve çocuklar olduğu kaydediliyor. Bu saptamayı BM de destekliyor.

Tıp dergisi Lancet’te yayımlanan, İngiltere öncülüğünde yapılan bir araştırmaya göre Gazze Sağlık Bakanlığı ölü sayısını gerçekten en az yüzde 40 daha az açıklıyor.

Gazze Sivil Savunma Kurumu, çalışanlarının yüzde 48’inin öldürüldüğünü, yaralandığını ya da tutuklandığını, araçlarının yüzde 85’inin, 21 tesisten de 17’sinin ya hasar gördüğünü ya da tamamen yok edildiğini açıkladı.

Hava saldırısı riski artık olmasa da, geriye kalan sivil savunma çalışanlarının önünde kasvetli bir iş var. Kurum üyelerinin Gazze’nin kuzeyinde çekip, BBC’yle paylaştığı fotoğraflarda, dehşet verici bir iş yaptıkları görülüyor. Ölmüş bebekleri ve çok kötü durumdaki cesetleri kaldırmak gibi.

Gazze şehrindeki 24 yaşındaki Sivil Savunma çalışanı Abdullah El Majdalavi “Her bir sokakta ölüler var. Her mahallede binaların altında cesetler var” diyor.

“Ateşkesten sonra bile, ‘Lütfen gelin, ailem enkaz altında’ diyen insanlardan çok sayıda telefon aldık.”

Gazze kentinde evinden olan 23 yaşındaki yeni üniversite mezunu Malaak Kasab, BBC’ye yaptığı açıklamada, çıkartılamayan cesetler arasında aile üyelerinin de olduğunu anlattı.

“Ailemizden çok sayıda kişiyi kaybettik ve bazıları hala yıkılmış binaların altında. Enkazların altında çok insan var, herkes bunu biliyor.”

Kasab’ın ailesinin evi, tamamen yıkılmamış ama çok ağır hasar almış bir apartmanda.

“Kapı yok, pencere yok, su yok, elektrik yok, hiçbir şey yok. Hatta ateş yakmak için odun bile. İnanılmaz” diyor.

İsrail ordusu, Gazze’nin yoğun nüfuslu alanlarından çekilme işlemine başlarken, evlerinden olmuş Gazzelilerin hareket etmesi hala tehlikeli.

İsrail ordusu, halka personele ve araçlarına yaklaşmama, Gazze sınırı etrafında oluşturulan tampon bölgeye ve Gazze’nin kuzeyini ve güneyini ayıran Netzarim koridoruna girmeme uyarısı yaptı.

İsrail ile Lübnan arasındaki ateşkes Şubat ortasına uzatıldı

27/01/2025

İsrail ile Lübnan arasında 27 Kasım 2024’te yürürlüğe giren ateşkes, Şubat ortasına uzatıldı. Ateşkes anlaşması, 60 gün içinde Hizbullah’ın Lübnan’ın güneyinden çekilmesini, Lübnan ordusunun burada kontrolü ele almasını ve İsrail güçlerinin de buralardaki mevzilerinden geri çekilmesini öngörüyordu.

Beyaz Saray tarafından 26 Ocak’ta yapılan açıklamada, “Lübnan ve İsrail arasındaki anlaşmanın 18 Şubat 2025’e kadar yürürlükte kalmaya devam edeceği” belirtildi. Ayrıca 7 Ekim 2023’ten sonra yakalanan Lübnanlı tutukluların iadesi için müzakerelere başlanacağı ifade edildi.

AFP, Lübnan’ın ateşkesin uzatıldığını açıkladığını bildirdi.

Lübnan 26 Ocak’ta, İsrail askerlerinin anlaşma gereği belirlenen bölgelerden çekilmediğini, ayrıca İsrail güçlerinin, işgal edilmiş bölgelerdeki evlerine dönmeye çalışan insanlara saldırdığını söyledi. Altı kadın ve bir askerin de aralarında bulunduğu 22 kişinin öldüğü, 124 kişinin de yaralandığı belirtildi.

İsrail de Hizbullah’ın anlaşmanın gereklerini yerine getirmediğini, dolayısıyla askerlerini geri çekmeyeceğini belirtti. Askerlerinin kendilerine tehdit oluşturan şüphelilere ateş açtığını ifade etti.

Bu Yazıyı Paylaş
Bir yorum bırakın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir